Adalet Bakanı Yılmaz Tunç A Haber'de: Darbeleri unutmayacağız, unutturmayacağız tekrarlanmaması için
Hain darbe girişiminin yaşandığı gecenin üzerinden tam 8 yıl geçti. 8 yıl önce 15 Temmuz 2016'da Türk milleti tarihine yeni bir destan ekledi... Halkın gücü tankların gücüne galip geldi. Peki, hain darbe girişiminin 8. yılında Türkiye’de ne değişti? Yargının FETÖ ile mücadelesinde son durum ne? Türkiye sivil anayasaya ne zaman kavuşacak? A Haber canlı yayınına darbe girişiminin sembol noktası olan 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nden katılan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç merak edilen tüm soruları cevapladı.
FETÖ'nün hain darbe girişimine kalkıştığı 15 Temmuz 2016 gecesi, Türkiye genelinde vatandaşlar Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla sokaklara indi ve milli iradeye sahip çıkarak darbeci hainlere geçit vermedi.
O hain darbe girişiminin üzerinden tam 8 yıl geçti. Geçen bu yıl içerisinde Türkiye'de ne değişti? Yargının FETÖ ile mücadelesinde son durum ne? Türkiye sivil anayasaya ne zaman kavuşacak?
BAKAN TUNÇ A HABER'DE!
Tüm merak edilen soruları A Haber'de yayınlanan Satır Arası programına darbe girişiminin sembol noktası olan 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nden katılan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç cevapladı. İşte Tunç'un açıklamalarından satır başlıkları;
"252 ŞEHİDİMİZ 2 BİNDEN FAZLA GAZİMİZ VAR"
"Çok anlamlı bir konumdayız 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde bulunan 15 Temmuz şehitler alanındayız. Üzüntülüyüz şehitler verdik ama şanlıyız gururluyuz milletimiz sayesinde şanlı bir direniş gerçekleştirdik. O karanlık gecede milletimiz vatanımız için bağımsızlığımız için demokrasimiz için canlarını feda eden 252 şehidimize rahmetle anıyorum. Rabbim onların emanetine sahip çıkabilmeyi bize nasip eylesin. Öte yandan 2 binden fazla gazimiz var onlar bu vatan için canlarını vermek istediler gazi oldular. Onlara da buradan şükranlarımızı sunuyoruz. Hala tedavi olan gazilerimiz var onlara da acil şifalar diliyorum."
"DARBELERİ UNUTMAYACAĞIZ"
"Önceki gün Bosna Hersek'te bulundum. Srebrenitsa'da 29 yıl önce katledilen şehitlerin 14 tanesinin kimlikleri tespit edildi ve bizde onların cenaze namazlarını kıldık defnettik. 78 şehidin de kemikleri bulundu DNA' testi ile tespit edildi ve eski mezarlar açılarak kemikleri defnedildi. Tabi oradan Aliye İzzetbegoviç'in bir sözü akla geliyor "unutmayınız, unutursanız soykırım tekrarlanır" diyor. Bugün Filistin'de Gazze'de soykırım tekrarlanıyor. Dünyanın gözü önünde gerçekleşiyor bu durum. O nedenle unutmamak lazım. Darbeleri de unutmamak lazım aslında milletimiz unutmadı ama vesayetçi anlayış unutturdu. O gün ki medya düzeni, vesayetçi kurumlar sayesinde ve tekrarlandı 10 yılda bir darbeler ve muhtıralar.15 Temmuz hain kalkışması darbecilerin yenilgisi ile sonuçlandı. Darbeleri unutmayacağız bir kez daha tekrarlanmaması için."
"DEMOKRASİ TARİHİMİZ NE YAZIK Kİ DARBELER TARİHİ"
"Demokrasi tarihimiz ne yazık ki darbeler tarihi ne yazık ki. 1960 darbesinde başarıyla devam eden Menderes iktidarı sonlandırıldı ve bu ülkenin başbakanı bakanları idama mahkum edildi. Sonrasında 1971 muhtırasında yine demokrasiye müdahele edildi ve seçilmiş hükümet iktidardan düşürüldü. Sonra 12 Eylül darbesinde gençler birbirine kırdırıldı sağcı, solcu, alevi sünni çatışmaları ile darbenin taşları düzenlendi ve 1980 darbesi geldi demokrasimiz yine kesintiye uğradı. 1990'lı yıllarda da faili meçhullerin olduğu terörün azdırıldığı PKK terörünün zirveye çıktığı ve ekonomik krizlerin peşi sıra geldiği yıllar. Temel hak ve özgürlüğün kısıldığı, başörtüsü yasaklamalarının yaşandığı, düşünce ve ifade özgürlüğünün olmadığı siyasi partilerin kapatıldığı 28 Şubat "Postmodern" darbesine milletimiz maruz kaldı ve milletin iktidarı bir darbe ile sona erdi."
HÜKÜMETTEN SERT YANIT: HERKES GÖREVİNİ BİLECEK
"2000'li yıllara geldiğimiz zamanda AK Parti kuruldu 2001 yılının başında. AK Parti kurulur kurulmaz ilk ay hemen bir kapatma davasıyla karşı karşıya kaldı. Kurucu üyelerin içerisinde bir başörtülü birey var diye kapatma davasıyla karşılaştı. 1 yıl sonra seçimler ilan edildi milletvekilleri belirlendi ve AK Parti Genel Başkanı bugün ki Cumhurbaşkanımız milletvekili seçilemez dedi ve YSK onu listeden sildi ve düşürdü. Partisi seçime giriyor fakat kendisi milletvekili olamıyor ve genel başkan. Böyle bir ortamda seçimler gerçekleşti 4 buçuk yıl süren başarılı bir iktidar. Çift hanelere çıkmış enflasyon rakamları tek haneye düşürme çabaları bir fiziki kalkınma hamlesi. Cumhurbaşkanlığı seçimleri geldi 2007'de ve Danıştay saldırısı, cumhuriyet mitingleri ile ordu göreve pankartları açıldı, e- muhtıra yayımlandı ve 367 krizi ile internet yoluyla bir darbe girişiminde bulunulmak istendi fakat o günkü hükümet sert bir cevap verdi. Herkes görevini bilecek bu sizin göreviniz değil dedi."
"15 TEMMUZ'A GİDEN YOLDA ADIM ADIM TAŞLARI ÖRMEYE ÇALIŞTILAR"
"2014- 2015'te ülkenin değişik yerlerinde patlamalar gerçekleşti. Kızılay'da gerçekleşen patlamada 100'den fazla vatandaşımız vefat etti. Kobani olayları, Suruç patlaması yani terörün azdırılmaya çalıştığı ve 15 Temmuz'a giden yolda adım adım taşları örmeye çalıştılar."
"CUMHURBAŞKANIMIZIN MESAJİI İLE VATANDAŞ SOKAĞA İNDİ"
"İlk 15 Temmuz şehitler köprüsü işgal edildi. Vatandaş ne oluyor diye düşünürken kısa süre içerisinde Cumhurbaşkanımızın mesajı ile meydanlara indi."
YARGININ FETÖ İLE MÜCADELESİNDE SON DURUM
"O karanlık gecede Cumhuriyet savcılarımız hemen adliyelere koştular ve gözaltılar ve soruşturmalar hızlı bir şekilde başladı. O gece milletvekillerimiz mecliste direnirken milletimiz de meydanlarda 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde çok sayıda şehit verdi. TBMM bombalandı, özel hareket polislerimiz şehit edildi. Cumhurbaşkanımızın mesajı çok önemliydi "Ben milletimin üzerinde bir güç tanımıyorum, milletimiz bu hainlere cevabını verecektir" dedi. Millette reisine güvendiği için meydanlara indi. Lideri de milletine güvendiği için aynı mesajı verdi."
"FETÖCÜLERİ TEMİZLEMEK KOLAY OLMADI"
"15 Temmuz'da darbecileri yargılayan, darbe mağdurlarının hakkını savunan millet hakkını hukukunu demokrasiyi savunan bir yargımızın olduğunu hep beraber gördük. Bu yakalamaların ardından dava süreci başladı Öncelikle bunu hukuk içerisinde darbecilerden hesap sorulması ve temizlenmesi gerekiyordu.Her dönemde devletin kılcal damarlarına özellikle askeriye, yargı, eğitim ve emniyet için buralarda temizlenme süreci kolay olmadı. Haklı ile haksızı, suçlu ile suçsuzu ayırmak lazım. 20 Temmuz'da OHAL ilan edildi."
"289 FİİLİ DARBE DAVASI KARARA BAĞLANDI"
"Açılan davalarda 125 bin kişi FETÖ irtibatlısı olması nedeniyle mahkumiyet kararı aldı. Fiili darbe davalarına baktığımız zaman 289 tane fiili darbe davası görüldü. Yani silah çeken, helikopter kullanan, tank kullanan, askere vatandaşa ateş eden fiili darbe davalarında yargılanan kişiler oldu. Bunlardan 4 bin 891'i masumiyet ile sonuçlandı, bin 631'i ağırlaştırılmış mahkumiyete tabii tutuldu, bin 891'i de süreli hapis cezasına çarptırıldı."
FETÖ ELEBAŞI VE ÖRGÜT ÜYELERİ NEDEN İADE EDİLMİYOR?
"Tabii hepsi yargılanamadı yurt dışına kaçanlar oldu hatta darbeden öncede yurt dışına çıkan oldu. Kaçanlarla ilgili 115 ülkeye iade talebinde bulunduk, 1774 iade dosyamız bulunmakta başta ABD olmak üzere Avrupa ülkelerinin hiçbirisi Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yanında durmadı.NATO'da müttefik olduğumuz ülkeler bir açıklama bile yapamadılar. Sonraki süreçte de bütün deliller ortada iken FETÖ elebaşı başta olmak üzere iade taleplerimize cevap vermediler. Siz ifadesini alın biz burada yargılamasını sonuçlandıralım dediğimiz dosyalar var o konuda da 181 ülkeden 28 ülke kabul etti.Yani FETÖ elebaşı ve örgüt üyelerinin iade süreci hala devam ediyor."
"15 TEMMUZ'DA DÜNYAYA DEMOKRASİ DERSİ VERDİK"
"7 adet iade talebi ve 27 ayrı suçtan yüzlerce klasörümüzü gönderdik fakat ABD Adalet Bakanlığında bu dosyalar hala bekliyor ve bir sonuç alamadık. Avrupa'daki ülkeler başta Almanya olmak üzere FETÖ teröristlerini misafir etmeye devam ediyor. Türkiye'nin mücadelesinde destek olmadılar tabii bu durumdan dolayı üzüntü duyduk. Burada demokrasi mücadelesi verdik, milletimiz dünyaya örnek oldu. Türkiye dünyaya demokrasi mücadelesi ve insan hakları mücadelesinin en güzel örneğini 15 Temmuz karanlık gecesinde verdi."
"ABD FETÖ DOSYALARINI CEVAPSIZ BIRAKIYOR"
"Bizim dosyalarımıza hiçbir cevap verilmiyor. Yazışmalar dosyalanıyor ve bırakılıyor. Şu gerekçeden dolayı iade etmiyoruz demiyorlar bazı istisnai durumlar da uygun görülmemiştir cevabı geliyor. Onlar tabii bu terör örgütü mensuplarını siyasi suçlu olarak görüyor."
"KENDİ ELEMANINI GÖNDERMEK İSTEMİYOR"
"ABD ile suçluların iadesi anlaşması var hangi suçluların iade edilmeyeceğine dair de var. Onlar özellikle yıllardır orada karargahta FETÖ elebaşını misafir etmekte. O nedenle kendi elemanını göndermek istemiyor.Fakat bu durum Uluslaraarası hukuka aykırı bir durum."
9. YARGI PAKETİ
"Özellikle yargı hizmetlerinin etkinliğini arttırmaya yönelik, uzun süren davaların daha kısa sürede sonuçlanmasına yönelik bazı maddeler içeriyor. Bizim çalışmalarımız 9. Yargı Paketi'nden itibaren olmayacak. Şan Yargı Reformu Strateji formu ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor. 2024 ve 2028 yıllarını kapsayacak Yargı Reformu Strateji belgesi kapsamında, özellikle kamuoyunda gündeminde olan ve yargıdan beklentileri olan bazı hususlar var. Yine uzun süren yargımalar ortadan kaldırmaya yönelik hak aram yollarını daha arttıran önemli düzenlemeleri Yargı Reformu Strateji belgelerinde de yer vereceğiz."
"Cumhurbaşkanımız açıkladıktan sonra o hedefler doğrultusunda da çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bir kısmı yasamayı ilgilendirir, bir kısmı idari uygulamaları ilgilendirir. Yine insan hakları eyle planı var, onu da 10 aralık dünya insan hakları gününe kadar tamamlamaya çalışıyoruz. O gün sayın cumhurbaşkanımızın açıklamasıyla beraber oradaki hedefler doğrultusunda reform süreci devam edecek. Hukukta reform bitmez. Toplumun ihtiyaçları değiştikçe kanunlarımız da değişiklik olur, idari uygulamalarda da değişiklik ihtiyaçları olur. 9. Yargı Paketi ile ilgili olarak 20 farklı kanunda değişiklik yapıyoruz. Yaklaşık 39 madden ibaret. Cuma günü sabaha kadar adalet komisyonu çalıştı ve teklif kabul edildi. Şimdi genel kurul aşamasında. Komisyonda destek veren başkanımıza ve üyelerimize ve milletvekillerimize teşekkür ediyoruz. Genel Kurulda da teklif daha da olgunlaşarak yasalaşacak. İçerisinde alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri dediğimiz arabuluculuk bunu daha da geliştiriyoruz. 2013 yılından bu yana arabuluculuk sistemimize girdi, 5 binden fazla başvuru oldu, 3 binden fazlası da anlaşmayla sonuçlandı.Dolayısıyla iki tarafını da düşündüğümüz 6 milyon kişi adliyeye gitmeden barıştı."
"1 Eylül'den itibaren kira davalarında Arabuluculuğu başlatmasaydık çok daha büyük sorunlarla karşılaşacaktık. Hatırlayalım, arabuluculuk başlamadan önce kiracı-kiralayan kavgaları hat safhaya çıkmıştı. 1 Eylül de başlattık, tarafları masaya oturttuk, yüzde 55'i anlaşmayla sonuçlandı. Yaklaşık 120 bin kişi adliyeye gitmekten kurtuldu. Arabuluculuk dostane bir çözüm yöntemi. O nedenle arabuluculuğun kapsamını genişleten bazı düzenlemeler var teklifin içinde.
"SOSYAL MEDYADAN HAKARET SUÇU YARGI ÜZERİNDE BÜYÜK YÜK"
Hakaretle ilgili, özellikle sesli, yazılı, görsel, medya ve sosyal medya vasıtasıyla hakaret suçları bizim yargıda çok büyük bir dosya sayısı var bu konuda. Özellikle sosyal medyada. Burada uzlaştırmaya tabi olmasını artık bu telifte terk ediyoruz."
"Arabuluculukta 5 milyon 838 bin, yani geçtiğimiz 10 yılda arabulucunun önüne gelen dosyadan 3 milyon 874 bini anlaşma ile sonuçlandı. 2018'den itibaren de zorunlu arabulucuya geçtik, ticari davalarda, iş hukukundan kaynaklı davalarda, tüketici davalarında 108'den itibaren peyderpey geçmişti. Zorunlu arabuluculukta başarı oranı yüzde 45 civarında. İhtiyarı arabuluculukta başarı ise yüzde 99 civarında başarı var. 1 Eylül'den itibaren de komşuluk hukukundan doğan, kira davalarında, ortaklığın giderilmesinden kaynaklı davalarda da zorunlu arabuluculuğu başlattık."
"Kirada 191 bin 493 uyuşmazlık 1 eylülden itibaren arabulucu önüne gitmiş, 102 bin 689'u anlaşma ile sonuçlanmış. Arabulucuların nitelikleri de önemli. Tecrübeli hukukçular arabulucu olsun. 20 yıl hukuk mesleğinde tecrübe sahibi olan arabulucu eğitimi almak şartıyla sınav şartı olmadan arabulucu olsun diyoruz. Bu davalar, bu soruşturmalar uzlaştırmaya tabii. Bu uzlaştırmacılara ödediğimiz miktar 1,5 milyar TL gibi para, devletten çıkan para. Hem sosyal medyada daha keskin konuşmayı teşvik eden bir durum, çünkü kendisine hakaret edilmesini isteyen bir kesim oluştu."
"Özellikle bazı büroların bu konuda şirketleştiğini bu davlara baktığını görüyoruz. Burada hem sosyal medyadaki hakaret suçlarının azaltıldığını düşünüyoruz, ön ödemeye tabi tutulsun diyoruz. Kişi yine şikayetçi olsun, o şikayet sonrasında savcılık hakaret eden kişiye tebligat yapsın, öne ödemeye tabi bir suç, ve ön ödeme miktarını da devlete ödesin. Ama hakarete uğrayan kişi de harcını ödesin manevi davasını açsın. Burada hem uzlaştırmacılara ödenen büyük bir kaynaktan tasarruf yapılmış olacak. Tabi aslolan bu değil aslolan sosyal medya aracılığı ile yapılan hakaret suçlarını en aza indirmek. Hiç kimse hakaret etmesin, ama hakarete maruz kalacak söylemlerden de kaçınmak gerek."
"İZMİR'DEKİ OLAYDA KİM SORUMLUYSA GÖZÜNÜN YAŞINA BAKILMAYACAK"
"Çok üzüldük, sokaktan geçen vatandaşımız akıma kapıldı, onu kurtarmak için diğeri de akıma kapıldı. Bu çağ da bunun olmaması lazım. Tabi İzmir Cumhuriyet Başsavcılığımız hemen soruşturma başlattı. Bilirkişi tayin etti. Şu an ön raporu bekliyoruz. Ön rapor doğrultusunda kimler sorumluysa, kimlerin ihmali varsa bu konuda gerekli soruşturma titizlikle sürdürülecek. Burada bundan sonra bu tür ihmallere yol açılamaması lazım, bu tür görüntülerin yüreğimizi yaralayan bu olayların meydana gelmemesi lazım. O nedenle ceza soruşturmasını da titizlikle sürdüreceğiz. Ve o konuda kim sorumluysa gözünün yaşına bakılmayacak. Yargı onun hesabını soracaktır."
EYLEM TOK VE KATİL OĞLUNUN İADE SÜRECİ
"Süreç olumlu devam ediyor. İade yargılaması başlamadı henüz. Bizim delillerimiz inandırıcı bulundu ve sürekli savcıyı bilgilendirdik. Kaçtıkları günden itibaren izlerini sürdük. O olaydan sonra hemen kaçmaları, Mısır'a hemen iade için başvurduk. Oradan ABD'ye gittiler. Yargılama süreci biraz sürebilir. Suçluların iadesi duruşması ekim ayında gerçekleşecek."
PERSONEL ALIMI HAKKINDA:
"Adalet bakanlığı olarak ihtiyaç olduğu müddetçe personel almaya devam ediyoruz. En son bin hakim ve savcı yardımcısı sınavlarını gerçekleştirdik. Onlar 3 yıllık bir süre içerisinde hakim ve savcı yardımcısı olarak çalışmaya başlayacak. Yeni dönemde hakim adaylığı yok, 2 yıl süren hakim adaylığı vardı, bunu kaldırdık 3 yıl süren hakim ve savcı yardımcılığı sistemine geçtik. Hakim ve savcılarımız kürsüye daha donanımlı daha güçlü çıksınlar istiyoruz. Avukat olmak isteyenler de hukuk mesleklerine giriş sınavını kazanıp avukatlık stajına başlayabilecekler. Yargıdaki insan kalitesini artırma gayretindeyiz. Çok mesafe alındı. Mevzuatımızla ilgili temel mevzuatımızı yeniledik. İnşallah Türkiye Yüzyılı başında yeni anayasaya da kavuşuruz."
"Adliyelerimizin fiziki imkanları son 20 yılda sayın cumhurbaşkanımızı destekleri ile yargı teşkilatımız teknolojinin tüm iknalarından faydalanıyor. UAYP sistemimiz dünyanın örnek projesi. Gelişmiş ülkeler gelip 'bunu nasıl yapıyorsunuz' diyorlar. Yapa zekaya yönelik çalışmalarımız var. Oradaki mühendislerimiz yapay zekanın yargının hizmetlerinde nasıl kullanılabilir, tabi yapay zeka yargılama faaliyeti yapamaz ama sadece verilerin kullanıldığı bir takım kararlarda var. Dolayısı ile yargıyı hızlandırmaya yönelik çabalarımız devam ediyor."
YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI NE AŞAMADA?
"TBMM Başkanımız Kurtulmuş bir süreç başlattı. Siyasi partilerin genel başkanları ile görüşmeler gerçekleştirildi. Bu bir başlangıç tabi ki, bir uzlaşma gerektirir. Anayasa değişliği nitelikli çoğunlukla olabilecek bir şey. Referandumsuz 400 çoğunluk, referandumlu 360 kabul oyu gerekiyor. Ama tabi ki, yeni bir ana yasa mecliste ekseriyetle kabul dilmesi lazım ve milletin onayına sunulması lazım."
"Bugüne kadar yeni ana yasa yapımı ile ilgili geçmişte de uzlaşma komisyonları kuruldu ama maalesef tıkandı görüşmeler. Temennimiz Türkiye Yüzyılı'nda, mecliste bir uzlaşma sağlanır ve anayasamız o vesayetçi ruhu hala bazı maddelerinde barındıran, her ne kadar önemli reformlarla o darbeci vesayetçi anlayışı ortadan kaldırmaya çalışmışsak da neticede bir darbe anayasadır. Sadece darbeciler tarafından yazılmış olması bile değiştirilmesi için bir sebep."