Nobel ödüllü Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar: Vatana hizmet Nobel'den daha önemli
Dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST için TÜBİTAK'ın onur konuğu olarak Türkiye'ye gelen Nobel ödüllü bilim insanı Aziz Sancar'dan çok özel açıklamalar geldi. Sancar, "Gayemiz Nobel almak değil, bu ülkeye ve insanlığa faydalı bir şeyler yapmak olmalı. Milliyetçi bir insanım ve ülke sevgim olmazsa ne yaparsam yapayım bana faydası yok. Başarılı bilim insanlarımızın önünü açmak lazım." dedi.
Türk doktor, akademisyen ve Nobel ödüllü bilim insanı Aziz Sancar, ilk özel röportajını SABAH'a verdi. Konuşmasında ülke sevgisinin her şeyden daha önemli olduğunu vurgulayan Sancar, "Gaye Nobel almak değil, bu ülkeye ve insanlığa faydalı bir şey yapmak." dedi. Türkiye'deki bilim çalışmalarına vurgu yaparak, "Batı Avrupa ve Amerika düzeyinde değiliz fakat birçok alanda bütün Balkan ülkelerinden, Rusya'dan ve öteki Asya devletlerinden ileriyiz. Türkiye'nin bilim konusunda Batı'dan geride olduğu görüşüne katılmıyorum." diyen Sancar, uzun yıllar Rusya'nın etkisinde kalan Türk devletleri ile Türkiye'nin ortak çalışması gerektiğini söyledi.
DENEY MALZEMESİNDEN VERGİ BİLİME ZARAR VERİYOR
Türkiye'nin Avusturya'nın doğusundan Çin'e kadar olan sahada bilim alanında en ileri ülke olduğunu söyleyen Nobel Kimya Ödülü sahibi Prof. Dr. Aziz Sancar, "Batı Avrupa ve Amerika düzeyinde değiliz fakat birçok alanda bütün Balkan ülkelerinden, Rusya'dan ve öteki Asya devletlerinden ileriyiz. Yani ben Türkiye'nin bilim konusunda Batı'dan geride olduğu görüşüne katılmıyorum. Türkiye'deki öğrencilerimle konuştuğumda en büyük sorunlarının deneyler için kullanılan malzemelerin temin edilmesinde yaşanan zorluklar.
Deneyler için bazı maddeleri ithal etmek lazım, bunu Amerika ve İngiltere de dâhil her ülke yapıyor. Ama bizdeki sorun bunların ithal edilme süresinin çok uzun olması ve üstüne vergi alınması. Bu durum da bilime zarar veriyor. İnşallah gerekli makamlar bu konuya da bir çözüm bulur. Çünkü bir malzeme istediğinizde bu malzemenin gelmesi uzun sürerse, Amerikalı, İngiliz veya Alman işi bitirmiş oluyor" şeklinde konuştu.
NOBEL ALAMASAM DA NOBEL ALACAK ÖĞRENCİLER YETİŞTİRİRİM
Önemli olanın Nobel almak değil ülkeye ve insanlığa faydalı işler yapmak olduğunu belirten Sancar, şöyle devam etti: "Belki şimdi 'Adam Nobel almış, gelmiş Nobel önemli değil diyor' diye düşünenler olabilir ama ben Nobel almadan önce de bunu çok defa söylemişimdir. Benim adım, yaptığım buluşlar bundan 100 sene sonra veya Uluğ Bey'in yaptığı keşifler gibi 600 sene sonra bile bilim kitaplarında olacak. Türk çocukları bunu görecek ve 'Bunu bir Türk yaptı biz de yaparız' diyecek, benim için önemli olan bu.
Benden daha çetrefilli, daha zor deneyler yapmış, önemli katkılar sunmuş birçok bilim insanı var ama Nobel almadılar. Onun için çocuklarınıza 'Oğlum, kızım çalış Nobel al' demeyin, odak noktalarını değiştirmeyin. Gaye Nobel almak değil, gaye bu ülkeye ve insanlığa faydalı bir şey yapmak. Ben milliyetçi bir insanım ve ülke sevgim olmazsa ne yaparsam yapayım bana faydası yok. Burada ziyaretime gelen öğrencilerimden biriyle konuştuk.
Bana 'Hocam ben Amerika'da kalabilirim, önemli çalışmalar yapabilirim ve belki sizin gibi Nobel de alabilirim. Ama ben Türkiye'ye gitmek istiyorum. Orada Nobel almayacağımı biliyorum fakat belki Nobel alacak öğrenciler yetiştiririm' dedi. Ben de gençlere yurtdışına gidin eğitim alın ve mutlaka geri dönün diyorum."
TÜRKİYE'DE ARTIK ÇOK GÜZEL İMKÂNLAR VAR
Kendi gençlik yıllarıyla kıyasladığında şimdiki Türkiye'nin çok değiştiğini ve gençlerin çok iyi imkânlara sahip olduğunu belirten Sancar, "O zamanlar hiç araştırma imkânı yoktu, şimdi var. Ayrıca çok güzel üniversitelerimiz, çok başarılı hocalarımız var. Benim buradaki öğrencilerimin hepsi artık profesör ve onların yaptıkları araştırmalar Amerika'daki University of California'dan (UCLA), University Of California San Francisco'dan (UCSF) daha üstün. Yani çok iyi bilim adamlarımız var ve onların önünü açmak onlara her türlü imkânı sağlamak lazım" diye konuştu.
BÜTÜN TÜRK DÜNYASI BERABER ÇALIŞMALI
Türkiye'nin bundan sonraki süreçte bilimsel anlamda daha başarılı olacağını dile getiren Sancar, "Türkiye, diğer Türk devletleriyle iş birliği yaptığında Almanya, İngiltere ve Fransa seviyesinde bir kuvvet olacak. Çünkü diğer Türk devletlerinde müthiş bir potansiyel var ve doğal kaynakları oldukça fazla. Yıllarca Ruslar'ın hâkimiyeti altında kalmışlar. Bu kaynakları nasıl işleyeceklerini bilmiyorlar ve bize çok yakınlıklar. O bakımdan onlara abilik yapmadan, beraber çalışırsak bilimsel anlamda Batı'daki gelişmiş ülkeler seviyesinde ya da Japonya ve Çin seviyesinde olabiliriz. 1960'larda Çin ve Türkiye bilim bakımından aynı seviyedeydi, her iki ülke de geriydi. Şimdi Çin, bilim alanında Amerika'yı korkutuyor. Bunun sebebi de nüfuslarının ve doğal kaynaklarının çok olması. Biz de bütün Türk dünyasını bir araya getirebilsek aynı güce sahip oluruz. Bunun en güzel örneği de İHA ve SİHA'lar ile kardeş Azerbaycan'ın işgal edilmiş topraklarını kurtarmış olmamız. Her fırsatta söylüyorum ve söylemeye devam edeceğim Orta Asya Türkleri'
ni unutmayalım ve onlarla beraber çalışalım" ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE AŞI GELİŞTİRMEDE TARİH BOYUNCA ÖNCÜLÜK ETTİ
Türkiye'nin artık kendi teknolojisini üretebilen bir ülke olduğunu belirten Sancar, "Aşılar diğer ülkelere göre geç kalmış olabilir ama hocalarımızdan Kayseri'de üretilen aşının Faz 2'de çok olumlu sonuçlar verdiğini öğrendim. Bence bu aşı şu anda kullanılabilir ve dışardan aşı ithal etmeye ihtiyacımız yok. Çoğunuz biliyorsunuz çiçek aşısını ilk Türkler çıkardı ve uyguladı. Avrupalılar bunu farklı anlatırlar ama ilk Türkiye'de uygulandı ve İngilizler bile Türkiye'de aşı olmuş. Bizim bir aşı geleneğimiz var ve aşı geliştirmede tarih boyunca öncülük etmişiz. Şimdi bu salgın çıkınca hemen gerekeni yaptık ve bütün yöntemleri kullanarak yine aşımızı geliştirmeye başladık" ifadelerini kullandı.
Özellikle aşı karşıtlarının itirazlarının makul olmadığını dile getiren Sancar, "Çiçek aşısı Türkiye'de geliştirildikten sonra İngiltere'de yaygın olarak kullanılmaya başlanmış. Daha sonra Amerika bunu duymuş ve Amerika'da bir iş adamı bir arkadaşıyla yazışarak bu aşıyı kullanmaya başlamış. Arkadaşı aşıyı 100 kişi üzerinde uygulamış ve hepsini hastalıktan kurtardığını görmüş.
Bu arkadaşı, Thomas Jefferson yani Amerika Birleşik Devletlerinin kurucularından biri. Bu olaydan 10 sene sonra Amerika'da çiçek aşısı hükümet tarafından zorunlu kılınıyor. Biliyorsunuz Amerikalılar özgürlüklerine çok düşkündür, fakat öyle olmasına rağmen bunu kabul ettiler ve çiçeği Amerika'da ortadan kaldırdılar" dedi.