Suriye’de 5 günde harita değişti! Türk nüfuzuna karşı tampon bölge planı
Suriye'de 27 Kasım’da başlayan muhaliflerin Esad’a karşı operasyonuyla dengeler değişti. Muhalifler son olarak terör örgütü PKK/YPG'nin işgal ettiği Tel Rıfat'ı ele geçirdi. İran destekli Şii milisler rejim ordusuna yardım için Suriye’ye geçti. Uzman isimler A Haber canlı yayınında cephe hattındaki sıcak gelişmeleri değerlendirdi. Uzmanlar, Esad'ın Rusya ile birlikte İdlib'i hedef almasının arkasında göç planı olduğunu bunun yanında SMO'nun Tel Rıfat'ı alması ile lojistik desteklerin kesildiğini belirtti. Sıradaki hedefin ise artık Münbiç olduğunu belirttiler. Uzmanlar, Esad ve PKK'nın Türk nüfuzuna karşı tampon bölge oluşturmak istediğini ve İran'ın da buna destek olduğunu söyledi.
- Canlı Anlatım Gündem
- ahaber.com.tr Haber Merkezi
- Giriş Tarihi: 10:08 | 03.12.2024
- Güncelleme Tarihi: 16:44 | 04.12.2024
Çatışmaların 27 Kasım'dan bu yana devam ettiği Suriye'de, önemli bölgeler el değiştirdi, harita beş günde değişti. Halep'in büyük bölümünde ve İdlib'in tamamında kontrolü ele geçiren muhalifler Hama'ya doğru ilerliyor. Suriye Milli Ordusu'nun Tel Rıfat'ı YPG'nin elinden almasının ardından, yıllar önce yerinden edilen bölge halkı evlerine geri dönmeye başladı.
Rus jetleri ise Suriye savaş uçakları ile birlikte muhalifleri bombalamaya devam ediyor. Askeri kaynaklar, Haşdi Şaabi dahil İran yanlısı Şii milislerin, Esad güçlerine yardım etmek için Irak'tan Suriye'ye girdiğini duyurdu. Sıcak gelişmelerin yaşandığı bölgede neler olduğunu uzman isimler A Haber'de değerlendirdi.
TEL RIFAT’TAN EL BAB’A UZANAN TÜNEL AĞI
Askeri stratejist İbrahim Keleş: PKK’nın bu tünel ağı sadece El Bab’a değil Afrin’e de uzanır. Bunlardan Afrin’de çok fazla vardı ve biz onları imha ettik. Bu arazi dümdüz bir arazi savunma hattı kurmak kolay değildir. Terör örgütü kendi savunmasını tüneller aracılığıyla yapmaya çalıştı ama sonunda bırakıp kaçtılar. Bu yapılan tüneller rastgele değil beton ile yapılmış tüneller. Bunlarda Fransa’nın Lafarge firmasının betonları. Burada bu betonları terör örgütü için üretip verdiler. Teröre destekten dolayı mahkumiyet alan bir şirkettir.
Fransa hala buradan elini çekmemiş. 1952 yılına kadar Fransız mandası olan bir yerden bahsediyoruz. Fransa Suriye ve Lübnan ile hala çok yakından ilgileniyor. Suriye devletini kuran zaten Fransa’nın kendisidir. Bizimle sınır anlaşması yapan da Fransadır.
ESAD ORDUSU ÇÖZÜLDÜ
Gazeteci Güngör Yavuzaslan: Muhalifler Hama’yı alacak gibi görünüyor. Çünkü etrafında 5 KM’lik bir hatta özellikle çok stratejik konumda olan dağı ele geçirdiler. Bölgede bulunan rejim birliklerinde çözülme var. Halep olduğu gibi ciddi bir çatışma ve etki oluşturmadan Hama hattına çekilmişlerdi. 4 gündür muhalifleri durdurmaya çalışıyorlar ancak genel olarak bakıldığında başarısızlar. Görüntülere bakıldığı zaman karşısında ordu olan bir silahlı grubun bu kadar kolay ilerlememesi lazım ancak köyleri ala ala ilerliyorlar.
ŞAM KAPILARINA DAYANACAKLAR
Esad sahada İran’dan istediği desteği alamadı. Hama ve Humus hattına İran destekli milisleri gelmesi bekleniyordu bu gelmedi bunun üzerine Şam’dan bölgeye güçler geldi. Eğer ki burada Hama düşerse Humus cephesinin açılacağını düşünüyorum. Bu da Şam’ın kapılarına dayanmaları anlamına gelir. 2012-2013 yılında Hama-Humus hattında şiddetli çatışmalar olmuştu. Hama-Humus ve Guta bulunan insanlar o zamanlar açılan koridordan İdlib’e gelmişti. İşte şimdi burada İdlib’de bulunan gruplar önce Halep’e girdi ardından Hama ve Humus’a yöneldiler.
İRAN SURİYE’DEN TASVİYE EDİLDİ
Uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. İrfan Kaya Ülger: Muhalifler şu anda Hama üzerinde tam bir kontrol sağlamadı. Şu anda çatışmalar devam ediyor ve giderek şiddetleniyor. Rejim direnişe takviye yapma içerisinde. Şu ana kadar en önemli müttefiki Rusya ve İran’dan beklediği destek gelmedi. Suriye üzerindeki İran varlığının aslında tasfiye edildiğini de söyleyebiliriz. Buradaki ağırlığı ve nüfuzu giderek azalıyor. Bu durum hem İsrail-Hizbullah savaşından hem de İran’ı Arap dünyasından tecrit etmek için BAE üzerinden Suriye’ye bir baskı var.
ESAD KÖŞEYE SIKIŞTI
Suriye hakkındaki ABD yaptırımlarının süresi 20 Aralık’ta bitiyor. Tamamen kaldırılabilmesi Suriye’nin burada göstereceği tutuma bağlı. İran’ın buradaki etkisi azalırsa durumlar değişebilir. BAE üzerinden kurulan bir baskı olduğunu biliyoruz. Açıklamalara rağmen İran’ın bu sahadan tasfiye olduğunu görüyoruz. Rusya Ukrayna savaşı halinde olduğu için Suriye’ye yoğunlaşmaktan uzak. Rusya için Suriye sahasında önemli olan Lazkiye’dir. Ve bölgedeki üslerin güvenliğini sağlamaktır. Rusya’nın etkisi azalmış durumda İran’ın tasfiyesinin gerçekleştiğini ise önümüzdeki zaman diliminde göreceğiz.
MÜNBİÇ’E HİLAL KUŞATMASI
Şu anda Suriye sahasında 2 ayrı operasyon yürüyor. HTŞ’nin yürüttüğü bir harekat var rejime karşı yapılan bir de Türkiye’nin desteklediği SMO’nun terör bölgesine yönelik yaptığı Özgürlük Şafağı operasyonu var. SMO şu anda Münbiç’e yönelmiş durumda. Şu anda orası hilal kuşatmasında ve önümüzdeki günlerde terör unsurlarından temizlenecek. Türkiye bu konuda SMO’ya gereken desteği sağlıyor. Muhaliflerin hedefi Hama’dan son Humus olacaktır.
ESAD’IN SANDIK KORKUSU
Uluslararası ilişkiler uzmanı Doç. Dr. Fatih Fuat Tuncer: 2011 yılında beri Suriye’de yaşanan bir sürece şahitlik ediyoruz. Bölgeden uzun süredir devam eden dondurulmuş bir sorun vardı. Bunda Astana süreci BMGK’nın ilgili kararı etkili oldu. Burada geçici bir hükümet ve denetimli bir seçim önerisi vardı. Bunu onaylayan yani veto etmeyenler Çin ve Rusya’ydı.
Esad burada üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmedi. Çözüm çok net BMGK’nın almış olduğu kararı uygulamak yeterlidir. Bunun uygulanmamasının nedeni ise Esad’ın yeniden seçilme ihtimalinin bile olmamasından kaynaklanıyor. 7 Ekim 2023 bir milattın buradaki sorun mutlaka çözülmelidir yoksa buradaki ateş bölgeyi etkisi altına alır. Türkiye’de bunu sürekli olarak gündeme getirdi. Burada asıl düğüm Suriye’ydi. Burası çıkmaz sokaklar bölgesi ve her ülkenin çıkmaz sokağı var.
İRANİ GÜÇLERE SALDIRI
Emekli Tuğgeneral Prof. Dr. Esat Arslan: Suriye Milli Ordusu, Halep’in öz evlatlarındır ve Türkmenlerde kuruludur. Burada NATO’nun aldığı kararlar vardı ancak bizi burada yalnız bıraktılar. Orada terör örgütleri perde beton ile tünel kurdular. Bunu sözde ortağımız olan Fransa’nın büyük şirketlerinden Lafarge yaptı.
Irak sınırında ABD’nin kurduğu örgütler İrani güçlere hücum ediyor. Bölgede askeri konvoy vuruldu. Tahran ile Şam arasında ciddi bir trafik yaşanıyor. İran Esad’a kuvvet kazandırmaya çalışıyor. İran’ın kurmaya çalıştığı Direniş Ekseni’in düzeni bozuldu. Burada iç hat manevraları ile parça parça edildi.
SMO HAREKATINI GENİŞLETİYOR
Emekli Tuğgeneral Hüseyin Fazla: Sahada 2 eksenli bir yapı var. Bunlardan bir tanesi HTŞ’dir. Diğeri ise Türkiye ile çok yakın ilişkileri olan Suriye Milli Ordusu’dur. HTŞ Halep bölgesine yönelik bir harekat sürdürüyor. Bununla beraber SMO ise Tel Rıfat’a girdi ve terörü temizledi şimdi de Münbiç’e yöneldi.
Her 2 harekatta Türkiye’nin bölgedeki beklentilerine ve çıkarlarına uygun olarak gelişiyor. Harekatın Halep ayağına bakarsak İdlib merkezli gruplar var. Bunlar Halep’te arzu ettiği başarıya ulaşmadan diğer yerlere ağırlık vermeyecektir. Geniş alana yayılırsa dayanak noktalarını koruyamaz. Buradan bağımsız olarak Tel Rıfat ve Münbiç’e bakarsak SMO doğuya doğru harekatını genişletiyor. Bu durum Türkiye’nin çıkarıdır. Suriye’nin kuzey kesimi Türkiye’nin kontrolü altında olmak zorunda aksi takdirde Türkiye’nin güvenlik inşa etmesi mümkün olmayacak.
HALEP’İN ÖNEMİ NE?
Dr. Fırat Demirkol: Daha önceki Astana sürecine bakarsak aslında Halep ile başladı. Esad rejiminin Halep’teki büyük katliamlarından sonra yapılan toplantılarla Suriye’deki durum farklı bir tarafa gitti. Türkiye’ye gelen göçlerin büyük kısmının Halep’ten olduğunu biliyoruz. Suriye’nin en büyük 2. şehridir. Başkent Şam kadar önemi olan bir şehirdir.
Ticaret yolları üzerinde bulunan çok farklı etnik ve dini unsurları içinde barındıran tarihi yapıların olduğu turistik bir şehirdir. Bölgedeki en önemli şehirlerden bir tanesidir. Buraya kendi insanları girdi ve kontrol altına aldı. Halep’i alan ya da Halep’i yöneten Suriye’de büyük bir alana hakim olur. Türkiye’ye gelenlerin yarısına yakını da buradan gelmiştir. Yine Lübnan’a giden çok fazla insan da var. İç savaştan önce 5 milyon nüfusu olan bir yerdi.
BÖLGE BİRBİRİNE GİRMİŞ DURUMDA
DİPAM Başkanı Dr. Tolga Sakman: Bölgede çok farklı aktörlerin olduğunu unutmamak gerekir. Bölge çok fazla sayıda yerel aktör var ve bunların iletişim içerisinde olduğu İran-Rusya-Amerika gibi aktörler var. Şu anda birbiriyle örtüşen çıkarlar var. Kimin kiminle hareket ettiği ya da kimin yaptığı kime yarıyor işi karışık bir hale geldi. Şu anda bölgede her şey birbirine girmiş durumda.
İRAN’IN VARLIĞI KARMAŞAYI BESLİYOR
Rusya bölgede Esad’ı koruyor ve birlikte hareket ediyor ama vazgeçilmez bir aktör değil. Burada onlar için önemli olan askeri olarak varlığının devam etmesidir. Esad’ın siyaseten en çok yanında duran İran’dır. Milisler üzerinden askeri varlığını sürdürüyor ancak operasyon ile varlığının ne kadar azaldığını gördük. İran askeri ve siyasi olarak Esad’ın yanında duruyor. İran’ın buradaki varlığı bölgedeki karışıklığı besleyen temel konu.
ABD-İSRAİL TERÖR VARLIĞINI İSTİYOR
Şu anda Esad, İran ve onun vekil güçleri bölgede zarar görüyor bu da İsrail’in işinde yarıyor ancak SMO’nun terör temizlemesi İsrail’in çok önemsediği terör örgütü PKK/YPG’nin varlık alanını daraltıyor bu da işlerine gelmiyor. Terör örgütü PKK Münbiç’ten çekilmek zorunda kalacak. Yani süreç ilerledikçe başkentlerin yaklaşımları farklı hale geliyor. ABD ise burada teröre sağladığı destek ile varlığını gösteriyor. Bölgeden kaçışlar ABD araçları ile oldu. Tel Rıfat’ta aynı zamanda Rusya’nın da desteği var.
TÜRK NÜFUZUNA KARŞI TAMPON
Esad’ın topraklarını en fazla bölge PKK ancak Esad onlarla işbirliği yapıyor. İran yine PKK’nın olduğu bölgelerde üs kuruyor ve destek sağlıyor. Burada aşağı doğru inecek Türk nüfuzunu engelleyecek bir tampon kurmak istediler. Tel Rıfat’ta ise Türkiye’nin müdahalesine karşı hazırlık yapılmış çıkan cephaneleri gördük
"HAREKAT 2 AY ÖNCE BAŞLAYACAKTI"
Gazeteci Gaffar Yakınca: Halep'in tamamının ve Hama'nın yarısının alınması 48 saat sürdü. Bu, askeri anlamda gerçek bir zafer. Ancak bu işin nasıl gerçekleştiği hala büyük bir soru işareti. Rusya, buradan askeri varlığının kritik unsurlarını çekmiş. Wagner burada değil ve sahada Wagner'in eski ağırlığı kalmamış. Suriye ordusu ise anlatıldığı kadar güçlü değil.
Esad, birkaç ay önce yedek güçlerini terhis etti. Büyük ihtimalle Rusya buna gereksiz bir özgüven verdi. Türkiye olmasaydı, bu harekât 2 ay önce başlayacaktı. Türkiye, Esad'la masaya oturma niyetinde olduğu için bunu engelledi.
Başkan Erdoğan'ın son Astana ziyaretinde, hem İran hem de Rusya, Türkiye'nin teröristlere yönelik operasyon yapmasını istemediler. Hal böyle olunca, operasyon başladı. Suriye artık egemenlik alanını yitirmiş ve zaafa düşmüş bir devlet. Türkiye'nin buradaki askeri varlığı, toprak vaadiyle değil. Türkiye'nin askeri varlığı burada 2016'da başladı. Önümüzde üç senaryo var. İlki 48 saatte ilerleyen bu güçler, Şam'ı da alır. ikincisi Suriye, İran ve Rusya'yı yanına alır ve muhalifleri tekrar yener. Son senaryo da Halep ve Hama'nın bir bölümü muhaliflerin elinde kalır, Şam ise Esad'a kalır.
Siyasi bir çözüm oluşmadığı için burada kriz çıktı. Milyonlarca insan mülteci durumuna düştü ve topraklarından oldular. Suriye'nin toprak bütünlüğünü samimi bir şekilde savunan tek ülke Türkiye. Eğer muhalifler Şam'ı alırsa, dünya savaşının kapısı aralanabilir.
KUVEYRİS’TE OPERASYONLARIN PLANLANDIĞI KUM HARİTALARI!
Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın: Bu tüneller yani bizim canımızı yakabilecek olan PKK’nın tünelleri elimize geçmiş durumda. Tel Rıfat’tan Münbiç’e geri kaçıyorlar. Amerikalı abileri de onları koruyor. Türkiye’ye Münbiç’i bırakacağız dediler Rusya’ya bıraktılar. Çünkü en büyük uyuşturucu kaçakçılığı bu bölgede oluyor.
Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın: İdlip’te bulunan Türk askerleri var ve oralar vurulsun diye Türkiye haritasında çalışma yapılmış.
“OLAĞANÜSTÜ BİR ŞEY YAŞANDI”
A News Yayın Koordinatörü Orhan Sali: Bir hafta öncesinde yaklaşık 4-5 senedir çok az değişen bir haritadan bahsediyorduk Suriye’nin parçalanmış haritasını bütün programlarda neredeyse ezberledik. Son bir hafta içerisinde olağanüstü bir şey yaşandı Suriye’de. Kimse beklemiyordu.
ANKARA’NIN SURİYE POLİTİKASI NE?
Sabah gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu: Oldukça dinamik ve son derecede önemli bir süreçten söz ediyoruz ve Türkiye açısından birkaç yönüyle önemli öncelikle terörle mücadele olası göç trafiği ve tabi ki Suriye’nin bütünlüğü konusu var.
Bugün belli ki Suriye yeni bir denge oluşuyor. İran Dışişleri Bakanı Arakçı’nın Türkiye ziyaretinde de bunlar ele alındı. Hakan Fidan’nın Suriye’de dış güçleri aramaktansa yıllardır beklenen yeni anayasa ve siyasi sürecin ertelenmiş olmasına vurgu yapması çok önemlidir. Bugün Esad sözde “zafer kazandım” düşüncesiyle sanki bir iç savaş yaşanmamış gibi her şeyi tekrar kaldığı yerden devam etme arzusu var. Bu mümkün değil
Türkiye Suriye’nin toprak bütünlüğünden yana kendi güvenliği için terörle mücadele için her türlü tedbiri alır. İdlib’de kaynaklanabilecek yeni göç dalgası Türkiye’nin katlanabileceği bir gelişme değil.
YENİ BİR STATÜKO DOĞUYOR
Uluslararası ilişkiler uzmanı Dr. Cihan Günyel: Sahada artık durumlar değişti. İran ve Rusya kendi çıkarları doğrultusunda Esad’ı hareket ettirecektir. Artık farklı konseptlerin uygulanabileceğini görebiliriz. Esad rejimi sürekli olarak Rusya ile birlikte çatışmasızlık bölgesi olan İdlib’i vuruyordu. Hatta SMO’nun olduğu bölgelere de hava saldırısı yapıyordu. İdlib’e yönelik 52 ayrı saldırı yapıldı. Bunu Esad ve Şii milisler yapıyor.
Suriye sahasında bir de mezhep çatışmaları var ki şu anda iddialara göre İran, Irak’tan Haşdi Şabi’yi Esad’a destek için getirdi. Hizbullah’tan tekrar Esad’ın yanına geçen milisler olduğu da söyleniyor. Bunlar hep endişe verici süreçler. İran ve Rusya kendi bölgesel çıkarları için hareket ediyor. Artık bölgede yeni statükoya doğru gidiyor.
KOLTUK DEĞNEĞİ İRAN VE RUSYA
SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun: Bölgede çok önemli jeopolitik gelişmeler yaşanıyor. Tarihi bir dönemecin arefesindeyiz. Muhalifler aslında Halep’i özgürleştirdi ve Esad rejiminin tükendiğini gözler önüne serdi. Esad’ın Rusya ve İran’ın koltuk değneğiyle ayakta durduğu gösterdiler.
İran Suriye’deki olayların başından beri Esad rejimini ayakta tutuyordu. İnsan kaynağı sağlayan milyarlarca dolarlık silah desteği veren ülke konumundaydı. Hizbullah’ın güçlerini kaydırması İran’ın ekonomik sıkıntıları rejime olan desteği düşürdü.
SIRADAKİ HEDEF MÜNBİÇ
Siyaset bilimci: Prof. Dr. Yakup Bulut: Tel Rıfat muhaliflerin eline geçtikten sonra PKK Münbiç tarafına yöneldi. Şu anda işgal ettikleri alanı korumanın yollarını arıyorlar. ABD’de burada yaşanan durumun farkında. Kaçışlar PKK’nın acziyetini gösteriyor. Kazandıkları bir durum yok şu anda geri püskürtülüyorlar. Münbiç bu sürecin tamamlanan taşı olacaktır.
Süriye Milli Ordusu Münbiç’i aldıktan sonra PKK tamamen Fırat’ın doğusuna kayacaktır. Ben muhaliflerin Münbiç’i de alacağını düşünüyorum. Yani burada PKK herhangi bir kazanım el etmedi bir kaçış söz konusudur. Teröristlerin hedefi ellerindeki imkanı kullanarak işgal ettikleri alanları korumaya çalışacaklar. Muhaliflerin girdiği bölgelerde halk tarafından hoş karşılanması oldukça pozitif bir durum.
Hama’dan Humus’tan sürülen insanlar İdlib’de sıkıştı. Buradan yola çıkarak Halep’e doğru ilerleyen muhalifler insanların da terk ettikleri bölgeye gelmesiyle ilerleme çok rahat ve hızlı gerçekleşti.
KARŞI KOYMA İHTİMALİ VAR MI?
Orta Doğu uzmanı Dr. Hazar Vural Jane: Harita üzerinde değişiklikler olmaya devam ediyor. Tel Rıfat SMO’nun eline geçti. İran, Esad’a destek olmak için bölgeye güçlerini gönderdi. Toparlanma ve Esad güçlerinin karşı koyma ihtimali var. Rusya tarafından zaman zaman hava saldırıları oluyor. Rusya’nın güçlü şekilde destek vermemesi akıllara soru işaretleri getiriyor.
ABD-RUSYA ÇATIŞMASI
Uluslararası ilişkiler uzmanı Dr. Filiz Katman: 2019 yılına iyi bakmak lazım. Rusya-İsrail-ABD buluşmasında bölgede İran’ın gücünün azaltılması planı devreye sokuldu. Suriye’nin kuzeyinin Ruslara bırakılacağı resmen duyuruldu. ABD Deyr Zor hariç çekilme planında ancak sadece burada kalacak onun sebebi de petrol yatakları ile ilgili.
TRUMP’IN DÖNÜŞÜ
Buradaki politika Biden iktidarı ile değişti. ABD bu tarihte hedef Rusya ve Çin oldu İsrail aracı olsa da ABD masaya dönmedi. Şu anda Trump dönüyor taraflar 20 Ocak’a kadar ne yaparsa yapma peşinde. Trump’ın hedefinde yine İran olacak.
MUHALİFLERİN VE ŞAM’IN MÜCADELESİ
Suriye’de olanları başka devletlere ya da güçlere bağlamak Suriye’nin gerçeklerinden kopmaktır. Buradaki temel nokta Şam ile muhaliflerin mücadelesidir. Hizbullah ile İsrail arasında ateşkes olduktan hemen sonra muhaliflerin Esad’a operasyonu başladı. Netanyahu da Esad’a yöneleceğini söylemiş ve İran ile mücadele edeceğini söylemişti.
GÜÇ BOŞLUĞU DOLDURULDU
Bölgede İran’ın oluşturduğu bir koridor var ve lojistik destek sağlanıyor. Bunlar Hizbullah’a gidiyor. Bölgede şu anda oluşan değişiklikler İran’ın gücünü kesecek nitelikte. İran ve Hizbullah’ın İsrail ile mücadelesinde oluşan bir güç boşluğu var. Karşılıklı bir faydalanma oldu.
İÇ HAT MANEVRASI
Prof. Dr. Esat Arslan: PKK’nın terör tünellerini Fransız Lafarge yaptı. 27 Kasım’da İsrail ile Lübnan ateşkesi başladığı zaman operasyon başladı. Orta Doğu’da hiçbir zaman tesadüfen olmaz. Her şey planlı olarak gelişir. ABD ve İsrail’in vahşet ve dehşet ortaklığı vardır ve bunların Gazze’de yaptıklarını gördük. Bunlar bir iç hat manevrası yapmıştır. İran’ın vekil güçlerine teker teker darbe vurarak ilerliyorlar.
ABD VE İSRAİL GÖÇ PLANI
Netanyahu, Esad’ı İran ile ilişkilerini kesmesi için tehdit etti.. Burada terör olmasın diye Astana süreci var. İsrail ve ABD buradaki nüfusu Türkiye’ye sürmek istiyor. Türkiye burada siyasi hedefini ortaya koydu ve ne olursa olsun bu göçü engelleyecek. Gazaları mübarek olsun SMO, Tel Rıfat’ı ele geçirdi. Çok daha önemlisi Halep Kalesi’ne Türk bayrağı astılar. Halep ile Hatay arası 80 KM’dir. Bize bu kadar yakındır.
HALEP’İN ASIL EVLATLARI SMO’NUN İÇİNDE
M-4 ve M-5 karayolları kapalı durumda. Muhalifler Sefire bölgesini ele geçirdi. Suriye’nin can damarını aldılar. Halep’in asıl evlatları SMO’nun içindedir. Terör prangasını parçalamak lazım.
1 GÜNLÜK PLAN DEĞİL
ODAP Kurucu Direktörü Ali Semin: Uzun süredir planlanan bir operasyon var ancak hızlı ilerleyiş beklenen bir durum değildi. Rejim ordusunun bu kadar hızlık şekilde kaçması sürpriz oldu. Geldiğimiz süreçte bunun bir günlük bir plan olmadığını anlayabiliriz. Burası bir savaş ve güç alanı dondurulmuş bir süreç vardı. Bölgede eskisi gibi sık sık çatışmalar yoktu ancak devam eden bir süreç vardı. Bölgede dengeler sürekli olarak değişiyor.
DONAN SAVAŞ ATEŞLENDİ
7 Ekim 2023 tarihinden beri uluslararası sistemde birçok şey değişmeye başladı. Bunlar bizim için kırılgan fay hatları gibi. Suriye, Lübnan, Irak, Yemen bunların hepsi kırılgan ve hepsi birbiriyle bağlantılı. Donan savaş yeniden ateşlendi. Buranın İsrail ile ilgisi yok burada ciddi bir hazırlık söz konusu. Bu yapılan hazırlığın asla İsrail ile alakası olduğunu düşünmüyorum.
İDLİB’İN BOMBALAMASININ PERDE ARKASI
2015 yılından sonra ABD Fırat’ın doğusunu kendisi kontrol etmek istedi batı tarafı ise Rusya ve rejime bırakmış gibi göründü. Şu anda Türkiye açısından bakılırsa kontrollü bir durum var. Rusya ve rejim Halep kaybedilmesine rağmen İdlib’i vuruyor. Bu Türkiye için bir göç dalgası olabilir. Burada bir çatışma hali demek 3 milyona yakın bir göç dalgası demektir. İdlib’i vurarak Türkiye’ye kendilerince baskı kurmak istiyorlar. Türkiye’nin 3 önceliği var; Suriye’deki teröristan denilmeye çalışılan bölgede terör varlığının sonlandırılmasıdır. Bunun yanında göç dalgasını engellemek ve Türkiye’deki Suriyelilerin gönüllü şekilde dönmesi. Son olarak önceliğimiz ise Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasıdır.
REJİM ORDUSU DİRENEMEDİ
Türkiye’nin de dikkat etmesi gereken durumlar da var. Şu anda Suriye haritası şekilleniyor. Buradaki bütün güçler nasıl bir strateji izleyeceklerini bir daha ortaya koymak zorundalar. İsrail’in meseleyi nasıl takip edeceği ya da bölgede İran’ın alacağı yol önemlidir. ABD ve İsrail uzun süredir İran’ın Orta Doğu’daki nüfus alanını daraltmak istiyor. Esad rejimi 2011 yılından sonra özellikle İran ve onun desteklediği vekil güçlerden destek almıştı. Şii milislere bağlı olarak hareket etmek bu kadar hızlı ilerleyişin sebebi oldu. Rejim ordusu direnmedi.