İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na verilen hapis cezası! Başkan Erdoğan'dan "Saraçhane Operasyonu"na sert tepki: Biz bu oyunu yutmayız
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Mardin'deki toplu açılış töreninde önemli açıklamalarda bulundu. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na verilen hapis cezası üzerinden yapılan mağduriyet siyasetine sert tepki gösteren Başkan Erdoğan, "Bir mahkeme kararının ardından söylenenlerde aynı faşist zihniyet var. Siyasi tartışma yok, YSK'ya hakaret var. Bizansvar taht oyunlarını bizim üzerimizden yürütmeye çalışıyorlar. Biz bunu yutmayız." dedi. Erdoğan, 6'lı masaya da "Adayınızı çıkarın da meydanlarda kapışalım." diyerek meydan okudu.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, "Mardin Derik Ovası Sulaması", "Midyat-Nusaybin Yolu", "Ömerli ve Dargeçit Doğalgaz Verme" ile yapımı tamamlanan diğer projelerin toplu açılış töreninde açıklamalarda bulundu. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na verilen hapis cezası üzerinden yapılan mağduriyet siyasetine sert tepki gösterdi.
MAHKEMENİN İMAMOĞLU KARARI: HENÜZ BİTEN BİR YARGI SÜRECİ, GELEN BİR YASAK YOK
Kim ne derse desin kendi gündemlerinde eser, hizmet ve yatırım olduğunun altını çizen Başkan Erdoğan, "Muhalefette ne var, tam takır. Yaklaşık yarım asırlık siyasi hayatımızın her gününü bu gündemle, bu mücadeleyle geçirdik. Vesayetin karşısına dikilirken de darbecilere meydan okurken de, küresel siyasi ve ekonomik tetikçilere eyvallah etmezken de sadece Allah'a güvendik, sadece millete yaslandık. Gücümüzü sizden aldık." diye konuştu.
Attıkları her adımda, hayata geçirdikleri her projede samimi olduklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Çünkü arkamızda siz vardınız, millete güveniyorduk. Eksiklerimiz olabilir, vardı, hatalarımız da belki vardı ama biz bunların hepsini elhamdülillah telafi ettik, aştık. Yaptıklarımız veya yapmadıklarımızla ülkemize, milletimize zarar vermedik. Karşımızda da hep eser ve hizmet siyasetinde yarışabileceğimiz rakipler görmek istedik. Eskiden bu kıratta rakiplerle karşılaştığımız oluyordu. Maalesef uzunca bir süredir tek parti faşizmi artığı bir zihniyetin temsilcileri durumundaki tiplerle muhatabız. Ülkeye ve millete hizmet adına, köken ve mezhep istismarı dışında hiçbir müktesepleri olmayan bu karikatür tiplerin tek malzemesi yalan, iftira, çarpıtmadır.
Şimdi son günlerde bir mahkeme kararı üzerinden kopartılan fırtınanın gerisinde de aynı faşist zihniyet var. Aslında bu tartışmanın ne bizimle ne şahsımla ne milletimizle bir ilgisi yok. Çünkü konu bir şahsın, hakimlere hakaret ettiği iddiasıyla aldığı mahkumiyet kararından ibarettir. Ortada ne bir siyasi tartışma ne bir fikir kavgası ne bir hizmet mücadelesi mevcuttur. Mahkeme kararının açıklanmasının ardından söylenenlere, yazılıp, çizilenlere baktığımızda bir taraftan gülüyor, bir taraftan üzülüyoruz. Yalan yanlış bir sürü lafın, nasıl iddialı ve emin bir şekilde ifade edildiğini gördükçe gülüyoruz. Birilerinin kendi iç kavgalarını, Bizansvari taht oyunlarını bizim üzerimizden yürütmenin peşinden koştuğunu gördükçe de üzülüyoruz."
MAHKEME KARARINI TANIMAMA HAKKI VERMEZ
Karşılarındaki tablonun gayet net olduğunu da belirten Başkan Erdoğan, Anayasa'nın 138'inci maddesine göre hakimlerin görevlerini bağımsız olarak, kanuna ve hukuka uygun şekilde yaptıklarını dile getirdi.
Başkan Erdoğan, "Her zaman söylediğimiz gibi mahkemelerin verdiği her kararları beğenmek mecburiyetinde değiliz. Bizim de eleştirdiğimiz, hem de en sert şekilde eleştirdiğimiz pek çok mahkeme kararı da olmuştur. Ama bu kimseye, hakimlere hakaret etme, mahkeme kararlarını tanımama hakkı vermez." diye konuştu.
"Bizim demokrasiye, siyasetin meşru yöntemlerle yapılmasına olan bağlılığımızı kimse sorgulayamaz" ifadesini kullanan Erdoğan, hayatlarının yasaklarla mücadeleyle geçtiğini ve çözümü daima millette bulduklarını bildirdi.
6'LI MASAYA MEYDAN OKUDU: ÇIKIP ADAYLARINI İLAN ETSİNLER
Bugün de yaklaşan seçimler için kendilerine milletin önünde projelerini yarıştırabilecekleri bir rakip aradıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Cumhur İttifakı olarak aylardır bunun çağrısını yapıyoruz, buna karşılık kendilerine 'altılı masa' diyen ama yanındaki, yöresindekilerle kaç tane oldukları belirsiz olan muhalefet cenahı, karşımıza bir isim çıkaramadı. Masadaki herkesin kafasında bir başka hesabın, bir başka niyetin olduğu cümle alemin malumudur. Şimdi birileri bir mahkeme kararını bahane ederek masanın içindeki hesaplaşmayı bizim üzerimizden kendi lehine çevirmeye çalışıyor. Bunun adı tek parti faşizmi ama biz bunu yutmayız. Bu tek parti faşizmi artığı zihniyetin, milletimizi kendinden tiksindiren riyakarlığı tam olarak işte budur.
Mertçe ortaya çıkıp mücadele etmek yerine hep başkalarının sırtından iktidar rüyası görme hastalığından bir türlü kurtulamadılar. Dün darbeciler, vesayetçiler üzerinden milli iradenin arkasından dolanıyorlardı, bugün suni gündemler üzerinden aynı hesabı yapıyorlar. Halbuki ortada henüz biten bir yargı süreci de gelen bir yasak da yok. Daha bu karar önce istinafa ardından Yargıtaya gidecek. Eğer mahkemenin verdiği kararın eksiği varsa, hatası varsa zaten oralarda gerekli düzenlemeler yapılabilir. Buradaki asıl çarpıklık yargıyla ilgili bir sürecin altılı masanın kendi içindeki siyasi çekişmelerinin mezesi haline getirilmeye çalışılmasıdır. Bizi de aynı oyuna alet etmeye kalkıyorlar. Kusura bakmasınlar. Biz bu oyunun içerisinde yer almadık, yer almayacağız. Şimdi ben Mardin'den bir kez daha tekrarlıyorum, bizim için Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı önemli değil. Cumhur İttifakı adayını açıklamış, meydanlarda işte ortada, gümbür gümbür sözünü söylüyor. Avara kasnak gibi toplanıp dağılmaktan başka iş yapmayan altılı masa ve ortakları, birbirine çalım atmakla uğraşacaklarına yürekleri yetiyorsa çıkıp adaylarını ilan etsinler. Ahmet, Mehmet, Ali, Veli, Ayşe, Fatma fark etmez, yeter ki çıksınlar, çamura yatmadan 'Bizim adayımız şudur' deme cesaretini göstersinler. Biz de meydanda kiminle kapışacağımızı, kiminle vizyon yarıştıracağımızı, kiminle program, proje rekabetine gireceğimizi bilelim. Ne 2014 ne 2018 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde karşımıza çıkardıkları adaylar böyle bir hava oluşturabildi."
İMAMOĞLU'NUN YARGILANDIĞI "YSK ÜYELERİNE HAKARET" DAVASINDA KARAR
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle 2 yıl 7 ay 15 gün hapisle cezalandırılmasına karar verildi.
Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki karar duruşmasına, sanık Ekrem İmamoğlu'nun avukatı Kemal Polat katıldı. Çok sayıda CHP ve İYİ Parti'li isim de duruşmada izleyici olarak bulundu.
Sanık avukatlarının önceki duruşmada delillerin tam araştırılmadığını öne sürerek reddi hakim talebinde bulunduğunu hatırlatan mahkeme hakimi, reddi hakim talebinin üst mahkeme tarafından reddedildiğini tutanağa geçirdi.
Söz verilen sanık avukatı Kemal Polat, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediklerini belirterek, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun tanık olarak dinlenilmesini istedi.
Duruşmada tanık olarak dinlenilen Ekrem İmamoğlu'nun basın danışmanı Murat Ongun ve siyasi danışmanı Necati Özkan da İmamoğlu'nun hiçbir zaman YSK ve YSK üyelerine yönelik herhangi bir açıklamasının olmadığını öne sürdü.
Hakim, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun tanık olarak dinlenilmesi talebini reddetti.
SAVCI ESKİ MÜTALAASINI TEKRARLADI
Esasa ilişkin mütalaasını açıklayan duruşma savcısı, daha önce verdiği mütalaayı yinelediğini belirtti. Mütalaada, İmamoğlu'nun "kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen zincirleme hakaret" suçundan 4 yıl 1 aya kadar hapisle cezalandırılması istendi.
Mütalaaya karşı savunma yapan sanık avukatı Kemal Polat bu aşamaya kadar verdikleri beyanları tekrar ettiklerini söyleyerek "Seçimi iptal edenlerin kim olduğunu dair iki hususu sunuyorum. Birisi Abdülkadir Selvi'nin yazısı. Diğeri ise Süleyman Soylu'nun seçim yenilenmeli söylemi ile ilgili haber metni. Ben sözlerimi daha fazla uzatmayacağım. Umarım beni mahcup edersiniz" dedi.
Sanık avukatı Sercan Polat ise davaya konu olan sözlerin YSK üyelerine değil Süleyman Soylu'ya söylendiğini beyan ederek müvekkilinin beratına karar verilmesini istedi.
Karar açıklanmadan önce son sözleri sorulan sanık avukatları müvekkillerinin beraatına karar verilmesini talep etti.
İMAMOĞLU'NA 2 YIL 7 AY 15 GÜN HAPİS KARARI
Kararını açıklayan mahkeme hakimi, sanığın "hakaret" suçunu "kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı (YSK üyeleri)" işlediğini belirterek, bu nedenle İmamoğlu'na 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verilmesine karar verdi.
Mahkeme, verilen cezada indirim uygulamasına yer olmadığına hükmetti.
TCK'NIN 53/1 MADDESİ
Sanığın, TCK'nın 53/1 maddesinde, "Belli hakları kullanmaktan (Anayasa Mahkemesi iptal kararı gözetilmek suretiyle) aynı maddenin 2'nci fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3'üncü fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verildi.
TCK'nın "belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma" başlığıyla düzenlenen 53/1 maddesinde şu ifadeler yer alıyor:
"Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak;
a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten
b) Seçme ve seçilme ehliyetinden,
c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,
d) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,
e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten, yoksun bırakılır."
İDDİANAMEDEN
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, YSK Başkanlığı tarafından yapılan suç duyurusu dilekçesinde, 31 Mart 2019'da gerçekleştirilen İBB Başkanlığı seçiminin 6 Mayıs'ta iptal edildiği, yenilenen seçimde Belediye Başkanı olarak seçilen Ekrem İmamoğlu'nun 4 Kasım 2019'daki basın açıklamasında kurul üyelerine hakaret içeren beyanda bulunduğu belirtiliyor.
İddianamede, İBB Başkanlığı seçiminin 6 Mayıs 2019'da YSK tarafından iptal edildiği nazara alındığında, söylemin kamu görevlisi olan ve kurul halinde çalışan mağdurlara yönelik olduğu hususunda tereddüt bulunmadığı kaydedilerek, "Her ne kadar şüphelinin suç tarihi itibarıyla İBB Başkanı olarak görevini yapmakta olduğu görülse de soruşturma konusu eylemin şüphelinin kişisel suçu olarak değerlendirilmesinde zaruret bulunmaktadır." ifadesi yer alıyor.
Bu kanaatin yüksek yargı içtihatlarıyla da desteklendiği aktarılan iddianamede, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre Ekrem İmamoğlu'nun üzerine atılı suçu işlediği ve kamu davası açılması için gereken yeterli şüphe seviyesine ulaşıldığı anlatılıyor.
İddianamede, bu kapsamda Ekrem İmamoğlu'nun o dönem YSK Başkanı olan Sadi Güven ile 10 YSK üyesine yönelik zincirleme şekilde "kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen hakaret" suçundan 1 yıl 3 ay 15 günden 4 yıl 1 aya kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.