Medine'ye kilise girişiminin perde arkasında ne var?
Medine'ye kilise! Veliahd Selman’ın Vatikan ile işbirliği içerisinde Medine’ye kilise inşa edileceği iddiası İslam dünyasını karıştırdı. Takvim yazarı Ergun Diler bugünkü köşesini bu önemli iddiaya ayırdı. Bu girişimin belli odakların Ortadoğu'ya hükmetme amacıyla yakından ilişkili olduğuna değinen Diler Lockheed Martin isimli teknoloji şirketine dikkat çekti. İşte Diler'in yazısından öne çıkanlar;
Ergün Diler'in köşe yazısından satır başlıkları şöyle:
Garip şeyler oluyor! Biri düğmeye bastı mı basacak mı anlamadım...
Ama kirli işler kapıda gibi... Çok tehlikeli bir gidişat var. İslam üzerinden sonuç almak için şeytanın aklına gelmeyecek planlar masada. Aynı anda ABD, Fransa ve Suudi Arabistan harekete geçiyor. Vatikan da elbette...
Neyi amaçlıyorlar? Nereye koşuyorlar? Bu soruların cevapları için çok ciddi düşünmek gerekmekte. Fransa'da, aralarında eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, üç eski başbakan, Yahudi ve Hristiyan cemaati temsilcileriyle yazarların da bulunduğu 300 kişi bildiri yayınladı.
(...)
NE AMAÇLANIYOR?
Peki ne oluyordu? Ne amaçlanıyordu? Zor konu. Cevabı da basit değil... Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammet Bin Selman, Lockheed Martin ile 8 Nisan'da California'da çok önemli bir görüşme yaptı... Lockheed Martin Başkanı Marillyn Hewson'la şirketin tesislerini gezen Veliaht Prens Selman, ardından özel bir malikaneye geçti.
Marillyn Hewson ve Lockheed Martin'in gerçek patronuyla 2 saati aşan bir görüşme yaptı. Bu görüşmenin Lockheed Martin'in Ortadoğu'nun yeni patronu olmak için yapıldığı ortada. NET!
(...)
PEKİ O KİLİSE NEDEN İNŞA EDİLİYOR?
Kral Selman, Pentagon yetkililerine, "750 milyar dolara da el koysanız, 11 Eylül saldırılarıyla irtibatta olduğumuz yalan. Çünkü 11 Eylül saldırılarını George W. Bush'a, Dick Cheney'ye sorun" dedi. Pentagon ise sormaya gerek duymadı. Çünkü alacakları cevabı biliyorlardı. O cevabı Kral Selman da biliyordu. Suudi Arabistan da ARAMCO ile birlikte Washington'dan idare edilen bir ülke olacak. ARAMCO ile birlikte esas plan buydu. Kral Selman da artık etkin biri değil. Eğer ABD'ye karşı sesini daha da yükseltseydi, Ritz Carlton'da gözaltına alınan prensler arasında bir de Kral olurdu. ABD, "Ben Süper Gücüm. Büyük bir ülkeyim. Benim sözlerim kanun, adımlarım yasaldır" diyor. Henüz bu söze net olarak karşı çıkabilen bir ülke olmadı. İngiltere, güç itibariyle hep ABD'de vardı ama o da bu güce karşı çıkamadı.
Belki de çıkmak istemedi.
Bu bilinmez ama gerçek olan tek şey, Pentagon'un Lockheed Martin'in gücüyle, Afrika, Ortadoğu ve dolayısıyla Avrasya'ya büyük bir yön verdiği.
Paraya karşı silahın gücünün çok daha etkin olduğu günleri yaşıyoruz. Her geçen gün silah daha da güçleniyor.
1 trilyon dolar verseniz de Medine'ye kilise yaptıramazdınız. Ancak bir dolar vermeden, hatta silah da kullanmadan kilise yaptırabiliyorsunuz.
(...)