Mehmet Barlas'a veda: Türkiye aşığı bir aksakallıydı
Türk basınının duayen isimlerinden gazeteci yazar Mehmet Barlas, 81 yaşında vefat etti. Meslek hayatı boyunca başyazarlık, yöneticilik, TV yorumculuğu, sunuculuk yapan Barlas, milli iradenin yanında duruşuyla örnek bir gazetecilik hayatı sürdü. Hayatın her alanına dair, entelektüel birikimiyle gerçek bir aydın profili sergileyen Barlas, herkesin saygıyla tanıdığı bir isim oldu. Barlas'ın naaşı, bugün İstanbul Levent'teki Barbaros Hayrettin Paşa Camii'nde kılınan öğle namazının ardından, Yeniköy Mezarlığı'nda son yolculuğuna uğurlandı. Başkan Erdoğan da duayen gazetecinin cenaze törenine katılarak tabuta omuz verdi. Turkuvaz Medya Yönetimi Kurulu Başkan Vekili Serhat Albayrak da, cenaze törenine katıldı.
Vefat haberi medya dünyasını derinden sarsan SABAH Gazetesi Başyazarı Mehmet Barlas bugün son yolculuğuna uğurlandı.
İstanbul'da defnedilen Mehmet Barlas'ın Barbaros Hayreddin Paşa Camii'ndeki cenaze namazına Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Turkuvaz Medya Yönetim Kurulu Başkanvekili Serhat Albayrak, sanat, siyaset ve basın camiasından çok sayıda isim katıldı.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN GAZETECİ MEHMET BARLAS'IN CENAZE TÖRENİNE KATILDI
Gazeteci Mehmet Barlas, Barbaros Hayrettin Paşa Camii'nde düzenlenen cenaze törenin ardından son yolculuğuna uğurlandı. Törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katıldı.
İstanbul Şişli'deki özel bir hastanede tedavi gören 81 yaşındaki Gazeteci Mehmet Barlas, 1 Haziran'da hayatını kaybetti. Barlas için Barbaros Hayrettin Paşa Camii'nde cenaze töreni düzenlendi. Törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yanı sıra Barlas'ın yakınları, sevenleri ve mesai arkadaşları katıldı.
TÜRKİYE'DE GAZETECİLİĞİN MARKA İSİMLERİNDEN BARLAS...
Bu insanlar kah cumhurbaşkanı başbakan olmuş, Özal ve Erdoğan gibi. Kah yazar, Kemal Tahir, Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Aziz Nesin, Çetin Altan gibi. Ya da Zeki Müren, Münir Nurettin Selçuk gibi müzisyen...
Yakın tarihimizde asla yan yana gelmez denilen insanların ortak bir özelliği varsa, o da Mehmet Barlas'ın dostu olmaları galiba.
Yollarımız yedi sene kadar önce sıcacık bir yaz gününde Bodrum'da kesişti. Sabah Gazetesi Hafta Sonu Ekleri için bir "Kıdemli Bodrumlular" röportajı yapmaya karar verdik.
Barlas da yıllardan beri yazlarını Bodrum'da geçiren, İstanbul'dan sonra Bodrum'u ikinci memleketi belleyen biriydi.
Ve bana öyle güzel bir gazeteci ağabeyliği yaptı ki, yine Bodrum aşığı olan iki önemli ismi; Türk edebiyatının usta ismi Selim İleri'yi ve iş dünyasının en mühim isimlerimden Ali Şen'i Bodrum'daki evine davet etti ve kendileriyle Bodrum'u konuştuk.
Ve yine beş altı ay sonra sonra, tanıdık bildik bir gazeteci refleksiyle "Sevgililer Günü" haberi yapalım dedik yine Sabah Hafta Sonu eklerine...
Gönlümüzden Mehmet Barlas ve gazeteci eşi Canan Barlas geçti... Aşklarını, evliliklerini, gazeteci bir çiftin Türkiye şartlarında yaşadıkları siyasi, toplumsal olayları konuştuk.
MEHMET BARLAS'IN KABRİ BAŞINDA İLAHI OKUNDU!
Hatta, dediler ki; başlığa da taşıdığım cümleyle: "Darbe tarihlerini, evlilik tarihimizden daha iyi hatırlıyoruz."
Ve sonra, bu fakir muhabirinizin hiçbir talebi, isteği olmadan; Turkuvaz Kitap Genel Müdürü Gülenay Börekçi'den bir Mehmet Barlas kitabı yapma teklifi geldi.
Ben "Zevkle, yaparım" diyene kadar mevzu Mehmet Barlas'a da gitmişti bile. Kendisi de, sağ olsun bizi bu işlere uygun görmüş ve kabul etmiş.
Kim bilir neden? Belki, başta belirttiğim gibi talihin bize Barlas'la tanışmamız için geçtiği iltimas boşa değildi ve yılların gazeteci ağabeyimizin bir bildiği vardı...
Bilemiyorum ve bilemeyeceğim hiçbir zaman! Ben kendi halinde bir gazeteci olarak sadece teşekkür etmeyi bilirim, elimden o gelir...
Ha, bir de sonraları şunu duydum ki, tüylerim diken diken oldu! Meğerse ustamız Barlas'a yıllardan beri birileri böyle bir söyleşi kitabını teklif eder dururmuş!
Şimdi gelelim asıl mevzuya; biz bu kitapta neler konuştuk, neleri açığa çıkardık? Şöyle özetleyelim... Bazı insanlar vardır, incelik ve zeka konusunda çok çok ilerdedirler.
İşte meslek büyüğüm Mehmet Barlas böyle biriydi. Öyle insanlarla, sıkıcı bir kronolijiyle konuşamazsınız hayatlarını...
O yüzden; sadece Türkiye'nin değil dünyanın yakın siyasi tarihine tanık olmuş ve bu denklemi harfiyen çözmüş Barlas'la konuşurken, çocukluğundan ilk gençliğine memleketin yakın tarihine ilişkin mevzulara balıklama daldığımızda hem kendisinin hem ülkenin meselelerini konuştuk...
Barlas'ın kişisel tarihiyle, ülkenin, dünyanın yakın tarihi nasıl atbaşı gidiyor gördük.
Rahmetli CHP'libBakanlarından babası Cemil Sait Barlas'ın, Mehmet Bey'e yadigar dostlarından Münir Nurettin Selçuk'u, Kemal Tahir'i, Hasan Ali Yücel'i, Aziz Nesin'i, Orhan Kemal'i ve daha nicelerini okurken memleket tarihini hatmettik...
Ha, bir de hepiniz biliyorsunuzdur? Mehmet Barlas'ı sevmeyenler, hayatını bildiği halde görmeyenler, görmek istemeyenler derler ya ona: "Her dönemin adamı" diye.İşte o yıkılıyor, yerle yeksan oluyordu uzun söyleşimizde. Görüyorduk ki; Mehmet Barlas, Türkiye'nin geçirdiği, memleketin başına gelen her türlü "Darbe"de her zaman dimdik durmuş.
Darbe dediysek, öyle kanlı, canlı, toplu-tüfekli darbe... Ve o yüzden sadece kendisi değil, eşi de sırf onun yüzünden işsiz kalmış. Davalar açılmış kendilerine...Hatta hepimizin çok iyi bildiği "Özal-Barlas" dostluğu içinde bile, sırf Özal'ın ailesini eleştirdiği için mağdur olmuş Barlas...
Hatta bu yüzden kendisi, "Her devrin adamı değil, her devrin darbe yiyen adamı oldum" demiş ve şöyle devam etmişti sözlerine: "Hasan Cemal'in Milliyet'te yazıları kesildiğinde bir yazı kaleme almıştım.'Hasan Cemal'in yazıları devam etmelidir' diye. Yazıyı okuyunca Hasan aradı ve 'Beni en iyi sen anlarsın' dedi.Ve bizzat yaşadığı bir olayı anlattı: '1991 seçimlerinde Süleyman Demirel, Cavit Çağlar ve ben uçaktayız, Konya'da uçaktan indik.
Cavit Çağlar telefonla Cem Uzan'ın babasını aradı.' Benim Star'da yorum yaptığım dönem. Demiş ki Çağlar, 'İktidara geliyoruz, iktidar olduğumuz zaman o Mehmet Barlas'ı susturmazsan seni batıracağım, sileceğim medyadan.'
Hakikaten Demirel seçimi kazandı ve benim Star'da yaptığım programa son verildi. Bunu bana anlatan Hasan Cemal, bir ay sonra, 'Mehmet Barlas her devrin adamı' diye yazı yazdı.
Onun tanık olduğu, birebir her merhalesini gördüğü 28 Şubat'ta iki sene işsiz kaldım. TGRT'de programım vardı, bitirildi.
SABAH gazetesindeki yazılarıma son verildi. 12 Mart'ta ilk kovulan kişi bendim! Her devrin adamı değil, her devirde darbe yiyen adam oldum hep..."
Siz bakmayın, Mehmet Bey'in dış görünüşündeki her daim sinek kaydı tıraşlı duruşuna. O, her zaman bu toprakların bekasını düşünen, fikirleri bütün devlet adamları tarafından ciddiye alınan, öğüt kabul edilen Türkiye aşığı bir 'ak sakallı'ydı göre...
Türkiye'nin gerçek anlamda demokrasiyle tanışması, buluşması için çabaladı ve yazdı hep... Her türlü vesayete karşıydı... Ve umutluydu Türkiye için. "Türkiye'de hiçbir şey daha kötüye gitmez, bunu hep gördük.
Türkiye'de öyle bir halk ve devlet aklı var ki, ülkeyi bütün badirelere rağmen her zaman daha ileri taşır" derdi... Umudu umudumuzdu... Hoşça kalın Mehmet Bey, yattığınız yer nur olsun!