Türkiye'de 2 darbe nasıl engellendi? 2002'de AK Parti nasıl kapatılmak istendi?
AK Parti'nin iktidara gelişi ve Türkiye’nin kaderinin değişiminin 19. yılı. Türkiye'de 19 yılda birçok dev proje hayata geçirildi. Gelişim ve kalkınma sağlandı. Peki AK Parti’nin başarı hikayesinin sırrı ne? Türkiye nereden nereye getirildi? Gelişmeleri A Haber canlı yayınına katılan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı değerlendirdi.
Hayati Yazıcı'nın açıklamalarından öne çıkanlar:
"Türk siyasi hayatının en önemli dönemeçlerinden bir tanesi 3 Kasım 2002 seçimlerdir. Türkiye'de o zamanda çok kaotik bir ortam vardı. Siyasi partilerin gündemi ayrı, siyasi kadroların gündemi ayrı dolayısıyla siyasi iktidar ile siyasal partilerle milletin gündemin örtüşmediği herkesin kendi başının çaresine baktığı bir süreçti. İşte bu süreçte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığımız çalışmalar partiye dönüştü ve o zaman seçimde ipi göğüsledi. Bu Türk siyasi hayatının önemli bir aşamasıdır.
O dönem milletin içinden gelen Recep Tayyip Erdoğan'ın önünü kesmek için toplum ve siyasal mühendisliğe soyundular. Özel müfettişler özel yargıçlar ile işlem yaptılar, o dönem ilginç şeyler yaşandı. O zaman Erdoğan ve onun ile yola çıkanlar bir an bile korkmadı ve ümitsizliğe düşmedi.
365 milletvekili ile tek başına iktidara geldik. Biz buna hazırlıklıydık çünkü çok çalışmıştık ve Türkiye'nin sorunlarına vakıftık. Ekiplerimiz vardı ve her ekip kendi alanında özel çalışmalarını yaptı ve hazır vaziyette çalışmaya başladık.
O zaman 60 sente muhtaç bir Türkiye vardı. Biz o zaman bu şekilde devraldık ve hala çalışarak üreterek yolumuza devam ediyoruz. Bizim o zaman Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın seçime katılması engellenmişti. Biz öyle bir süreçten geçtik. Kurucularımız arasında kapalı kadınlar olduğu için AYM'ye başvuru bile yapılmıştı. Bize o dönem kapatma davası bile açıldı, ilk dava odur. Seçimden 2 gün önce yani 1 Kasım 2002'de AYM toplanıp bu davanın müzakeresini yapıyor.
Neymiş, Genel Başkanı kurucu olamazmış, kurucu olamadığı için seçime girmesi tedbiren önlenmeliymiş. Böyle bir süreçte geldik biz. Ama millet bütün bu badirelere sandıkları patlatmak suretiyle gereken cevabı verdi. Biz milletimizi hiç mahcup etmedik. O günden beri hep çalıştık ve çabaladık.
Biz tüm her şeyin merkezine insanımızı yerleştirdik. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın felsefesinde ilerledik. AK Parti'nin siyasetinin merkezinde millet vardır. Yola çıkarken de bunu milletimizle paylaştık. AK Parti'nin ilk yaptığı iş Doğu ve Güney Doğu'da 1980'lerden beri uygulanan Olağanüstü Hal'i kaldırmak olmuştur. Göreve geldiğimizde Hazine tamtakırdı ve biz Hazine'yi doldurmak için gece gündüz demeden çalıştık.
AK Parti kadroları terleyen kadrolardı. Biz hiç durmadık hep yola devam ettik. Bizim sloganımızın muhatabı kendimizdir. Biz siyaseti millete hizmet etmek, milletin sorunları çözmek ve sofrasındaki ekmeği büyütmek için çalıştık.
Bizim iktidarmızda 2007 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda muhatap kaldığımız E-muhtıra karşısında o günün sorumluluğunu taşıyan liderimiz Recep Tayyip Erdoğan öncülüğündeki hükümet sağa sola kaçmamış, hemen toplanmış bildiriye karşı verilmesi gerekli tavrı belirlemiş ve hazırlanan cevabı hükümet sözcüsüyle kamuoyuyla paylaşmıştır. Tarihimizde ilk defa darbe önlenmiştir.
Çok partili siyasi hayatımız darbeler tarihidir. Hemen hepsi başarıya ulaşmıştır ama ilk darbe önleyen parti AK Parti'dir. Bunların Türkiye'ye getirdiği maliyeti bir düşünün. Bizim kadrolarımız milletin hukukunu korumak için yola çıkmış kadrolardır. Darbeyi önledik ve millete gittik. Bütün bu darbeler Türkiye'nin kalkınmasını önlemiş, geri kalmasına ve bütçesinin çarçur edilmesine sebep olmuştur. Türkiye'de iki defa darbeyi önledik.
15 Temmuz 2016. Bu alçak gaddar darbeciler, milletin silahlarını Milletin Meclisi'ne, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne ve millete karşı kullanmışlardır. Akşam başlayan darbeyi sabah olmadan millet, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan çağrısıyla önlemiştir."