Yüksel Aytuğ: Yerli ve milli süper kahraman
Sabah gazetesi yazarı Yüksel Aytuğ, ATV'nin yeni dizisi Akıncı üzerinden yapılan provokasyonlara tepki gösterdi. Fatih Sultan Mehmet ile Mustafa Kemal Atatürk'ü yarıştırmaya çalışanlara Akıncı dizisiyle güzel bir ders verildiğini belirten Aytuğ, "Ben çocuğumun odasında Spiderman yerine Akıncı'nın posterinin asılı olmasını tercih ederim." ifadelerine yer verdi.
Akıncı dizisi ATV ekranlarında bomba gibi bir başlangıç yaptı. Türkiye'nin heyecanla takip ettiği dizi sosyal medyada da gündem oldu. Sabah gazetesi yazarı Yüksel Aytuğ, Akıncı dizisini değerlendirdi.
YERLİ VE MİLLİ SÜPER KAHRAMAN
İşte Yüksel Aytuğ'un o yazısı;
Atv'nin yeni dizisi Akıncı'yı heyecanla bekliyordum. Çünkü dizi deyince önce aşk üçgenlerinin aklımıza gelmesinden artık fena halde sıkılmıştım. Sonunda fantastik bir süper kahraman dizisi geliyordu işte. Hem de tamamen yerli ve milli...
Akıncı, bir tabur Amerikan üniformalı paralı askeri tek başına ormanda kıstırıp imha etti. Bir süper kahramandan beklediğimiz de buydu zaten. Ağaçlara tırmanırken Spiderman'e, sis bombası ve yıldız fırlatırken Ninja Turtles'a, üsteki asistanından yardım alırken Batman'e, 30 kişi üzerine ateş ederken yara almamasıyla Kaptan Amerika'ya, TV muhabirinden sevgili yaparken Superman'e tur bindirdi. Ama onlardan önemli bir farkı vardı. Diğerlerinin başında "Hadi oğlum yaşın geldi, seni Hacer ile everelim artık" diyen bir anneleri yoktu.. Bu arada ormanda gizlenirken süper motosikletinin fosforlu kırmızı şeritleri olmasaydı daha iyiydi ya neyse.
Dizi tüm fantastik görünümüne rağmen son derece etkileyici mesajlar da içeriyordu. ABD'nin derin devletinin kontrolden çıkması, '5'li' denilen bir oluşumun boyunduruğuna girmesi gibi. (Bu atıf, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Dünya beşten büyüktür" sözünü akıllara getirdi) En sağlam mesaj ise gündüzleri tarih öğretmenliği yapan Akıncı'nın (Fatih Öğretmen) Atatürk ve Fatih Sultan Mehmet dersiydi. Öğrencilerine iki liderin genç yaşlarında başardıklarını anlatırken, "Siz de onlar gibi hayal kurun ve bunları gerçekleştirmek için çalışın. Önünüzde bu örnekler varken hayali kahramanlara ihtiyacınız yok" dedi. Asıl ders ise her fırsatta kendi siyasi menfaatleri için Atatürk ile Fatih'i yarıştırmaya kalkanlara idi.
Dizi istikbal vâdediyor. Ama aksiyon sahnelerine biraz daha yatırım yapılması şartıyla...
Son söz: Ben çocuğumun odasında Spiderman yerine Akıncı'nın posterinin asılı olmasını tercih ederim.
BAHİSLER AÇILDI: EFSUN MU NEHİR Mİ?
Çukur izleyicileri ikiye bölünmüş durumda. Yaman, aynı günlerde hamile bıraktığı iki sevgilisinden Efsun'u mu yoksa Nehir'i mi tercih edecek? Bu iş böyle devam etmeyeceğine göre iki kadından biri muhtemelen ölecek. Peki ama hangisi?
Son bölümde Kulkan, Yamaç'ın iki sevgilisine birden ölüm tuzağı hazırlamıştı. Heyecanlı bir operasyonun ardından Yamaç, ikisinin de kurtarılmasını sağladı. Kadınlar iki ayrı eve yerleştirildi. Merak edilen, Yamaç'ın önce hangisini ziyaret edeceğiydi. Efsun'un evine gitti. Nehir'e daha sonra şöyle bir kapıdan uğradı. Daha sonra da geceyi Efsun'un yanında geçirdi. Bu belirtiler, Yamaç'ın Efsun'u tercih edeceğini gösterse de, Çukur'un bir sürprizler silsilesi olduğu unutulmamalı.
Peki bu aşk üçgeni, dine, imana, ahlaka ve 'delikanlılığa' sığar mı? Son bölümde Cumali de kardeşi Yamaç'a bu durumu anlatmaya çalıştı. Dedi ki, "Delikanlı adam iki kadına birden acı çektirmez, birine çektirir."
Bir de Çukur'da (ve pek çok mafya dizisinde) anlamadığım bir durum var. Öldürülen onca adam halının altına mı süpürülüyor? Onlar ağaç kovuğundan mı çıkmışlar? Aileleri, sevenleri yok mu? Hiçbir hukuki takip yapılmıyor da onun için soruyorum. Örneğin, Karaca... Gerdek gecesinde kocası Azer'i öldürdü. Daha sonra da Azer'in ailesi bir benzin istasyonunda öldürüldü. Karaca, üzerinde kanlı gelinliğiyle şehri bir baştan bir başa yürümesine ve herkesin bu duruma şahit olmasına rağmen, bizimki haftalardır Çukur'un aşevinde patates soymaya devam ediyor. Ortada bir cinayet, hatta katliam var. Azer'in Adana'da adeta aşiret gibi yaşayan ailesi, yakınları "Ne oldu bu aileye?" diye hiç mi merak etmedi? Polis, bir günde 6 kişinin katledilmesine nasıl seyirci kaldı da araştırmadı?
Bu mahalle ne kadar derin bir Çukur'da ki, içine bir tane bile polis giremiyor?
GAF KÜRSÜSÜ
Sözcü gazetesi, 2020'nin Felaketleri listesine Ayasofya'nın ibadete açılmasını da eklemesin mi?
ZAP'TİYE
Yapılan araştırmada Türk halkının yüzde 50'sinin koronavirüse karşı en etkili olanın aşı değil, kelle paça çorbası içmek olduğuna inandığı ortaya çıktı. Korkum, damardan tuzlamayı şifa niyetine damardan enjekte ettirmeleri.
NE DEMİŞ?
Hepimizin ağzının içine baktığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Ateş Kara, CNN Türk'teki Ahmet Hakan'ın programında "Ben aşı olmaktan çok korkarım" demesin mi?