ABD ve İsrail'in kirli planı! ‘Seçim’ tezgahına dikkat çekerek uyardı
ABD'nin desteğiyle 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren Gazze Şeridi'ni abluka altına alarak binlerce sivili katleden Siyonist İsrail gözünü Lübnan ve Suriye'ye dikti. Gazze'nin ardından Lübnan'ın kalbi Beyrut'u da enkaz kente çevirmek isteyen İsrail, Orta Doğu'yu savaşa sürüklerken, Sabah Gazetesi yazarı Haşmet Babaoğlu çok çarpıcı bir yazıyı bugün köşesine taşıdı. Babaoğlu, ABD ve İsrail'in Orta Doğu ile ilgili uzun süredir bir planı olduğunu ve bunu 7 Ekim bahanesiyle yürürlüğe koyduğunu belirtirken, ABD'deki seçim tezgahına dikkat çekti. İşte detaylar...
Katil İsrail ordusu, ABD'den aldığı destek ile önce Gazze'yi ardından da Beyrut'u enkaz kente çeviriyor. Siyonist İsrail, dünyanın gözü önünde savaş suçu işleyerek binlerce sivili katletti.
İsrail, 7 Ekim olaylarını bahane ederek Orta Doğu'yu kan bölüne çevirirken, Sabah Gazetesi yazarı Haşmet Babaoğlu bugün "Karamsarım, kötümser değilim" başlıklı yazıyı köşesine taşıdı.
Olayların durup dururken başlamadığını ve 7 Ekim'le tetiklenmediğini belirtirken, "Yaşananlar çok uzun zamandır hazırda bekleyen bir projenin yürürlüğe konulmasıdır. Olaylar büyüyerek sürecek. Seyirci kalan kitlelerin de içlerini boşaltıp posalaştırıncaya kadar. İstedikleri bu. Dik duralım. En sonunda inşallah biz kazanacağız." dedi.
Babaoğlu, ayrıca ABD'deki seçimleri bir tezgah olarak görürken, "Netanyahu soykırımını sürdürürken dünya kamuoyu oyalansın diye önüne sürülmüş bir tezgâha dönüştü bu iş..." dedi.
İşte Babaoğlu'nun 18 Ekim tarihli yazısı:
Dünyanın gidişine bakarken...
Karamsar mıyım?
Gayet akılcı bir cevap istiyorsanız...
Evet!
Tersi mümkün değil...
***
Kötümser miyim?
Hayır!
O bambaşka bir şey...
Kötüye teslim olmaktır kötümserlik.
***
İyimser miyim?
Olmam gerekiyor...
Çünkü paranın krallığına, dört nala koşturan zulüm düzenine ve karanlık zekâ oyunlarına teslim olmuş yeryüzünün İlahi Plan tarafından sonuna kadar başıboş bırakılacağına inanmıyorum...
***
Ama İNSAN fena bir sınavda artık!
Adalet duygumuz bulanıklaşmamış olsaydı...
Burnunun dibinden ötesini göremeyen, banka hesaplarından başka bir "varlığı" olmayan insanlar hâline getirilmeseydik...
Yüz milyonlarca insan, Gazze'den haberi olmadan gününü kurtarmak için çırpınmaya mahkûm edilmemiş olsaydı...
"Elbette bu sınavdan da geçeceğiz" derdim.
***
Lakin önce külahı önümüze koyup doğru bir muhasebe yapmalıyız.
Ve canımızı acıtan gerçeklerden kaçmadan tabii...
ABD ve İsrail bu yola yarısından dönmek için çıkmadılar.
Dünya kamuoyu veya başka dinamikler belki buna zorlayabilir onları...
Ama kendi istekleriyle bu yoldan dönmezler.
Durup dururken başlamadılar.
7 Ekim'le tetiklenmiş falan değiller.
Size olup bitenleri böyle anlatan yorumcular ya sersem ya da alçaktır.
Yaşananlar çok uzun zamandır hazırda bekleyen bir projenin yürürlüğe konulmasıdır...
Dolayısıyla koydukları hedefe ulaşmak isteyeceklerdir.
***
ABD seçimleri, bla bla diye konuşup duranları da unutun!
Netanyahu soykırımını sürdürürken dünya kamuoyu oyalansın diye önüne sürülmüş bir tezgâha dönüştü bu iş...
Trump'ı veya Kamala'yı gerçekten bir siyaset aktörü gibi anlatanlara aldanmayın...
Olaylar büyüyerek sürecek...
Seyirci kalan kitlelerin de içlerini boşaltıp posalaştırıncaya kadar...
İstedikleri bu!
***
İşte bütün bunlar yüzünden diyorum ki...
Karamsarlığımız dikkat alanında kalsın, bir kambura dönüşmesin...
Dik duralım!
En sonunda...
Yanlış anlaşılmasın ama...
En sonunda, diyorum.
İNŞALLAH biz kazanacağız!