6'lı masanın Türkiye'yi düşüreceği durum: Karar alırken Duran Kalkan'a da soracaklar mı? İşte Davutoğlu'nun gizli planı
6'lı masanın en zayıf aktörlerinden olan Gelecek Partisi'nin Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, dün katıldığı bir canlı yayın programında seçtikleri cumhurbaşkanı adayının kendilerine sormadan bir iş yapamayacağını dile getirdi. Türkiye'yi adım adım nasıl kaosa sürükleyeceklerini bir bir anlatan Davutoğlu'nun açıklamaları masayı da rahatsız etti. Sabah Gazetesi'nin usta yazarları Mahmut Övür ve Mehmet Barlas, Gelecek Partisi liderinin yaptığı açıklamalara dikkat çeken ifadelerle yanıt verdi. Övür yazısında "Altılı masa son viraja 7 kaptanla giriyor ve viraj mayınlarla dolu. O mayınlardan birinin patlamayacağını kim söyleyebilir?" ifadelerini kullandı. Güne damgasını vuran çıkış ise Mehmet Barlas'tan geldi. Barlas HDP'nin doğal üyesi olduğu 6'lı masa için "Millet İttifakı'na desteğini açıklamaktan çekinmeyen PKK elebaşı Duran Kalkan'ı da unutmamak lazım. Masanın cumhurbaşkanı adayı kazandığı takdirde her adımında Duran Kalkan'a da soracak mı acaba?" dedi. Ahmet Davutoğlu’nun çıkışının perde arkasını A Haber canlı yayınına katılan Sabah gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu değerlendirdi. İşte 6'lı masada halka halka büyüyen krizler ve kamuoyunun bilmediği gerçekler...
Altılı masa cumhurbaşkanı adayını açıklamadı ancak bakanlık pazarlığı tamamlandı. CHP ve İYİ Parti öncülüğünde bir araya gelen muhalefet partileri, tam 10 kez toplandı ancak seçime birkaç ay kalmasına rağmen cumhurbaşkanı adayı belirlenemedi. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu katıldığı televizyon programında toplantılarda bakanlık pazarlığı yaptıkların Davutoğlu partilere aldıkları oy oranına göre bakanlık verileceğini söyledi.
Altı masanın halka sunduğu yönetim sisteminin kriz üreteceğini de itiraf etti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçlaroğlu da daha önce bezer bir açıklamada bulunmuştu.
Peki 6'lı masanın amacı ne? Davutoğlu'nun çıkışı ne anlama geliyor? Okan Müderrisoğlu'nun öne çıkan sözleri:
Bir şarkı var; 'nasıl başlasam nasıl anlatsam' diye hakikaten öyle bir durum var. Nereden tutsanız elinizde kalan bir tablo var. Üzücü ve garabet bir tablo var ortada. Bu 6 partinin bir araya geliş iddiası güçlendirilmiş parlamenter sistem üzerineydi. Bu 6 parti 360 milletvekili çıkaracağına inanmıyor. Bu kayda geçmesi gereken bir husustur. Bir yandan parlamenter sistem iddiasında bulunup diğer yandan ülkeyi cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine göre ülkeyi yönetme iddiasını ortaya koymak, 6 parti genel başkanın rızasını alacak bir vesayet makamına bağlı ama aynı zamanda halkın yüzde 51'inden fazlasının desteğini almış cumhurbaşkanıyla yola gideceğiz demek başlı başına büyük bir çelişki.
ANAYASA'YA AYKIRI BİR DURUMU TOPLUMA NASIL İZAH EDECEKLER?
Bunların içerisinde yüzde yarım ya da binde 5 oy alan partiler var. Yani siz yüzde 1 bile oy almayacaksınız ancak yüzde 51 ile seçilmesi gereken bir cumhurbaşkanı sizin gözünüzün içine bakacak. Aslında Türkiye, Ahmet Davutoğlu'na bir teşekkür borçlu çünkü aslında bu masa üzerinden üretilmeye çalışılan umutların nasıl kısa süre içerisinde hayal kırıklığına dönüşeceğini kendisi çok güzel ortaya koydu. Yani Ahmet Davutoğlu kriz çıkacağının tablosunu net şekilde ortaya koyuyor. Böyle bir cumhurbaşkanı adayı millete ne söz verecek? Dediklerinin ne kadar ciddiyeti olabilir? 2017'de yapılan değişiklikten sonra yürütme yetkisi doğrudan cumhurbaşkanına ait. Anayasa'ya aykırı bir durumu topluma nasıl izah edecekler?
BU ASLINDA HAYALİ BİR SENARYODUR
Bu doğrudan doğruya cumhurbaşkanına ait bir yetkiyi anayasaya aykırı şekilde bir sivil darbe yoluyla başka bir heyete devridir. Bu aslında hayali bir senaryodur. Saha bir hayalin üzerinde kavga devam ederken toplum nasıl geleceği öngörsün. Burada bir mecburiyet var. Çünkü 6 farklı partiyi bir araya getiren motisvasyon özünde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti ile siyasal rekabette başarılı olamayacaklarına ilişkin peşin kabullerdir. Erdoğan karşıtlığı bu partileri motive ediyor.
SÜREKLİ OLARAK DİKİZ AYNASINA BAKMAK ZORUNDASINIZ
Farklı partilerdeki görüşler bir iddia ve bir ideal için bir araya gelebilirler. Türk siyasi ve Türk koalisyonlar tarihi bu uzlaşma diye başlayan ve misyon yüklenen siyasal birlikteliğin kısa süre içerisinde siyasal yozlaşmaya dönüştüğünü alan ve adam paylaşımına dayalı bir birine karşı koz üretmeye dayalı ülkenin geleceğini değil birbirinin pozisyonunu kollamaya dayalı bir model ürettiğini gösterdi. Böyle yöntemler ve yönetimler sizi önüne bakmaktan alıkoyar. Sürekli olarak dikiz aynasına bakmak zorundasınız.
Türkiye artık bir çok aşamadan zincirlerini kırmış ama aynı zamanda 2. Dünya Savaşı kurulan küresel sistemin gerçek anlamda çatırdadığı ve yeni dünya düzenini doğum sancılarının yaşandığı bölgedeki çatışma risklerinin devam ettiği bir ortamda hem küresel gelişmeleri etkileyecek bir bölgesel güç ama aynı zamanda da başlı başına müstakil politika üretme iddiasını ortaya koymuş bir ülke. Dünün Türkiye'si üzerinden bakılsaydı bu 6 partinin birlikteliğini anlamak ve anlatmak onlar açısından da mümkün olurdu. Artık gerçek anlamda bir liderlikten bahsetmek durumundayız.
AHMET DAVUTOĞLU'NUN ÇIKIŞI
Türkiye büyük sınamalarla karşı karşıya olan bir ülke. Bu yönden bakıldığından önerilen modelin sürdürülemezliğini kabul etmek durumdalar. Ama öyle bir mecburiyet hatta mahkumiyet ortaya çıktı ki masayı deviren sonrasındaki siyasal sorumluluğu üstüne almak istemiyor. Ahmet Davutoğlu'nun bu çıkışı hem kendi pozisyonun sağlamlaştırmaya ama masada çatırdarsa 'ben söylemiştim' diyerek sorumluluktan da yavaş yavaş sıyırılmaya dönük atakları içeriyor. Kör topal belki seçime kadar gider ama gidişi bile böyleyken sonrasını öngörmek zor değil.
6 muhalefet partisinin genel başkanları tarafından kurulan altılı masada kazan kaynıyor. Masadaki liderlerin cumhurbaşkanı adayı oyunlarıyla geçen kavgaların peşini, yeni skandallar almaya devam ediyor. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun yaptığı açıklamalar masada siyasi kriz yarattı.
MASANIN İTTİFAKSIZLIK KRİZİ! HERKES AYRI TELDEN ÇALIYOR
Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener'in cumhurbaşkanı adayı planlarıyla çalkalanan masa aynı zamanda HDP'nin tehditleri altında "can çekişiyor." Diğer yandan Ali Babacan'lı DEVA Partisi de, terörün siyasi uzantısına yeşil ışık yakarak seçimlere HDP'nin kanadında girmek için siyasi söylemlerine başladı. Gelecek Partisi'nin Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da masadaki en zayıf oy oranına sahip olduğu gerçeğini görmezden gelip "Cumhurbaşkanı bana sormadan adım atamaz" şeklinde yaptığı açıklamayla kendisini en önemli "siyasi figür" olarak göstermekten çekinmedi.
"BEDAVADAN SEÇİM KAZANMA" HAYALİ
Adayı belli olmayan, herhangi bir konuda mutabakat sağlayamayan 6'lı masanın siyaset mühendisliği seçim söylemlerinin güçlendiği şu dönemde büyük patlak verdi. Kamuoyu, herhangi bir proje sunmadan "bedavan seçim" kazanma derdinde olan muhalefet partilerin genel başkanlarını yerden yere vurdu. Sabah Gazetesi'nin yazarları da bugünkü köşelerinde kaleme aldıkları yazılarında yaşanan krizleri gözler önüne serdi.
MAHMUT ÖVÜR: ALTI MASANIN 'MAYINLI' SON VİRAJI
Altılı masa içinde bir değil birden fazla kavga var ve kavga giderek derinleşiyor. Daha aday bile belirleyemeden Ahmet Davutoğlu "imza", Ali Babacan da "anadil ve kimlik" çıkışıyla masayı derinden sarstı, sarsıyor...
Üstelik bu iki parti de masanın bindelik partileri... Kavgayı yüksek perdeden başlatan GP Genel Başkanı Davutoğlu çok iddialı konuşmuştu:
"Cumhurbaşkanı içeriden veya dışarıdan olsun şunu bilecek, 6 genel başkan da aynı imza yetkisine sahip olacak, karar süreçlerinde eşit olacak. Biri diğerinden bir adım önde olmayacak. Cumhurbaşkanı bir anlamda eşitler arasında bir ilk olacak. Mutlak yetki sahibi olmayacak."
Masanın diğer partileri arka planda paylaşılan bu gerçeği düzeltmeye, üstünü örtmeye kalksalar da iş işten geçmişti. Davutoğlu gelecekte Türkiye'nin karşılaşacağı açık bir gerçeği birkaç cümlede özetlemişti.
DAVUTOĞLU'NA GÖRE YÜZDE 50+1 OY ALAN CUMHURBAŞKANI KENDİSİNE SORMADAN ADIM ATAMAYACAKMIŞ!
Yüzde 50 artı birle seçilecek cumhurbaşkanı, Davutoğlu'na göre, "mutlak yetki sahibi olmayacak"tı. İmza yetkisi altılı masayı oluşturan genel başkanlarda olacaktı. Bu zaman zaman seslendirildi ama ilk kez masadaki bir siyasi aktör tarafından açıkça söylenmesi ciddi bir kırılma yarattı. Seçilmiş cumhurbaşkanı, bugüne kadar tanık olmadığımız bir biçimde parti genel başkanlarından oluşan bir "konsey"in emrinde olacaktı.
Böylece dünyada hiçbir sorunu çözmeyen BM Güvenlik Konseyi'nin 5 üyesi gibi 6'lı masadaki parti genel başkanları da "veto" haklarını kullanarak ülkeyi çözümsüzlüğe mahkûm edecekti. İnanılır gibi değil ama bu da topluma demokrasinin gereği ve "konsensüs" olarak sunuluyor.
Doğrusu bu tablo, geçmişte ülkenin çok çektiği ikili-üçlü koalisyon günlerini bile aratacak nitelikte.
ALİ BABACAN HDP BOMBASINI BIRAKTI
İkinci sarsıcı çıkış bu kez DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'dan geldi. O da siyasi yolculuğunda bir varlık gösteremediği için, Ahmet Türk'ün bile itiraz etmediği ve geride kalan "Türk Milleti" tartışmasını yeniden açarak prim yapmaya çalışıyor. HDP'den umduğunu bulabilir mi bilemem ama bu çıkışıyla masaya ikinci bir bomba koyduğu çok açık.
6'LI MASADAKİ DERİN ÇATLAK!
İyi Partili Ümit Özlale, partisinin görüşünü çok açık dile getirdi:
"DEVA Partisi Sözcüsü'nün açıklamaları canımızı sıktı. 'HDP'nin tutum belgesini 6'lı masa dikkate alacak' dedi. İyi Parti o masada olduğu sürece dikkate alınmayacaktır. HDP'yi davet etmek istiyorsanız İyi Parti orada olmayacak."
SON VİRAJA 7 KAPTANLA GİRİYORLAR
Herhalde Babacan, HDP'nin kapatılma ihtimali nedeniyle oylarının kendi partisine akacağı veya "hülle" partisi olma hesabı yapıyor. Oysa HDP kapatılsa da iki partiyi, Demokratik Bölgeler Partisi ve Sol Yeşiller Partisi'ni yedekte tutuyor. Ayrıca altılı masanın da kendisine mahkûm olduğunu biliyor. Çünkü HDP olmadan altılı masanın seçim kazanma ihtimali yok. Bu yüzden HDP, kamuoyu önünde masayla istediği gibi oynuyor. Ama arka planda özellikle de cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili pazarlık mı yapıyor yoksa masayı sabote etmek için mi uğraşıyor belli değil fakat şunun belli olduğu söyleniyor: Milletvekili seçiminde yakaladığı bu fırsatı kapatılsa bile başka bir parti için kullanmayacak.
Altılı masa son viraja 7 kaptanla giriyor ve viraj mayınlarla dolu. O mayınlardan birinin patlamayacağını kim söyleyebilir?
MEHMET BARLAS: 6'LI MASADA KAVGA HENÜZ BAŞLAMADI
6'lı masanın altından adeta 7 kollu bir canavar çıktı. Canavarın kolları rakibiyle değil birbiriyle mücadele ediyor.
ATATÜRK'ÜN PARTİSİNDE TRAJİK DURUM: CHP HDP'NİN OYUNCAĞI OLMUŞ
PKK'nın siyasi uzantısı olan HDP, 6'lı masanın taraflarını birbirine katıyor. HDP, her açıklamasında İyi Parti'yi hedef alıyor. İyi Partililerin hedefinde de HDP var. Ama birbirine düşman bu iki parti, İmamoğlu konusunda birleşebiliyor.
CHP'ye gelince... Atatürk'ün başta bağımsızlık olmak üzere ilke ve hedeflerini benimsediğini iddia eden CHP'nin, HDP'nin oyuncağı haline gelmesi gerçekten trajik bir durum.
DEVA PARTİSİ TERÖRÜN YEDEĞİ OLMA YOLUNDA
Bu kargaşaya göre 6'lı masanın etkisiz elemanları popülerlik yarışına girdi. Mesela Ali Babacan "HDP'ye ve PKK'ya yaranmak için" Anayasa'nın "Türklük" tanımını değiştirmeyi kafaya takmış durumda. HDP de DEVA Partisi'ne karşı boş değil. Bu iki partinin seçim ittifakı yapması an meselesi.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun gündemi ise daha farklı. Kurulduğu günden bu yana anketlerde yüzde 1'in üzerine çıkamayan Davutoğlu, yaptığı şaşırtan açıklamalarda "Cumhurbaşkanı bana sormadan adım atamayacak" diyor. Halkın yüzde 50+1 oyunu alan cumhurbaşkanı, sadece Davutoğlu'na değil masanın diğer 5 üyesine sormadan adım atamayacak.
6'LI MASA KARAR ALIRKEN DURAN KALKAN'A DA SORACAK MI?
Bir de tabii masanın görünmeyen üyeleri var. HDP ve FETÖ gibi... Sürekli olarak 6'lı masaya "ittifak" çağrıları yapan ve Millet İttifakı'na desteğini açıklamaktan çekinmeyen PKK elebaşı Duran Kalkan'ı da unutmamak lazım. Masanın cumhurbaşkanı adayı kazandığı takdirde her adımında Duran Kalkan'a da soracak mı acaba?
MİLLET BU OYUNU BOZAR
Cumhurbaşkanı'nın deyimiyle: "Ülkeyi 6 tane kayyum yönetecek. Bir davula 6 tokmak vuracak. Millet ülkeyi yönetecek cumhurbaşkanı arıyor. Bunlar cumhurbaşkanını yönetecek 6 kişinin derdine düşmüş. Bu çarpıklığın, bu akıl tutulmasının, bu ihtiras kumkumasının bedelini de millet ödeyecek. Yok öyle yağma. Bu millet bu oyunu bozar arkadaş, bozar."
Görünen o ki 6'lı masada cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda asla bir uzlaşı sağlanamayacak. Sadece cumhurbaşkanlığı meselesi olsa iyi. Asıl kavga milletvekilliği listelerinde yaşanacak. DEVA ile HDP ittifak kurdu diyelim. Yüzde 1'in altındaki Saadet, Gelecek ve Demokrat Parti, Meclis'te grup kurmak için 20 milletvekili isterse ne olacak? Milletvekilliği tartışması aşılmadan bakanlık meselesi gündeme gelecek. Ardından bürokrasideki kadrolaşma...
Bu masanın etrafındaki tartışma hiç bitmeyecek. 6'lı masayı kurmakla övünen Kılıçdaroğlu, başına çok büyük bela aldı ama henüz bunun farkında değil. Kamuoyu 6'lı masada bir kavga var zannediyor. Bence bu kavga henüz başlamadı.