CANLI YAYIN
A HABER GALERİ
Esenyurt’daki tekel bayi saldırısında baba Cantürk Erzen için flaş iddia! Adliyeye sevk edildi…
Türkiye, geçtiğimiz cuma günü İstanbul Esenyurt'ta bir tekel bayi saldırısında meydana gelen saldırı ile sarsıldı. Gündeme bomba gibi düşen tekel bayi vahşetiyle ilgili flaş bir gelişme yaşandı. Baba Cantürk Erzen'in, hilti nedeniyle olaydan daha önce büyük oğlu Mehmet Erzen tarafından Murat Özer'in ayağından vurulmasıyla ilgili ifadesi alındı. Özer'in vurulması için oğlunu azmettirdiği iddia edilen Baba Cantürk Erzen, adli kontrol talebiyle Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edildi. İşte detaylar..
İstanbul Esenler'de tekel bayisinde meydana gelen vahşet tüm herkesin kanını dondurdu.
Saldırıda hayatını kaybeden Yunus Emre Erzen'in babası Cantürk Erzen, saldırganlardan Tarık Özer ve Murat Özer ayrı ayrı inşaat ve inşaat malzemeleri şirketi sahipleriydi.
Erzen, Özer ailesinden demir ve inşaat malzemeleri, Özerler ise Erzen'den PVC ve çelik kapı alıyordu.
Tarafların 20 yıllık ticari ilişkisi, Erzen'in büyük oğlu Mehmet ile Murat Özer'in tartışmasıyla sekteye uğradı.
20 YILLIK DOSTLUĞA İLK DARBEYİ HİLTİ VURDU
Murat Özer, geçtiğimiz martta bir hilti makinasının satışıyla ilgili tekele gelince Mehmet makinenin 35 bin liralık fiyatını çok bulduğunu söyleyince kavga çıktı.
Baba Erzen, kavgayı ayırmaya çalışsa da Murat Özer ayağından vuruldu. Bu kavgayla başlayan husumet, birkaç ay sonra aile büyüklerinin araya girmesiyle son buldu.
İddiaya göre; Erzen ailesi, Özer ailesine bir kan parası vermedi ancak yaklaşık 500 bin liralık PVC alacakları silindi.
OĞLU ÖLDÜ
Konunun kapanınca ticari ilişkiler devam etti. Diğer yandan Erzen, Özer'lerden demir alıyor, ödemelerini de düzenli yapıyordu.
Ancak geçtiğimiz yıllarda Kovid-19 pandemisi nedeniyle ekonomik sıkıntı yaşayınca yaklaşık 600 bin liralık borcunu ödeyemedi.
20 yıllık ticari dostlukları dolayısıyla hukuki bir süreç beklemeyen Erzen, borcunu ödeyeceğini söylediyse de şirkete ulaşan haciz kararıyla çılgına döndü.
Öfkesine yenilen Erzen, sosyal medyada Özer ailesini etiketleyerek haciz kararı belgesini paylaşıp "20 yıllık ticarete bu sığar mı? Bu adilik değil mi? Haciz de nereden çıktı. Biz borcumuzun arkasındayız" yazdı.
Bu paylaşımın üzerine Özer kardeşler çocuklarını alarak tekeli bastı.
Saldırıda Yunus Emre Erzen, hayatını kaybetti.
BABA ADLİ KONTROLLE MAHKEMEYE SEVK EDİLDİ
İki aile arasındaki husumet devam ederken Mehmet Erzen'in, Murat Özer'i ayağından vurduğu olayla ilgili ifadesi alındı.
Savcılık baba Cantürk Erzen, adli kontrol altına alınması talebiyle Sulh Ceza Hakimliğine sevk edildi.
Cantürk'ün oğlunu, Murat'ı Özer'i vurması için azmettirdiği ifade edildi.
ESENYURT'TAKİ SALDIRI: ÖLDÜRÜLEN GENCİN BABASINDAN YENİ İDDİALAR
Esenyurt'ta tekel bayisine yapılan silahlı saldırıda hayatını kaybeden Yunus Emre Erzen'in babası Cantürk Erzen, olayın meydana geldiği tekel bayisinde 2,5 ay öncesine ait yeni görüntülere ve kavganın mart ayında 35 bin liralık bir hilti satışıyla ilgili çıktığı yönünde iddialara ilişkin konuştu.
Esenyurt'ta iki kişinin öldüğü tekel bayiine yapılan silahlı saldırı ile ilgili yeni görüntü ve detaylar ortaya çıktı. Yaklaşık 2,5 ay öncesine ait görüntüde, ölen Yunus Emre Erzen ağabeyi, Mehmet Erzen'in tekel bayisine gelen Murat Özer'in kardeşi Servet Özer'le tartıştığı ve sonrasında tabancayla bacağından vurduğu görüldü. Bu sırada tekel bayiinde bulunan baba Cantürk Erzen ise Servet Özer'i dışarıya çıkardığı görülüyor.
Baba Cantürk Erzen, yeni görüntülere ve iddialara ilişkin açıklama yaptı.
Erzen, "Mehmet Erzen'in kendi bir dünyası var. Yunus Emre Erzen'in kendi bir dünyası var. Hiçbirinin ticareti hiçbirinin ortamı aynı değil. 3-4 ay önce yapılan bir olayın getirip bugün oğlumun katledilmesine sebep olan insanların bu olayla bağlantısı olacağını bilsem çocuğumu orada bırakır mıyım? Olayın gerçek yüzüne dönersem, ben bu insanlardan bir kere ticari ilişki, arkadaşlık sayın, benimle muhatap olacak insanlar değil ama biz bir ticari ilişki kurduk, bir merhabamız var. 18 yaşında çocuğumu alıp Emre'min yanına gidiyor. Kan parası dediği konuda ben alacaklıyım. Servet Özer sadece isim benzerliği ve akrabalık var. Ben hala izleme cesareti bulamıyorum çünkü öldürülüş şeklinde bir ızdırap, eziyet var. O çocuğa bu yapılmazdı. Alacak verecek hesabı yapıyorlar ya, ben Türkiye'ye söylüyorum, onlar ile yaptığımız ticaret resmidir. Oğluma 'lan' demesin diye ben trilyonlar çöpe atarım, bırakın parayı. Ben onlar ile bir kere ticaret yaptım. Cahil bir adam değilim, 2 çocuğum daha var onları da mı kurban edeyim?" ifadelerine yer verdi.
"SIRF ÇOCUKLARIMA BULAŞMASIN DİYE 6 MİLYONLUK DAİREYİ 1 MİLYON 800 BİNE VERDİM"
Baba Erzen'e yönelik gönderilen haciz kağıdında, sosyal medya hesabından " '20 yıllık ticarete bu sığar mı, bu adilik değil mi?' diyerek durum paylaştınız mı?" sorusuna ilişkin, "Evet, ben duruma yazdım. Oturdukları evin, duşa kabini, kapısı Emre'nin emeği üzerine. Çıkmışlar sağda solda kendilerini kurtarmak için 50 tane dedikodu yapıyorlar. Bu 3 ay sürede belki 600 bin lira faiz almışlardır, ben size ticaret başlattım. Daire 6 milyondu ben 1 milyon 800 bine sattım sırf çocuklarıma bulaşmasınlar diye. Daha 1 buçuk milyonluk çekler var, önceden alıp verdiğimiz. Türkiye şartlarında borcum varsa rakamı rakamına bilen kişi Emre'dir" dedi.
"OĞLUM, 'BU SAHTE 3 BİN LİRALIK' DEMİŞ"
Baba Erzen, hilti iddialarına ilişkin ise "Tarık Özer, ben seninle bu masada oturdum. Bir evi, yatak odasını paylaştık ve sen geldin Emre'yi vurdun. Biz sizi çok yanlış tanıdık. 35 bin lira meselesi ise Servet Özer ile ilgili. Daha evlenmeden düğün eşyalarını ben aldım. Kamera kayıtlarında engellemeye çalışıyorsun ama engelleyemedin? O vicdan ile nasıl yaşayacaksın? Dün savcılıkta ifade verdim. Hilti almışız, 35 bin lira demişler, oğlum da hilti kullanınca betonu kırmayınca oğlum da, 'Bu sahte, 3 bin liralık' demiş. Servet Özer ise 35 bin liralık olduğunu savunmuş. Mesele bu. Mehmet Erzen'in kaldığı cezaevine haftada 20 bin lira gönderiyorum, 'Ben giyiyorsam herkes giyecek' diyen birisi. Allah benim düşmanıma bu acıyı yaşatması. Mehmet Erzen, senin evinin kirasını ödeyen, sana 'Ağabey' diyen bir çocuk. Sen orada gittin orada dükkanında onunla tartıştın. Ben oradaydım, seni attım dışarı. 'Yok ayağı sakat kaldı, yok şöyle' oldu dediniz 'Size hastanede, cezaevinde bir bardak su veren varsa hakkımı helal etmiyorum" şeklinde konuştu.
