Sadece Kılıçdaroğlu'nun istifası yeter mi? CHP FETÖ'ye teslim olurken neredeydiniz?
Mayıs ayında gerçekleştirilen seçimlerden hezimetle ayrılan CHP'de başlayan kaos giderek büyüyor. Kemal Kılıçdaroğlu, istifa ve değişim çağrılarına kulak tıkarken, değişimciler Ekrem İmamoğlu önderliğinde seslerini yükseltmeye başladı. Düne kadar gençlerin "demokrat dede"si olan Bay Kemal bir anda istenmeyen adam ilan edildi. Kılıçdaroğlu'nun ne tek adamlığı kaldı, ne FETÖ'cülüğü, ne PKK-HDP savunuculuğu, ne mezhepçiliği ne de yalancılığı. Sabah Gazetesi yazarı Mahmut Övür, CHP'de yaşanan kaos ile ilgili bir yazıyı köşesine taşıdı. Öta yandan Övür, A Haber canlı yayınında konu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
14 Mayıs ve 28 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilen seçimlerden ağır yenilgiyle ayrılan 8'li koalisyonun adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na tepkiler sürüyor. Başkan Erdoğan'a karşı 12 seçim kaybeden Bay Kemal, istifa ve değişim çağrılarına kulak tıkayarak devam dedi. Seçim döneminde "demokrat dede" olarak gösterilen Kılıçdaroğlu şimdilerde hedef tahtasına kondu.
Sabah Gazetesi yazarı Mahmut Övür, bugün köşesine "CHP, FETÖ'ye teslim olurken neredeydiniz?" başlıklı yazıyı taşıdı. İşte Övür'ün o yazısı:
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, 13 yılda 12 seçim kaybettiği halde koltuğu bırakmaması, hatta "kaybetmedim" diye yeniden seçim istemesi ve "temiz CHP"li araması rakiplerini gülümsetse de eski yeni bütün CHP'lileri öfkelendirdi.
O kadar öfkelendiler ki, düne kadar gençlerin "demokrat dede"si, aydınların dünyaya örnek diye sunduğu "barışçıl lideri" Kılıçdaroğlu, bir anda canavara dönüştü.
Ne tek adamlığı kaldı, ne FETÖ'cülüğü, ne PKK-HDP savunuculuğu, ne mezhepçiliği ne de yalancılığı.
Bu konuda fondaş medya, bütün süreçlerin günahkârı A Takımı ve hâlâ cesaret gösterip ortaya çıkmayan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun kervanına eski tüfek CHP'liler de katıldı. En başta da eski CHP Politbürosu'nun değişmeyen ismi Önder Sav ve eski Meclis Grup Başkanvekili Kemal Anadol...
Şu tesadüfe bakın, ikisi de FETÖ kumpasıyla genel başkanlıktan giden Baykal sonrası ilk kurultayın önemli aktörleri. Biri Kılıçdaroğlu'nun elini kaldırırken, diğer divan başkanlığı yapıyordu.
O gün ne Baykal'ın gönderilip yerine Kılıçdaroğlu'nun getirilmesini öneren ABD eksenli Silk Road Enstitüsü raporu umurlarındaydı ne de o kumpasla CHP'ye biçilen rolün farkındaydılar.
Hepsi de Gandi ilan ettikleri Kılıçdaroğlu'na güzellemeler düzüyordu.
Bugün şikâyet edilen CHP'nin temelleri işte o gün atıldı.
Kılıçdaroğlu adım adım kendisinden bekleneni hayata geçirirken kimse sesini çıkarmadı. Daha 2011 yılında bugün ABD'de FETÖ'nün en etkili isimlerinden Aykan Erdemir, hem en yüksek oyla Parti Meclisi'ne seçiliyor hem de Bursa CHP milletvekili oluyordu. Sav ve Anadol dâhil hiçbir CHP'li "Bu adamı kim getirdi?" diye sormadı.
Sahi kim getirmişti o adamı?
Kılıçdaroğlu 2012'de FETÖ'cüler MİT operasyonunu yaparken, Zaman gazetesine "Yargıda cemaat vardır diyemem" demeci veriyor, sonra da CHP Genel Merkezi'nde FETÖ'cü Faruk Tapan'ı ağırlıyordu. O zaman da CHP'lilerin sesi çıkmadı.
Ama en ilginci, CHP Milletvekili Birgül Ayman Güler'in 2014 yerel seçimlerinde "Partimiz cemaatle ittifak yaptı" itirafıydı. Kimsenin kılı kıpırdamadı.
Bırakın aldığı danışmanları, listeye koyduğu FETÖ'cüleri, ülkeyi sarsan 17-25 yargı operasyonuna, MİT TIR'ları operasyonuna ve 15 Temmuz 2016'daki kanlı darbe ve işgal girişimine bile CHP'liler ilgisiz kaldı. Kadeh kaldıran belediye başkanına da, "kontrollü darbe" iftirasına da karşı çıkan olmadı.
Her evden bir oy HDP'ye verildiğinde, 15 milletvekili İyi Parti'ye gönderildiğinde de CHP'liler sustu.
Tam tersine bugün ağlayan, öfkelenen bütün CHP'liler gidip "tıpış tıpış" oy verdi ve neden verdiğini de sorgulamadı. Hepsinin gerekçesi aynıydı: "İtiraz edersek AKP'ye yarar."
Müthiş bir tuzaktı. Bugünlere böyle gelindi.
Defalarca CHP'nin FETÖ'ye teslim olduğunu, HDP'yle ilişkisinin PKK şiddetini meşrulaştırdığını yazdık. Bizi bırakın, CHP'nin önemli isimlerinden Yılmaz Ateş, "Partimizi FETÖ teslim aldı" deyip ihraç edildiğinde de CHP'liler tepkisiz kaldı.
Peki bütün bunlar olurken, CHP'liler ne yapmış? Sabretmişler...
Tecrübeli siyasetçi Kemal Anadol, Kılıçdaroğlu'na seslenerek şöyle diyor: "CHP size her şeyi verdi, CHP ilkelerine ters düşen uygulamalarınıza sırf parti zarar görmesin diye sabretti."
Önder Sav ise nihayet Kılıçdaroğlu'nun sadece son seçimde ne yaptığını fark etmiş: "Yanlış ve hayalperest, olanaksız vaatlerde bulunuldu."
Anadol en azından FETÖ'den falan bahsediyor, Sav o tür ilişkilerden bile söz etmiyor. Oysa her şey herkesin gözü önünde oldu ve CHP'lilerin, aydınların ve "solcu" gazetecilerin ezici çoğunluğu Kılıçdaroğlu siyasetine sonuna kadar destek verdi.
Bu durumda sadece Kılıçdaroğlu'nun istifası yeter mi?
Günahsız olan ilk taşı atsın...
A HABER'DE TEK TEK SORDU
Sabah Gazetesi Yazarı Mahmut Övür ve Gazeteci Ceyhun Bozkurt, A Haber canlı yayınında konu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
İşte o açıklamalardan satır başları; CHP hep bu tartışmalarla yaşayan bir parti. Kurultaylar partisi diyoruz. Sürekli kendi içinde hizipler var. 70'li yıllara uzanan bir geçmişi var. Fakat bu son 13 yılda yaşanan hakikatten hiçbirine benzemiyor. Kemal Bey kaset operasyonuyla geldikten sonra bir başka sürece evrildi CHP. Defalarca yazdık uyardık.
HİÇ SESİNİZ ÇIKMADI!
Bugün Kılıçdaroğlu'nu yenilgiye götüren politikalar hayata geçirilirken hiçbirisi sesini çıkarmadı. Bugüne kadar bütün bu siyasetleri izlerken hepiniz bu işe destek verdiniz. Hiç sesiniz çıkmadı. Bunların konuşmaya hiç hakları yok.
İmamoğlu da dahil diğer o A takımı da dahil hepsi bunun günahkarıdır. FETÖ'cüleri biz yazdığımız zaman bize karşı çıkıyorlardı. Bize iftira atıyorsunuz yalan söylüyorsunuz diyorlardı. Şimdi ne oldu?
"VURUN ABALIYA"
Gazeteci Ceyhun Bozkurt: Önder Sav'ın yıllar sonra çıkıp bunu konuşması bakıldığı zaman fırsat kollamak gibi değerlendirilebilir. Çünkü Kılıçdaroğlu şu an başkanlık döneminin en zor zamanını geçiriyor. Parti içinde meşruiyetinin tartışmalı olduğu bir dönemde şu an deyim yerindeyse vurun abalıya döndü. Hemen hemen bugün eleştirenlerin tamamı bu başarısızlıkta bu dönüşümde CHP'nin ideolojik olarak içinin boşaltılıp başka bir ideolojinin doldurulmasından hepsi sorumlu.