CHP medyasını kimler finanse ediyor? A Haber canlı yayınında dikkat çeken değerlendirme
Can Ataklı ve Yılmaz Özdil'in iddialarıyla karışan CHP medyasının kimler tarafından finanse edildiği A Haber canlı yayınında usta gazeteciler tarafından değerlendirildi. Sabah Gazetesi yazarı Mevlüt Tezel, "CHP Artı 1'i kendi kanalı yapmaya çalıştı. Sezgin Baran Korkmaz'ın sağ kolu da bu kanalı finanse ettiğini itiraf etmişti" dedi.
A Haber canlı yayınına bağlanan Sabah Gazetesi Yazarı Mevlüt Tezel, Akşam Gazetesi Ankara Temsilcisi Emin Pazarcı ve Aydınlık Gazetesi Ankara Temsilcisi İsmet Özçelik Artı 1 televizyonunun kimler tarafından finanse edildiğini masaya yatırdı.
CHP'nin yapısına dikkat çeken Akşam Gazetesi Ankara Temsilcisi Emin Pazarcı, "Ciddi iddialar var. Bu iddialarla ilgili CHP içinde geçmişte belediye başkanlığı yapmış pek çok isim itiraflarda bulunuyor; "paraları ben aldım, ben götürdüm" gibi. CHP ile ilgili şunu söylemek mümkün; sürekli hükümete saldıran bir Kılıçdaroğlu var ancak kendi partileri böyle yönetiliyor. İçlerindeki olaylar araştırılmıyor, üzerine gidilmiyor. CHP tarafından iddialar havada uçuşurken, kendi içlerindeki olaylar için sesleri çıkmıyor. Son olarak kendi avukatlarının iddiaları vardı ancak ses yok. CHP çok acayip bir yapıya bürünmüş durumda." dedi.
Pazarcı, Ekrem İmamoğlu'nun dezenfektan oyununu da hatırlattı. Çarpıcı açıklamalarda bulunan Pazarcı, "Belediye başkanları bu televizyonlar için istenen paraları nasıl veriyorlar? Ceplerinden vermiyorlardır. Belediyenin işleri ve müteahhit ilişkileri sıkıntılı olmalı bunlara bakmak lazım. Ekrem İmamoğlu mesala. Defalarca söyledik; pandemi döneminin başında 70 TL'ye dezenfektan almıştı. Her şeyi yapma hakkını kendilerinde görüyorlar." şeklinde konuştu.
"ABD SEZGİN BARAN KORKMAZ'I TÜRKİYE'YE KARŞI KULLANACAK"
Aydınlık Gazetesi Ankara Temsilcisi İsmet Özçelik A Haber canlı yayınında Sezgin Baran Korkmaz'ın ABD tarafından Zarrab gibi kullanıcılacağını dile getirdi.
CHP'nin karmaşık yapısına da değinen Özçelik, "CHP'ye bakıyoruz kimin eli kimin cebinde belli değil. Karmaşık ilişkiler ağı görüyoruz. Gayriresmi yollarla yapılan ilişkilerden dolayı paraların bir kısmı ceplere atılıyor. Bu işlerin içerisinde karanlık işler de karışında olay daha da karanlık hale geliyor. Şuanda Avusturya'da olan Korkmaz'ın ABD'ye gitme olasılığı yüksek. Türkiye'nin başına yeni bir Zarrab olayı çıkartmaya çalışıyorlar." ifadelerine yer verdi.
Aydınlık Gazetesi Ankara Temsilcisi İsmet Özçelik sözlerine şöyle devam etti;
"Amerikalılar İran'a karşı operasyon düzenlerken oralara teknik yardım veriyoruz demişlerdi. Normal televizyon kuramadıkları için internet televizyonu kurdular. Türkiye'de de bu modelle adımlar atıyorlar."
CHP MEDYASINI KİMLER FİNANSE EDİYOR?
Sabah Gazetesi Yazarı Mevlüt Tezel A Haber canlı yayınında gündemi değerlendirdi.
Kanalık CHP tarafından sahiplenilmek istenildiğini belirten Tezel, "Sezgin Baran Korkmaz gazete kurmamış birçok gazeteciyi satın almış. İsmi açıklanmayan başka gazeteciler de var. Çok kirli ilişkiler var. Türk basınının duayen kabul ettiği Uğur Dündar'ın kurucusu olduğu Artı 1 kanalının nasıl finanse edildiği ortaya çıktı. Bu kadar yakın 2 dost paylaşım yapılmadan önce konuşmamış mıdır? Bence konuşuldu ve Dündar fırçaladı ve inadına paylaşım yapıldı. Daha sonra Can Ataklı soruyor,; 40 milyon TL'yi hangi CHP'li aldı?" dedi.
Sabah Gazetesi Yazarı Mevlüt Tezel FETÖ ağzıyla yapılan yayınlara dikkat çekti. Önemli açıklamalarda bulunan Tezel, "Sezgin Baran Korkmaz'ın sağ kolu Alptekin "Ben bu kanalı reklamlarla finanse ettim" diyerek itirafta bulunuyor. Yönetim değişikliği yaşanıp Artı 1'in başına Can Dündar geçtikten sonra tamamen FETÖ'nün ağzıyla yayınlar yapılıyor." ifadelerine yer verdi.
CHP'nin kendi kanalı haline getirmeye çalıştığı Artı 1'in gerçeklerini gün yüzüne çıkartan Tezel, "Halk TV CHP'nin kanalı gibi görünse de ortakları Baykal'ın akrabaları. CHP asıl Artı 1'i kendi kanalına dönüştürmek istedi. Asıl soru bunu yaparken Sezgin Baran Korkmaz'ın kara parası aklandı mı? Birçok FETÖ'cüyü Gezi olayları zamanı ekranlara çıkarttılar. Burada çok kirli ilişkiler var." şeklinde konuştu.
YILMAZ ÖZDİL'DEN UĞUR DÜNDAR'A ŞİİRLE MESAJI
Dündar'ın "Sakın karşıma çıkma" diyerek gözdağı verdiği Yılmaz Özdil ise uzun bir aradan sonra bugün bir köşe yazısı ile okurlarının karşısına çıktı.
Özdil'in "Adam olmak" temalı yazısında kullandığı ifadeleri Uğur Dündar'ın nasıl karşılayacağı ise merak konusu oldu.
İşte o köşe yazısı;
"Hep yazmak olmaz bazen okumak lazım
Çevrende herkes şaşırsa
bunu da senden bilse
sen aklı başında kalabilirsen eğer
herkes senden kuşku duyarken,
hem kuşkuya yer bırakır,
hem kendine güvenebilirsen eğer
bekleyebilirsen usanmadan
yalanla karşılık vermezsen yalana
kendini evliya sanmadan,
kin tutmayabilirsen kin tutana
düşlere kapılmadan düş kurabilir,
yolunu saptırmadan,
düşünebilirsen eğer
ne kazandım diye sevinir,
ne yıkıldım diye yerinir,
ikisine de vermeyebilirsen değer
söylediğin gerçeği eğip büken düzenbaz, safları kandırabilir diye dert edinmezsen
ömür verdiğin işler bozulsa da, yılmaz,
koyulabilirsen işe yeniden
döküp ortaya varını yoğunu, bir yazı-turada yitirsen bile,
yitirdiklerini dolamaksızın dile,
baştan tutabilirsen yolunu
yüreğine, sinirine dayan diyecek direncinden başka şey kalmasa da,
herkesin bırakıp gittiği noktada,
sen dayanabilirsen tek
herkesle düşüp kalkar, erdemli kalabilirsen
unutmayabilirsen halkı, krallarla gezerken
dost da düşman da incitemezse seni
ne küçümser, ne de büyültürsen çevreni
her saatin her dakkasına,
emeğini katarsan hakçasına
her şeyiyle dünya önüne serilir
üstelik oğlum,
adam oldun demektir
Nobel ödüllü Rudyard Kipling bu mısraları gazetecilik yaptığı dönemde yazmıştı, CHP lideri Bülent Ecevit de gazetecilik yaptığı dönemde tercüme etti.
Orijinali "If" başlığını taşıyor.
Türkçesinin başlığı "Adam Olmak…"
Batılı yaşam tarzında erdem kabul edilen "zorluklar ve üzüntüler karşısında duygularına teslim olmama" felsefesini, her şartta daima "gerçeğin ta gözünün içine bakma" kültürünü konu edinir.
Evrensel değerleri Anadolu kökleriyle harmanlayan rahmetli Ecevit'i bir gazeteci olarak böylesine derinden etkileme sebebi de budur.
(Bizde gazeteciler genellikle yazardır, çok azı okur-yazardır.
Halbuki habire yazarken, bazen okumak iyi gelir.)
Her okuduğumuzda yeni anlamlar bulduğumuz, adeta her defasında kendini yenileyen, romantizmle realizmin kesiştiği bir şiirdir.
Aynı zamanda…
Namuslu bir gazeteci tarafından kaleme alınan, namuslu bir gazeteci tarafından tercüme edilen, basın ahlak ilkeleri manifestosu gibidir.
Yüreğine dayan diyecek direncinden başka şeyin kalmasa da, herkesin bırakıp gittiği noktada, bir ömür verdiğin doğrulardan sapmamak, çıplak gerçeğin eğilip bükülmesine asla izin vermemek, dostla da düşmanla da mesafeyi koruyup, tek başına da olsa dayanmak gerekir."