Hakan Atilla’nın yargılandığı dava ABD-FETÖ işbirliğiyle yürütüldü
Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “17-25 Aralık’ta ülkemize tarihin en büyük tuzaklarından biri kuruldu. Bu tuzak başarısız olunca aynı tezgahı götürdüler Amerika'da kurdular” ifadelerini kullandığı ve Mehmet Hakan Atilla’nın yargılandığı dava, FETÖ’nün 17-25 Aralık 2013 tarihinde gerçekleştirmek istediği yargı darbesi girişiminin ABD’de sürdürülmesi davası…
Sabah'tan Kenan Kıran'ın haberine göre; Halkbank Eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın yargılandığı dava; Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyesi polis amirleri ve yargı mensuplarının AK Parti Hükümeti'ne karşı 17-25 Aralık 2013 tarihinde gerçekleştirmek istediği yargı darbesi girişiminin ABD'de sürdürülmesi davası olarak biliniyor.
PREET BHARARA, FETÖ'NÜN YASA DIŞI SES KAYITLARI ÜZERİNDEN SORUŞTURMAYI YÜRÜTTÜ
ABD New York Güney Bölge Eski Savcısı Preet Bharara, FETÖ'cü polis amirlerinin 18 Aralık 2013 tarihinde İstanbul Emniyet Müdürlüğünden kaçırdığı yasa dışı ses kayıtları ve teknik takip tutanakları üzerinden 17-25 Aralık darbe girişimini ABD'de yeniden başlattı.
İş adamı Rıza Sarraf 22 Mart 2016'da, son üç yılda yedi defa ABD'ye giden ve hakkında herhangi bir işlem yapılmayan Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla da 29 Mart 2017'de ABD'de tutuklandı.
ABD EKONOMİSİNİ ZARARA UĞRATTIĞI İDDİASI DOĞRU MU?
Mehmet Hakan Atilla'nın tutuklama kararı verilmesine gerekçe gösterilen davada; Türkiye'nin İran'a yönelik ambargoyu Halkbank üzerinden ihlal ettiği ve ABD ekonomisini zarara uğrattığı iddia ediliyor. Bu iddia gerçeği yansıtmıyor. Türkiye ABD'nin tek taraflı ambargo kararını tanımadı.
TÜRKİYE AMBARGOYU TANIMADI, İRAN İLE İHRACATIMIZ ARTTI
Türkiye; İran'dan alınan petrol ve doğal gaza karşı altın ihraç etti. 2002'de İran ile sadece 1 milyar dolar olan ihracatımız, 2011'de 3,5 milyar dolara, 2012'de ise 10 milyar dolara çıktı. Türkiye ve İran arasında 2011'de ithalat-ihracat açığı 9 milyar dolar iken 2012'de söz konusu rakam 2 milyar dolara indi. Halkbank üzerinden yapılan işlemlerle Türkiye kazandı, İran kazandı, ABD doları kaybetti.
AMERİKA'DA 58, ALMANYA'DA 65 FİRMA; ABD'NİN TEK TARAFLI AMBARGOSUNU UYGULAMADI!
İran'a yönelik ambargo kararı alındığı dönemde ABD'de faaliyet gösteren aralarında Bunge ve Cargill'in de olduğu 58 Amerikan ve İsrailli firmanın İran ile ithalat ve ihracat yapması dikkat çekiyor. O dönemde Almanya'da faaliyet gösteren 65 firmanın da İran'la ithalat ve ihracat yaptığı hatta birçok Alman şirketin İran'da temsilciliklerinin olduğu biliniyor.
İran'ın toplam ithalatının 65-70 milyar dolar olduğu ifade ediliyor. İran'ın Türkiye ile yaptığı ithalatın 10 milyar dolar olduğu düşünüldüğünde kalan 55 milyar dolar ithalatın içeriğinde ABD ve Avrupa Birliği ülkelerinin yer alması dikkat çekiyor.
TUTUKLAMA KARARI VEREN HAKİM BERMAN, FETÖ'NÜN SEMPOZYUMUNDA ERDOĞAN'I HEDEF ALDI!
Rıza Sarraf ve Mehmet Hakan Atilla için tutuklama kararı veren New York Güney Bölge Hâkimi Richard Berman, FETÖ'nün çalıntı, sahte içerikli ve kaynağı belli olmayan ses kayıtlarını mahkemede dinletti.
Berman, FETÖ'ye yakınlığı ile bilinen YKK (YükseKarkınKüçük) Avukatlık Ortaklığı'nın tertiplediği sempozyumda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef almıştı. Berman, 17 Aralık yargısal darbe girişiminden 5 ay sonra katıldığı sempozyumda, Cumhurbaşkan Erdoğan'ı hedef alarak "Bana göre kesinlikle tek adam iktidarı hukuk devleti ilkesi ile değiştirilmelidir" iddiasında bulundu.
Berman, kumpas davalarına karışan FETÖ'cü hâkim, savcı ve polis amirlerinin görevden alınmasını da eleştirerek "Hukuk devleti ilkesi, aktif şekilde soruşturmaları izleyen hâkim-savcıların kovulmasını, polislerin görev yerinin değiştirilmesini, soruşturmaların durdurulmasını, mahkeme kararlarına saygısızlığı, her türlü iletişimin engellenmesini ve yargının domine edilmesini engelleyen ilkedir" ifadelerini kullandı.
FETÖ'nün KHK ile kapatılan yayın organı Today's Zaman'dan Sevgi Akarçeşme'ye röportaj da veren Berman, hukuk devletinin Türkiye'de saldırı altında olduğunu, yargı bağımsızlığına karşı mücadele verildiğini iddia etmişti. Berman, 17 Aralık hakkında ise 17 Aralık 2013'te yasal süreçlerin kesintiye uğratıldığını savunarak, "Oyun sürerken kuralları değiştirmek uygun değildir" demişti. Berman, Anayasa Mahkemesi'nin Twitter yasağını iptal kararının doğru olduğunu söyleyerek de FETÖ'ye açık destek vermişti.
SEMPOZYUMUN OTEL, KONAKLAMA VE UÇAK BİLETLERİ FETÖ'DEN
8-9 Mayıs 2014'te İstanbul Bosphorus Four Seasons Oteli'nde düzenlenen "Adalet ve Hukuk Devleti" konulu sempozyumun otel, konaklama ve uçak biletlerinin FETÖ'nün kozmik avukatlık bürosu Yüksel-Karkın- Küçük (YKK) Avukatlık Ortaklığı tarafından ödendi. Berman'ın da aralarında bulunduğu katılımcıların kaldığı otele 264 bin 869 TL ödendiği tespit edildi.
FETÖ'NÜN KOMİSER YARDIMCISI KORKMAZ, ABD'DEKİ KUMPAS DAVASINDAN TANIKLIK YAPTI!
FETÖ firarisi Komiser Yardımcısı Hüseyin Korkmaz, ABD'deki kumpas davasında tanıklık yaptı. ABD hükümetinden yardım alıp almadığı sorusuna, "Savcılık 3 defa 300 dolar, toplamda 900 dolar verdi. ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI) 50 bin dolar verdi. Oturduğum apartmanı savcılık tuttu, kirasını savcılık ödüyor" yanıtı verdi.
FETÖ firarisi eski Komiser Yardımcısı Hüseyin Korkmaz'ın, 17 Aralık yargı darbe girişiminin başarısız olmasının ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde FETÖ'nün yasadışı evraklarını imha ettiği ortaya çıkmıştı. 25 Aralık 2013 ve öncesindeki 3 aylık dönemi kapsayacak şekilde kamera kayıtlarını inceleyen İstanbul Emniyet Müdürlüğü, önemli bulgulara ulaştı. Eski Komiser Hüseyin Korkmaz'ın, 17-25 Aralık darbe girişimini yöneten İstanbul Mali Şube Müdürü Yakup Saygılı'nın görevden alınmasının ardından FETÖ'nün yasadışı dinleme ve teknik takip tutanaklarını imha ederken çekilmiş görüntülere ulaşılmıştı.
GECE YARISI KUMPAS TOPLANTISI
Korkmaz'ın, 17 Aralık'tan 4 gün sonra 21 Aralık 2013'te Vatan Caddesi Emniyet Müdürlüğü'nde saat 20.23.32 ve 20.44.17 aralığında 11 numaralı odadan elinde evraklarla çıktığı ve oda önünde bulunan kâğıt kıyma makinesinde imha işlemi yaptığı belgelendi. Görüntülerde, 17 Aralık kumpasını yöneten Savcı Celal Kara'nın, kumpastan 4 gün önce emniyette FETÖ'cü polis amirleriyle gece yarısı toplantı yaptığı, toplantıda Korkmaz'ın da olduğu tespit edildi. Celal Kara'nın, 13 Aralık 2013'te saat 20.52.18'de şubeye geldiği, 3 saat 24 dakika boyunca 17 Aralık kumpasının polis ayağında yer alan Mehmet Akif Üner, Mehmet Fatih Yiğit ve Hüseyin Korkmaz'la görüştüğü saptandı.
HALKBANK KUMPASI NASIL BAŞLADI? ABD'DEN İRAN İLE İŞ YAPAN ŞİRKETLERİ 'CEZALANDIRIRIZ' TEHDİDİ
19 Ağustos 2010: ABD yönetimi, Türkiye'ye bir heyet göndererek İran ile iş yapan şirketleri 'cezalandırırız' tehdidinde bulundu.
ABD Hazine Bakanlığı Terör Finansmanı ve Mali Suçlardan Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Daniel Glaser'in başkanlığını yaptığı heyet, Türkiye Bankalar Birliği, DEİK ve bazı büyük Türk şirketlerinin temsilcileri ile görüştü. Daniel Glaser, Türk bankalarının üst düzey temsilcilerini İran bankaları ile çalışmamaları konusunda uyardı. Washington, İran'a yaptırımları ihlal eden Türk şirket ve bankaların kara listeye alınacağını bildirdi.
ÇAĞLAYAN: "BİZİ SADECE BM'NİN KARARI BAĞLAR. ABD'NİN Kİ DEĞİL"
Eylül 2010: Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye'nin önde gelen bankalarının üst düzey yöneticileriyle buluştu.
Çağlayan banka yöneticilerine cesur olmalarını istedi ve "Birleşmiş Milletlerin ambargo kararı nükleer amaçlı eşyaya yönelik. Hem bunla ilgili mal satışına hem finansal hareketlere… Buna tabi ki uyuyoruz uyacağız. Türkiye yanı başında sorunlu bir ülke ister mi hiç? Kendi bölgemizde her zaman barışı savunuyoruz. Yalnız bir de ABD'nin yayınladığı ambargo kararı var. Her türlü finansman hareketlerine yasak getiren bir düzenleme. Açık söyleyeyim. Bizi sadece BM'nin kararı bağlar. ABD'nin ki değil" dedi.
66 MİLYAR DOLARLIK İTHALAT YAPTI! BUNUN 2 MİLYAR DOLARI TÜRKİYE, 25 MİLYAR DOLARI AVRUPA ÜLKELERİYLE
Çağlayan, "Olaylara net bakmak gerekir. Size birkaç rakam vermek istiyorum. 2009 yılında İran 66 milyar dolarlık ithalat yaptı. Bunun 2 milyar doları Türkiye, 25 milyar doları Avrupa ülkeleri. Neredeyse 40 milyar doları ise doğrudan ya da dolaylı yollarla mal satan ABD'li firmalar. Gerçek resim bu" ifadelerini kullandı.
25 Ekim 2010: Cumhuriyet gazetesine konuşan ABD Hazine Bakanlığı'nın Terorizm ve Finansal İstihbarattan Sorumlu Müsteşarı Stuart Levey, "Ankara yaptırımlara uymalı. Türkiye İran için güvence olmamalı" dedi.
ABD'Lİ 47 MİLLETVEKİLİ HALKBANK'A YAPTIRIM İSTEDİ
11 Nisan 2013: ABD'li vekiller Halkbank'a yaptırım istedi. Türkiye ve İsrail arasında Obama'nın çabalarıyla başlayan yakınlaşmanın yavaşlaması üzerine, İsrail lobisi AIPAC, Türkiye aleyhine kampanya başlattı. 47 milletvekili, İran'la ticarete aracılık ettiği gerekçesiyle Halkbank'a yaptırım istedi.
17 Aralık 2013: Söz konusu kampanyadan sekiz ay sonra 17-25 Aralık yargısal darbe girişimi başladı. FETÖ'nün kara kutusu olan ve yurt dışına kaçan İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Zekeriya Öz ve Celal Kara aralarında iş adamları Rıza Zarrab, Ali Ağaoğlu, Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan, bakan çocukları ve Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir'in de bulunduğu birçok kişi hakkında gözaltı kararı çıkardı.
25 Aralık 2013: FETÖ savcısı Muammer Akkaş, aralarında işadamlarında olduğu 96 kişiye gözaltı kararı çıkardı. Akkaş, Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan için de şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrı evrakı hazırladı!
21 Mart 2016: İşadamı Reza Zarrab, İran'a yönelik yaptırımları ihlal ederek ABD'yi dolandırmak, bankacılık sahtekârlığı ve karapara aklama suçlarını işlediği iddiasıyla Miami'de tutuklandı.
28 Mart 2017: Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla, Amerika'da tutuklandı.
8 Eylül 2017: New York Güney Bölgesi Başsavcılığı; Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve Halkbank Eski Genel Müdürü Süleyman Aslan hakkında tutuklama kararı verdi.
ERDOĞAN: TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ'NE YÖNELİK BİR ADIM
8 Eylül 2017: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD'de tutuklu bulunan Rıza Sarraf'ın dahil olduğu davaya eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın da dahil edildiği iddialarının hatırlatılması üzerine, "Bu konu gerçekten çok çok ilginç bir konu. Şu anda bunu hukuki bir mantık içerisinde yorumlamak zaten mümkün değil. Burada bizim eski Ekonomi Bakanımıza yönelik atılan bu adımı, açık söylüyorum, ben Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yönelik bir adım olarak değerlendiriyorum. Zira burada şahsına yönelik bir iddiayı ortaya koyabilmiş değiller" dedi.