1960 darbesinin 60'ıncı yılında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'ndan manidar sessizlik
Sosyal medyayı etkin bir şekilde kullanan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 27 Mayıs 1960'ta gerçekleştirilen darbenin yıl dönümünde adeta sessizliğe gömüldü. Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’de demokrasinin sekteye uğratıldığı bugünde herhangi bir tweet atmaması ‘manidar’ bulundu. Sabah gazetesinden Damla Kaya'nın haberi...
27 Mayıs 1960'da gerçekleşen ve demokrasiye vurulan en büyük darbelerden birinin bugün yıl dönümü… Türkiye'de demokrasinin sekteye uğratıldığı 27 Mayıs 1960 askeri darbesinin 60. yıl dönümü nedeniyle siyasi parti liderleri ve siyaset adamları günün anlam ve önemine binaen çok sayıda mesaj paylaştı.
KILIÇDAOĞLU'NDAN MANİDAR SESSİZLİK
Sosyal medyayı aktif bir şekilde kullanan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise bugün ile ilgili herhangi bir tweet atmaması dikkat çekti. Kılıçdaroğlu'nun bu önemli günde bir yorumda bulunmaması 'manidar' olarak bulundu.
Bilindiği gibi, Liberal Düşünce Topluluğu kurucularından Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atilla Yayla darbeyi gerçekleştiren cunta ile CHP arasında bir ilişkiyi şu sözlerle açıklamıştı: "Bir diktatörlüğün partisi plan CHP'nin demokrat kimliği benimsemesi ve demokrasiyi içselleştirmesi çok zordu. Zaten partinin adı bile problemliydi. Cumhuriyet devlet anlamına geldiğine göre partinin asıl adı Devlet Halk Partisiydi. Oysa doğru bir isimlendirmede partinin adının Cumhuriyetçi Halk Partisi olması gerekirdi. Veya tersinden her partinin adının önüne Cumhuriyet kelimesini eklemek lâzım gelirdi. Böylece DP, Cumhuriyet Demokrat Partisi, Millet Partisi, Cumhuriyet Millet Partisi olurdu. CHP tasfiye edilemedi. CHP'nin tasfiye edilememesi tek parti diktatörlüğünde hazırlanmış olan darbeci siyasî zihniyetin de tasfiye edilememesi demekti. Nitekim ondan sonra bütün darbelerde esas olan CHP zihniyeti oldu. Darbeler hep CHP adına yapıldı, CHP ideolojisine atıfla meşrulaştırıldı.
CHP TABANI DARBEYE BÜYÜK COŞKUYLA SAHİP ÇIKTI
1969 darbesini yapanlar o zamanki ulemanın -yani üniversite hocalarının- ve medyanın da desteğiyle DP'lileri düzmece mahkemelerde yargıladı. Menderes ve iki arkadaşını namevcut suçlardan idama mahkûm etti. Sonra bilhassa Menderes'i aşağılayarak astı. Fakat tarihsel olarak asıl ölen Menderes değil onu öldürenler oldu. Darbeciler lanetlendi ve isimleri unutuldu. Menderes ise halkın gönlüne yerleşti ve "halkın sevgilisi" oldu. CHP lideri İnönü isteseydi muhtemelen darbeyi engelleyebilirdi. En azından idamların önüne geçmek için ciddî çaba sarf edebilirdi. Bunlar olmadı. CHP tabanı ise darbeye büyük bir coşkuyla sahip çıktı. Bu darbe yıllarca her 27 Mayıs'ta bayram olarak kutlandı."
Tarihçi Cemil Koçak ise cunta ile CHP arasındaki ilişkiyi; "27 Mayıs sonrasının jargonuyla "zinde güçler", CHP'nin yeniden iktidar olmasının ancak bir darbeyle mümkün olabileceğine kesin olarak karar verdiler. Bundan sonrası sadece bir darbenin hazırlık süreci olarak görülmelidir. Elbette 27 Mayıs cuntası ile CHP arasında "derin ilişkiler" vardı. Darbeden önce de vardı; yıllar sonra cuntacıların anılarında bu "derin ilişkiler" adeta bir övünç vesile olarak da anlatıldı zaten... Bugün "darbelerden CHP çok zarar görmüştür" diyenlerin hafıza kayıpları derin olmalı..." sözleriyle açıklamıştı.
DAMLA KAYA/SABAH