Türkiye’de ilk koalisyon nasıl kuruldu? Koalisyonlar ülkeye neler kaybettirdi?
A Haber 1961 yılında Türkiye’nin siyasi hayatına giren koalisyonlar ile ülkenin neler kaybettiğini anlatan özel bir yayın gerçekleştirdi. Türkiye’nin kayıp yılları olarak kalkınmanın, yatırımın, üretimin ve istihdamın unutulduğu halkın yok sayıldığı ve siyasi kaosun ülkeyi batırdığı zamanlarda neler yaşandığını A Haber canlı yayınına konuk olan Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Furkan Kaya anlattı.
Türkiye 2002 yılında Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakan olarak göreve başlamasıyla geçen 21 yılda istikrar ve güven ile tanıştı. Koalisyon girdabından kurtulduİ yatırım, üretim, istihdam, ihracat ve teknolojik planlarla ülke çağ atladı. Mega projeler sayesinde ülkenin altyapısı baştan aşağı yenilendi. Hastane ağı genişledi modernleşti.
Havayolları çoğaldı halkın yolu haline geldi. Bölünmüş yollar ile mesafeler kısaldı ve güvenli hale geldi. Teknoloji adımları ise ülkeyi ilke 5 sıraya taşıyan hamleler oldu. İHA/SİHA'lar, insansız hava uçakları, füze sistemleri, gemiler… Nice yerli ve milli ürün ile Türkiye hem Mavi Vatan'da hem Gök Vatan'da güvenliğini en üst seviyeye çıkardı.
Togg yollara çıktı, Kızılelma Gök Vatan'da turladı. Milli Muharip Uçak kendi gösterdi. 1 trilyon doları aşan doğal gaz hamleleri geldi, terörden temizlenen dağlardan 12 milyar dolarlık petrol fışkırdı. Bor karbür fabrikası açıldı. İşte tüm bunların hepsi güven ve istikrarın meyvesiydi. Peki tüm bunlardan önce Türkiye'de durum nasıldı? Türkiye'de ilk koalisyon nasıl kuruldu? Koalisyonlar ülkeye neler kaybettirdi? 1961-1962 yıllarında neler yaşandı?
Doç. Dr. Furkan Kaya'nın canlı yayında anlattıkları:
"İhtilal sonrası onların deyimiyle ama bizim deyimimizle tabi ki bir askeri darbe, meşru bir hükümet DP askeri cunta tarafında devrildi. Yassı Ada'daki tiyatro mahkemeleri sonucu 3 tane devlet adamı idam edilerek şehit edildi. 1961'e giden süreçte bilindiği Milli Birlik Komitesi iktidardaydı. Cemal Gürsel darbenin başı olarak yönetimdeydi ama tabi demokrasiye geçmeleri gerekiyordu.
Zaten bunlar demokrasiyi isteselerdi darbe yapmazlardı ancak bu dönemde idamlardan sonra buhranlar başladı ve acele şekilde demokrasiye geçmek istediler. Buna benim verdiğim isim: Güdümlü Demokrasi… Süngülerin, askeri cuntanın altında demokrasi gösterisi sadece. Süngü ile iktidara gelenler süngünün üzerine oturacaklarını zannettiler ama olmayınca Türkiye'nin koalisyonlar tarihinin yani 1961'den 2002'ye kadar kayıp ve karanlık yıllar yaşandı.
15 Ekim 1961'de seçimler gerçekleştikten sonra tabi bu seçimlerde tartışmalı. Burada bir düşünceye darbe yapıyorsunuz burada CHP yine siyasi süreçte var bunun yanında Demokrat Parti'nin devamı küçük partiler kuruluyor. Adalet Partisi, Yeni Türkiye Partisi ve Cumhuriyetçi Millet Köylü Partisi var. Darbeden sonra DP ortadan kalktı, o görüş ortadan kalktı CHP tek başına iktidar olacak sanıyorlar. Seçimlerde böyle bir sonuç ortaya çıkmıyor. Bu seçimde CHP yüzde 36,7 oy ile 173 vekil Adalet Partisi yüzde 34,8 ile 158 vekil CKMP 54 vekil ve YTP 62 vekil çıkarıyor. Bu partiler DP'nin devamı olarak kuruluyor. Bunların toplamı yüzde 62 yapıyor.
Bu durum milli iradenin karşı darbesidir. CHP ve içindeki darbeciler ve darbeyi destekleyenlere karşı böyle bir durum ortaya çıkmıştır. Cemal Gürsel olan oldu diyerek yola devam ederken askerler yeni müdahale peşindeydi.
Cemal Gürsel 3'lü permütasyon teklifi getiriyor. Yani AP, YTP ve CHP koalisyonu önerisi geliyor ancak köşklerde yapılan görüşmeden bu sonuç çıkmıyor. CHP, başbakanlık istiyor. Cemal Gürsel kura çekileceğini ve liderlerin 2 yıl içinde 8 ay başbakanlık yapacağını söylüyor. Dönüşümlü başbakanlık yapılacak ve kurayla olacak.
Adalet Partisi bu dönemde siyasi af istiyor ve DP'lilerin affını istiyor. Ancak bu af olayı CHP ve darbecilerin işine gelmiyor. Ama burada mesele DP'lilerin özgürlüğe kavuşma meselesiydi. Liderler sonrasında Çankaya'ya çıkıyorlar ve Cemal Gürsel'in önünde protokol imzalanıyor. Protokolde 27 Mayıs'ı kötülemeyeceksiniz, 27 Mayıs öncesini de övmeyeceksiniz yazıyor."