Küresel güç merkezleri şaşkın! Türkiye ne yapmaya çalışıyor?
MHP lideri Devlet Bahçeli'nin PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ın TBMM'ye gelerek terör örgütünün silah bıraktığı ilan etmesine yönelik çağrısı Türk siyasetinin bir numaralı gündem maddesi olmaya devam ediyor. Başkan Erdoğan da Bahçeli'nin tarihi çağrısına ilişkin tarihi bir fırsat penceresinin açıldığını vurgularken Bahçeli'nin tarihe yön veren bir lider olduğunun altını çizdi. Konuyu Sabah Gazetesi'ndeki köşesine taşıyan Mahmut Övür, Erdoğan ve Bahçeli ikilisinin hamlelerin karşısında küresel güç merkezlerinin şaşkın olduğunu ifade ederken "Türkiye ne yapmaya çalışıyor?" sorusunu sorduklarını belirtti.
MHP lideri Devlet Bahçeli'nin PKK elebaşı Abdullah Öcalan'a yönelik çağrısı Türk siyasetinin gündeminden düşmezken konuya ilişkin yeni açıklamalar gelmeye devam ediyor. Bahçeli, PKK'lı teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın TBMM'ye gelerek terör örgütünün silah bıraktığını ilan etmesine yönelik çağrıda bulundu.
"TERÖRÜN BİTTİĞİNİ DUYURSUN"
Teröristbaşı işin içinde olmazsa bir şey çıkmaz diyenlere de sesleniyorum; şayet teröristbaşının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, Umut Hakkı'nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın.
"SİNEYE ÇEKMEYE HAZIRIZ"
Ne Kandil, ne de Edirne; adres İmralı'dan DEM'e uzansın, bu ağır ve tarihi terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın. Hodri meydan, buna varız; vatan, millet, devlet, bayrak, ortak gelecek ve tam bağımsızlık için bunu dahi sineye çekmeye sonuna kadar hazırız. Türkiye ve Türk milleti için her fedakârlığı yapmaya, her çileye katlanmaya, lazım gelen her adımı atmaya kararlıyız, inançlıyız, tarih huzurunda diyorum ki, yeminliyiz. "Yeni Yüzyıl, Yeni Hayat, Yeni Türkiye" temelinde bagajları boşaltalım ve milli ülküleri hep birlikte yakalayalım.
"TARİHİ FIRSAT PENCERESİ AÇILDI"
Başkan Recep Tayyip Erdoğan da MHP lideri Bahçeli'nin yaptığı tarihi çağrıya yanıt verirken Bahçeli'nin tarihe yön veren bir lider olduğunu vurguladı.
Erdoğan konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
"Buradan, Cumhur İttifakı'ndaki yol arkadaşımız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'ye, tüm Milliyetçi Hareket Partisi camiasına, grubum adına, aziz milletim adına selam ve şükranlarımızı tekrar ifade ediyorum. Devlet Bey, tavır, konuşma, söylem ve siyasetiyle, feraset ve tecrübesiyle, cesur çıkışlarıyla, akıl dolu cümleleriyle daima tarihe not düşen, tarihe istikamet çizen bir liderdir. Kendisi her fırsatta anlayabilenler için, mazrufa odaklanma iradesi gösterebilenler için, vatan, millet sevgisinin, Cumhuriyet aşkının en önemlisi de milliyetçiliğin ne olduğunu, ne manaya geldiğini en açık, en sarih, en çarpıcı şekilde izah etmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı'nın son çağrılarını bu çerçevede okuyanlar, önümüze açılan tarihi fırsat penceresini görmekte ve heyecanlanmaktadır. Buna karşılık ülkenin ve milletin, ortak çıkarları yerine, kendi şahsi ve zümrevi gündemlerinin peşinde olanlar her zamanki gibi tutarsızlık ve boş laf bataklığında çırpınmayı sürdürmektedir."
Sabah Gazetesi Yazarı Mahmut Övür bugünkü köşesinde Başkan Recep Tayyip Erdoğan ve MHP lideri Bahçeli'nin çağrılarına yönelik çarpıcı bir yazı kaleme aldı.
İşte Mahmut Övür'ün "Türk ve Kürt Yüzyılı" başlıklı yazısı:
Cumhuriyet'in 101'inci yıldönümü törenleri için Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeyiz. Öyle bir zaman ki, tıpkı 100 yıl önceki gibi herkesin dilinde Türkiye'nin geleceği var.
Son dönemde o geleceğe ilişkin ilginç açıklamalar da gelince merak bir hayli artı. Önce Başkan Erdoğan'ın ısrarlı iç cephe vurgusu, ardından MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin 1 Ekim'le başlayan ve 22 Ekim'de Öcalan eksenli çağrısıyla tepe noktaya varan açıklamaları, bütün gözleri içeride Cumhur İttifakı'na, dışarıda da Türkiye'ye çevirdi.
"KÜRESEL GÜÇ MERKEZLERİ ŞAŞKIN"
O geceye katılanlar büyük çoğunlukla ümitvar yaklaşsalar da önceki çözüm süreçleri sonrası yaşanan hayal kırıklıkları nedeniyle biraz kaygılıydı. Kiminle konuşsam hiç değişmeyen şu sorular birbiri ardına sıralanıyordu:
"Öcalan etkili olabilir mi? Bu bizim projemiz mi? Ve ABD bu kadar yatırım yaptığı bir örgüte silah bıraktırır mı?"
Türkiye'yi dışarıdan izleyen küresel güç merkezleri de şaşkındı ki, "Türkiye ne yapmaya çalışıyor?" diye soruyorlardı.
Şaşkınlıkları doğaldı; çünkü Türkiye uzun bir süredir bin yıllık kardeşliğin gereğini yapmak ve 100 yıl önce yapılan hataları telafi etmek için büyük bir hamle hazırlığında. Belki arka planda nasıl bir çalışma yapıldığı tam bilinmese de iki liderin, Başkan Erdoğan ve Bahçeli'nin son dönem konuşmalarında bu büyük planın ipuçları vardı.
"TÜRK VE KÜRT YÜZYILI"
Daha önce de yazdım; Bahçeli'nin özellikle 22 Ekim ve Ziya Gökalp konuşmaları birlikte okunursa, milliyetçi bir liderin Kürtler gerçeğine sınırları da aşan bakışla yaklaştığı çok açık. O yüzden herkes şaşkın. Bahçeli ilk kez "Kürt kökenli" demeden bir yaklaşımın önünü açtı ve Türkler ile Kürtlerden söz etti. Dahası açık açık önümüzdeki yüzyılın "Türk ve Kürt Yüzyılı" olacağını söyledi. Bu ülkeyi birlikte yönetme çağrısıydı. Çıtayı öyle yukarı koydu ki, anadil eğitiminden kayyum atamalarına, tecritten hukuk eksiğine siyaseti bu kavramlara sıkıştıranları açığa düşürdü.
Yine gündelik siyaset içinde sorulan, "Cumhurbaşkanı Erdoğan bu işin neresinde?" sorusunun da aslında bir cevabı vardı. O gece bu daha da açıklığa kavuştu.
Başkan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 29 Ekim Özel Programı'nda ince ince hem bu soruya cevap verdi hem de Cumhuriyet'in kuruluş günleriyle bugünün ortaklığına atıf yaparak şöyle diyordu:
"Bugün küllerimizin değil, sahip olduğumuz imkânların ve azmin üzerinde yükseldiğimiz bir döneme giriyoruz. Bir başka ifadeyle, yeniden ve daha güçlü bir başlangıcın arifesindeyiz."
O başlangıçtan söz ederken Bahçeli'nin çıkışına nasıl baktığını da dün AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda net bir şekilde anlattı:
"Sayın Devlet Bahçeli'nin, Cumhur İttifakı ortağımız MHP'nin elini değil, tüm vücudunu taşın altına koymasıyla çok daha büyük bir imkân ele geçirdik. Önümüze açılan bu fırsat penceresinin iç cepheyi dost ve düşmana karşı güçlendirme fırsatının millet ve milletin meşru temsilcisi siyaset kurumu tarafından çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Buradan Cumhur İttifakı'ndaki yol arkadaşımız Sayın Devlet Bahçeli'ye, tüm MHP camiasına selam ve şükranlarımı ifade ediyorum. Devlet Bey, cesur çıkışlarıyla daima tarihe istikamet çizen bir liderdir."