CHP içinde "adaylık rekabeti" mi? Parti içindeki ayrışmada kim kiminle?
Millet İttifakı'nda ibre kimden yana? Akşener ve Kılıçdaroğlu'nun 2023 planı farklı mı? İmamoğlu-Kılıçdaroğlu yarışı mı başladı? İttifakta kimlerin adaylık şansı bitti, kim kimi destekliyor? "adaylık kavgası" derinleşti mi? Gruplara bölünen CHP'de kim, hangi ismi istiyor? İmamoğlu-kılıçdaroğlu yarışı mı başladı? İttifakta kimlerin adaylık şansı bitti, kim kimi destekliyor? Gündemin öne çıkan başlıklarını A Haber canlı yayınına katılan Sabah gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu, Daily Sabah gazetesi yazarı Merve Şebnem Oruç ve hukukçu Serkan Toper değerlendirdi.
Millet İttifakı'nda aday krizi giderek derinleşiyor. Parlamenter sistem için toplanmak üzere karar alan ittifakta oturma düzeni bile kriz olurken İYİ Parti'de yola çıkan ilk isimlerin istifası deprem etkisi yaratıyor. Kılıçdaroğlu adını koymadan aday olma yolunda yürürken İYİ Parti'nin farklı planları olduğu ortaya çıkıyor. Ahmet Davutoğlu ise yeni bir ittifak için siyasi hamleler yapıyor. Gündemin öne çıkan başlıkları A Haber canlı yayınında değerlendirildi.
Okan Müderrisoğlu'nun canlı yayında öne çıkan ifadeleri:
"İsmi Millet İttifakı olan bir bileşenin milletin derdiyle dertleneceği iddiasından önce kendi derdine düşmüş olması başlı başına gelecek için bir mesaj ve soru işareti. Tek varlık sebepleri siyaseten Erdoğan karşıtlığı.
Adı güçlendirilmiş parlamenter sistem diye ifade edilen bir modele indirgemek olan bir biriyle siyaseten bir araya gelmesi imkansız olan isimlerin amaç ve çıkar birlikteliği oluşturma çabası dolayısıyla şimdiye kadar ana hatlarıyla mutabakata vardıkları ifade ettikleri sistemi anlatmak için bile hangi düzende nasıl oturacakları bugünden mesele oluyorsa bunlar ülke yönetiminde inisiyatif sahibi olsalar acaba ülke nasıl yönetilir.
Türkiye'nin etrafında olup bitenleri incelediğinizde ülkenin kaderinin maceraya atılmayacağını çok belirgin şekilde teyit eder. Ahmet Davutoğlu'nun Gelecek Partisi adına ortaya koydu bir modeliteden söz ediliyor. Davutoğlu yeni bir şey ortaya koyamadı. Böyle bir ittifaka eklemlenmek hem siyasal iddiasını hem de Davutoğlu'nda gördüğümüz siyasal ego ve ihtirası karşılamaz hem de 'Erdoğan'ın devireceğim' diye ortaya çıkan partilere payende olma gibi bir hesabını veremeyeceği bir iş olur.
Davutoğlu siyasi bir hamle yaparak yeni bir ittifak bileşeni oluşturulması gerektiğini söyledi. Dolayısıyla küçük ve büyük parti ayrımı olmaksızın bu ittifakın bundan izleyeceği yol haritası hatta seçim sonrasındaki Kabine dağılımına varıncaya kadar ağırlık merkezlerini belirlemek gibi bir misyonun olması gerektiğini belirtiyor."
Daily Sabah gazetesi yazarı Merve Şebnem Oruç'un sözleri:
"Kemal Kılıçdaroğlu gerek Ankara gerek İstanbul belediye başkanlarının bir başarı hikayesi yazması gerektiğini ifade ediyor ve adını koymadan kendi adaylığını tanımlayacak bu anlamda adresi ya da bütün yolları kendisine çıkaracak farklı siyasal beyanlarda bulunuyor. Ekrem İmamoğlu'nun son zamanlardaki "mağduriyet" algısını da esasen Kılıçdaroğlu'nun bu hamlesiyle birlikte düşünmek gerekir."
Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'iktidara gelirseniz ülkeyi nasıl yöneteceksiniz' sorusuna verdiği 'Belediyeleri yönettiğimiz gibi' cevabına bir dönmek lazım. İstanbul özelinde konuşursak 2022 bütçesi İBB'nin dikkatleri çekti. Reklama ayrılan bütçe 850 milyon lira civarında. Kentsel dönüşüm için ayrılan para ise 100 milyon civarında.
Öte yanda kültür için ayrılan 500 milyon civarı eğitim için ayrılan 390 milyon civarı işte tüm bunlarla karşılaştırdığımızda tüm bunlar neyin reklamı? Burada kültür bütçesinin ne kadarı kültüre ayrılacak. Bu da çok ayrı bir soru. Burada çok ciddi bir borçlanma var. Fransa ve Almanya banklarından alına borçlar var.
Bundan daha vahimi PKK ile İBB doğrudan ilişkisinin ortaya çıkması. Bu hakikaten korkunç ve dikkat edilmesi gereken bir durum. İşte CHP belediyeleri yönettiği gibi ülkeyi yönetirse eyvah yandık. 'Kimlere yüzde kaç kadro verilecek?' diye insan düşünmeden edemiyor insan."
Hukukçu Serkan Toper'in öne çıkan sözleri:
"Sayın Kılıçdaroğlu ile Sayın İmamoğlu arasında artık bir rekabet başladığını İstanbul kanalı üzerinden Kılıçdaroğlu'nun İmamoğlu'nun ön alma çabalarını yabancı yatırımcıların parasını ödeyemeyeceğiz diyerek bir anda sert bir çıkışla İmamoğlu'nun önüne kesti. O tarihte ben bunun İmamoğlu'na karşı bir hamle olduğunu ifade etmiştim.
Demek ki artık parti içinde sadece cumhurbaşkanlığı adaylığı üzerinden değil ertelenen CHP kurultayı bize gösteriyor ki CHP genel başkanlığı üzerinden de bir parti içinde çatışmanın başladığını çok net ifade edebiliriz.
İmamoğlu, Kılıçdaroğlu için yeter girdiğin bütün seçimleri kaybettin çekil demeye başlayacak çok yakın tarihte bunları yaşamaya başlayacağız. Kılıçdaroğlu, İmamoğlu'na dönüp diyecek ki siz bana ne sundunuz hiçbir elle tutulur proje sunamadığınız için TUİK'in önünde MEB'in önünde kameraları alıp şov yapmak zorunda kaldım.
Biz bunları duyacağız. Kurultay ne için engellendi. Tamamen Ekrem İmamoğlu ekibinin CHP içinde daha etken olmasını engellemeye yönelik."