14. kattaki sır toplantının perde arkası belli oluyor! Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül'mü?
CHP'nin 14. katında yapılan gizli görüşmenin perde arkası belli oluyor. Bilindiği üzere Millet İttifakı henüz cumhurbaşkanı adayını belirleyemedi. Sabah Gazetesi yazarı Salih Tuna, Millet İttifakı'nın 14. kattaki sır toplantısının gündemi olan Abdullah Gül planını açıkladı. Gül'ü cumhurbaşkanı adayı yapmak isteyen ittifak, tabandan gelecek tepkilere karşı medya silahını devreye aldı. İsmi açıklamadan önce medyada görevlendirilen kişiler üzerinde Abdullah Gül güzellemesi yaptıran Millet İttifakı, planını Halk TV üzerinden devreye soktu. Kanalda yayınlanan programda Abdullah Gül'ün PR çalışması yapıldı. Kanaldaki güzelleme, "Gül ismini tabana kabul ettirmek için yapılıyor" iddiasını güçlendirdi. Gazeteci Metin Özkan A Haber'e yaptığı açıklamada CHP'nin lokomotif olduğu Millet İttifakı'nda yeniden bir Abdullah Gül adaylığı çabasına girildiği ve bunun için Halk TV'den bir ismin görevlendirildiğini duyurdu.
İşte Sabah Gazetesi Yazarı Salih Tuna'nın o yazısı:
BÜYÜK SIRRI SADECE ONLAR BİLİYOR
Madem "Türkiye battı, bitti" diyorsunuz ve madem "Erken seçim de yetmez, derhal seçim" diyorsunuz, o halde çıkarın adayınızı ortaya da görelim denilince...
Pışık çekiyorlar; Recep İvedik misali, "Çıkaracaz da yıpratcanız deel mi çakallar?" yollu kül yutmuyorlar.
Lakin millet orda burda şuncağızı soruyor:
Sizin içeriden, müstevlilerin de dışarıdan onca saldırılarınıza rağmen Sayın Erdoğan 19 yıldır dayanıyor da, sizin adayınız Cumhur İttifakı'nın eleştirilerine şurda 2 yıl dayanamayacak mı? Böylesi bir adayla Türkiye'nin hangi sorununu nasıl çözeceksiniz?
Cevap mı?
Akılları sıra "dolmuşa" gelmek istemedikleri için cevap vermiyorlar. Yani, güya zokayı yutmuyorlar.
Lakin "son dakika adaylarını" kendi sosyolojilerine bi güzel yutturacaklar.
Yutmakta zorluk çekenleri de vakit darlığı belasına (Ekmeleddin İhsanoğlu misali) "tıpış tıpış oy vermeye" mecbur bırakacaklar!..
***
Cumhur İttifakı "Noter tasdikli" bir evrak-ı şahaneyle, "Açıklayacağınız aday kim olursa olsun hakkında tek laf etmeyeceğiz" diye bunlara senet verse, yine de açıklamazlar.
Bu kadar da kararlı, bu kadar da uyanıklar. Yetmezmiş gibi Kılıçdaroğlu gibi de bir liderleri var. (Gördüğünüz gibi kurban olduğum Allah bunlara verdikçe veriyor. Ne diyelim, Allah daha beter etsin.)
İşin garibi, adaylarını kendilerine de söylemiyorlar.
Bir defasında Kılıçdaroğlu boşta bulunmuş, "Cumhurbaşkanı adayı olabilirim" demişti de, canlı yayında bunu öğrenen CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, "Dedi mi, öyle bir şey var mı?" ifadeleriyle genel başkanı tahfif etmişti.
Sanırım adaylarının kim olacağını Genel Merkez'in 14. Kat sakinlerinden başka bilen yok.
Sabredeceğiz, cumhurbaşkanı adaylarının kim olacağını Kılıçdaroğlu öğrendiğinde biz de öğrenmiş olacağız.
Soru şudur: Genel Merkez'in 14. Kat'ındakiler de adaylarının yıpranacağını düşündükleri için mi açıklamıyorlar?
Evet, fakat, açıklayacakları adayı, AK Parti ve MHP'lilerin yıpratacağından endişe ettiklerinden değil.
Çünkü 14. Kat sakinleri, CHP sosyolojisinin dış etkilere açık olmadığını gayet iyi biliyor. Şayet dışarıdan yıpratılmak söz konusu olsaydı, Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı olduğundan beri girdiği seçimlerde yüzde 25'e demir atmazdı.
Demem o ki, CHP sosyolojisinin sadece içeriden, yani bizzat kendilerinden etkilendiğini gayet iyi biliyorlar.
Haliyle, cumhurbaşkanı adaylarını CHP sosyolojisinin yıpratmasından korumak için seçime çok kısa süre kala açıklayacaklar.
Plan bu!
***
Abdullah Gül ile irtibatlı bir muhterem, CHP yandaşı Halk TV'de, Gül'ün PR'ını yapma belasına bu planı ele verdi.
Genel Merkez'in 14. Kat sakinlerini de haklı çıkarmış oldu.
Zira CHP'li sosyoloji, Gül'ün adını duyar duymaz sosyal medyada yıpratma faaliyetine girişti.
Gül'ün PR'ı dediğim...
Gül'e "Atatürk düşmanı" demek çok büyük ayıpmış. Bir kere "Atatürk düşmanı" olsaymış, muhterem onunla konuşmazmış. (Burdan muhteremin Atatürkçü de olduğunu söktürüyoruz.) Gül hastalığını bahane ederek Anıtkabir'e falan sadece 1 kez gitmemişmiş. Yoksa "Hastasın gitme!" diyen doktorlara meydan okumuş, tam 4 kez gitmişmiş. (Doktorlara neden meydan okuyor ki? Benim bildiğim Gazi Paşa Hazretleri, "Beni Türk hekimlerine emanet ediniz" demişti.)
Anlaşılan o ki, muhterem malum sosyolojiyi keşfetmiş, gireceği damarı gayet iyi biliyor.