Anayasa Mahkemesi'nin skandal kararına tepki: PKK penceresinden olduğunu net olarak görüyoruz
Anayasa Mahkemesi skandal bir karara imza attı. Anayasa Mahkemesi, sözde “Barış Bildirisi” başlığı altında terör örgütü PKK’ya destek veren ve güvenlik güçlerinin yaptığı operasyonları itibarsızlaştırmaya çalışan imzacı akademisyenleri aklayan bir karar verdi. Konuyla ilgili olarak Avukat Yasin Şamlı A Haber canlı yayınına bağlanarak önemli değerlendirmelerde bulundu. Bildiride kullanılan dilin terörü teşvik ettiğini ve tek taraflı bir bakış açısının yansıtıldığının mesajını veren Şamlı, "Bu dil akademik değil, ben bu bildiriyi akademisyenlerin kaleme aldığını düşünmüyorum. Akademik çözüm önerileri yok daha çok tek taraflı bakış açısı var, bunun da daha çok PKK penceresinden olduğunu net olarak görüyoruz." dedi.
"Barış Bildirisi" adı altında terör örgütü PKK'ya destek veren imzacı akademisyenleri aklayan karara imza atan Anayasa Mahkemesi'nin skandal kararını Avukat Yasin Şamlı A Haber canlı yayınında değerlendirdi.
Yasin Şamlı, "Anayasa Mahkemesi ancak hak ihlali olup olmadığını tespit edebilir, yoksa mahkemenin kararını bozup yeniden karar ver şeklinde çalışmaz. Anayasa Mahkemesi'nin kararını daha iyi değerlendirebilmek için bu bildiriyi tekrar hatırlamak hazım. "
Bildiride;
Birincisi, 'Türkiye Cumhuriyeti'nin, vatandaşına karşı mücadele ettiğini hayat hakkı dahil birçok hakkının ihlal edildiği'
İkincisi, 'Devletin şiddetle katliam uyguladığını'
Üçüncüsü, "Devletin PKK'ya karşı mücadelesinin kasıtlı ve planlı bir kıyım olduğu'
Dördüncüsü, 'Başta Kürt halkı olmak üzere bölge halkına karşı katliam ve sürgün politikası uygulandığını' ifade ediliyor.
Müzakere koşullarının oluşmasını isteyerek de bildiriyi bitiriyorlar.
BİLDİRİDE KULLANILAN DİL PKK PENCERESİNDEN
Bu saydıklarım bu bildiride kullanılan dilin akademik olmadığını gösteriyor. Bu dil akademik değil, ben bu bildiriyi akademisyenlerin kaleme aldığını düşünmüyorum. Akademik çözüm önerileri yok daha çok tek taraflı bakış açısı var, bunun da daha çok PKK penceresinden olduğunu net olarak görüyoruz. Şunu söylemek gerekir eğer bu bildiride akademik bir bakış olsaydı mutlaka çözüm sürecinden bahsedilmesi gerekirdi, ancak bildiride göremiyoruz. Bu bildiride tek taraflı bir bakış açısı var, devletin tek taraflı olarak suçlandığını görüyoruz.
TERÖRE TEŞVİK
Hukuki açıdan bu biraz daha teknik ve sıklıkla karıştırılıyor, Anayasa Mahkemesi'nin kararı bir hak ihlali olduğunu tespit ediyor. burada bir 'ifade özgürlüğü' kullanılıyor, bu 'ifade özgürlüğü' uluslararası hukukun ve Türk anayasasının taraf olduğu sözleşmelerin koruduğu ifade özgürlüğünü ihlal ediyor mu etmiyor sorusunu sorarsak, karşımıza şu çıkıyor. Eğer bir ifade açıkça teröre teşvik etmiyorsa ifade özgürlüğünden yararlanır, aksi takdirde yararlanmaz. AİHM kararlarının kamu güvenliği ve kamu ahlakı da bu kriterlere ilave ediliyor.