Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'den İmamoğlu'nun usulsüz diplomasına ilişkin açıklama! "Yatay geçişte iltimas yapılmış olabilir"

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, katıldığı canlı yayın programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan Tekin, Ekrem İmamoğlu’nun usulsüz olarak Kıbrıs’tan İstanbul Üniversitesi’ne geçişinin arka planını da deşifre etti. Tekin yaptığı açıklamada, '1990 yılında Türkiye'de özel okul sayısı az. Ekonomik durumu ve yaşadığı yer olarak baktığımızda tuhaf. Bir aile şirketi. Yatay geçiş sürecindeki iltimasa sebebiyet verebilecek şey aynı şirket bir okul inşaatına başlıyor. Bakanlığımıza bir özel okul için başvuruyorlar. Okulu açıyorlar bu okul FETÖ'nün Türkiye'de açılan ilk okullardan. İmamoğlu'nun da ailesinin içinde yer aldığı şirket bu. Bu okulun FETÖ okulu olduğunu biliyoruz ve kapattık. İMAŞ'ın kurmuş olması. Bu iltimasın gerekçesi bu olabilir. Bu benim tahminim. Savcılıkta mutlaka vardır bu belgeler. Bu tamamen yargı sürecinin. Burada bir iltimas var diyorum. Bu iltiması da birileri çok ciddi olarak korumuş olabilir.' dedi.
İstanbul Üniversitesi, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun da aralarında bulunduğu 28 kişinin diplomalarının "yokluk" ve "açık hata" gerekçeleriyle geri alınmak suretiyle iptaline karar vermişti.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, katıldığı canlı yayın programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
(Foto: AA)
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Ekrem İmamoğlu'nun usulsüz olarak Kıbrıs'tan İstanbul Üniversitesi'ne geçişinin arka planını deşifre etti.
Tekin'in açıklamalarından öne çıkan başlıklar....
Sürecin nasıl işlediğini ben size anlatayım. Üniversiteler her yıl yatay geçiş kontenjanlarını YÖK'e bildirirler. Yüzdelik olarak öğrenci kontenjanı YÖK'ün onayına sunulur. Üniversiteler zamanı gelince kendi web sayfalarında belirtirler. Bu kısım önemli. İstanbul Üniversitesi yatay geçiş ilanı veriyor ulusal çapta yayın yapan bir gazetede yayınlanıyor. İlgili kişiler başvurularını yapar.
"HUKUKA AYKIRI BİR DURUM VAR"
İlgili komisyonlar başvuruların geçerli olup olmadığını değerlendirir. Komisyon dönemin mevzuatına aykırı değerlendirme yapmışlar. Başvuru değerlendirilirken başvurular için verilen tarih dolmadan iki gün önce bir değerlendirme yapılıyor. Komisyon bakıyor böyle devam ederse başvuru sayısı çok olacak burada hukuka aykırı bir durum var. İkinci kısım başvurular yapıldı mı. O dönemde prestijli ve köklü üniversitelere yatay geçiş için çok fazla başvuru olduğu için. Kontenjan sınırlı başvuru çok. Değerlendirirken neye göre değerlendirilecek. Birincisi üniversite sınav sonucunuz ve not ortalamanız.
(Foto: AA)
Sayın İmamoğlu'nun her iki açıdan da sıralamaya girecek derecelere sahip olmadığı görünüyor. İlgili fakültedeki komisyon toplanır. Mevcut başvuruları değerlendirmeye tabi tutar. Bugün çok daha şeffaf bir dönemde yaşıyoruz. 1990 yılı şeffaflığın daha az olduğu bir dönem. O şartlarda İstanbul Üniversitesine geçmek zor görünüyor. Bu konu benim ilgi alanıma giren bir konu değil bakanlığım açısından. Ben bakanlıkta müsteşarlık yaptım. Bu konu ile ilgili de benim ajandamda var olan donelerden bahsediyorum. 1990 yılında yatay geçiş var. 1990 yılında yanlış hatırlamıyorsam Trabzon'da bir şirket kuruluyor. Şirketin adı eğitim ihracat ithalat şirketi. İçinde inşaat da olabilir. 1990 yılında Türkiye'de özel okul sayısı az. Ekonomik durumu ve yaşadığı yer olarak baktığımızda tuhaf. Bir aile şirketi.
"YATAY GEÇİŞTE İLTİMAS YAPILMIŞ OLABİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM"
Yatay geçiş sürecindeki iltimasa sebebiyet verebilecek şey Aynı şirket bir okul inşaatına başlıyor. Bakanlığımıza bir özel okul için başvuruyorlar. Okulu açıyorlar bu okul FETÖ'nün Türkiye'de açılan ilk okullardan. İmamoğlu'nun da ailesinin içinde yer aldığı şirket bu. Bu okulun FETÖ okulu olduğunu biliyoruz ve kapattık. İMAŞ'ın kurmuş olması. Bu iltimasın gerekçesi bu olabilir. Bu benim tahminim. Savcılıkta mutlaka vardır bu belgeler. Bu tamamen yargı sürecinin. Burada bir iltimas var diyorum. Bu iltiması da birileri çok ciddi olarak korumuş olabilir. Yoksa komisyon bu koşullarda olan bir öğrenciyi diğer öğrencileri hiçe sayarak öne geçiremez. Ben böyle düşünüyorum. CHP'li dostlarımız bu süreci farklı yorumluyor olabilirler. Yatay geçiş sürecinde sıra dışı bir şey olabilir diyorum.
SÖZLEŞMELİ VE ÜCRETLİ ÖĞRETMENLİK
Sözleşmeli öğretmen ülkemizde belli bölgelerde öğretmen çalıştırmakta zorlanıyoruz. Atanan arkadaşlarımız çeşitli sebeplerle tayin sürecine giriyorlardı. Bunu gidermek için tedbirler almaya çalıştık. Bu tayin süresini eşitlik ilkesine aykırı olduğu için Anayasa Mahkemesi iptal etti. Eğitimde fırsat eşitliğini temin etmek adıyla sözleşmeli öğretmenliği çıkardık. Burada 3 yıl çalıştıktan sonra tayin durumuna dahil olabiliyorlar. Ücretli öğretmenlik öğretmenlik eksikliği çektiğimiz alanlarda istihdam etme şeklimiz. Ek ders ücreti karşılığında bir öğretmenlik yapmasıdır. Bunun yasada da karşılığı yok. Aslında girdikleri ders kadar ücret alacaklar. Normal koşullarda onu kadro gibi düşündükleri için kendilerini diğerleri ile kıyaslıyorlar.
(Foto: AA)
İMAMOĞLU İLE KREŞ TARTIŞMALARI
Bizim Ekrem İmamoğlu ile ilgili orada olan polemik ayrı bir konu sonrasında polemiğe verdiği tepki ayrı bir konu. Biz Milli Eğitim Bakanlığı olarak okul öncesi eğitim kurumları açmak standartlarını belirlemek açılış izinlerini ruhsatlarını vermek eğitim öğretim süreçlerini denetlemek bizim bakanlık olarak görevimiz. Bu bizim işimiz. Bu tabloda işimizi yapmamız gerekiyor. Herhangi bir belediye okul öncesi eğitim kurumu açıyorsa nasıl bir fiziki yapıda açıyor. Pedagojik açıdan eğitim öğretime uygun mu? Bunu standart olarak belirlememiz gerekiyor. Bütün belediyelere biz zaten her eğitim öğretim yılının başında rutin olarak hatırlatıyoruz. Bunu açarken bizden izin almanız bizim tarafımızdan ruhsatlanması ve denetlenmesi gerekiyor. İmamoğlu kreşlerimiz kapatılıyor diye söyledi. Hukuken bizim yürütmemiz gereken bir kısmı var. İkincisi sıkıysa gelin kapatın dedi. Kapattığımız bir kreş yok. Bizim statümüzde öyle bir kreş yok. Bunun bizimle bir ilgisi yok. Biz orada hiçbir şeyi denetlemiyoruz. Bakanlığımızla ilgisi yok.
"12 BİN CİVARINDA FAHİŞ FİYAT İÇERİSİNE GİREN OKUL VAR"
Mehmet Şimşek bakanımıza göre Türkiye'deki enflasyon TÜİK'in verilerine göre yaklaşık yüzde 2 eğitim enflasyonunun genel enflasyona etkisi olduğunu söylüyor. Onun da ekonomik maliyetini çıkarıyor ve bizim önümüze koyuyor. Özel okulculuk kamusal bir hizmet yerine getirdikleri için de Bakanlık denetler ve düzenler. Bütün okullarımızın kaliteli eğitim vermesi için düzenleyici hizmetler yapıyoruz. Özel okulculuk sektörü bizim coğrafyamızdan kaynaklanan ekonomik zorluklar nedeniyle bir krizin içerisine girdi. Özel okul ücretleri ilgili bir sınırlama getirilmişti. Özel okul temsilcileri ile oturup konuştuk. Sektörün ayakta kalabilmesi için özel okullardaki artış ücreti TÜİK'in enflasyon oranının üzerine yüzde 5 olarak konuşuldu. Bizim takip edebildiğimiz alan okulla yaptığınız sözleşmeye bir sene sonraki zam kısmına. Yeni kayıt için gittiğinizde yeni bir sözleşme yapıyorsunuz. Onu biz koymamıştık. Farklı hizmetlere göre farklı olabilir diye bir görüşümüz var. 12 bin civarında fahiş fiyat içerisine giren çok az okul var. Onlarla irtibat içerisindeyiz. Biz ilkokullarda ve ortaokullarda çocuklarımızı evine en yakın okula kayıt ediyoruz. Devlet okuluna göndermiyorsunuz. Özel okul ücretlerinde de bir skala var. Enflasyon artı yüzde 5 kısmı enflasyon düştükçe bu rakamlar daha da yükselmiş gibi duracak. Bu yüzde 5 rakamını da enflasyonla orantılı bir rakama çekeceğiz. Enflasyona orantılı bir şey olacak. Yakında ilgili yönetmelik değişikliğini yapacağız. Özel okullara ödemenizi bankadan yapın. Özel okullarımızın size ders kitabı adı altında herhangi bir şeyi satmaya hakkı yok.
