Başkan Recep Tayyip Erdoğan: Bay Bay Kemal, Putin’e saldırıyor! Buna eyvallah etmem
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, 14 Mayıs Pazar günü gerçekleşecek tarihi Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimleri öncesinde İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen 3.Türkiye Gençlik Zirvesi’nde konuştu. Başkan Recep Tayyip Erdoğan konuşmasında gençlere seslenerek, “Karşımda gördüğüm gençlikle pazara kadar değil, mezara kadar yürüyoruz.” mesajını verdi. Başkan Erdoğan’ın bu sözlerine gençlerden “Dik dur eğilme bu gençlik seninle” desteği geldi. Diğer yandan Başkan Erdoğan, 7’li koalisyonun Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Türkiye ile ilişkilerde Rusya’ya karşı ABD’yi öncelemesine ve Twitter üzerinden yaptığı paylaşımla Rusya'yı Türkiye seçimlerine müdahale etmekle suçlamasına sert tepki göstererek, “Sen Putin'e saldırırsan ben de eyvallah etmem! Bay Kemal devlet yönetimi nedir anlamaz. Rusya ile olan münasebetimiz ABD’den geri değil” cümlelerine yer verdi.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Gençlik STK'ları Platformu tarafından, İstanbul Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen "Güçlü Yanım Türkiye" temalı "Türkiye Gençlik Zirvesi"ne katılarak öneli açıklamalarda bulundu.
Başkan Erdoğan, yaptığı konuşmada, gençleri, iş, akademi ve sanat dünyasının temsilcileri ile tüm katılımcıları en kalbi duygularıyla, hasretle, muhabbetle selamladığını söyledi.
Kıymetli genç kardeşleriyle birlikte olmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu ifade eden Erdoğan, "Gönüllerimizi buluşturan, hasret gidermemize, ruberu hasbihal etmemize vesile olan herkese şükranlarımı sunuyorum. Buradan sizlerin aracılığıyla ülkemizin ve gönül coğrafyamızın dört bir yanındaki bütün gençlerimize selamlarımı iletiyorum. Bizim için dua eden, Türkiye deyince gözleri parlayan, en az bizim kadar Türkiye aşığı tüm gençlerimize buradan muhabbetlerimi gönderiyorum." diye konuştu.
"ŞU ANDA KARŞIMDA GÖRDÜĞÜM GENÇLİKLE PAZARA KADAR DEĞİL, MEZARA KADAR YÜRÜYORUZ"
Başkan Erdoğan, bu zirvenin başarılı geçmesini, ülke, millet ve tüm gençler için hayırlara vesile olmasını dileyerek, şöyle devam etti:
"Konuşmamın bundan sonraki kısmına geçmeden şu muhteşem salonun yapımını şöyle birkaç cümleyle ifade etmek istiyorum. Burası belediye başkanlığım döneminde yapıldı. Bunun üstünde İstanbul'un o zamanki tek tiyatro salonu vardı. Yanılmıyorsam 150 kişilik bir salondu. Dedim ki 'Biz burayı da yıkacağız. Daha mükemmelini, daha büyüğünü yapacağız.' O zaman sözde sanatçılar başladılar nutuk atmaya. 'Yıkar, yapmaz.' dediler. Dedim ki 'Sadece o değil bir de İstanbul'un en büyük kongre merkezini yapacağız.' Biz şu gördüğünüz yerin otoparkları da dahil 40 metre yerin altına girdik."
"GENÇLİKLE PAZARA KADAR DEĞİL, MEZARA KADAR YÜRÜYORUZ"
O zaman işi yüklenen firmanın otoparklarıyla beraber 40 metre yerin altına girip İstanbul Kongre Merkezi'ni yaptığını anlatan Erdoğan, "Fakat bu salonun olduğu yer yaklaşık 20 metre falan derinliğinde çünkü altta şimdi otoparklar, vesaire, onlar var. Burası da 3 bin 800 kişilik bir salon olarak yapıldı fakat buralar yapıldıktan sonra 'Ya bu belediye başkanı burayı yaptı. Teşekkür ederiz.' filan falan da diyemediler. Şimdi o sözde sanatçı diye geçinen müsveddeler, şimdi de aynı şekilde hakaret etmeye devam ediyorlar." ifadelerini kullandı.
Başkan Erdoğan, bunların hayatında bu ülke için dikili bir ağaçları olmadığını dile getirerek, "Sadece ahlaki olmayan birçok görüntülerle para kazanmaktan başka hiçbir özellikleri yok." dedi.
Pazar günü seçimlere gideceklerini anımsatan Erdoğan, "Onlar ise her türlü yalan, dolan, şunlarla, bunlarla yine hakarete devam ediyorlar. Varsın, onlar hakaret etsin ama biz ama biz şu anda karşımda gördüğüm gençlikle pazara kadar değil mezara kadar yürüyoruz." diye konuştu.
"BİZE, GEREKTİĞİNDE 7 DÜVELE MEYDAN OKUTAN CESARET İŞTE BUDUR"
Gençlerle kucaklaşmanın kendisi için bir bahtiyarlık olduğunu söyleyen Erdoğan, "Her birinize coşkunuz, ahde vefanız, salonlara sığmayan şu heyecanınız için teşekkür ediyorum. Bizi daha fazla koşturmaya sevk eden güç, işte şu tablodur, işte bu güçtür. Bizi daha fazla çalışmaya teşvik eden aşk, işte budur. Bize gerektiğinde yedi düvele meydan okutan cesaret, işte budur. Sizler bizim yanımızda böyle sağlam durdukça Allah'ın izniyle kimse bileğimizi bükemez." diye konuştu.
Erdoğan, "Güçlü Yanım Türkiye" teması altında yapılan çalışmaların ve yürütülen projelerin gençlerin önünde yeni ufuklar açacağına inandığını belirterek, ülkenin güçlü geleceğine katkı sağlayan ve bu sene kültür, sanat, bilim, spor ve teknoloji alanlarında ödüle layık görülen gençleri tebrik ettiğini söyledi.
Türkiye Cumhurbaşkanı olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da gençlere gereken desteğin verileceğini belirten Başkan Erdoğan, şunları kaydetti:
"TEKNOFEST gençliğinin yetişmesi yolunda gayret gösteren tüm kurum ve kuruluşlarımızın yanında olacağız. Gümbür gümbür gelen bu gençliği TEKNOFESTin yedincisinde gördük. Bilime, teknolojiye, araştırmaya, sorgulamaya meraklı, ülkesini ve milletini seven 2,5 milyonu aşkın genç, TEKNOFEST'e adeta akın etti. Gençler bir şeyi söylemem lazım. Henüz başbakan olmadım, o sıra seçimleri kazanmışız, ben de Avrupa'yı dolaşıyorum. Bu arada oğul Bush'u randevu istedim, ziyaret ettim ABD'de. Kendilerine dedim ki 'Bize İHA, SİHA verecektiniz. Terörle mücadele ediyoruz, ne olacak? Condoleezza Rice'i hemen çağırdı. 'Hemen' dedi, 'İHA'ları verin'. Bize İHA verdiler ama tabii iki günlüğüne geldi."
Başkan Erdoğan, dünürü, Milli Teknoloji Hamlesi idealinin ve milli SİHA'ların öncü ismi Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Özdemir Bayraktar'ın fevkalade bir insan olduğunu ve bu konuda adım attığını dile getirdi.
"ÖZDEMİR BAYRAKTAR, BAZI SAHTEKARLARIN İFADE ETTİĞİ GİBİ DEVLETTEN ASLA BİR ŞEY ALMADI"
Özdemir Bayraktar'ın bugünkü İHA ve SİHA'ların kuruluşunu başlattığını dile getiren Başkan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hani bazı sahtekarların ifade ettiği gibi devletten kredi, arsa, arazi, böyle bir şeyi asla almadı, almaz. O zaman benim dünürüm değildi, dava arkadaşımdı, daha sonra kendisine şunu söyledim. Benden yaşça tabii aramızda 5-6 yaş fark vardı. 'Özdemir abi, bak biz bu tür yatırımları yapanlara devlet olarak destek veriyoruz, gel sen de bu imkanlardan istifade et.' 'Yok' dedi, 'almam.' Kendisi kendi arsası, arazisi üzerinde ilk adım olarak İHA'ların kuruluşunu yaptı. Tabii beyin olarak farklı bir beyindi. Benim de siyasette eski arkadaşımdı, beraber yol yürüdük. Sonra evlatlarıyla, kendi hanımıyla birlikte, çünkü yenge hanım da muhasebe vesaire bu tür şeylerden anlayan bir insandı, adımı attı ve İHA'yı yaptı. Yetmez, SİHA'nın da adımını attı."
Selçuk Bayraktar'ın daha sonra damadı olduğunu belirten Erdoğan, "Tabii bütün bunlar gerek baba, gerek çocuklar cins beyinlerdi. İş yürürken İHA, SİHA yetmedi, Akıncı o geldi. Tabii yurt dışı siparişler de gelmeye başladı ama bütün bunlarla beraber yine devlet bankalarından, diğerlerinden bu noktalarda kredi asla almadı. Akıncı yapıldı, arkadan tabii yeni bir adım, Kızılelma oldu. Bunlar tabii insansız savaş uçaklarıydı, hepsi nevi şahsına münhasır uçaklardı. Hele Kızılelma, şu anda tabii testleri yapıldı vesaire ama asıl noktası henüz daha olmadı. O olduğu anda zaten şu andaki F-16'ların taşıdığı bombaları taşıma kabiliyetine sahip." ifadelerini kullandı.
"MUHALEFET NİÇİN HAZMEDEMİYOR BAYKAR'A SALDIRIYOR?"
"Hedef KIZILELMA" belgeselinin yayınlandığını ve bu seneki TEKNOFEST'e 2,5 milyon gencin akın ettiğini dile getiren Erdoğan, "Acaba bu ülkede muhalefet niçin Baykar'a saldırıyor? Akıncı'dan Kızılelma'ya, Togg'dan Anka'ya nice ürünümüz görücüye çıktı. Acaba bunlar niye, niçin hazmedemiyorlar da saldırıyorlar? Bunlar, Allah rahmet etsin, Erbakan Hoca'mızın da yaptığı bu 'Devrim' otosuna böyle saldırdılar. Hocamız 'Devrim' otosunu yaptı, biz de devrin otosunu yaptık. Tabii şimdi devrin otosuna saldıramıyorlar, söyleyecek yanları kalmadı. 'Ne yaparsanız yapın, başaramayacaksınız.' dedik ve başaramayacaklar." diye konuştu.
Başkan Erdoğan, her yaştan gencin, inandıkları, çalıştıkları ve hayal ettikleri zaman neleri başarabileceklerini görmüş olduklarını, gençlerin, hepsi son teknoloji harikası ürünlerin önünden her geçtiklerinde ülkelerine inandıklarını, başarabileceklerine inandıklarını ve öz güven kazandıklarını ifade etti.
"BAY BAY KEMAL, PUTİN'E SALDIRIYOR! BUNA EYVALLAH ETMEM"
14 Mayıs'ta ülke tarihinin en kritik seçimlerinden birini yapacaklarını belirten Erdoğan, "Bu seçimlerin önemini özellikle yurt dışından gelen açıklamalarla, dergi kapaklarından verilen mesajlarda herhalde çok net biçimde görüyorsunuz. Ne diyorlar? 'Erdoğansız bir Türkiye.' Ya Erdoğan, size ne yaptı? Ha Erdoğan, bunlara bir şey yaptı." diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Rusya'yla ilgili açıklamalarına değinen Başkan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Şimdi bay bay Kemal, Sayın Putin'e saldırıyor, Rusya'ya saldırıyor. Kılıçdaroğlu, (ABD Başkanı) Biden 'Erdoğan'ın yenilmesi lazım.' kaydını düştü. Kayıtlarda var ama sen acizsin, zavallısın çünkü Biden böyle söylediği zaman ben 'Biden niye böyle söyledi?' demedim. Halbuki ben, Biden'ı senden çok daha önce tanıyordum, ailece görüşmelerimiz de vardı ama sen şimdi Putin'e saldırınca kusura bakma, buna ben de eyvallah etmem çünkü Rusya'yla olan bizim münasebetlerimiz, şu anda Amerika'yla olan münasebetlerimizden geri değil yani dış ticaret hacmine baktığımız zaman onunla olan dış ticaret hacmimiz, Amerika'dan daha fazla, böyle bir durum var ama bay bay Kemal, sen devlet yönetimi nedir bilmezsin, anlamazsın. Biz dünyanın dört bir yanıyla görüşürüz. Biz devlet yönetiminin ne olduğunu biliriz ama sen bunları öğreneceksin fakat o fırsat da gelmeyecek sana. Yanındakiler sana bir fayda getirmez."
TEKNOFEST'e giden tüm gençlerin ufuklarıyla birlikte dünyaya bakış açılarının kökten değiştiğinin görüldüğünü belirten Erdoğan, özellikle yıllarca bu ülkenin evlatlarını psikolojik esarete mahkum edenlerin zihinlere vurduğu zincirlerin tek tek parçalandığını söyledi.
Başkan Erdoğan, başkalarına özenmek yerine, 'Çalışırsam ben de yapabilirim.' diyen her gencin, istikbal adına çok büyük bir kazanım olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yabancılara hayranlıkla bakmak yerine, 'İnanırsam ben de başarabilirim.' şuuruna sahip her gencimiz, geleceğimize tutulmuş bir fenerdir. Sosyal medyanın dehlizlerinden, küresel kültürün boyunduruğundan kurtardığımız her gencimiz, aydınlık yarınlarımızın müjdecisidir. Türkiye Gençlik Sivil Toplum Kuruluşları Platformunda güç birliği yapan kuruluşlarımızın çalışmalarına işte bu zaviyeden bakıyoruz. Sizler de faaliyetlerinizde, gençlerimizin kökleriyle bağlarını korumalarına yardımcı oluyorsunuz. TEKNOFEST gençliğinin yetişmesine sizler de katkı sağlıyorsunuz. Türkiye'nin geleceğinin şekillenmesine sizler de destek veriyorsunuz. Her birinize emekleriniz, gayretleriniz için tekrar teşekkür ediyorum."
"BUNLAR BATI'NIN VE KÜRESEL SERMAYENİN İÇİMİZDEKİ GÖNÜLLÜ LEJYONERLERİDİR"
TEKNOFEST'e saldıranlarla gönüllü kuruluşları hedef alanların aynı çevreler olmasının tesadüf olmadığını dile getiren Erdoğan, "Atatürk Havalimanı'nı Amerikalı şirketlere peşkeş çekmek isteyenler, sizlerin faaliyetlerinden de rahatsızlık duyanlardır. FETÖ'cü ve bölücülerle kol kola girmekten çekinmeyenler ile Meclis kürsüsünden derneklerimizi tehdit edenler aynı kesimlerdir. Şimdi LGBT gibi sapkın yapılara destek verenlerle sizlere iftira atanlar aynı kaynaktan beslenmektedir." diye konuştu.
Gençlere seslenen Başkan Erdoğan, açık konuşmak zorunda olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Bu CHP, LGBT'cidir. Bu İYİ Parti, LGBT'cidir. Bu HDP, LGBT'cidir. Onlarla beraber yol yürüyenler, bunlara 'hayır' diyemediklerine göre onlar da LGBT'cidir. AK Parti'nin içine LGBT sızamaz. MHP'ye sızamaz. Cumhur İttifakı'na LGBT sızamaz. Çünkü biz, aile kurumunun kutsiyetine inanıyoruz. Eğer güçlü aileler olmazsa güçlü millet olamazsınız. İşte biz de gücümüzü buradan alıyoruz. Anayasa değişikliği teklifimizi biliyorsunuz, gönderdik. Tabii seçim süreci başlayınca adım atamadık. Allah nasip ederse seçimden sonra hedefimiz bu değişikliği yapmaktır. Ağızlarını her açtıklarında gençlerimize karamsarlık edenlerle vakıf ve derneklerimizi dillerinden düşürmeyenler aynı zihin dünyasına sahiptir. Bunlar, demokrasinin, milli iradenin, milletin değerlerinin düşmanıdır. Bunlar, sadece sivil siyasetin değil, sivil toplumun da hasmıdır. Bunlar Batı'nın ve küresel sermayenin içimizdeki gönüllü lejyonerleridir. Biz son 21 yıldır işte bunlarla ve arkasındaki güçlerle mücadele ettik."
"AŞKLA ÇALIŞMAYI SÜRDÜRECEĞİZ"
Başkan Erdoğan, sırtını vesayete, marjinallere, küresel odaklara yaslayanların baskılarına asla ve asla boyun eğmediklerinin altını çizerek, sivil toplum kuruluşlarının alçakça tehditlerle korkutulmasına, zorbalıkla yıldırılmasına, itibar suikastlarıyla sindirilmesine müsaade etmediklerini söyledi.
Hak bildikleri yoldan sapmadan ülke, millet ve gençler için en doğrusunu yapmaya çalıştıklarını vurgulayan Erdoğan, "Gözümüzü ufuktan ayırmadan hedeflerimiz ve ideallerimiz doğrultusunda azimle, cesaretle, kararlılıkla yürüdük. İnşallah önümüzdeki dönemde, 'Durmak yok, yola devam.' diyerek, aşkla çalışmayı sürdüreceğiz." ifadelerini kullandı.
Başkan Erdoğan, bunları da gençlerle ve onların gayretleriyle gerçekleştireceklerine işaret ederek, "Sizlerin çalışmalarıyla gelecekte daha büyük başarılara imza atacağız." dedi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'dan bahseden Başkan Erdoğan, "İşte yanındakilerden (Kılıçdaroğlu) bir tanesi benim bir zamanlar ekonomiyle ilgilenen bakanımdı. Davos'tayız ve Davos'ta IMF Başkanı'yla görüşüyoruz. IMF Başkanı'na dedim ki 'Türkiye'den 23,5 milyar dolar alacağınız var. Paranızı tahsil ediyor musunuz? 'Ediyoruz.' Vakti saati gelince alıyor musunuz? 'Alırsınız.' 'Paranı al ama Türkiye'nin Başbakan'ı benim, Türkiye'nin siyasetine karışamazsın. O zaman Başbakanım, baktım ki 'Bebecan' kızardı, bozardı. Niye kızardı, bozardı, anlamadım. Herhalde IMF Başkanı'nı böyle tersleyince bundan rahatsız oldu." diye konuştu.
2013 yılında 23,5 milyar doların tamamını ödeyerek IMF ile ilişkilerini bitirdiklerini belirten Başkan Erdoğan, şunları dile getirdi:
"Onlar, otellerin lobilerinde sözcüsü CHP'nin ve bunun yanında bir de sözde Merkez Bankasının bir ara başkanlığını yapan zat, şimdi milletvekili zannediyorum. O da ikisi birlikte IMF temsilcileriyle görüşmeler yaptılar. Bize de tavsiyede bulunuyorlar, 'IMF'ten yardım alın.' diye. Bizim o iş bitti, 'Böyle bir şey söz konusu değil.' dedik, kestik attık. On yıldır bizim IMF'le bir ilişkimiz yok. O dönem Merkez Bankamızın döviz rezervi de 27,5 milyar dolardı. Şimdi son olarak yanılmıyorsam, son rakamı almadım ama 115 milyar dolar civarında. Başbakanlığım döneminde bir ara Merkez Bankamızın döviz rezervi 135 milyar dolara kadar da çıktı. Yine olacak. Bu rakamları gene yakalayacağız. Biz buna inanıyoruz ve bu konuda güçlüyüz. Bundan sonra da bunu ispatlayacağız ama böyle Londra'nın tefecilerinden esrar, eroin kaçakçılarından 300 milyar dolar gelecekmiş beyefendiye, onunla Türkiye'yi ayağa kaldıracakmış."
"SORSAN BUNLARDAN DEMOKRATI, BUNLARDAN ÖZGÜRLÜKÇÜSÜ YOK"
Başkan Erdoğan, Batı medyasındaki haberlere ilişkin şöyle konuştu:
"Şimdi Batı medyası ne yaptı? İşi gücü bıraktı, kendi seçimleriyle ilgilenmedikleri kadar maşallah bizim seçimlerle ilgilenmeye başladılar. Ne kadar da seviyorlar bizi. İş öyle çığırından çıktı ki basın etik ilkeleri namına ne varsa hepsi ayaklar altına alındı. Millete parmak sallamak, milli iradeyi tehdit etmek dahil her türlü kepazeliği sergiliyorlar. Türk siyaseti, daha önce belki de hiç tecrübe etmediği çirkinliklerle, insanın yüzünü kızartan çirkefliklerle buna şahit oluyor. Terör örgütü elebaşıları her gün yaptıkları açıklamalarla bize ve ittifakımıza saldırırken birileri için alenen oy istiyorlar. FETÖ'cüler, bay bay Kemal ve ortaklarının reklam ajansına döndü bunlar. Ülkemiz siyasetine bulaştırdıkları tüm pisliklerin kapağını tekrar açtılar. Haysiyet cellatlığından kaset kumpaslarına ne kadar insanlık dışı, ahlak dışı, İslam dışı yöntem varsa hepsini devreye aldılar. İnsanların canına kastetmek dahil her yola başvuruyorlar. Toplumun sinir uçlarıyla oynamak dahil tüm tuşlara basıyorlar. Millete güya demokrasi ve barış dersi veriyorlar ama daha düne kadar yere göğe sığdıramadıkları adaylarına, üç gün masayı terk etti diye ittifak ortaklarına her türlü hakareti edebiliyorlar. Öyle gözleri dönmüş durumda ki bırakın kendilerine itiraz edilmesini, farklı bir ses duymak bile istemiyorlar. Ortaklarından siyasetçisine, gazetecisinden sporcusuna, bürokratından sokaktaki vatandaşına, önlerine çıkan herkese baskı kuruyorlar, tehdit ediyorlar, şantaj yapıyorlar. Sorsan bunlardan demokratı, bunlardan özgürlükçüsü yok.
Sorsan baharı getirecekler, barışı getirecekler, milleti kucaklaştıracaklar. Sorsan kimsenin işine, aşına, inancına, hayat tarzına karışmayacaklar. Bu ülkede evlatlarımız dahil kızlarımızın, üniversite kapılarında başörtülerinden dolayı çektiği çileleri bay bay Kemal bize mi anlatacaksın? Sen bile zaten bunlardan bir tanesisin. Anayasa Mahkemesine varıncaya kadar sizler neler yapmadınız ki."
"LAFA GELİNCE DÜRÜSTLÜK, GERÇEKTE YALANIN VE İFTİRANIN DİBİ VAR"
"Sorsan mütedeyyininden sekülerine kadar herkesin teminatı olacaklar." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ama uygulamada, pratikte bambaşka bir manzara var. Ben kızımı, düşünün, imam hatipte okuyan kızımı İstanbul'dan alıp başka bir şehre göndermek zorunda kaldım. Niye? Sadece başörtüsünden dolayı. Bunları yaşadık biz. Bu çileleri çektik. Siz kimi aldatıyorsunuz? Üniversite kapısında, malum odalarda başörtüsünü çıkartıp içeriye aldıklarınız, senin başkan yardımcın değil miydi? Sen kimi aldatıyorsun? Bunları hep yaşattınız. Lafa gelince dürüstlük, gerçekte yalanın ve iftiranın dibi var. Lafa gelince ahlak dersi vermek, gerçekte insanları linç etmek var. Sözde ileri demokrasi var, özde ise faşizmin en ilkel hali var. İkna odalarını unutmuyoruz bay bay Kemal."
Seçim döneminde söz ile öz arasındaki büyük farkı herkesin gördüğünü söyleyen Erdoğan, "CHP zihniyetinin, milletimize nasıl karanlık bir gelecek vadettiğine hep beraber şahit olduk. Bunların yönettiği Türkiye'nin fragmanını, geçtiğimiz iki ay içinde 85 milyon olarak hep birlikte izledik. 'Bahar', 'barış', 'adalet' kavramları arkasına saklanan dikta heveslerini bizzat kendi gözlerimizle gördük. Sadece biz değil hangi siyasi partiye gönül verirse versin 85 milyonun tamamı bu rezillikleri gördü, takip etti." ifadelerini kullandı.
Başkan Erdoğan, dünya görüşü farklı olsa da ülkesini ve milletini seven hiçbir vatandaşın yaşananları tasvip etmediğini çok iyi bildiğini, gençlerin de maskelerin gerisindeki karanlık yüzleri, asıl niyetleri deşifre ettiğine inandığını söyledi.
Gençlere seslenen Erdoğan, "Sizlerden 14 Mayıs'ta hem kendi geleceğinize hem de ülkenizin geleceğine sahip çıkmanızı istiyorum. Sizlerden özellikle sandıklara sahip çıkmanızı istirham ediyorum." dedi.
"MİLLETİMİZE KARŞI HEP DÜRÜST, ŞEFFAF, HARBİ VE HASBİ OLDUK"
Başkan Erdoğan, ne 40 yıllık siyasi hayatlarında ne de 21 yıllık iktidarları döneminde kendilerinin asla bunlar gibi davranmadıklarını ifade etti.
"Kimsenin hayat tarzına, yaşam biçimine müdahale etmedik. Ne kadar aykırı olursa olsun, hiçbir düşünceyi yasaklamadık. İtibar suikastlarıyla rakiplerimizi tasfiye etme yoluna gitmedik. İktidara giden yolu terör örgütleriyle gizli iş birliklerinde aramadık. Kandil'den gelen talimata göre hareket edenlerle beraber olmadık." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Biz Rabb'imizin emri neyse ona uyduk, milletimizle beraber bu yolda yürüdük. Milletimize karşı hep dürüst olduk, şeffaf olduk, harbi ve hasbi olduk. Toplumun tüm kesimlerinin hak ve özgürlük alanlarını genişlettik. Bizden önce bu ülkede başörtüsü, kılık kıyafet yasakları vardı, kaldırdık. İmam hatiplere ve meslek liselerine adaletsizlik yapılıyordu, sonlandırdık. İnsanlar, inançlarını özgürce yaşayamıyorlardı, değiştirdik. Terör örgütleri vatandaşlarımıza nefes aldırmıyordu, başlarını ezdik. Cudi'de inlerine girdik. Gabar'da inlerine girdik. Tendürek'te inlerine girdik. Bestler Deresi'nde inlerine girdik ve şu anda Güneydoğu'da, Doğu'da vatandaşlarımız eğer özgürce yaşayabiliyorsa işte bizim sayemizde. Demokrasimiz ağır aksak zor yürüyordu, güçlendirdik. Devlet, vatandaşına tepeden bakıyordu, yeni bir anlayış ikame ettik. Yabancı ülkeler sürekli bize ayar veriyor, yön çiziyordu, 'Dur!' dedik."
Başkan Erdoğan, bunların dışında, her alanda Türkiye'yi 21 yıl öncesine göre daha özgür, daha müreffeh, ekonomik olarak daha güçlü konuma getirdiklerinin altını çizerek, şu anda kişi başı milli geliri 3 bin 600 dolardan 10 bin 600 dolara yükselttiklerini kaydetti.
Bütün tezvirata rağmen 2002'den beri sadece hizmet siyaseti yaptıklarını anlatan Başkan Erdoğan, şimdi dertlerinin Türkiye'yi büyütmek olduğunu ancak bunu gençlerle beraber yapacaklarını belirtti.
Gençlerle bir ahitleşme yapmak istediğini söyleyen Erdoğan, "Hazır mısınız?" sorusunu yönelttiği katılımcılardan "Evet" yanıtını alması üzerine, "Gençler, hep birlikte ayağa kalkalım. Madem ki hazırız, gümbür gümbür şöyle bir ifadelerimizi kullanalım." dedi. Ardından "Gençler, '14 Mayıs'ta durmak yok, yola devam.' diyor muyuz? '14 Mayıs'ta doğru adımlarla yola devam.' diyor muyuz? '14 Mayıs'ta Türkiye Yüzyılı için hemen şimdi.' diyor muyuz?" diye soran Erdoğan'a gençler, "Evet." cevabını verdi.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, "Pazar akşamı inşallah bu gönül birlikteliğini birlikte yaşayalım. Hepinizi Allah'a emanet ediyorum." dedi.
"Güçlü Yanım Türkiye" temasıyla gerçekleştirilen, yaklaşık 3 bin gencin katıldığı programda Erdoğan, alanlarında başarı sağlayan gençlere ödül verdi. Bir şehit ailesine de Vefa Özel Ödülü'nü takdim eden Erdoğan, ödül sahipleriyle fotoğraf çektirdi.
TGSP Başkanı Ali Haydar Ustaosmanoğlu'nun da konuşma yaptığı programda katılımcılara gençlerin başarı hikayelerinin anlatıldığı "Güçlü Yanım Türkiye" filmi izletildi.