Virüsle mücadele döneminde Suriye'de neler oluyor? Uzman isimler terörle mücadelede gelinen noktayı anlattı
Türkiye koronovirüs salgınıyla başarıyla mücadele ederken bir yandan da terör örgütlerine ağır darbe vurmaya devam ediyor. 1 Ocak'tan itibaren bu yana 1.359 terörist etkisiz hale getirildi. Terör örgütü YPG/PKK'ya ağır darbeler vuruluyor. Türkiye güvenli bölge için operasyonlarını sürdürüyor. Peki Suriye'de neler oluyor? İdlib'de son durum ne? Terörle mücadelede gelinen son nokta ne? Eski Hava Kuvvetleri İstihbarat Daire Başkanı Gürsel Tokmakoğlu ile Akademisyen Yusuf Alabarda, konu ile ilgili detayları A Haber'de anlattı.
Türkiye koronovirüs salgınıyla başarıyla mücadele ederken bir yandan da terör örgütlerine ağır darbe vurmaya devam ediyor. 1 Ocak'tan itibaren bu yana 1.359 terörist etkisiz hale getirildi. Terör örgütü YPG/PKK'ya ağır darbeler vuruluyor. Türkiye güvenli bölge için operasyonlarını sürdürüyor. Peki Suriye'de neler oluyor? İdlib'de son durum ne? Terörle mücadelede gelinen son nokta ne? Eski Hava Kuvvetleri İstihbarat Daire Başkanı Gürsel Tokmakoğlu ile Akademisyen Yusuf Alabarda, konu ile ilgili detayları A Haber'de anlattı.
İşte o açıklamalar;
Eski Hava Kuvvetleri İstihbarat Daire Başkanı Gürsel Tokmakoğlu;
TÜRKİYE ÜSTÜNE DÜŞEN VAZİFEYİ YAPTI
Koronavirüs ile ilgili süreçten önce gündemimizin çok ağırlıklı bir bölümünü Suriye'deki mesele kapsamıştı. Ve bununla bağlantı içerisindeki terörle mücadele faaliyetlerinin yurt içinde yurt dışında aralıksız devam ettiğini, operasyonların Türkiye'nin insiyatifiyle gerçekten yerinden zamanında inşa edildiğini görüyorduk. Koronavirüs sürecinde bu faaliyetler bitmedi. Yeni bütün bunlarla alakalı olarak Türkiye üstüne düşen vazifeyi yaptı. Rakamlar zaten bunu işaret ediyor. Türkiye'nin bu konuyla ilgili olarak güvenliğini sınırlarının ötesinde nasıl inşa ettiğini ve sağladığını gösteriyor. Burada unutulmaması gereken bir konu var. Türkiye-İran sınırından Doğu Akdeniz'e kadar olan mevkide, Irak'ta şartları biraz daha farklı olmak kaydıyla askeri varlığını bulunduruyor. Suriye'de topraklarında ise Kamışlı, Aynel Arap bölgesinin belirli kesimlerini ayrı tutarsak sınırımızdan 30 km derinliğe dahil olan o kısmında Suriye toprakları içerisinde güvenliği bölgeyi Türkiye ihdas etti. Bu güvenli bölge içerisinde hem Türkiye'nin sınır güvenliğini gerçekleştiriyor hem de bunun ötesinde Suriyeli vatandaşların güvenle bu kötü günlerde de zaten bu ışık tutuyor.
BM'NİN DURUM TESPİTİ YAPMASI GEREKİYOR
Burada bir şeyi işaret etmek istiyorum. Türkiye bu işlerle ilgili elini taşın altına koyan bir ülke. Bunu bir tarafa koyalım. Suriye'deki meseleye kökten bir bakış sağlayalım. Bugüne kadar Suriye'de maalesef 9 yıl oldu bir iç savaş var deniyordu ve BM bir barış planı ile bu konuya bakmadı. Baktığı bir yol haritasıydı. Bu yol haritası iç barışın taraflarının içerideki kesimlerin anlaştırmak ve bunun ötesinde Cenevre'deki anayasaya yazma komisyonu ile ilgili faaliyetlere yüklemek. Fakat gelinen noktada bu koronavirüs vesilesiyle işaret ettiğimiz zaman diliminin hemen gerisinde BM'nin temsilcilerinin hatta ABD'nin BM'deki daimi temsilcisi Craft'ın da hem Türkiye'de incelemeleri oldu hem de BM'de çok ağır söylemleri oldu. Hatırlayalım bunu burada dedi ki artık rejim gayrimeşrudur ve bununla ilgili kurulan sistemde yanlıştır. Bu da Rusya'nın ve İran'ın burada bulunmasını gayrimeşru ilan etmekle alakalı bir noktaya geldik. İşte tam da bu noktada BM'nin artık bir durum tespiti yapması gerekiyor. Bu bir iç savaşsa gayri meşru olmuş yapıların devamıyla gidilecek bir yol haritası tükenmiştir. Cenevre'deki faaliyetler yürümemektedir. Dolayısıyla yine yapılacak burada nedir? BM'nin durum tespiti ötesine geçerek buradaki soruna bir plan dahilinde yaklaşması gerekiyor. Bu plan ise yeni konjonktürde ortaya çıkmış bütün hususları içermesi gerekiyor. Yani taraflar ABD, Rusya, İran burda tamamen kökleşmeye yüz tutmuş terör belası var bunlar bütünüyle ele alınıp bir plana ilişkin çalışmanın ortaya konması gerekiyor. Suriye halkı için. Suriye halkı nerede? Türkiye başta olmak üzere çevre ülkelerde. Dolayısıyla içeride zor zahmet yaşıyor. Bütün bunları dikkate almak gerekiyor.
SURİYE'DE BİZİ NASIL GÜNLER BEKLİYOR?
Suriye'deki mesele çözülmüyor. Çözülmedi. Sadece Türkiye'nin güvenli bölge olarak ihdas ettiği sınırına boylu boyunca 30 km derinliğindeki alanda işler rayında. Oraya da zaman zaman terör eylemleri yapmak üzere teröristlerin girdiğini provokasyonda bulunduğunu biliyoruz. Ama bunlar Suriye topraklarında Suriye vatandaşı ile alakalı olan kısımda ve Türkiye, Mehmetçik, Suriye Milli Ordusu burada görevini yapacak ve yapmakta. Şimdi içeride ise bütün mesele Esad ve Rusya'nın bu ilişkisini yok etmekle alakalı bununla ilgili de BM'nin başta olmak üzere otoritesine başvurmamız gerekiyor. İran'ın zaten burada yapacağı bir şey yok. Dolayısıyla burada esenliği sağlamak isteyenler varsa böyle çok üst düzey bir şemsiye ile birlikte konuya dahil olması gerekir.
Akademisyen Yusuf Alabarda;
"PROVOKATİF EYLEMLER SAHAYA SÜRÜLECEK"
Önümüzdeki yaz ayları içerisinde Suriye'deki en hassas ve kırılgan bölge olan M4 ile M5 karayoluyla sınırlandırılmış bölge konusunda mutabık kalınan mutabakatın delinmesine yönelik olarak önümüzdeki süreç içerisinde bir takım provokatif eylemlerin sahaya sürüleceğini düşünenlerdenim. Hatta bu konu ile ilgili Birleşik Arap Emirlikleri tarafından mutabakatın bozulması karşılığında Esad rejimine yönelik olarak 3 milyar dolarlık bir rüşvetin de teklif edildiği uluslararası haber ajansları dahil olmak üzere tamamında yer aldı. Dolayısıyla eğer bu konularla ilgili bir şekilde bu provokasyonlara yer açılırsa İdlib konusunun en kırılgan nokta olduğunu unutmamak gerekiyor. Hemen hatırlatalım dün akşam itibariyle bazı haber sitelerine düşen Rusya'nın Hmeymim askeri üssünü yönelik olarak İdlib bölgesindeki Suriyeli muhalif gruplardan Tahrir el Şam Heyeti (HTŞ) olabilme ihtimali yüksek diye servis edilen haberde saldırıların düzenlendiği söyleniyor. Bu direk olarak BAE'nin verdiği rüşveti bir şekilde alarak bu bölgedeki mutabakatı bozma yönündeki hamlelere yönelik olarak HTŞ içerisindeki etki ajanlarının ortaya koyduğu bir husus olabilir.
RUSYA BU İŞ BİRLİĞİNE NASIL YAKLAŞIR?
Rusya açıkça bu şekilde imzalanmış olunan mutabakatın bozulmasını istemeyeceğini net olarak ifade etti. Dolayısıyla Rusya'nın bu mutabakatın bozulmasını isteyeceğini zannetmiyorum. Şundan dolayı bakınız net bir şekilde Türkiye Moskova'ya görüşmeler yapmaya gittiğinde İdlib sınırında sadece Atme kapmı diyebileceğimiz bölgenin Türkiye'nin kontrolüne verildiğini ve İdlib'deki askeri yapısını çekmesi Rusya tarafından talep edildi. Türkiye bu talebe asla evet demedi ve 35 askerimizin şehit düşmesiyle başlayan sürecin sonunda Rusya'nın sağlamış olduğu bütün desteğe İran'ın taşıma teröristlerinin ortaya koymuş olduğu vahşete rağmen Türkiye İdlib'de hem Rusya'ya ait hava savunma sistemlerini hem de Esad rejimi ile İranlı teröristlere çok önemli bir ders verdi. Ve bu ders ben takip ediyorum uluslararası yabancı ajansların hala üzerinde nasıl oldu da oldu diye araştırdığı bir şey. Dolayısıyla ben Rusya'nın böyle bir maceraya bu dolar bu petrol fiyatlarıyla kendisi için mali külfet getirmeye ısrarlı bir şekilde devam edecek bir yapıda tekrardan bu çatışmayı göze alabileceğini düşünmüyorum. Ama İranlı teröristler başta olmak üzere etki ajanı diyebileceğimiz batılı istihbarat teşkilatlarının güdümündeki terör yapılanmalarıyla bu mutabakata bir şekilde Karlov suikasti gibi Teyyare krizi gibi bir şekilde balta vurulmak istenebilir. En kırılgan yapı burasıdır.