KKTC lideri Ersin Tatar'dan A Haber'e özel açıklamalar! Rum kesimine sert tepki: ABD ve İngiltere'nin üssü konumunda
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar A Haber ekranlarında önemli açıklamalarda bulundu. Tatar, İngiltere'nin Kıbrıs'taki üsleri kullandığını belirterek Güney Kıbrıs Rum Yönetimine sert tepki gösterdi. Tatar, KKTC'nin her türlü önlemi alarak tedbirli olduğunu vurguladı ve "Rum kesim, ABD ve İngiltere'nin lojistik üssü konumunda. Egemenliğimizden vazgeçmeyiz. Rumların oyunlarına gelmeyeceğiz." dedi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar A Haber ekranlarında önemli açıklamalarda bulundu.
Tatar, Güney Kıbrıs'taki Amerikan ve İngiliz yığınağı kapsamında risk olup olmadığına ilişkin açıklamada bulundu.
Ersin Tatar'ın açıklamaları şu şekilde:
"Rum kesimi, ABD ve İngiltere'nin lojistik üssü konumunda. Bu olayları yakından takip ediyoruz. 1960 yılında İngiltere adadan çekilirken çok iyi pazarlık etmiş, 2 egemen üs alıp gitmiş ve bu üslerden yıllardır kendi emellerine yönelik dilediği gibi kullanmaktadır.
ORTA DOĞU'YA YÖNELİK FAALİYETLER
Bu defa iş daha da büyüdü, çünkü Amerikanlar, başka milletler hepsi yine Gazze'ye yönelik ve Orta Doğu'ya yönelik oradan faaliyetlerini sürdürmektedirler.
Fakat burada bir ayrıntı var, bu adanın 3 garantör ülkesi var. Birisi Türkiye Cumhuriyeti, Birisi İngiltere'dir, diğeri Yunanistan. Dolayısı ile Türkiye Cumhuriyeti'nin de hak hukuku vardır.
O anlamda Türkiye Cumhuriyeti ve KKTC arasındaki münasebetler önemli. Bizde ana vatanımızın Türkiye Cumhuriyet ile bütün bunlara karşı kendi tedbirimizi almak durumundayız.
HER TÜRLÜ TEDBİRİ ALDIK
Türkiye kendi açıklamasını yapmıştır. Yani "biz her türlü karşı taraftan gelebilecek tehlikeye karşı tedbirimiz her zaman almış durumdayız" diye.
GÜNEY KIBRIS LOJİSTİK ÜS HALİEN GELDİ
Bizi rahatsız eden Güney Kıbrıs'ın kendisinin bir hedef tahtası olabilmesi yönünde. Bu işleri çok hesapsız yapıyor olmasıdır ve bu eleştirilmektedir. Güney Kıbrıs'taki toplum, rum hükümetini ve Güney Kıbrıs'ı adeta bir lojistik üs şeklinde. Her türlü silahlanmaya ve bunlara müsaade edilmesini eleştiriyor.
Orada bir devlet var ve bu devlet müsaade edebiliyor ki bunlar olabiliyor, o bakımdan bazı açıklamalar yapılmıştı, Hamas'tır diğerleridir. "Gerekirse biz gereğini yaparız" şeklinde.
Ama bu açıklamaları genel olarak Güney Kıbrıs Rum Yönetimi içindi. Onlarda biliyor ki KKTC hükümetinin de böyle bir olayı yoktur ve bir Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte harekete ediyoruz. Siyasetimiz tektir, orada yapılan yapılanmalar Güney Kıbrıs'tadır.
KKTC'YE ASKERİ BİR HAMLE OLUR MU?
Gemilerle ve donanmalarla Güney Kıbrıs bir hedef tahtası şekline getirtilmiştir. Bu da tabii bölge için huzurumuz için tabi ki sıkıntıdır, ama bu sıkıntı Güney Kıbrıs'tadır. Güney Kıbrıs'taki gelişmeleri yakından takip ediyoruz.
Kendi tarafımıza doğru askeri hamle beklemiyoruz. Çünkü burada Türk hükümetinin kolordusu var ev Türkiye Hükümeti buradan sadece 60 kilometre. Biz her türlü hazırlığımızı almış durumdayız, askeri bir hamle olması mümkün değil.
Yoksa çok şeyler olur, bu adada bu çatışmayı buranın ekonomi kaldırmaz, en büyük kaybı da Güney Kıbrıs yaşar. Çünkü bize 2 milyon turist gelir onlara 6 milyon turist gelir.
Dolayısı ile askeri bir hamle oranın ekonomisini çökertir ve büyük hadiseler olur. Orada bütün operasyon Gazze'ye yöneliktir. Maalesef Güney Kıbrıs Rum halkının da kullanılması anlamındadır. Halk bir haber ama hükümet zayıf ve hükümet bunlara alet oluyor.
Orta Doğu'da çeşitli farklı örgütler "Gerekirse Güney Kıbrıs'ı hedef alırız" demişti. Güney Kıbrıs'ta bütün yapılanmalar Gazze'ye yöneliktir. Dolayısı ile Türkiye Cumhuriyeti garantör bir ülke olarak bütün bu gelişmeleri izliyor. Bizde birlikte bütün bu olayları izliyoruz.
İNGİLTERE'NİN ARKASINDA ABD VAR
İngiltere buradan giderken 2 egemen üs alıyor.Bu üsler Ağrotur ve Dikelya ve bu üslerden tüm Orta Doğu'yu istediği gibi her türlü kullanabiliyor. Tabi arkasında ABD'de var.
Cumhurbaşkanı seçimlerinden önce artık federasyon defterinin kapanması gerektiğini, federasyon demek, meselenin detaylarına indiğinizde ve bu Avrupa Birliği'ne alındıktan sonra demekle ortaya çıkmıştı.
KKTC'NİN BAĞIMSIZ BİR DEVLET OLARAK TANINMASI
Bir kere Kuzey ve Güney birlikte Avrupa Birliği'ne a girecekler, ve orada yerleşime sermayeye ve nüfusa hiçbir engel olmadığı için zaman içerisinde Güney Kıbrıs ve Yunistan' otoritelerini Kuzey Kıbrıs'a da yayacaklarından ve bir de gerçekten utanmadan Tükiye Cumhuriyet, Avrupa Birliği'nde olmadığı için dayatmak suretiyle, Sayın Akıncı'nın en son müzakerelerde buna bile çanak tutabilmesi ve bütün bunların masaya oturulmasından sonra tehlikeyi gördükten sonra kendi ekibimle seçimlere artık federasyon defterinin kapanması gerektiğini ve bu tehlikeleri geride bırakmamız gerektiğini ve zaten iyi niyetle eşitlik temelinde bir anlaşma için te Rauf Denktaş zamanından uğraştığımızı ve onun için 2 devletli siyaseti gündeme getirdim. Ve 2 devletli siyasette ve halktan onay alıp ondan sonra Türkiye Cumhuriyeti desteğiyle bu yeni siyaset milli bir siyaset haline gelmiştir.
Bütün bu olaylar bu milli siyasetin ne kadar isabetli ve doğru olduğunu bir kez daha güçlendirmiştir. Çünkü karşı tarafta oynana bütün oyunlara karşılık KKTC'nin ayrı egemen bağımsız bir devlet olarak Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte en azından buradaki istikrarı ve dengeyi koruması bakımından çok önemli.
TÜRK DÜNYASI BUNU SAHİPLENMELİ
Aksi takdirde bizleri de Avrupa üzerinden tehlikeye atacaklarından kimsenin şüphesi olmasın. Dolayısıyla bu 2 devletli siyaset artık milli siyaset haline gelmiştir. Gerek ana vatan gerek Türk dünyası bunu daha da sahiplenmeli.
BAŞKAN ERDOĞAN'IN AÇIKLAMALARI
Dolayısıyla ben Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kesin ve net açıklamalar yapmasını mutlulukla izlemekteyim.
Bizim siyasetimiz kesinlikle burada sınır olması gerekmektedir. Çünkü GKRY diyor ki "Ada bir bütün Avrupa Birliği'nindir. Bu sınırın olmaması gerektirmedir. Güney ve Kuzey arasında kontrolsüz ve pasaportsuz bir gitmeler olması gerekmektedir.
BASKILARIYLA TANINMAMIZI ENGELLİYORLAR
Bizde diyoruz ki "Onlar geride kaldı. KKTC kendi egemenliğinde, buraya gelen bir Rum mutlak surette pasaportunu gösterip öyle içeri girmektedir. KKCTC'nin güçlenmesi için kendimizi dünyanın her yerinde tanıtmaktayız.
Bizi bunların baskısıyla tanımıyorlar, yoksa bizi şuan da Türkiye Cumhuriyeti ile belki 50 ülke tanır. Mutlak surette bizim tanınmamızı engelliyorlar.
Bütün dünya artık Kıbrıs'a 2 ayrı devlet 2 ayrı halk 2 ayrı demokratik 2 ayrı otorite olduğunu görmektedir. Karşı tarafından şu ana kadar oynadığı oyun "Türkiye ne zaman bıkacak, Türkiye ne zaman pes edecek? Türkiye ne zaman KKTC'yi bırakıp gidecek ve bizde bütün Kıbrıs'a sahip olacağız" şeklinde beklentileri boşa çıktı. Bütün bu yaşananlardan sonra KKTC önem kazanmıştır."