Pablo Escobar kimdir? Pucca Escobar tweeti nedir?
Pucca’nın hapis cezası aldığı tweetinde bahsettiği Pablo Escobar kimdir? Pucca Escobar tweeti nedir? Sosyal medya fenomeni Pucca lakaplı Pınar Karagöz hakkında, attığı tweette “Uyuşturucu madde kullanımını özendirme” suçundan 5 yıl 10 ay hapis cezası verilmişti. Peki, Pucca’nın sözlerinde bahsettiği Pablo Escobar kimdir? Güney Amerika’nın en ünlü uyuşturucu tacirlerinden birisi olan Escobar, Forbes dergisine göre dünyanın en zengin 7. kişisi seçilmiştir. ABD, Porto Riko, Meksika, Venezuela, Dominik Cumhuriyeti ve İspanya gibi ülkelerle uyuşturucu trafiğini yöneten Pablo Escobar hakkında merak edilenler!
Pablo Escobar kimdir? Pucca lakaplı sosyal medya fenomeni Pınar Karagöz'ün davasında yeni bir gelişme yaşandı. Bu gelişmenin ardından Pucca Escobar tweeti yeniden gündem oldu. Peki, Pucca Escobar tweeti neydi? Karagöz sözlerinde ünlü uyuşturucu taciri Pablo Escobar'dan bahsetmişti. Pablo Escobar kimdir sorusuna yanıt aranmaya başlandı. Escobar; 80'li yıllara girerken küresel çapta uyuşturucu trafiğini ilerletti. Amerika'nın uyuşturucu trafiğinin %80'i Medellin karteline aitti. 1982 yılında Kolombiya Liberal Partisinden seçimlere girerek Kolombiya Temsilcileri Odası'na yedek üye olarak seçildi.
PABLO ESCOBAR KİMDİR?
Yoksul bir ailenin çocuğu olan Escobar, küçükken ailesinin parasızlıktan dolayı çektiği sıkıntılara şahit oldu. Annesine zor günlerde ''Sabret, büyüyünce istediğin her şeyi ayağına getireceğim'' dediği bilinir.
Pablo, başta annesi olmak üzere tüm ailesini sefaletten kurtarmak için hırslı bir genç olarak yetişti. Para kazanmak için her yolu kendine hak olarak görmeye başlaması, onu erken yaşta suç dünyasına itti.
Suç kariyerine ufak çapta hırsızlıklarla başladı. İlerleyen yıllarda kaçak sigara ve sahte ikramiye biletleri satarak dolandırıcılık dünyasına girdi.
Kolombiya'da o dönem sigara kaçakçılığı piyasasında büyük bir rekabet vardı ve bu mücadeleye halk arasında ''Marlboro Savaşları'' adı verilmişti. Pablo'nun bir sonraki adımı ise araba çalıp, satmak oldu.
İşleri gittikçe büyüten Pablo, Kolombiya'nın büyük kentlerinden Medellin'de ünlü ve varlıklı insanları fidye için kaçırmaya başladı.
1970'lerin başında uyuşturucu piyasasının en önemli ürünü esrardı. Ancak 70'li yılların ortasında kokain popüler olmaya başladı. Kokain üretimi için kaçakçılık cenneti olan Kolombiya çok uygun bir ülkeydi. Kokain'in üretildiği en büyük koka tarlaları da komşu ülkeler olan Peru ve Bolivya'daydı.
Pablo Escobar Medellin şehrindeki ünlü uyuşturucu baronu Fabio Restrepo'yu öldürüp onun operasyonunu ele geçirdi. Onun üretim ve dağıtım şebekesini dünyanın o güne dek görmediği bir uyuşturucu karteline çevirdi. Ortaklık kurduğu kişiler arasında Medellin'in en güçlü suç baronları vardı.
Pablo Escobar'ın liderliğinde, Peru ve Bolivya'daki tüm Koka hamuru satın alındı ve Kolombiya'daki büyük Kokain çiftliklerinde işlenmeye başlandı. Sıra bu kokaini yüksek fiyatlara ABD pazarına satmaya gelmişti. Bu noktada Pablo Escobar, dâhiyane bir çözüm buldu.
Özel uçak satın alan Escobar, uçakların tekerleklerine kokain gizledi ve taşınan kokainlerin ilk durağı olan Panama'ya uçuşları bizzat kendisi yaptı. Panama'da yolcu uçaklarının tekerleklerine gizlenen kokain, Amerika'ya sokuldu ve başta Florida olmak üzere tüm eyaletlere yayıldı.
80'li yıllara gelindiğinde, Pablo Escobar günde 15 ton kokaini Amerika'ya kaçırıyordu. Pablo'nun kazandığı para ve kurduğu suç çetesi, onu iyice gözü kara yapmış ve işlerin ölçeğini inanılmaz boyutlara taşımıştı. Boeing 727 model yolcu uçakları satın alan Escobar, yolcu koltuklarını çıkarıp, uçakları tamamen kokain ile doldurmaya başladı.
SİYASETE GİRİŞİ
Pablo Escobar'ın gençliğinde arkadaşlarına ''Kolombiya'nın başkanı olacağım.'' dediği bilinmektedir. Escobar, büyük paralar harcayarak 1982 yılında milletvekili seçilmeyi başardı.
Ancak Kolombiya kabinesinde dönemin Adalet Bakanı, Pablo'nun kirli işlerini mecliste açıklamaya başlayınca, istifa etmek zorunda kaldı.
TUTUKLANMASI VE HAPİSTEN KAÇMASI
1991 yılında Cesar Gaviria hükümeti döneminde Pablo Escobar hakkında tutuklama kararı çıkartıldı. Escobar hükümetin kararlı olduğunu anlayınca, teslim olmaya karar verdi. Çünkü teslim olmazsa, yakalandığında ABD'ye teslim edilmesi söz konusuydu.
Pablo, teslim olurken, hükümetle ABD'ye gönderilmeyeceğine dair bir anlaşma yaptı ve bir şart daha öne sürdü: Kendi hapishanesini inşa etmesine izin vereceklerdi.
Pablo, milyonlarca dolar harcayarak içinde spa ve kumarhane bulunan bir hapishane inşa etti. Hapishanenin gardiyanlarını da devlet memurları içinden kendi kafasına göre seçti. Halk arasında Escobar Oteli veya Club Medellin olarak bilinen bu hapishanenin, 5 yıldızlı bir otelden farkı yoktu.
Ancak Escobar'ın keyfi kısa sürdü. Hükümet kendisini standart bir hapishaneye transfer etmek isteyince, firar etmek durumunda kaldı.
ÖLÜMÜ
Pablo Escobar hapishaneden kaçtıktan sonra, hükümet güçleri ile kendisi arasında 16 ay süren bir kovalamaca yaşandı. Bu dönemde ailesini korumak için büyük çaba sarf etti ve para harcadı.
Başlatılan arama operasyonları süresince, kolluk güçleri Pablo Escobar'ın Medellin Karteli'ni de yıprattı. Pablo'nun ortaklarının birer birer öldürülmesi sonucunda, Medellin Karteli çökmeye başladı ve sonunda dağıldı.
İyice köşeye sıkışan Escobar, süreç boyunca sadece hükümet güçleri tarafından değil, Los Pepes adındaki bir çete tarafından da amansızca kovalandı.
Pablo'nun öldürdüğü insanların yakınlarından oluşan bu çete, Medelin Karteli'nin rakibi olan Cali Karteli tarafından da destekleniyordu ve bu insanlar Pablo'yu öldürmek için adeta ant içmişti.
3 Aralık 1993 günü, Pablo Escobar askerler ile girdiği bir çatışmada öldürüldü. Bacağından, göğsünden ve kulağından vurulmuştu. Birçok insan onun yaralandığını ve sağ ele geçirilmemek için kulağına kurşun sıkarak intihar ettiğini düşünmektedir.
Pablo Escobar'ın Kolombiya'da nefret edeni kadar, seveni de çok olduğundan; cenazesine 25.000 kişi katılmış ve bir devlet büyüğü gibi uğurlanmıştır. Bir Amerikan gazetesi olan New York Times, bu tablonun ardından; insanların gelecekte onun mezarını bir azizmiş gibi ziyaret edeceklerini ve saygı göstereceklerini yazmıştır. Pablo'nun bu kadar çok sevilmesinin en başta gelen nedeni, yoksullar için yüzlerce ev inşa etmiş olmasından kaynaklanır.