Atatürk’ün vefatının 85. yıldönümünde Başkan Erdoğan’dan Anıtkabir'e ziyaret: Türkiye'nin yükselişine kimse engel olamayacak
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete irtihalinin 85. yıldönümü münasebetiyle Anıtkabir'i ziyaret etti. Tören ardından Anıtkabir Özel Defterine imza atan Başkan Erdoğan, mesajında “Türkiye Yüzyılı vizyonu için aşkla çalışıyoruz. Türkiye’nin yükselişine ve Türkiye Yüzyılı’nın inşasına kimse engel olamayacaktır” ifadelerine yer verdi.
"10 Kasım Atatürk'ü Anma Günü" dolayısıyla Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete irtihalinin 85. yıldönümünde Anıtkabir'i devlet erkanı ile birlikte ziyaret gerçekleştirdi.
Anıtkabir'deki tören, saat 08.45'te devlet erkanının Aslanlı Yol'dan yürüyüşüyle başladı.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki kortejde TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi üyeleri, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, yüksek yargı organlarının başkanları, TSK komuta kademesi, siyasi parti temsilcileri, bürokratlar ve diğer devlet erkanı yer aldı.
Başkan Erdoğan, kırmızı beyaz karanfillerden oluşan ay yıldızlı çelengi, Atatürk'ün mozolesine bıraktı.
Atatürk'ün 85 yıl önce vefat ettiği saat olan 09.05'te saygı duruşunda bulunuldu ve ardından İstiklal Marşı okundu.
Saygı duruşu sırasında gönderdeki Türk bayrağı yarıya indirildi.
Başkan Erdoğan ve protokolde yer alan devlet erkanı, daha sonra Misak-ı Milli Kulesi'ne geçti.
BAŞKAN ERDOĞAN'DAN ANI DEFTERİNDE "TÜRKİYE YÜZYILI" VURGUSU
Tören ardından Anıtkabir Özel Defterine imza atan Başkan Erdoğan, mesajında "Türkiye Yüzyılı vizyonu için aşkla çalışıyoruz. Türkiye'nin yükselişine, 'Türkiye Yüzyılı'nın inşasına ve milletimizin asırlık hedeflerine ulaşmasına hiçbir güç engel olamayacaktır. ifadelerine yer verdi.
Başkan Erdoğan, Anıtkabir Özel Defteri'ne şunları yazdı:
"Aziz Atatürk, vefatınızın 85'inci seneidevriyesinde bir kez daha zatıalinizi, silah arkadaşlarınızı vatanımız için toprağa düşen kahraman şehitlerimizi ve aynı ideal uğrunda kanlarını akıtan gazilerimizi rahmetle yad ediyoruz. İlk asrını büyük bir gururla geride bırakıp Türkiye Yüzyılı vizyonuyla ikinci asrına başladığımız Cumhuriyetimizi ilelebet payidar ve muzaffer kılmak için 21 yıldır olduğu gibi bugün de aşkla çalışıyoruz. Mazlumların umudu, kimsesizlerin kimsesi, vatandaşlarının gurur kaynağı olan Türkiye Cumhuriyeti'ni her alanda yüceltmeye devam ediyoruz. Türkiye'nin yükselişine, Türkiye Yüzyılı'nın inşasına ve milletimizin asırlık hedeflerine ulaşmasına hiçbir güç engel olamayacaktır. Ruhun şad olsun."
"ATATÜRK'Ü RAHMETLE YAD EDİYORUM"
Diğer yandan sosyal medyadan da bir paylaşımda bulunan Başkan Erdoğan, "Milli Mücadele'nin Başkomutanı, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ebediyete irtihalinin 85'inci yıl dönümünde rahmetle yâd ediyorum." ifadelerini kullandı.
ATA'YA SAYGI DURŞU
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, ebediyete intikalinin 85'inci yılında saygıyla anıldı.
Türkiye genelinde saat 09.05'te sirenlerin çalmasıyla vatandaşlar saygı duruşunda bulundu.
EMİNE ERDOĞAN'DAN 10 KASIM ATATÜRK'Ü ANMA GÜNÜ MESAJI
Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının 85'inci yılı dolayısıyla mesaj yayımladı.
Emine Erdoğan, sosyal medya hesabındaki paylaşımında, "Cumhuriyet'imizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, vefatının 85. yılında saygı ve rahmetle anıyorum." ifadelerini kullandı.
TBMM BAŞKANI KURTULMUŞ'TAN 10 KASIM ATATÜRK'Ü ANMA GÜNÜ MESAJI
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının 85'inci yılı dolayısıyla mesaj yayımladı.
Kurtulmuş, sosyal medya hesabındaki paylaşımında, "Türkiye Büyük Millet Meclisimizin ilk Başkanı, Cumhuriyet'imizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü vefatının 85'inci yılında saygıyla anıyoruz. Ruhu şad olsun. Aziz vatanımız uğruna canlarını feda eden tüm şehitlerimizin, vefat eden tüm gazilerimizin makamları ali, mekanları cennet olsun." ifadesine yer verdi.
DİYANET'TEN 10 KASIM ATATÜRK'Ü ANMA GÜNÜ NEDENİYLE MESAJ YAYIMLADI
Diyanet İşleri Başkanlığı, vefatının 85'inci yılı nedeniyle yayımladığı mesajla Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü andı.
Başkanlıktan, 10 Kasım Atatürk'ü Anma Günü dolayısıyla yayımlanan mesajda, kuruluşunun 100'üncü yıl dönümüne erişilen Cumhuriyet'in banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının 85. yılında saygı ve minnetle yad edildiği belirtildi.
Anma mesajında, "Büyük fedakarlıklarla bizlere emanet edilen cennet vatanımızı ve değerlerimizi güçlendirerek geleceğe taşımayı, kahraman ecdadımıza ve şanlı tarihimize karşı vefa borcu olarak görüyoruz. Onurlu bir mazinin evlatları olarak bugün bizlere düşen, medeniyet değerlerimizi ihya etmek, devletimizin bekası ve milletimizin refahı için var gücümüzle çalışarak ecdadımızın tertemiz mirasını yarınlara taşımaktır." ifadesine yer verildi.
BAKAN TEKİN, ATATÜRK'Ü ANDI
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "İçinde bulunduğumuz bu günlerde 100. yaşını iftiharla kutladığımız Cumhuriyet'imizi genç nesillere, genç nesilleri öğretmenlerimize emanet eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk, düşünceleri ve eserleriyle evlatlarımıza daima kılavuz olacak ve ülkemiz için atacakları her adımda öncü ve önder vasıflarını daima muhafaza edecektir." ifadesini kullandı.
Bakan Tekin, 10 Kasım Atatürk'ü Anma Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.
Mesajında, "Bir 10 Kasım'da daha Cumhuriyet'imizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü milletçe özlemle yad ediyoruz" ifadesini kullanan Tekin, şunları kaydetti:
"Kahraman ecdadımızın istiklal ve istikbal mücadelesini Cumhuriyetle taçlandıran, evlatlarımıza bölgesinde örnek, dünyada saygın bir ülke armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını her daim hayırla hatırlayacağız. Gazi'yi ebediyete uğurladığımız günün 85. yıl dönümünde hepimize düşen en büyük görev, 'En büyük eserim' dediği Cumhuriyet'imizi nice yüzyıllar yaşatmak ve geleceğimize yönelik atılımlarımızın esin kaynağı haline getirmektir. İçinde bulunduğumuz bu günlerde 100. yaşını iftiharla kutladığımız Cumhuriyet'imizi genç nesillere, genç nesilleri öğretmenlerimize emanet eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk, düşünceleri ve eserleriyle evlatlarımıza daima kılavuz olacak ve ülkemiz için atacakları her adımda öncü ve önder vasıflarını daima muhafaza edecektir.
Kahraman şehitlerimiz ve gazilerimizin fedakarlıkları üzerinde yükselen bu vatanı 'Türkiye Yüzyılı' vizyonumuzla ilelebet yaşatacak, eğitim başta olmak üzere her alanda istikrar içinde güçlenmeye ve büyümeye devam ederek gelecek kuşaklara daha müreffeh bir ülke bırakmak için çalışmaya yorulmaksızın devam edeceğiz. Rahmet ve saygı ile anıyoruz."
ADALET BAKANI TUNÇ'TAN ATATÜRK'Ü ANMA MESAJI
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç: Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ebediyete irtihalinin 85'inci yılında rahmetle anıyorum. Atatürk'ün en büyük eserim dediği Cumhuriyetimize daima sahip çıkacağız. Son 21 yılda olduğu gibi ülkemizi daha ileriye taşıyacak adımları kararlılıkla atmaya devam edeceğiz.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar: Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü vefatının yıl dönümünde saygı ve rahmetle anıyorum.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı: Cumhuriyetimizin banisi, Millî Mücadelemizin başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, ebediyete irtihalinin 85. yıl dönümünde rahmet ve minnetle yâd ediyorum. Kurduğun Cumhuriyeti ilelebet yaşatacağız.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca: Cumhuriyetimizin her kuşağı, onun öncülük ettiği Milli Mücadeleden ilham aldı. Ebediyete irtihalinin yıl dönümünde Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü saygı ve rahmetle anıyoruz.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya: Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü vefatının 85. yılında rahmet, minnet ve saygıyla yâd ediyoruz.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: Cumhuriyetimizin kurucusu, İstiklâl Harbimizin Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü vefatının 85. yılında saygıyla anıyorum. Millî dış politikamızla ülkemizin egemenlik ve bağımsızlığını güçlendirme kararlılığımızı bu vesileyle tekrar vurguluyor, başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere Kurtuluş Savaşımızın tüm kahramanlarını rahmet ve şükranla yâd ediyorum.
ATATÜRK'ÜN EBEDİYETE İNTİKALİNİN 85'İNCİ YILI
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve önderi Mustafa Kemal Atatürk, 57 yıllık yaşamında milletinin ve vatanının bağımsızlığı için girdiği her mücadeleyi askeri ve siyasi dehasıyla zaferle taçlandırarak, adını Türk ve dünya tarihine altın harflerle yazdırdı.
Büyük Önder Atatürk, 1881'de Selanik'te dünyaya geldi. Annesi Zübeyde Hanım'ın arzusu doğrultusunda ilköğrenimine Hafız Mehmet Efendi'nin mahalle mektebinde başlayan Atatürk, daha sonra babası Ali Rıza Efendi'nin isteği ile geçtiği Şemsi Efendi Mektebi'nde ilkokulu bitirdi.
Ortaokul eğitimi için gittiği Selanik Mülkiye Rüştiyesi'nden kendi isteğiyle ayrılan Atatürk, öğrenimini Selanik Askeri Rüştiyesi'nde sürdürdü. Bu okulda matematik öğretmenliği yapan Yüzbaşı Mustafa Efendi, Atatürk'ü sınıftaki diğer "Mustafa"lardan ayırmak için üstün yetenekli öğrencisine ikinci ad olarak "Kemal" ismini koydu.
Mustafa Kemal, Selanik Askeri Rüştiyesi'ni bitirdikten sonra Manastır Askeri İdadisi'nden ikincilikle mezun oldu. Askeri öğreniminin yanında yabancı dil eğitimi de alan Atatürk, yazları izinli döndüğü Selanik'te Fransızca dersleri gördü.
Daha sonra İstanbul'a gelerek 1899'da girdiği Harp Okulu'nu 1902'de teğmen rütbesiyle bitiren Atatürk, Harp Akademisi'nden de 1905'te kurmay yüzbaşı rütbesiyle mezun oldu.
Atatürk, kurmaylık stajı için 1905'te Şam'da 5. Ordu emrine atandı. Suriye bölgesindeki üstün hizmetleri nedeniyle Beşinci Rütbe'den Mecidi Nişanı verilen Atatürk, 1907'de merkezi Makedonya'nın Manastır şehrinde bulunan 3. Ordu Karargahı'na atandı. Atatürk, 3. Ordu Karargahı'nın Selanik'teki kurmay şubesinde görevlendirildi.
Mustafa Kemal Atatürk, Manastır ve Selanik'te görevliyken 1909'da İstanbul'daki 31 Mart Vakası'nı bastıran Hareket Ordusu'nda görev yaptı.
1910'da Arnavutluk'taki isyanı bastırmak için düzenlenen harekatta da görevlendirilen Atatürk, İtalya'nın 1911'de Trablusgarp'a asker çıkarması üzerine Tobruk'a gönderildi.
Tobruk ve Derne'de Türk kuvvetlerini başarıyla yönettikten sonra binbaşı rütbesiyle 1912-1913 yıllarında Balkan Savaşı'na katılan Atatürk, Edirne'yi Bulgaristan'dan geri alan kolorduda görev yaptı.
ÇANAKKALE'DE ÜSTÜN BAŞARI
Atatürk, 1913'te Sofya'da ataşeliğe atandı. Ataşe olarak görev yaptığı sırada, Birinci Dünya Savaşı'nın başlaması üzerine Atatürk, Başkomutanlık Vekaletine müracaat ederek cephede görev almak istedi.
Kendisine "Sizin için orduda her zaman bir görev vardır. Ancak Sofya Ataşemiliterliğini daha önemli gördüğümüzden sizi orada bırakıyoruz" cevabının verilmesi üzerine Büyük Önder, Başkomutan Vekili Enver Paşa'ya şu mektubu yazdı:
"Vatanın müdafaasına ait faal vazifelerden daha mühim ve yüce bir vazife olamaz. Arkadaşlarım muharebe cephelerinde, ateş hatlarında bulunurken ben, Sofya'da ataşemiliterlik yapamam. Eğer birinci sınıf subay olmak liyakatinden mahrumsam, kanaatiniz bu ise lütfen açık söyleyiniz."
Bunun üzerine Atatürk, 1915'te Esat Paşa komutasındaki 3. Kolordu'ya bağlı Tekirdağ'da oluşturulacak 19. Tümen Komutanlığı'na atandı.
Gelibolu Yarımadası'na asker çıkaran ve Conkbayırı'na ilerleyen düşman birlikleri Atatürk'ün komutasındaki 19. Tümen kuvvetlerinin taarruzuyla geri çekildi. Atatürk, "Anafartalar Kahramanı" olarak ün kazandı.
Atatürk, Conkbayırı taarruzu sırasında göğsüne isabet eden şarapnel parçasının göğüs cebindeki saati parçalayarak dönmesi sonucu mutlak bir ölümden kurtuldu.
Doğu Cephesi'nde 16. Kolordu Komutanlığı'na atanan Atatürk, 1916'da Rus saldırılarını durdurarak Bitlis ve Muş'u düşmandan geri aldı ve bu cephede generalliğe terfi etti.
1917'de Filistin ve Suriye'de görevli 7'nci Ordu Komutanlığı'na atanan Atatürk, aynı yıl Veliaht Vahdettin ile Almanya'ya giderek Alman Genel Karargahı ve Alman savaş cephelerinde incelemelerde bulundu.
1918'de yeniden görevlendirildiği Suriye cephesinde 7'nci Ordu Komutanıyken, Birinci Dünya Savaşı'nın sona ermesiyle imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması'ndan sonra İstanbul'a döndü. Ülkeyi düşman işgalinden kurtarmak amacını gizli tutarak, Ordu Müfettişliği göreviyle İstanbul'dan ayrıldı.
TAM BAĞIMSIZLIĞA GİDEN İLK ADIM
Karadeniz yoluyla 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkan Mustafa Kemal, 22 Haziran 1919'da Amasya Genelgesi'ni yayımladı. Türk milletine, "Vatanın bütünlüğünün ve milletin bağımsızlığının tehlikede olduğunu, azim ve kararlılıkla vatanın kurtarılması için Sivas'ta bir kongre toplanacağını" bildirdi.
Osmanlı Hükümeti'nin verdiği görevden ve askerlikten istifa ederek, 23 Temmuz 1919'da Erzurum'da, 4 Eylül 1919'da Sivas'ta toplanan kongrelerin başkanlığını yaptı.
Bu kongrelerde, "Düşman işgaline karşı milletin vatanı savunacağı, bu amaçla geçici bir hükümetin kurulacağı ve bir milli meclisin toplanacağı, manda ve himayenin kabul edilmeyeceği" kararları alındı ve açıklandı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), onun çabalarıyla 23 Nisan 1920'de Ankara'da tarihi görevine başladı. Mustafa Kemal Atatürk, Meclis ve Hükümet Başkanı seçildi.
TBMM açılmadan 17 gün önce, 6 Nisan 1920'de, Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatıyla Anadolu Ajansı (AA) kuruldu. "Türkiye'nin sesini dünyaya duyurmak" amacıyla kurulan AA, TBMM'nin çıkardığı ilk yasaları duyurdu, Milli Mücadele'nin ve Kurtuluş Savaşı'nın her aşamasına tanıklık etti.
TBMM açılarak milli bir hükümet kurulmasına rağmen Osmanlı Hükümeti ile İtilaf Devletleri arasında 10 Ağustos 1920'de Sevr Antlaşması imzalandı.
Büyük Önder Atatürk, United Telegraph gazetesi muhabirine yaptığı açıklamada, Sevr Antlaşması'nı tanımadıklarını vurgulayarak, "Siyasi, adli, iktisadi ve mali bağımsızlığımızı imhaya ve neticede yaşama hakkımızı inkara ve kaldırmaya yöneltilmiş Sevr Antlaşması bizce mevcut değildir." ifadelerini kullandı.
TBMM tarafından Osmanlı Hükümeti ile İtilaf Devletleri arasında imzalanan Sevr Antlaşması'nın kabul edilmediği dünyaya duyuruldu.
YUNAN ORDUSU BOZGUNA UĞRATILDI
İtilaf Devletleri'nin yardımıyla İzmir'i işgal eden Yunan kuvvetlerinin ilerlemesi, 1921'de Birinci ve İkinci İnönü savaşlarıyla durduruldu.
Yunan ordusunun 23 Ağustos 1921'de yeniden taarruz etmesiyle Sakarya Meydan Muharebesi başladı. Atatürk, birliklere, "Savunma hattı yoktur, savunma sathı vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz." emrini verdi.
Yunan ordusu bozguna uğratılarak, Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'nın yönettiği Türk ordusu, Sakarya Meydan Muharebesi'ni zaferle sonuçlandırdı. 22 gün süren bu savaşta Yunan ordusu ağır kayıplara uğratıldı. Bu zafer nedeniyle Mustafa Kemal Atatürk'e, TBMM tarafından "Mareşal" rütbesi ve "Gazi" ünvanı verildi.
Sakarya Zaferi'nin ardından 13 Ekim 1921'de Kafkas Cumhuriyetleri ile Kars Antlaşması, 20 Ekim 1921'de Fransızlarla Hatay haricinde bugünkü Türkiye sınırının çizildiği Ankara Antlaşması imzalandı.
Atatürk'ün komutanlığında Türk ordusu, vatanı düşman işgalinden kurtarmak için 26 Ağustos 1922'de karşı saldırıya geçerek Büyük Taarruz'u başlattı.
Mustafa Kemal Paşa'nın yönettiği 30 Ağustos 1922'deki Dumlupınar (Başkomutan) Meydan Muharebesi'nde Türk ordusu, Yunan ordusunun büyük kısmını yok etti. Bozguna uğrayarak kaçan düşman kuvvetlerini izleyen Türk ordusu, 9 Eylül 1922'de İzmir'e girdi.
Anadolu'yu düşman istilasından kurtaran büyük askeri zaferlerin ardından 11 Ekim 1922'de Mudanya Ateşkes Antlaşması imzalandı ve İtilaf Devletleri işgal ettikleri Türk topraklarından çekildi.
LOZAN ANTLAŞMASI
İsmet İnönü başkanlığındaki Türkiye heyeti ile İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya arasında 24 Temmuz 1923'te Lozan Antlaşması imzalandı.
Büyük Önder, Lozan Antlaşması'na ilişkin, "Bu antlaşma, Türk milleti aleyhine, asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması'yla tamamlandığı zannedilmiş büyük bir suikastın yıkılışını ifade eder bir vesikadır." değerlendirmesinde bulundu.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN İLK CUMHURBAŞKANI
Kurtuluş Savaşı'nın ardından TBMM tarafından 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet ilan edilirken, Mustafa Kemal Atatürk de cumhurbaşkanı seçildi. 1938'de ölümüne dek arka arkaya 4 kez cumhurbaşkanı seçilen Atatürk, bu görevi en uzun süre yürüten cumhurbaşkanı oldu.
Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'e 14 Haziran 1926'da İzmir'de yapılması planlanan suikast girişimi engellendi. Suikast girişiminin elebaşları İzmir'de tutuklandı.
Büyük Önder, suikast girişimine ilişkin Anadolu Ajansına yaptığı açıklamada, "Alçak girişimin benim şahsımdan ziyade mukaddes Cumhuriyetimize ve onun dayandığı yüksek ilkelerimize yönelmiş bulunduğuna şüphe yoktur. Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
Gazi Mustafa Kemal'e, 24 Kasım 1934'te 2587 sayılı Kanun'la "Atatürk" soyadı verildi ve bu soyadının başkaları tarafından kullanılması yasaklandı.
TÜRKİYE'NİN ETKİLİ BİR AKTÖR OLARAK ÖNE ÇIKMASINA KATKIDA BULUNDU
Mustafa Kemal Atatürk, 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı'nın etkilerini hafifletmek ve ülkenin kalkınmasını hızlandırmak amacıyla 1933'te Beş Yıllık Sanayi Planı'nı başlattı. Aynı dönemde dış politikada da önemli adımlar atıldı. Milletler Cemiyeti'ne girilmesi, Balkan Antantı'nın imzalanması, Montrö Boğazlar Sözleşmesi ve Sadabat Paktı gibi girişimler, Türkiye'nin bölgesinde ve dünyada etkili bir aktör olarak öne çıkmasına katkıda bulundu.
Atatürk, Hatay'ın ana vatana katılması için yoğun diplomatik çaba sarf etti ve onun bu amacı, vefatının ardından 1939'da gerçekleşti.
Yalnızca Türk milletinin Kurtuluş Savaşı'nı başarıyla yöneten bir komutan olarak değil, aynı zamanda gerçekleştirdiği devrimlerle de dahi bir devlet adamı olarak tarihe geçen Mustafa Kemal Atatürk, 57 yıl süren yaşamında, milletinin ve vatanının bağımsızlığı için yılmadan çalıştı ve girdiği her mücadeleden zaferle çıktı.
Askeri ve siyasi dehasıyla Türk ve dünya tarihine adını altın harflerle yazdıran Mustafa Kemal Atatürk, 10 Kasım 1938'de 57 yaşındayken Dolmabahçe Sarayı'nda saat 09.00'u 5 geçe hayata gözlerini yumdu.
Atatürk'ün vefatı sadece Türkiye'de değil bütün dünyada büyük üzüntüyle karşılanırken, yabancı devlet adamları birçok açıklama yaptı ve mesaj yayımladı.
ATATÜRK'ÜN NAAŞI 10 KASIM 1953'TE ANITKABİR'E NAKLEDİLDİ
Atatürk'ün Türk bayrağına sarılı tabutu, Dolmabahçe Sarayı büyük tören salonunda bir katafalk üzerine yerleştirilerek 3 gün süreyle milletin ziyaretine bırakıldı.
Cenaze, daha sonra 20 Kasım 1938'de Ankara'ya getirildi ve 21 Kasım 1938'de büyük törenle Etnografya Müzesi'ndeki geçici kabrine konuldu. Cenaze törenine bütün dünya devletleri özel temsilciler gönderdi. Törende, Çanakkale'de ve diğer muharebelerde Atatürk'e karşı savaşmış yabancı generaller de yer aldı.
Atatürk'ün naaşı, ölümünün 15'inci yılı olan 10 Kasım 1953'te Anıtkabir'e nakledildi.