Terör örgütü PKK’ya çevreci bile diyen Cumhuriyet neden milletin vakıflarını hedef alıyor?
Cumhuriyet Gazetesi vakıfları hedef aldı. Gazetenin birinci sayfasında, "Yandaş derneklere ilişkin uyarıda bulunan vali yardımcısı şikayet edilmiş, 1 yıl açığa alınmış. 'Ensar, TÜRGEV, TÜGVA paralel terör örgütü gibi'" ifadelerine yer verildi. Kandil'e gidip teröristlerle röportaj yapan gazete, PKK'yı "çevreci" gibi göstermeye çalışmıştı. Cumhuriyet Gazetesi, "PKK'lı teröristlerin yere sigara izmariti dahi atmadığı" ifadelerine yer vererek örgütü öven haberler yapmıştı. Öte yandan Eskişehir Vali Yardımcısı Salih Altun sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Cumhuriyet gazetesine sert tepki göstererek "Böylesine güzide Vakıf ve STK’lar hakkında “paralel yapı, terör örgütü” gibi mesnetsiz nitelendirmeler yapılması ve konuya ismimin alet edilmek istenmesinden büyük rahatsızlık duyduğumu açık yüreklilikle ifade etmek isterim. Kamu oyuna saygı ile duyurulur." ifadelerini kullandı. Teröristlere övgüler dizenler neden milletin vakıflarını hedef alıyor? Bu yolla neyi amaçlıyorlar? Gelişmeleri A Haber canlı yayınına katılan gazeteci Ekrem Kızıltaş, İlim Yayma Cemiyeti Genel Başkanı Yusuf Tülün, Avukat Mehmet Sarı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan değerlendirdi.
Cumhuriyet Gazetesi, Ensar, TÜRGEV ve TÜGVA gibi vakıfları terör örgütü gibi göstermeye çalıştı. Aynı Cumhuriyet, terör örgütü PKK'yı çevreci gibi göstermeye çalışmış, Savcı Kiraz'ı şehit eden teröristlerin propagandasını yapmıştı.
Cumhuriyet Gazetesi'nin hedefinde Kur'an kursları da vardı. 12 Nisan 2021 tarihli ve "Yasa dışı olarak varlığını sürdüren medreselerde Orta Çağ düzeni" başlıklı haberde, "Tevhidi Tedrisat Yasası ile 1924'te kapatılmasına karşın varlığını sürdüren medreseler, akademik çalışmalara yansıyor. 2020'de yayımlanan yüksek lisans tezlerine göre sadece Bitlis'te 13 medrese faaliyet gösteriyor" ifadelerine yer verilmişti.
Dernekleri "terör örgütü" gibi göstermeye çalışan gazete yıllardır PKK'nın yayın organı gibi hareket ediyor. Peki neyi hedefliyorlar?
Gazeteci Ekrem Kızıltaş'ın açıklamalarından öne çıkanlar:
"Cumhuriyet gazetesi tarafından yapılan bu benzetme çok şaşırtıcı değil. Bu gazetenin ve ait olduğu zihniyetin öteden beri Türkiye'de insanların bu ülkenin değerlerine uygun bir şekilde yetiştirilmesi için faaliyet gösteren bu türden kuruluşların hedef olarak aldığı sürekli olarak ufak tefek konuları büyüterek bunlara çeşitli şekilde saldırdığı biliniyor.
Bugüne yönelik başka haber bulamadıkları için çok önemli gelişmeler olsa da bunlara ülke yanlısı olmayı gerektiğinden bugün de neler yapabiliriz diye bakıp geçmişte yaşanmış bir olay üzerinden Bitlis'te vali yardımcılığı yapmış bir kişinin söyledikleri sözler üzerinden böyle bir manşet atmışlar.
Burada kullanılan söz ilginç "Paralel Terör Örgütü" gibi bir söz aklımıza FETÖ'yü getiriyor. İşin tuhaf tarafı şu ENSAR, TÜRGEV ve TÜGVA gibi kuruluşların tamamı vaktiyle FETÖ'nün en çok düşmanlık ettiği ve engellemeye çalıştığı ve yok etmeye çalıştığı kuruşulardır.
Bugün bu kuruluşların ismini öne çıkarıp bunlara paralel terör örgütü damgasını vurmaya çalışmanın arka planında Cumhuriyet gazetesinin FETÖ'nün gerek dışardaki gerek gerekse içerideki kripto mensuplarıyla kol kola girdiğini ve onlarla iş birliği yaparak milletin çocuklarına hizmet eden nasıl karalarız anlayışı konusunda iş birliği yaptıklarını gösteriyor.
ENSAR, TÜRGEV ve TÜGVA'nın hiçbir şekilde terörle alakaları olmadığı gibi vaktiyle bu kuruluşlar FETÖ yapılanmasına karşı gençleri uyaran onların elinden kurtarmak için elden gelen gayreti gösteren kuruluşlardır. Türkiye genelinde hemen hemen bütün illerde faaliyet gösteren bu kuruluşların terör T'si bile alakası olmadığını milletimizin her ferdi bilir.
Cumhuriyete'e göre milletin değerlerine göre yetişen gençler pek hoş olmadığı için bu işi yapan kuruluşları hedef tahtasını oturtup çamur atmaya çalışıyorlar. Ama bu yaptıkları ancak kendi taraflarındaki 3-5 kişinin yüreğindeki yağı soğutur ama eninde sonunda milletimiz onlara gereken mesajı verir.
Bu gazete bu devleti yıkmak isteyenlere destek veren ve onların arzularına göre yayın yapan bir gazeteye dönüştü. FETÖ'nün kendini hizmet hareketi diye yutturduğu dönemlerde onlara da böyle yaklaşıyordu. Ancak FETÖ ne olduğu ortaya çıktıktan sonra onlara destek olduğu ortadır."
İlim Yayma Cemiyeti Başkanı Yusuf Tülün'ün öne çıkan ifadeleri:
"Son günlerde görüyoruz ki şer güçler tabirini kanıksadık ama ittifaklar öyle geniş alanlara yayıldık ki ben artık bu işi FETÖ'nün bizzat organize ettiğine inanıyorum. İlim Yayma Cemiyeti zamanında FETÖ'nün kuruma sızma hareketlerine karşı müthiş bir direnç ortaya koymuş ve asla onların yanında yer almamış bir kuruluştur.
Bir tarafta 10 büyükelçi açıklama yaparak devlete ayar çekmeye çalışır. Bir tarafta başka işler çevirirler şimdi bizi karıştırmak için kendi alanlarında iş yapanları hedefe koyarak milletin gözünden düşürmek ortalığı karıştırmak gibi bir eylem ile karşı karşıyayız.
İlim Yayma Cemiyeti eğitimden başka hiçbir şey ile ilgilenmemiş bir kuruluştur. 70 yıldır bunula meşgul olmaktadır. Bizim gibi kurum kuruluşlar ve vakıflar mutlaka denetlenen yerlerdir. Biz hesapsız sorgusuz sualsiz değiliz. Yaptığımız her işin hukuka uygunluğuna dikkat ederiz. Bu tür iftiralara karşı hukukçu arkadaşlarımız gereğini yapıyor. Tazminat dahil her türlü takibi yapıyorlar.
81 ilde bayrağını dalgalandıran 70 yıldır evlatlarına hizmet veren İlim Yayma Cemiyeti ve diğer kuruluşların hedefi milletin evlatlarına eğitim vermek kurda kuşa yem etmemek korumak ve korumak yeni bilgilerle onları dünyaya en iyi şekilde hazırlamaktır. Biz Allah'ını bilen peygamberini tanıyan gençler yetiştirmek için çalışıyoruz.
Biz yoksullara sahip çıkarız, köyünden çıkmamış zeki çocuklarımıza öncelik tanırız yetimlere özen gösteririz bunu yapmak suç ise gerekli hukuki işlemleri hemen başlatsınlar. Çamur at izi kalsın hareketi yapıyorlar. Biz üzerimize atılan her çamurdan alnımızın akıyla çıktık. Bizim bütün kurum ve kuruluşlarımız da aynıdır.
Bir araya gelenlerle kendilerinin hoşuna gitmeyen şeyleri durdurabilmek adına ellerinden geleni yapıyorlar. Paralel devlet gibi çalışan FETÖ'nün organize ettiğinden şüpheleniyorum. Siyasi ittifaklarındaki durumu örtmek adına böyle gündemi değiştirmek için bunları yapıyorlar."
AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan'ın açıklamaları:
"Ensar, TÜGVA ve TÜRGEV gibi benzeri vakıflarımızın üyeleri yöneticileri ve mensupları gönül verenleri ayrıca sevenleri bu manşeti atanlar hakkında suç duyurusunda bulunmalı. Burada bilinçli ve programlı bir saldırı var. Mesele sadece bu kurumlar değildir olay bundan daha büyüktür.
4 koldan kuşatıldığımız ve birçok saldırıya maruz kaldığımız bugünlerde 5. kol faaliyetleri de hızını artırdı. Birileri içeriden birileri dışarından Türkiye'ye diz çöktürmeye ve Türkiye'nin yürüyüşünü durmaya çalışıyor. Şu anda hepsi birden saldırıya geçti.
Terör örgütüne silah vererek güneyde kuşatmaya çalışıyorlar, Yunanistan ile anlaşma yaparak askeri yığınak yapıyorlar. Birçok noktada Türkiye'yi sıkıştırmaya çalışıyorlar. İçeriden de etki ajanlarıyla birlikte kuşatma altına almaya çalışıyorlar.
Bu noktada Türkiye'nin milli ve manevi değerlerine sahip şekilde evlatlarımızı yetiştiren kurum ve kuruluşlarımızı hedef alıyorlar. Çok ciddi saldırılar var. Yıllardır ülkemizin kanını emmeye çalışan güçlerin kaynakları kesilince saldırmaya başladılar."
Avukat Mehmet Sarı'nın öne çıkan ifadeleri:
"Terör örgütünden bahsetmek için toplumda cebir şiddet ve tehdit içeren yöntemlerle toplumdaki kamu düzenini bozmak gibi hareketlerin olması lazım. Özellikle buna dönük hareketler varsa bunu ifade edebiliriz. Bu yapılan haksız saldırı zihniyeti Çamhuriyet olan yapının kendilerini dışardan kontrol edenlerin ellerine tutuşturdukları bir takım işlerle yapmış oldukları haberlere alışkınız.
Fakat bu kadar dibe batacaklarını beklemiyordum. Ensar, TÜGVA, TÜRGEV ve İlim Yayma Cemiyeti gibi kurumlarımız milletim gönlünden çıkmış kurumlardır. Topluma yönelik olarak barışçıl ve milletin değerleri ile barışık hareket etmiştir.
Bu milletin evlatları ile kurulmuş ve onlar ile ayakta kalmışlardır. Dolayısıyla bunları illegal bir durumun parçası gibi göstermek milletin vicdanına atılmış bir hançerdir."
İŞTE ESKİŞEHİR İL VALİ YARDIMCISI SALİH ALTUN'UN SOSYAL MEDYA HESABINDAN YAPTIĞI O AÇIKLAMA:
1. Bitlis Vali Yardımcısı olarak görev yaptığım 2015-2016 dönemi ile ilgili bazı basın yayın organlardan çıkan haberlerde ismimin geçmesi nedeni ile kamuoyuna açıklama yapma zorunluluğu doğmuştur.
2. Devletimizin şahsıma gösterdiği güven ve teveccühe layık olmaya çalışarak yaklaşık 17 yıldır Mülki İdare Amirliği mesleğini sürdürmekteyim.
2014, 2015 ve 2016 yıllarında Valilerimin de teveccühü ile Bitlis'te Vali Vekilliği ve Terörle Mücadele ve Göç koordinatörlüğü gibi önemli görevlerde bulundum. Devletimize ihanet eden başta FETÖ ve PKK olmak üzere tüm şer odakları ile layıkı ile mücadele ettim.
4. Nitekim 15 Temmuz 2016 hain darbe gecesi de Bitlis Vali vekili olarak vatansever kamu görevlileri ve halkımız ile birlikte darbeye karşı koydum ve darbecilerin tutuklanmasını sağladım.
5. Süre gelen bu mücadele esnasında bir çok kripto unsurun husumeti ile karşılaştığım ve bu husumetin hala devam ettiği de yadsınamaz bir gerçektir.
6. Husumetten kaynaklı yaftalama ve mesnetiz yakıştırmaların bazı haber siteleri ve gazetelerde TÜGVA ile zorlama bağlantılarla ilişkilendirilmeye çalışılarak habermiş gibi servis edilmesi son derece talihsiz olmakla birlikte kasıtlıdır da.
7. TÜGVA, TÜRGEV, ENSAR VAKFI, İLİM YAYMA CEMİYETİ gibi Vakıf ve STK'lar kamu yararına çalışan dolayısı ile ülkemiz için faydalı nesiller yetiştirme gayreti içinde olan kurumlardır.
8. Böylesine güzide Vakıf ve STK'lar hakkında "paralel yapı, terör örgütü" gibi mesnetsiz nitelendirmeler yapılması ve konuya ismimin alet edilmek istenmesinden büyük rahatsızlık duyduğumu açık yüreklilikle ifade etmek isterim. Kamu oyuna saygı ile duyurulur.