Yerli ve milli sanayiye saldırılar 100 yıldır devam ediyor! Üreten Türkiye için çabalayan kahramanlar engellenmedi
Türkiye'nin önünü kesmek için üreten değil tüketen bir toplum olması üzerinde çalışıldı. Dış baskılar ile yapılan komplolarda Berat Albayrak, Vecihi Hürkuş ve Şakir Zümre gibi isimler engellenmeye çalışıldı. Son olarak DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın BAYKAR'ı hedef alması bir kez daha gerçekleri gün yüzüne çıkarttı. Ancak 20 yıldır üreten ve savunma sanayisindeki başarısı ile ihraç rekorları kıran Türkiye engellenemedi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın, Savunma Sanayini 'Dokunacağız' diyerek hedef alması, akıllara geçmiş yıllarda sabote edilen milli savunma hamlelerini getirdi.
100 yıldır devam eden bu "etkisizleştirme" operasyonu bugün de sürüyor. Başta ABD olmak üzere Türkiye'nin gelişmesini istemeyen batıdaki güçler her teknolojik hamlemizi boşa çıkartmak için fazla mesai yapıyorlar. Ama bu kez karşılarında dirayetli bir yönetim buldukları için başarılı olamadılar. Enerji eski Bakanı Berat Albayrak'ı itibarsızlaştırma operasyonunun ardında yatan gerçeğin, onun himayesinde başlatılan Karadeniz Doğal Gazı Hamlesi'nin önünün kesilmesi olduğu sonradan anlaşıldı. Türkiye, kararlı tutumuyla Karadeniz'de gazı buldu ve çıkarttı.
ŞÜPHELİ BİR YANGINLA SON BULDU
Milli mücadele döneminde, ele geçirilen askeri mühimmatı kullanılır hale getiren ve daha sonra kurduğu fabrikada; top, havan, uçaksavar mermi ve tapalarının yanı sıra uçak bombaları imal eden Nuri Killigil yerli savunma sanayinin öncülerinden biri olarak Türk tarihindeki yerini aldı. Milli savunmamız için dönemine göre kritik önem arz eden askeri mühimmatları üreten Killigil, Zeytinburnu'ndaki ilk fabrikasında çeşitli savunma ürünleri imal etmeye başladı.
Şakir Zümre
Zeytinburnu'ndaki fabrikasını Sütlüce'ye taşıyan Killigil, 81 milimetre havan, mühimmat, tapa, uçak bombası, tahrip kalıpları da üretti. Killigil ayrıca, o dönem için temin edilemeyen 40 milimetrelik uçaksavar topları için mermi ve tapa da üretti. Killigil'in bu çabası, bugün dahi halen tam olarak aydınlatılamayan elim bir olay sonrası yarıda kaldı. Fabrikanın kimyahanesinde çıkan şüpheli bir yangın sonrası meydana gelen patlamada Nuri Killigil ve birçok işçi hayatını kaybetti.
Nuri Killigil
SAVUNMA FABRİKASI SOBA İMALATHANESİNE DÖNDÜ
Türk savunma sanayisinin kilometre taşlarından olan Şakir Zümre'nin hikayesi de belleklerdeki tazeliğini koruyor. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde Atatürk'ün teşvikiyle açtığı silah fabrikasını 1940'lı yıllardan sonra soba fabrikasına dönüştürmek zorunda kaldı. 1925 yılında Türk Sanayi Harbiye ve Madeniye Fabrikası'nı kuran Zümre, burada ordunun silah ve cephane ihtiyaçlarını giderecek mühimmatlar üretti. Türk Hava Kuvvetlerinin ilk bombardıman uçaklarının kullandığı bombaların büyük bir bölümü bu fabrikada üretildi. Deniz Kuvvetleri için mayın bombaları ve fişekler de yine bu fabrikada imal edildi. 2. Dünya Savaşı'nın ardından ABD'nin "yardım" adı altında ücretsiz ya da ucuz fiyatla gönderdiği uçak ve mühimmatlarla Türkiye'nin savunma sanayi alanında atılımlarını sabote etti. Zümre, üretim alanını değiştirmek zorunda kaldı ve soba üretimine geçen fabrika 1970 yılında kapandı.
Nuri Demirağ
HAVA YOLU ŞİRKETİNİ KAPATMAK ZORUNDA KALDI
Cumhuriyetin ilk yıllarında ürettiği ve 'Vecihi' adını verdiği uçak serileriyle siyasi tarihimizde önemli bir yeri olan Vecihi Hürkuş'un teşebbüsleri de akamete uğratıldı. 1912 yılında Tayyare Makinist Mektebi'nden mezun olan Hürkuş'un, uçaklara olan ilgili yaşamının sonuna kadar devam etti. Hürkuş, milli mücadele döneminde düşman askerlerinden kalan uçak malzemelerinden yararlanarak projesini hazırladığı ilk uçağı "Vecihi K VI'yı yaptı. 1926'da "Junkers A.35" uçağının tecrübe edilmesi görevini başarıyla yerine getiren Hürkuş, TOMTAŞ'ın 14 kişilik 3 motorlu "Junkers G.24", diğeri altı kişilik tek motorlu "Junkers F.13" yolcu tayyareleriyle Ankara-Kayseri arasında ulaşım uçuşları yaptı. 1927'de yapılan bu seferler ülkedeki ilk hava yolları uçuşları sayıldı. Hürkuş Hava Yolları'nı kurmasına rağmen, sefer yapılmayan şehirlere uçuş koyma izni alamaması sonrası şirketini kapattı.
A SINIFI YOLCU UÇAĞININ SATIŞINA İZİN VERİLMEDİ
Soyadını demir yolu yapımlarındaki rolü nedeniyle Atatürk tarafından verilen Nuri Demirağ, ilk uçak fabrikası ve yerli paraşüt gibi önemli icraatlara imza attı. Demirağ ilk uçak fabrikasını 1936 yılında İstanbul'da kurdu. Demirağ ismini simgeleyen "Nu.D-36" ilk tek motorlu uçak üretildi. 1941 yılında tamamen Türk yapımı olan ilk uçak İstanbul'dan Divriği'ye uçtu. 1944 yılında "Nu.D-38" serisi uçaklar dünya havacılığı yolcu uçakları A sınıfına alındı. 1946 yılında yurtdışına uçak satışının yasak olması nedeniyle daha fazla ayakta kalamayan fabrika kapanmak zorunda kaldı.
BU KEZ ENGELLEYEMEDİLER
Türkiye'nin yerli otomobili olarak tarihe geçmesi beklenen 'Devrim' komplolar sonrası seri üretime girememişti. Türkiye yıllar içerisinde atılımlarına devam etse de her zaman engellendi. Başkan Erdoğan'ın talimatıyla başlayan 'yerli ve milli' atılım Türkiye'nyi dünya devleriyle aynı seviyeye getirdi. Artık üreten ve ihraç eden bir Türkiye var.
Sabah gazetesi yazarı Yüksel Aytuğ da Türkiye'nin "etkisizleştirme" operasyonlarından sıyrılarak geldiği noktayı anlattı. Vecihi Hürkuş, Şakir Zümre ve Berat Albayrak gibi isimlere yapılan komploları köşesinde kaleme alan Aytuğ, "Bu sefer engelleyemediler" diyerek de günümüzde gelinen noktaya değindi.
İşte Sabah gazetesi yazarı Yüksel Aytuğ'ın "Bu sefer engelleyemediler" başlıklı yazısı;
Cumartesi günü, doğum gününde, Türk havacılık tarihinin en cesur girişimcisi Vecihi Hürkuş, Atv Kahvaltı Haberleri'nde anıldı, filminden sahneler gösterildi.
İstiklal Savaşı'nda uçağıyla yaptığı keşif ve bombalama operasyonlarıyla ordumuza büyük katkı sağlayan, daha sonra da ürettiği tamamı yerli uçağıyla Türk havacılık sanayiine ilk tuğlayı koyan Vecihi Hürkuş'un bu girişimi, Türkiye'nin savunmasını ABD'ye bağımlı hale getirmek isteyenler tarafından kahpece engellenmişti.
ŞAKİR ZÜMRE EFSANESİ
Aynı günün akşamında TRT Belgesel'de Şakir Zümre'nin hikayesi vardı. Savunma Sanayinin Yalnız Dehaları adlı belgesel serisinde bu kez onun muazzam öyküsü yer aldı. Balkan Savaşı sırasında Bulgar Parlamentosu'nda bir Türk milletvekiliyken Yarbay Mustafa Kemal'in direktifiyle Bulgar Hükümeti'ni Türkiye ve Almanya'nın yanında savaşmaya ikna ederek büyük bir diplomatik başarının altına imza atmıştı. Daha sonra Çanakkale Savaşı'nda Türk ordusunun mühimmat eksiğini karşılamak için Varna'da bir fabrika kurup, hem Bulgar hem de Türk kuvvetlerine başta el bombası ve uçak bombası olmak üzere mühimmat sağladı. Daha sonra fabrikasını İstanbul'a taşıyarak, o zaman için imkansız sayılan bin kiloluk uçak bombasını üretti. Ama o da Vecihi Hürkuş gibi Türkiye düşmanlarının oyunuyla alaşağı edildi ve fabrikası kapatıldı.
YA NURİ KİLLİGİL?
Bu örnekler tarihimizde çok. Haliç'te dönemin en büyük top mermisi üretimini gerçekleştiren Nuri Killigil'in fabrikası da İsrail Gizli Servisi MOSSAD'ın kurulduğu yıl havaya uçurulmuştu. Türkiye'nin ilk yerli üretim otomobili Devrim ise yine yurt dışı kaynaklı bir komplo ile görücüye çıktığı ilk gün benzinsiz bırakılarak yolda kalmıştı. TRT Belgesel'deki Savunma Sanayinin Yalnız Dehaları belgeseli, işte bu olayların karanlıkta kalmış yönlerine her cumartesi saat 21.00'de ışık tutuyor.
ALBAYRAK'A KOMPLO
100 yıldır devam eden bu "etkisizleştirme" operasyonu bugün de sürüyor. Başta ABD olmak üzere Türkiye'nin gelişmesini istemeyen batıdaki güçler her teknolojik hamlemizi boşa çıkartmak için fazla mesai yapıyorlar. Ama bu kez karşılarında dirayetli bir yönetim buldukları için başarılı olamadılar. Enerji eski Bakanı Berat Albayrak'ı itibarsızlaştırma operasyonunun ardında yatan gerçeğin, onun himayesinde başlatılan Karadeniz Doğal Gazı Hamlesi'nin önünün kesilmesi olduğu sonradan anlaşıldı. Türkiye, kararlı tutumuyla Karadeniz'de gazı buldu ve çıkarttı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kol kanat gerdiği Selçuk Bayraktar'ı da engelleyemediler. Bu deha sayesinde Türkiye'nin hava savunma sanayii üretimlerine tüm dünya şapka çıkarmak zorunda kaldı. İçimizdeki hainlerin her fırsatta sabote etmeye çalıştığı, aşağıladığı yerli otomobilimiz TOGG da çok şükür yollara çıktı.
Evet, eskiden yapamıyorduk. Ama "yapamadığımız" için değil, "yaptırılmadığı" için... Neyse ki artık dehalarımız yalnız değil. İçimizdeki ve dışımızdaki düşmanlara boyun eğdirip, bu millete özgüvenini yeniden kazandıran, tarihimizden ve genlerimizden gelen gücümüzü dışa vurmamızı sağlayan herkese bir vatandaş olarak en derin şükranlarımla...
Gaf kürsüsü
Değerli okurum Muharrem Akduman'dan kaçmamış: Derbiden sonra TRT Spor yorumcusu Kemal Aslan "Her kötüde bir şer vardır" diyor. "Bir hayır vardır" olmalı.
Zap'tiye
Kuryelerin piyano resitali verdiği, piyanistlerin laf taşıdığı başka bir ülke var mı acaba?