Hıncal Uluç'tan CHP'li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na tepki: 'Her şey çok güzel olacak' diye geldi...
CHP'li İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekipleri herkes tarafından "Çınarlı yol" olarak bilinen Çırağan caddesinde "korumaya değer" statüdeki ağaçları kökten kesti. Kesim nedeni olarak 'kanser oldu' açıklaması yapan İBB'ye tepkiler çığ gibi büyüdü. Sabah Gazetesi yazarı Hıncal Uluç da bugün kaleme aldığı "Nedir o Çınarlı Yol’un siyasetten çektiği" başlıklı yazısıyla tepki gösterdi.
CHP'li İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekipleri Çırağan caddesinde "korumaya değer" statüdeki 112 çınar ağacını kökten kesti. Kesim nedeni olarak 'kanser oldu' açıklaması yapan İBB'ye tepkiler çığ gibi büyüdü. Vatandaşlar, "Aynı cadde üzerinde önce Atatürk fotoğraflarını kaldırdılar, şimdi çınarları katlettiler." diyerek isyan etti. Öte yandan Sabah Gazetesi yazarı Hıncal Uluç da bugün köşesinden CHP'li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na tepki gösterdi.
İşte Sabah Gazetesi yazarı Hıncal Uluç'un "Nedir o Çınarlı Yol'un siyasetten çektiği..." başlıklı yazısı:
Bu resimler tüm dünyada "Çınarlı Yol" olarak bilinen, tarihi çınar ağaçlarının bir gölge tüneline çevirdiği Çırağan Caddesi'nin, hem de bir tarafı aydınlatılmış Atatürk resimleriyle renklendirilmiş, boydan boya sarmaşıklı bölümü.. Beşiktaş ilçesi hep CHP'li başkanlarla yönetildi. İsmail Ünal başkanken, harikaydı. Şimdiki bakımsızlık ve ihmali görmelisiniz!. Hem de Büyükşehir Belediye Başkanı da CHP'li iken..
"Her şey çok güzel olacak" diye geldi.. Önce İstanbul'un harika güzelliği, otobanda tıkanmayı adeta zevk haline getiren o harika "Dikey Bahçeler"i yok etmeye başladı. Efendim çok masraflı oluyormuş.
Yetmedi. O dünyalar güzeli Çınarlı Yol'da kesimler başladı.. Efendim bu ağaçlar ölümcül kansermiş. Kesilip yerlerine yenileri dikilecekmiş.. Ormancılık Fakültesi isyan etti ilk.. "Böyle bir şey yok. O ağaçlar tedavi edilebilirdi." Edilebilirse, edilmeli tabii.. Bir çınar fidanının öyle görkemli bir ağaca dönüşmesi kolay mı?. Kaç sene ister?.
Ama "Ben İstanbul'un Fatih'iyim" diyen İmamoğlu, işi yıldırım hızıyla, kimseye haber vermeden, İstanbul halkını hazırlamadan, inandırmadan kestirdi ki, işi bir an evvel dönülmez yola soksun.. İki resmi mukayese edin.. Ağlayacaksınız.. "Ben İstanbul'un Fatih'iyim" diyen İmamoğlu ile Kanunname-i Âli Osman'ı yazan ve "Ormanlarımdan bir dal kesenin başını keserim" diyen Fatih Sultan Mehmed'le mukayese ederseniz, o zaman da acı acı gülersiniz.. Gülün geçin..
Dalan da çekti muhalefetten.. İstanbul'da imza atmadık yer bırakmayan Bedrettin Dalan, Dolmabahçe- Ortaköy arasında yer alan ve Çırağan Sarayı'nın önünden geçen yolu çok düşündü... Burada saray ve sahil arasında, resmin sağında gördüğünüz gibi hiçbir değeri olmayan yüksek duvarlar vardı. Bu duvarlar bir yandan yoldan geçenlerin denizi ve denizle yol arasında kalan tarihi yapıları, sarayları görmelerini engelliyordu. Ayrıca iki yanlı duvarlar yolu tünele çeviriyor, trafik sıkıştığı anda çıkan egzoz gazları hem görüşü engelleyen sis hem de nefes almayı zorlaştıran zehir oluşturuyordu. O duvarlar insan omzu boyuna indiğinde, yoldakiler egzoz değil, deniz havası koklayacaklar ve de o iğrenç duvarların sakladığı emsalsiz tarihi yapılar ve güzellikleri, Boğaz manzarası fonunda seyredeceklerdi.. Ama o zaman adı SHP olan CHP'liler, restore edilip otele çevrilen Çırağan'a giriş-çıkış yapmak için iki kapı açacak yeri delince bile kıyamet kopardılar. "Tarih elden gidiyor" diye yer yerinden oynayınca, Dalan projeyi bıraktı.
İşte önünde üç kişinin yürüdüğü, Saray'ın ve Boğaz'ın görünmesi engelleyen "tarihi" duvarlar bunlar, sevgili okurlar.. Neresi, nasıl tarih, söyleyin bakalım?.Bu arada.. Dalan'a bir proje de ben sunmuştum.. "Mısır, Asuan Barajı'nı yaparken sular altında kalacak hem de nasıl tarihi Abu Simbel Tapınağı'nı taş taş numaralayarak su seviyesinin üzerine taşıdı. Biz de, Ortaköy-Beşiktaş yolunu aniden daraltan ve trafiğin kitlenmesine sebep olan bu tarihi kapıyı taş taş işaretleyip, yanlamasına koyar ve Çırağan Sarayı'nın giriş kapısı yapabiliriz. Hem trafik kurtulur hem de saray çok görkemli, Topkapı Sarayı gibi bir tarihi kapıya kavuşur" demiştim. Üzerinde bile duramadık, o rezil duvarı bile yıkamazken..
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN