PKK'nın çocuklar üzerinden kurduğu kirli oyun: Kadın istismarı teslim olan teröristlerin itiraflarında
Türkiye'nin barış ve huzurunu hedef alan terör örgütü PKK, yıllarca bölge halkına zulmetti. Çocuklarını elinden aldı, dağa kaçırdı. Eline silah verdiği çocukları, çatışmalarda ön saflarda ölüme gönderen PKK, bu yöntemle bölge halkını devlete karşı düşmanlaştırmaya da çalıştı. Terör örgütünün kadın ve çocuk istismarının boyutunu, uzmanlar ve siyasetçiler A Haber'de anlattı.
Dünya barışı için büyük bir tehdit olan terör, insanlığın en ciddi sorunlarından biri... Ve bu baş belası sorunla uzun yıllar uğraşmak zorunda bırakıldı Türkiye...
FETÖ, PKK, YPG, PYD, DEAŞ, DHKP-C ve daha nicesi... Alfabede harf bırakmayan farklı ideolojik görüşteki birçok yapı, ülkenin ve milletin başına musallat edildi. Birden fazla cephede, birden fazla terör örgütüyle mücadele etmek zorunda kaldı Türkiye...
Türkiye'nin barış ve huzurunu hedef alan terör örgütü PKK, yıllarca bölge halkına zulmetti. Çocuklarını ellerinden aldı, dağa kaçırdı.
PKK DAĞA KAÇIRDIĞI ÇOCUKLARI NASIL KULLANIYOR?
Terör örgütü PKK, eline silah verdiği çocukları çatışmalarda ön saflara sürüyor. Bu yöntem üzerinden de kirli bir hesap yapıyor.
Akademisyen Prof. Dr. Mesut Uyar, örgütün hain planını, "PKK bu işi Türkiye'de en çok uygulayan örgüt.. Bol miktarda intihar bombacısı olarak kullanılıyor bu çocuklar. Eylemlerde veya diğer faaliyetlerde bu çocukların militanlaşmasında, örgüte destek vermesinde fayda sağlıyor." diyerek özetledi.
"AMAÇ TÜRKİYE'DEN NEFRET ETTİRMEK"
AK Parti Milletvekili Oya Eronat ise, PKK'nın anneleri kullandığını, teröristlerin ölümünden devleti sorumlu tutarak algı oluşturduklarını belirterek, "Polise bilenir, askere bilenir, onlardan nefret eder, ülkesinden nefret etmeye başlar." diye konuştu.
TERÖRİSTİN İTİRAFI: "ÖZELLİKLE 12-13 YAŞINDAKİLERİ KANDIRIYORLAR"
PKK'dan kaçarak teslim olan bir teröristin itirafları ise oldukça çarpıcı. Özellikle ergenliğe yeni giren gençlerin kandırıldığını söyleyen terörist, "12-13 yaşındaki insanlar kandırılıyor. Diyebilirim ki, örgütün yarısı 12-13 yaşındaki insanlardan oluşuyor. Genç kampları var. İlk önce orada ideolojik eğitimlerden geçtikten sonra hepsi 20 yaşını görmeden ölüyor. Hep küçük çocukları ölüme gönderiyorlar. Hakkarili 2 çocuğu hatta beyaz eşya dükkanı işletmecisiydi çocukların babası. 2011 yılındaki berçelan festivalinde aldık çocukları götürdük. Hakkari çığlı köyünden geçiş yapacaktık ırak tarafına. O dönemde operasyon vardı. 10-12 gün boyunca, bir hafta boyunca yerimizden kımıldayamadığımız için çocuklar da korkuyordu, sürekli bağırıyordu diye orada öldürdüler ikisini bizi ele verecekler diye. Hiç acımazlar, düşünmezler kendi çıkarları için herkesi harcarlar." dedi.
KANDIRILAN ÇOCUKLAR CİNSEL İSTİSMARA DA MARUZ KALIYOR
Yetişkin insanları aldatmada, zorluk çeken terör örgütü PKK, silahlı dağ kadrosu için bu kez de çocukları hedef alıyor.
Kandırılarak ya da kaçırılarak dağa götürülen çocuklar, cinsel istismara da maruz kalıyor.
Prof. Dr. Uyar, "PKK sistematik ve planlı bir şekilde baskı ve şiddetten kaynaklı da ölümler çok fazla bütün dünyada çocuk savaşçıların, çocuk militanların. PKK bu açıdan sicili oldukça kötü bir örgüt." ifadeleriyle anlattı.
Örgütten kaçan bir kadın terörist, "Nereden katıldın örgüte?" sorusuna verdiği, "Diyarbakır'a geldim, HDP il binasına geldim. Orada bir kadınla tanıştım. Seni gerillalara teslim edeceğim. Beni bahçeye getirdiler, Orada gerillalar beni gördü. Ondan sonra benimle konuştular, beni dağa çıkarttılar." yanıtında HDP'nin teröristler tarafından nasıl arka bahçe olarka kullandığını ispatlar nitelikte.
"12 YAŞINDA DAĞA KAÇIRILIYORLAR, 3 YILLIK EĞİTİMDEN GEÇİYORLAR"
Dünyada birçok terör örgütü tarafından istismar edilen kadın teröristler, PKK içerisinde de çeşitli rollerde kullanılıyor. Kadın teröristlerin sayısının
örgüt içerisinde artış göstermesi ise özellikle 1990'lardan itibaren gerçekleşiyor.
Akademisyen Doç. Dr. Merve Seren, teröristlerin 12 yaşında dağa çıkarıldığını, 3 yıllık bir eğitimden geçtiklerini belirterek, "Terörist örgütlerde kadının kullanılması stratejik bir neden teşkil ediyor. Akademik çalışmaları yaparken özellikle sosyolojik ve psikolojik perspektifte, kadınların dağdaki en büyük mağduriyetlerinin aşağılanma duygusu olduğunu gözlemledik. Dağdaki yaşantıyla söylemdeki en büyük farklılığı bu teşkil ediyor. Aslında temel varsayımları özgürleştime... Kadını esas araçsallaştıran terör örgütleri oluyor. Sosyal medyada daha farklı bir dağ profili görüyoruz. Tecavüzle karşılaşır, aşağılanmayla karşılaşır." dedi.
"PKK, 'AİLE KÖLELİĞİN SEMBOLÜDÜR' PROPAGANDASIYLA ÖRGÜT ÜYELERİNİN BEYNİNİ YIKAMAYA ÇALIŞIYOR"
Gerek inceleme raporlarına gerekse de teslim olan veya yakalanan teröristlerle yapılan mülakatlara bakıldığında,terör örgütünün tuzağına düşen kadınların anlatılanın aksine bir aşağılanmayla karşı karşıya kaldığı dikkat çekiyor.
AK Parti Milletvekili Oya Eronat, PKK'nın aile kavramından nefret ettiğini vurgulayarak, "Dağa çıkan kadın yoktur, kız çocukları vardır. Tabii çeşitli istismarlar da var. Aile lafından nefret ediyorlar insanı sevmiyorlar, mesele bundan kaynaklanıyor." ifadelerini kullandı.
"CİNSEL SÖMÜRÜYLE KARŞI KARŞIYALAR"
AK Parti Milletvekili Habibe Öçal ise, kız çocuklarının ve kadınların Marksist, Leninist bir anlayışla kadınları kandırdığını vurgulayarak, "En elverişli insan unsuru kadınlardır. Tabii bu kadınları kullanırken PKK en fazla aile kavramını ortadan yok etti, cinsizyetsizleşmeye doğru da gitti. Şu an PKK'nın içerisinde yapılan araştırmalar bize gösteriyor ki, bu bir çocuk tacizidir, bu bir çocuk istismarıdır." diye konuştu.
Özgürlük söylemiyle kandırılarak dağa çıkarılan kadınlar, örgüt içerisinde kadın-erkek eşitliğine dayalı bir yapıdan ziyade cinsel sömürüyle karşı karşıya kalıyor.
"HAMİLE KALANLARIN ÇOCUKLARI ELLERİNDEN ALINIYOR"
Gazeteci Yazar Şebnem Bursalı ise, terör örgütünün kirli yüzünü şu sözlerle anlattı:
"Kendi kararlarını alma yaşında olmayan kız çocuklarını güçlü bir yapıda oldukları noktasında propoganda aracı olarak kullanıyorlar. Hamile kalanlar oluyor bu kadınlar arasında, çocukları ellerinden alınarak militan ailelerin yanına veriliyor. Böyle bir yaşamla hayata başlıyorlar."
TESLİM OLAN TERÖRİSTLERİN İTİRAFLARI: HEPSİ PİŞMANLIK DUYUYOR
Kimi kaçırıldı... Kimi kandırıldı... Kimi de yaşadığı sıkıntılardan kurtulmanın yolunu, terör örgütüne katılarak dağa çıkmakta buldu. Ancak karşılaştıkları manzara, hiç de öyle umdukları gibi olmadı. PKK'nın kirli yüzünü gördüklerinde, hissettikleri tek duygu pişmanlıktı...
Türkiye'ye teslim olan teröristlerin iitrafları ise şöyle:
"Açlık var, susuzluk var. Yani zorluk var, baskı var.
Etraftan gelen bilgiler, etrafta söylenen sözlerden bir tanesi ise özgürlüğün olduğu bir alan yani kadın hakkının olduğu bir alan. Bunu duyduğum için katılımda başvurmuştum. Teorisi çok farklıydı, pratiği çok farklıydı.
Belki fotoğraflar vardır, fotoğrafta olan gülücükler de vardır. Fakat her şey samimi değil, bunu söylemek istiyorum. İntihar eden insanlar oluyor. Kendi canından bıkan insanlar oluyor. Bunlardan dolayı, ben bunları görünce artık pişman oldum. Yani her şey bilindiği gibi değil.
Oradaki hayat istenildiği gibi değil. Göründüğü gibi değil. Ateşin üstünden atlamalar, halay, şu, bu. Onları sadece televizyonda görürsün.
Kadın erkek hep iç içeydi. Cinsi münasebet konusunda her şey vardı.
Orada cinsellik üzerine bir yaşam var. Mağaranın içerisinde 5-6 ay yerin altındasın ve 3 tane kadınla 2 erkek yan yanasınız. Bizi böyle kandırdılar diyebilirim size. Her şey serbest yeter ki gitmeyin, yeter ki tekrar normal hayata dönmeyin, şehre gitmeyin, bize ihanet etmeyin, istediğiniz kadar sınırsız kadın veririz dediler size. Kadını da şu şekilde tehdit ediyorlar. Özellikle yine erkeğe kolay kolay bir şey olmaz ama kadın orada bayağı zorlanıyor diyebilirim. Doğum kontrol hapı kullananlar var. Ya da örgüt içerisinde doğum kontrol hapı alamayanların, Kuzey Irak'taki hastanelerde kürtajları var. Ben bunların hepsini gördüm, yaşadım. En üstteki eyalet komutanı diyebilir mi mesela bana şu kadını ayarla. Şu kadını ayarla benim yatağıma gönder diyor açık açık.
Eğer o kadın kabul etmezse onu naylonla yakma taktiği var. Gerçekten rezillik, taciz, tecavüz, dayak, işkence. Gerçekten kaç defa dayak yedim, kaçmaya çalıştım.
Yani her şey bilindiği gibi değil. Benim gibi teslim olmak isteyenler çok. Açlık var, susuzluk var. Yani zorluk var, baskı var. Yani bunları görünce, bunları daha iyi tanıyınca kaçmak istedim.
Kardeşlerim, siz de benim yaşadığım şeyleri yaşamayın. Gelin, anne ve babalarınızı dinleyin, anne ve babalarınızı sevin. Ben bir hataya düştüm. Anne ve babamı bırakıp geldim buraya. Çok da pişmanım. Siz bunu yapmayın."