Türkiye-Suriye arasındaki normalleşme PKK'yı çileden çıkardı! Sonunu gören örgütten sabotaj söylemi ve Esad'a tehdit
Başkan Erdoğan liderliğinde Türkiye, askeri operasyonlarıyla terör koridorunu paramparça etti. Köşeye sıkışan terör örgütü PKK'yı şimdi ise Suriye ile atılan normalleşme adımları korkusu sardı. Erdoğan, Esad'a tarihi bir çağrıda bulunarak iki ülke arasındaki görüşmeleri yeniden başlatmak için bir adım atmış, Suriye lideri de çağrıya yeşil ışık yakmıştı. İki ülke arasındaki diyalog kanallarıyla başlayan süreç, Suriye topraklarında işgalci konumunda bulunan PKK'nın sonuna getirecek. Terör örgütünün elebaşısı Bese Hozat, yaptığı açıklamada normalleşme adımlarına yönelik sabotaj açıklamasında bulunarak, Esad'a tehditler savurdu.
ASKERİ OPERASYONLARLA TERÖR KORİDORU PARAMPARÇA
Özellikle Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde yürüttüğü Barış Pınarı, Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı operasyonları, PKK ve bağlantılı grupların bölgedeki etkinliğine hançer sapladı.
TERÖRİSTAN İÇİN KORSAN SEÇİM OYUNU
Geçtiğimiz ay Suriye'de ABD himayesinde bir korsan seçim girişimine soyunan PKK, Türkiye'nin "Teröristana müsaade etmeyiz" çıkışı sonrası geri adım atmak durumunda kaldı.
YILLAR SONRA TÜRKİYE-SURİYE ARASINDA NORMALLEŞME ADIMI
Son olarak Başkan Recep Tayyip Erdoğan Suriye ile yeni bir dönemin başlayabileceğini belirtti.
Beşşar Esad'ın "Suriye'nin Türkiye ile ilişkilerini geliştirmeyi amaçlayan tüm girişimlere açık olduğunu" söylemesi üzerine ilk olarak 7 Temmuz'da Cuma namazı sonraı Esad'a seslenen Erdoğan görüşme çağrısı yaptı.
BAŞKAN ERDOĞAN'IN TARİHİ SÖZLERİ: YİNE GÖRÜŞÜRÜZ
Başkan Erdoğan şunları söyledi:
"Diplomatik ilişkilerin kurulmaması için hiçbir sebep yok. Yani biz Suriye'yle bu ilişkileri geliştirmekte geçmişte nasıl birlikteysek yine aynı şekilde birlikte hareket ederiz. Suriye'nin de iç işlerine karışmak gibi bir derdimiz, bir hedefimiz asla olamaz. Çünkü Suriye halkı bizim kardeş halklar olarak beraber yaşadığımız bir topluluktur. Nasıl ki biz Suriye'yle ilişkilerimizi çok çok canlı tuttuysak geçmişte, ailece görüşmelere varıncaya kadar biliyorsunuz Sayın Esed'le biz bu görüşmeleri yaptık. Yarın olmaz diye bir şey kesinlikle mümkün değil, yine olur. Suriye'nin iç işlerine karışmak gibi de bir derdimiz asla yok."
Erdoğan daha sonra Esad'ı görüşmeye davet ederek, "Biz Suriye'de barış istiyoruz ve barışın yanında olan herkesi de bu tarihi çağrımıza desteğe bekliyoruz." ifadelerini kullandı.
ESAD'DAN YEŞİL IŞIK: OLUMLU BAKIYORUZ
Başkan Erdoğan'ın açıklamaları ile birlikte hem Suriye Dışişleri Bakanlığı'ndan hem de Beşar Esad'dan olumlu sinyaller geldi.
Suriye'den yapılan açıklamalardan 2011'den öncesine dönülmesi vurgusu yapılırken Beşar Esad, "Birçok kez söylediğimiz gibi, ilişkiyi geliştirmeye yönelik her türlü girişime olumlu bakıyoruz ve bu da doğal bir şey. Kimse komşularıyla sorun yaratmayı düşünmez ama bu, kuralların dışına çıkmamız gerektiği anlamına gelmez" dedi.
YAKINLAŞMA PKK'YI RAHATSIZ ETTİ
Türkiye ile Suriye arasındaki diplomatik temasların artması ve olumlu mesajlar verilmesi, bölgedeki dengeleri yeniden şekillendirebilecek nitelikte. Bu süreçte etkin terörle mücadele durumu da PKK'nın bölgedeki planlarını çöpe atacak.
Bu durumu bilen PKK'yı korku sardı.
PKK ELEBAŞISI BESE HOZAT DÜĞMEYE BASTI: SABOTAJLAR GİRİŞİMİ
Panik yapan Kandil'deki terör elebaşlarından Bese Hozat süreci sabote etmeye çalıştı.
Başkan Erdoğan'ın yaptığı tarihi "normalleşme" çağrısını hedefe koyan Bese Hozat, "Beşar Esad Türkiye ile birleşip Kürtlere karşı bir soykırım savaşına girerse kuzeydoğu Suriye halkları tüm gücüyle direnir." diyerek hem köşeye sıkıştıklarını itiraf etti hem de tehditler savurarak süreci sabote etmeye çalıştı.
PKK'DAN ESAD'A AÇIK TEHDİT
Türkiye'nin terörle mücadelesini "soykırım" diyerek çarpıtan PKK elebaşı Bese Hozat şı sözlerle süreci zehirlemeye çalıştı:
"Beşar Esad bütün bunları yok sayarak Türkiye ile birleşip Kürtlere karşı kuzeydoğu Suriye halklarına karşı bir soykırım savaşına tasfiye savaşına girerse zaten Besar Esad yönetimi kendisini tamamen tasfiye etmiş oluyor."
Türkiye'nin DEAŞ'a vurduğu darbeyi perdeleyen terörist başı kendilerinin DEAŞ'a karşı mücadele ettikleri yalanını öne sürerek, "Bugün ayakta kalıyorsa sadece İran ve Rusya'nın desteğiyle değil Kürtlerin DEAŞ'a Türk soykırımına ve Neo Osmanlı politikalarına karşı verdiği mücadelenin bir sonucu olarak da bugün Suriye yönetimi ayaktadır. Bu bir gerçektir. DEAŞ'ın belini kıran kuzeydoğu Suriye halklarıdır. Ondan sonra DEAŞ baş aşağı gidişi yaşadı paramparça oldu. Onunla Suriye yönetimi az buçuk ayakta kaldı. Şimdi bunu yok sayarak türkiye ile ortak bir politika yürütmeye kalkarlarsa bu Suriye'nin tamamen kaybı olur. Bu politikanın sonuç alması mümkün değil aksi bir durum gelişirse elbette kuzeydoğu suriye halkları tüm gücüyle direnir. Kim saldırırsa saldırsın."
TÜRKİYE NEFRETİ
Asılsız iftiralarla Başkan Erdoğan'a ve Türkiye'ye saldıran Bese Hozat, Türkiye'nin kendi patronları ABD'yi Suriye'ye sokarak savaşı körüklediğini öne sürdü.
Bölgeye yönelik tehditlerini sürdüren terörist Hozat, "Öyle kolay değil. AKP-MHP rejimi şu anda o kadar büyük bir çıkmazdadır ki ne kadar güzel nutuklar atsa da öyle bu süreçten sağ çıkması mümkün değil. Öyle düşündüğü, istediği, kamuoyuna yansıttığı biçimde artık Suriye'de bir düzeltme yapamaz. Çok zor yani. Birçok denklem var, kolay değil yani. Herkesin eli armut toplamıyor. Bu açıdan yani gerçekten bitmiş bir iktidardır, bir rejimdir. Yapılacak şey, buna karşı güçlü bir mücadeledir." iddiasında bulundu.
GERİLİMİN ARKASINDAKİ AKTÖR ABD! NORMALLEŞMEDEN RAHATSIZ
Öte yandan bölgede PKK'yı besleyerek terörü körükleyen ABD'nin Dışişleri Bakanlığı da atılan adımlardan rahatsız oldu. ABD Dışişleri Bakanlığı dün, "Türkiye ile Suriye arasında normalleşme olacağına dair bilgilendirmeler görüyoruz. Amerika Birleşik Devletleri bu normalleşme çabalarını desteklemiyor" açıklamasını yapmıştı.
ABD'nin açık açık normalleşmeye karşı olduğunu itiraf eden Bakanlık sözlerinin devamında. "ABD olarak, bu soruna siyasi bir çözüm yönünde ciddi bir ilerleme görmediğimiz sürece Esad rejimi ile ilişkileri normalleştirmeyeceğiz. Suriye rejimiyle ilişkisi olan tüm ülkelere, bu ilişkileri Suriyelilerin insani durumu, insan hakları ve güvenlik durumunu iyileştirmek ve BM'nin 4456 sayılı kararının hedeflerine ulaşmak için kullanmaları çağrısında bulunduk" dedi.