FETÖ'nün yargı yoluyla darbe planı: 17-25 Aralık
15 Temmuz darbe girişiminde kanlı yüzünü gösteren FETÖ'nün 17-25 Aralık darbe girişiminin ardından 8 yıl geçti. Daha önce kendini 7 Şubat MİT krizinde gösteren örgüt, bu kez sözde yolsuzluk adı altında açıktan hükümeti hedef almak için düğmeye bastı. Peki, o dönemde neler yaşandı? Sabah Gazetesi Haber Koordinatörü Abdurrahman Şimşek, AK Parti Erzurum Milletvekili Selami Altınok ve Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu, A Haber canlı yayınında konu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
AK Parti Erzurum Milletvekili Selami Altınok'un canlı yayında açıklamaları:17-25 Aralık dönemi bir manada milli iradeyle seçilmiş hükümetin düşürülmesi için yabancı istihbarat örgütlerin maşası olarak polisin ve yargının kullanıldığı bir süreç sonunda ortaya çıktı. Bu gayretten başka bir şey değildir.
Seçilmiş bir milli hükümet var, bu yönetimi görüntüde yolsuzluk, hırsızlık algısı altında polis ve yargının eliyle yönetimden uzaklaştırma çabasının gösterildiği süreç yaşandı. Ama bunlarında arkalarında yabancı istihbarat örgütlerinin varlığı çok net bir şekilde ortaya çıktı. 1 Mart 2003 yılında ABD askerlerinin Türkiye topraklarının kullanarak Irak'a müdahale edilmesi noktasındaki tezkerenin TBMM'den geçmemesinden başlayan bir durum var ortada.
Ergenekon ve Balyoz ile TSK'nın cezalandırılması yapılmaya kalkışıldı. FETÖ bu süreçte bir maşa olarak kullanıldı. Daha sonra Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ıın "one minute" ifadesiyle o yürekli tavır karşısında bu defa seçilmiş olan hükümet yine FETÖ aparatıyla cezalandırıp yönetimden uzaklaştırma girişiminden başka bir şey değildir. Türkiye'de aklını kiraya vermemiş vatan evlatlarının olduğu bir memlekette yaşıyoruz.
Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu'nun açıklamaları:
17 Aralık aslında direk olarak Erdoğan hükümetine karşı bir darbeydi. Bugün daha iyi anlayabiliyoruz ki darbeler karakter değiştiriyor ama asıl amacını hiç değiştirmiyor. 25 Aralık ise Erdoğan'ın ailesine ve yakın çevresine dönük açık bir darbe girişimiydi. 3 yıl sonra 15 Temmuz 2016 yılında direk olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın canına ve varlığına kasteden ve Türkiye'yi ele geçirmeye çalışan bir hain darbe girişimi daha gerçekleştirdi. Şekil ya da karakter değiştirse bile ana amaç değişmiyor. Milli irade ve bu iradenin sahiplerine dönük bir saldırı var.