Türkiye'nin lokomotifi AK Parti 20 yaşında! İşte 20 yıllık başarı hikayesi
14 Ağustos 2001'de kurulan AK Parti, 20. yaşını kutluyor. Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti'nin siyaset sahnesine girdiği tarihten bugüne tam 20 yıl geçti. AK Parti 2001 yılından bu yana gerçekleştirdiği reformlar ve icraatlarıyla Türk siyasetine damgasını vurdu. Yeni Türkiye'nin vizyonunu çizdi. Son 20 yılda birçok köklü değişikliğe imza atan AK Parti, istikrardan rahatsız olan çevrelerin de hedefi oldu. Darbe girişimlerine ve provokasyonlara maruz kaldı... A Haber araştırma planlama servisi, Türk siyasetinin lokomotifi AK Parti'nin, başarılarla dolu 20 yılını anlatan, bir analiz dosyası hazırladı.
"Sizlerden ayrılmıyoruz. Ayrılmadık ayrılmayacağız. Biliniz ki sizin içinizden birisi olarak sizin sesiniz olarak aydınlık yarınların Türkiye'sine yine taşları koymaya devam edeceğiz inşallah. "
Recep Tayyip Erdoğan, Pınarhisar Cezaevine giderken kendini bekleyen kalabalığa işte böyle seslenmişti...
"2000'li yılların Türkiye'si sizin aydınlık ve güzel Türkiye'niz olacak. Bunun için çok çalışmamız gerekiyor. Ben içeride çok çalışacağıma söz veriyorum.
Sizler de dışarıda çok çalışacağınıza söz verir misiniz?"
Bİrçokları bunun bir son olduğunu sanıyordu... Oysa 20 yıllık bir başarı öyküsünün başlangıcı olacaktı bu tutsaklık.
Türk siyasi hayatının dönüm noktasıydı. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.
Erdoğan, demir parmaklıklar ardında iken yeni Türkiye'yi hangi temeller üzerinden yükselteceğini biliyordu.
Siyasi bir hareketin alt yapısını oluşturmak için çalışmalara başlamıştı bile. Kendi deyimi ile geleceği Medreseyi Yusufiye'de kazanacaktı.
Erdoğan, 27 Mart 1994'de başladığı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinde büyük bir sınav verecekti. Nurettin Sözen'den devralınan İstanbul susuzluktan kırılıyor kokuyor, hastalıklar kol geziyordu.
Ancak Erdoğan her şeye rağmen siyasi yeteneği, ekip çalışmasına verdiği önem,insan kaynakları ve malii konulardaki başarılı yönetimiyle dünyanın en önemli metropollerinden biri olan İstanbul'un kronikleşmiş sorunlarına doğru teşhis ve çözümler üretti. Çöp-çukur-çamur siyasetine son verdi.
Su sorunu, yüzlerce kilometrelik yeni boru hatlarının döşenmesiyle; çöp sorunu ise dönemin en modern geri-dönüşüm tesislerinin kurulmasıyla çözüldü.
Hava kirliliği sorunu Erdoğan döneminde geliştirilen doğalgaza geçiş projeleriyle son bulurken, kentin trafik ve ulaşım açmazına karşı 50'den fazla köprü, geçit ve çevre yolu inşa edildi; sonraki dönemlere ışık tutacak birçok proje geliştirildi.
Ziya Gökalp'in asker şiirini okuduğu için 26 Mart 1999'da önce belediye başkanlığı ardından da özgürlüğü elinden alınan Recep Tayyip Erdoğan
tarih yazacaktı...
Erdoğan 24 Temmuz 1999 Tarihinde tahliye oldu.. Sonra mı? Sonra hiç durmadı...
14 Ağustos 2001 günü Adalet ve Kalkınma Partisini kurdu. Oy birliği ile kurduğu partinin genel başkan oldu. AK Parti 3 Kasım 2002'de ilk kez seçimlere katıldı.
Henüz 15 aylık bir partiydi üstelik lideri Recep Tayyip Erdoğan siyasi yasaklıydı... Buna rağmen büyük başarı gösterdi. Yüzde 34,63 oy oranıyla tek başına iktidar oldu...
14 Mart 2003'te Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin Başbakanı'ydı artık...
Erdoğan liderliğindeki AK Parti cumhuriyet tarihinde yapılamayan birçok köklü değişikliğin reformun altına imzasını attı...
AK Parti'nin iktidara gelmesiyle Türkiye bir dönüşüm sürecine girdi. Hemen her alanda reformlar birbirini izledi. Askeri vesayete ağır darbe vuruldu. Askeri yargının yetki alanı daraltıldı, Milli Güvenlik Kurulu sivil yapıya dönüştürüldü.
Demokratikleşme adımları birbirini izledi. Farklı dil ve lehçelerde öğretim ve kültürel faaliyetlerin önü açıldı. Özel okullarda ana dilde eğitim hakkı verildi. Kürtçe isimlerin kullanmasına imkan tanındı, 24 saat Kürtçe yayın yapan devlet televizyonu kuruldu. Yasaklı harfler serbest bırakıldı. Ana dilde savunma hakkı yasalaştı.
Başörtüsü sorunu Türkiye'nin kanayan yaralarından biriydi. AK Parti bir türlü çözülemeyen bu soruna da el attı.
Okullara ve devlet dairelerine kılık kıyafet serbestisi getirildi, yakın tarihimize kara bir leke olarak geçen başörtüsü yasağı böylece kaldırıldı. Meclis'in kapıları da başörtülü vekillere açıldı.
Yeni Türkiye'nin partisiydi artık AK Parti... Ve yargı reformuna da imza attı. Yapılan anayasal değişiklikle Anayasa Mahkemesi
demokratik ve çoğulcu bir yapıya kavuştu. Bireysel başvuru hakkı getirildi.
Ekonomi alanında Türkiye kendi politikalarını kendisi belirleyen bir ülke haline geldi.Türkiye dünyada en hızlı büyüyen ülkeler arasında yer aldı. IMF'ye borçlar sıfırlandı. Paradan altı sıfır atıldı.
AK Parti, iktidarı boyunca "herkes için sağlık" dedi. Acil ve yoğun bakım hizmetleri ücretsiz hale getirildi. Aile hekimliği uygulaması hayata geçirildi. Şehir hastaneleriyle bir başka rekora imza atıldı.
Tarımda cumhuriyet tarihine geçen adımlar atıldı. Tarım destekleri arttırıldı. Çiftçiye ilk kez mazot desteği verildi. Yerli tohum projesi ile bereketli anadolu topraklarıyeniden özü ile buluştu.
Ulaştırma alanında tüm dünyanın hayranlıkla izlediği projeler birbirini izledi. Marmaray'la Türkiye'nin hızına hız katıldı. Binlerce kilometrelik bölünmüş yol yapıldı. Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Boğazın yeni incisi oldu.
Türkiye yüksek hızlı trenle tanıştı. Ve Türkiye'nin gururu dünyanın en büyük havalimanı olan İstanbul Havalimanı hizmete açıldı...
Peki tüm reformlar bu kadar kolay mı gerçekleştirildi?
Türkiye'de AK Parti iktidarıyla sağlanan ekonomik ve siyasi istikrardan rahatsız olan çevreler de vardı.
O Çevreler iktidarın ilk gününden itibaren boş durmadı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in hükümet'le yıldızı hiç barışmadı. Atamaları onaylamayan Sezer, hükümetin pek çok düzenlemesini geri çevirdi.
İlk karanlık saldırı ise danıştay üzerinden gerçekleşti. Tarih 17 Mayıs 2006'yı gösteriyordu. Danıştay 2. Daire Üyesi MustafA Yücel Özbilgin silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Hedef, AK Parti iktidarı ile yakalanan istikrarın bozulmasıydı.
AK Parti, henüz iktidarının 5 yılında yeni bir krizle karşı karşıya bırakıldı. Cumhurbaşkanı seçimi kaosa dönüştürülmek istendi. Önce cumhuriyet mitingleri ile seçime istikamet verilmeye çalışıldı.
Sonra Türk demokrasi tarihine "E-MUhtıra" olarak geçen 27 Nisan Bildirisi geldi. Hükümet, milli iradeyi hedef alan girişim karşısında geri adım atmadı cumhurbaşkanlığı seçim takvimini işletmeye devam etti.
Meclis, 11. Cumhurbaşkanı'nı seçmek için 27 Nisan 2007'de toplandı. O dönem AK Parti'nin adayı 357 oy almasına karşın, ilk turda seçilmek için
gerekli 367 sayıya ulaşamadı. CHP, 367'nin sadece karar yeter sayısı değil, aynı zamanda toplantı yeter sayısı olduğu iddiasıyla seçimİ Anayasa Mahkemesi'ne taşıdı. Mahkeme, bir ilke imza attı ve başvuruyu kabul ederek Türkiye'yi yeni bir krizin eşiğine getirdi.
Erken seçim kararı alındı, Türkiye 22 Temmuz'da sandık başına gitti ve AK Parti seçimden oylarını artırarak çıktı. 28 Ağustos 2007'de ise AK Parti'nin adayı 11. cumhurbaşkanı seçildi.
Yargı içinde odaklanan vesayet çevreleri yine boş durmuyordu... Bu kez AK Parti'ye kapatma davası açıldı. Anayasa Mahkemesi, davayı 30 Temmuz 2008'de karara bağladı. 5 üye kapatmaya "hayır" dedi, 6 üye kapatmadan yana oy kullandı. Nitelikli çoğunluk sağlanamadığı için parti kapatma talebi reddedildi.
Takvimler 7 Şubat 2012'yi Gösterdiğinde ise devreye FETÖ girdi. Sahnelenen oyun; MİT müsteşarının ifadeye çağrılmasıydı. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Sadrettin Sarıkaya'nın, Hakan Fidan'ı ifadeye çağrılmasıyla başlatılmak istenen oyun, iktidarın dik duruşuyla bozuldu.
MİT krizini, Gezi provokasyonu takip etti. Topçu Kışlası'nın yeniden inşa edilmesi amacıyla belediyenin birkaç ağacı başka yere nakletmek istemesiyle başlayan olayların Türkiye'ye maliyeti ağır oldu.
"Ağaç kesimi protestosu" bahanesiyle ortaya çıkan örgütler, yatırımları durdurma amacına yönelik şiddet eylemleri başlattı. Erdoğan'ın kararlı tavrı, puslu havanın dağılmasında etkiliydi.
Ancak suları bulandırmak isteyenler yine iş başındaydı. Fetullahçı Terör Örgütü'nün savcılarından Celal Kara 17 Aralık 2013'te, Muammer Akkaş ise 25 Aralık 2013'te hükümeti hedef aldı. Amaç hükümeti düşürmekti. FETÖ'nün bu girişimlerinin, Türkiye'ye maliyeti 100 milyar doların üzerinde oldu. Türkiye bu darbe girişimini de atlatmayı başardı.
Aynı dönemde hükümetin başlattığı çözüm süreci, PKK'nın süreci sabote etmesiyle sona erdi. HDP ise Türkiye'den değil PKK'dan yana tavır aldı. Selahattin Demirtaş, 6-7 Eylül olaylarında halkı ayaklanmaya çağırdı.
FETÖ, AK PArti'ye açtığı savaşı bırakmıyordu.Türkiye'nin dış poltikasına büyük darbe vurmayı hedefleyen FETÖ, MİT tırları krizini
gündeme taşıdı. Hedef Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye'ydi. Yine başarılı olamadı.
AK Parti, 2014 seçimi öncesinde, anayasa değişikliğine gitti. Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesini öngören değişikliğe, referandumda halkın yüzde 69'u "evet" dedi. 10 Ağustos 2014'te yapılan seçimde oyların yüzde 52'sini alan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti'nin halk tarafından seçilen ilk başkanı oldu.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün son hamlesi ise 15 Temmuz'da geldi. FETÖ, 7 Şubat MİT krizi ve 17-25 Aralığın ardından 15 Temmuz'da
bu kez topyekun bir işgal hareketine girişti. Tarihin en kanlı darbe girişimi, silahlı kuvvetler içindeki üniformalı teröristler aracılığıyla gerçekleştirilmek istendi. Başkan Erdoğan'ın çağrısı üzerine millet tankların önüne geçerek vatana sahip çıktı.
AK PArti'nin 15 Temmuz sonrasındaki ilk hedefi FETÖ'nün uyuyan hücrelerini tasfiye etmek oldu. Darbeye destek verenlerin tespit ve yargı süreci başlatıldı. TSK ve diğer devlet kurumlarından tüm FETÖ üyeleri ihraç edilmeye başlandı. FETÖ üyelerinin ihracın yanında terör suçundan yargılanmasının da önü açıldı.
TSK'nın ve Türkiye'nin savunmasının yeniden yapılandırılması elzemdi. Komuta yapısı ve askeri yapıda büyük değişikliklere gidildi. Kuvvet komutanlıkları Milli Savunma Bakanlığına bağlandı ve personel politikaları üzerinde reformlar yapıldı.
Yapılan düzenlemeyle türk silahlı kuvvetleri daha da güçlendi. Öyle ki; 2016'daki Fırat Kalkanı Harekatı'yla Suriye'deki terör koridoru paramparça edildi. Teröristlere de ağır darbe vuruldu.
Savunmada yerli ve milli silah hamlesi ile yeni dönemin kapısı açıldı. İHA- SİHA ve ATAK helikopterleri gibi yeri ve milli silahların kullanıldığı operasyonlarda teröristlere kampları dar edildi.
Yeni Türkiye'nin yeni bir yönetim sistemine ihtiyacı vardı. AK Parti'nin önerisi Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemiydi. 16 Nisan referandumunda halk evet dedi ve Türkiye cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi'ne geçti. Cumhurbaşkanlarının partileriyle bağı kesilir hüküm anayasa'dan çıkarıldı. Erdoğan'a kurucusu olduğu AK Parti'ye kavuşacaktı.
21 Mayıs 2017 AK Parti için en önemli tarihlerden biri olarak kayıtlara geçti. O gün partinin 3. Olağanüstü Büyük Kongresi yapıldı. Ve Başkan Erdoğan, 998 gün sonra yeniden AK Parti genel başkanıydı.
2016'daki cesaretli adımın bir yenisi ise 2018'de atıldı. Suriye'deki terör hedeflerine bu kez Zeytin Dalı Harekatı düzenlendi.
Bu sırada gündemde erken seçim tartışmaları vardı. Başkanlık sistemine geçişi destekleyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 2019'u beklemeye gerek yok dedi. Erken seçim teklifine kayıtsız kalmak mümkün değildi.
Erken seçim kararı sonrası AK Parti ve MHP Arasında Cumhur İttifakı kuruldu. Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti ve MHP'nin ortak başkan adayı gösterildi. Başkanlık sistemine geçişin ilk adımı atıldı. 24 Haziran seçimlerinde ilkler yaşandı. Hem cumhurbaşkanı hem de genel seçim birlikte yapıldı.
Başkanlık sisteminin mimarı Recep Tayyip Erdoğan, 52,59 oy oranıyla seçimlerin açık ara galibiydi. Erdoğan artık resmen Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk başkanı oldu.
AK Parti de yüzde 42,56 oy oranıyla yine birinci parti olarak çıktı sandıktan. Tarihi seçimle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçildi. İş dünyasından ve sivil toplum örgütlerinden isimler artık bakanlık koltuğundaydı. Türkiye gelişimine ayak uydurabilen, yepyeni bir yönetim şekli ile buluştu.
Ve tarihler 31 Mart 2019'u gösterdiğinde bu kez yerel seçimler için sandık başına gitti Türkiye. AK Parti 5. yerel seçiminde de sandıktan birinci çıktı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle hantal bürokrasiden kurtulan Türkiye hızlandı. İstanbul ile İzmir arasındaki 8,5 saatlik seyahat süresi yapılan otoyol ile 3,5 saate düştü. Diplomatik başarının en büyük örneklerinden birine imza atıldı. Türkiye hem sahada hem masada daha da güçlendi. Dünyanın en iyi hava savunma sistemine sahip oldu Türkiye... Hem de tüm baskılara rağmen...
Uluslararası hukuktan doğan haklarını da sonuna kadar kullandı Türkiye... Doğu Akdeniz'de doğalgaz gaspına kendi sondaj ve savaş gemileriyle dur dedi.
Ve Türkiye Karadeniz'de tarihin en büyük doğal gaz keşfine imza attı... Başkan Erdoğan gaz yakma töreninde dünyaya mesaj veriyordu...
Pandemiye rağmen ekonomisi büyüyen Türkiye'ye, bu kez de ormanlarını yakarak çelme takmak istiyorlardı. Ancak devlet ve millet el ele vererek yangını söndürdü...Bugün 20. yaşını kutlayan AK Parti, Türk siyasetinde bir çok ilke imza atttı. Başkan Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde 2023, 2053 ve 2071 hedeflerine emin adımlarla yürümeye devam ediyor.