HDP'nin yolunu Meclis değil KCK çizer! 6'lı koalisyonda yeni kriz
6'lı koalisyon adına HDP'nin kapısına giden ve Kandil'in isteklerini kabul ederek kendisine destek alan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na İYİ Partili Yavuz Ağıralioğlu'ndan sert tepki geldi. Ağıralioğlu'nun söyledikleri üzerinden artık 7'li olan koalisyonda kazanlar kaynıyor. Sabah Gazetesi yazarı Mahmut Övür "Ağıralioğlu masayı bombaladı" başlıklı bir yazıyı köşesine taşıdı.
İYİ Partili Yavuz Ağıralioğlu, HDP'nin gelmesiyle artık resmen 7'li olan koalisyon masasında milliyetçi muhafazakar tabanın incitildiğini, örselendiğini ve kaybedildiğini duyurduğu açıklamasında CHP ve masanın diğer ortaklarına ateş püskürdü. Ankara'da koalisyonun ve HDP'nin gündemini yeniden değiştiren ve büyük bir kırılmaya neden olan açıklamaları ne anlama geliyor? Konuyu hem masanın rahatsız ortakları hem de masaya şantajıyla gündemde olan HDP açısından değerlendiren deneyimli gazeteci Mahmut Övür bugün SABAH'taki yazısında HDP tarafı için de önemli ifadeler ve açıklamalara yer verdi.
İşte Övür'ün yazısından öne çıkanlar:
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığına HDP'nin açık desteği ve "14 Mayıs'ta yol haritasını biz çizeceğiz" çıkışı, Altılı Masa'yı bir kez daha karıştırdı. Bu birlikteliğe İyi Partili milliyetçilerin ne tepki vereceği merak ediliyordu. İlk sert tepki Yavuz Ağıralioğlu'ndan geldi. Ağıralioğlu, deyim yerindeyse milliyetçilerin manifestosu niteliğinde bir çıkış yaptı. Zaman zaman Ağıralioğlu'nu, gelgitler yaşaması ve geri adım atması nedeniyle eleştirmiştim. Dünkü çıkışı biraz farklı gibi ama diğerlerine benzerse kendisini bitirir. Tersi olursa bu sözleri masada derin kırılma yaratır.
"Biz umut olarak kurulmuş bu masada, ümitlerine pusu kurulmuş bir partiyiz. Akşener siyasi dayatmayla karşı karşıya kaldı diye itiraz ediyoruz."
HDP'ye ilişkin söyledikleri de çarpıcıydı: "HDP'nin içinde olduğu bir denklemde, biz terörün gölgesinin düştüğü yerde olmayız, pazarlık vesilesi yapmayız dedik. Bu ilkesizliğe göz yumamayız."
"PKK'ya katil diyemeyenlerin, övenlerin oyuyla pazarlık ettiği masadan şantaj dilini kapatmak zorundayız."
CHP'NİN SÖZDE "KÜRT" AŞKI
Seçim süreci de ülkenin esas meselelerinden çok popülist gündem etrafında dönecek gibi görünüyor. Bu Altılı Masa'nın, özellikle de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bilinçli bir tercihi.
Şimdi de dikkat ederseniz, masa ve medyası, ne önerilen "7 kocalı Hürmüz" modeli, ne CHP'nin göstermelik "Kürt sorunu" çıkışı ne de PKK'yı tekrar siyasetin aktörü yaptıracak CHP-HDP gizli ittifakı üzerinde duruyor.
Oysa cumhuriyeti kurmakla övünen CHP'nin son hamlesi, sadece PKK'yı meşrulaştırma işine yarayacak, sorunu çözemeyecek. İyi Parti bile buna tepki veremez hale getirildi. (Nihayet Ağıralioğlu o hassasiyeti hatırladı.) Kürtlerden de hem geçmişi hem de son dönemde atılan demokratik adımları unutmaları istendi. Tesadüf olmadığı belli; CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun HDP'yle buluşmasından birkaç gün önce sürekli yurtdışı gezilerine götürdüğü yardımcısı Dr. Yunus Emre, "Bay Kemal Kürt sorununu nasıl çözecek?" başlıklı bir yazı kaleme aldı. Nasıl sorusuna da kısaca şu cevabı verdi:
"Cumhuriyeti kuran parti olarak CHP'nin en önemli ilkeleri de eşitlik ve yurttaşlıktır. Cumhuriyetçi bir siyasal düşüncenin içinde barındırdığı bu öz, Kürt sorununun çözümü bakımından da önemli fırsatlar sunmaktadır." Peki, o fırsatlar Kürtlerin önünü mü açacak yoksa sadece nefes alamayacak hale getirilen Kandil'e can simidi mi olacak? Bu noktada sözü o yazıyı okuyan, süreci de yakından izleyen ve hayatıyla bedel ödeyen yazar Orhan Miroğlu'na bırakıyorum:
FİLMİN GERİYE SARMASI BENİ ŞAŞIRTMAYACAK
Diyarbakırlı gencin Ayşe isminde bir kıza gönlü düşmüş, çektiği aşk acısını, ıstırabını arkadaşlarına yana yakıla anlatır dururmuş... Sormuşlar arkadaşları; "Ayşe'nin bu aşktan haberi var mı?" diye. Diyarbakırlı genç, şöyle cevap vermiş arkadaşlarına: "Ayıpsınız, çaktırır mıyım hiç!" Yani adam âşık olmuş ama çaktırmıyor Ayşe'ye, çaktırmadan seviyor!
Geçmişteki CHP, Kürtlerin celladıydı âşığı değil. Mecburi İskân, İstiklal Mahkemeleri, Dersim vs. ama bugünün CHP'sinin Kürt aşkı da biraz böyle bir şey, seviyor görünüyor ama çaktırmıyor Kürtlere! 'Kürt sorunu' diyor, ama sorundan ne anladığını bir Allah'ın kulu bilmiyor! Çözümün adresi Meclis diyor, çözüm için AK Parti hükümetlerinin Meclis'e getirdiği bütün reformları (TRT- KURDÎ dahil) şikâyet amacıyla Anayasa Mahkemesi'ne götürüyor. CHP, Kürt meselesinde son çeyrek asırda oluşan müktesebatın, Ortadoğu'daki gelişmelerin çok çok uzağında, bir hafızası, bir tecrübesi yok, oluşmadı! Siyasi hafızası tek parti döneminin uygulamalarından oluşuyor.
HDP'NİN YOLUNU MECLİS DEĞİL KCK ÇİZER
İktidar olsa, her şeyin tepetaklak olması, filmin geriye sarması şahsen beni hiç şaşırtmayacak! CHP'nin seçim öncesi HDP'yle kurduğu ilişkilerin temelinde, HDP oyları var. Unutmayalım ki bu hareketlerin yol haritasını da CHP'nin iddia ettiği gibi Meclis değil hep KCK çizer!