Burası farklı bir kulüp. 6 kişinin arasında konuşulanlar, diğer kişilerin izni olmadan açıklanmaz. Bizimle konuştuklarını harfiyen anlatma yetkisini veriyorum. Onlar da bana bu izni verirlerse ben de açıklarım. Bağırarak çağırarak kimseye mutluluk dağıtmayacağım. Kulübün haklarını savunacağım. Gerekli tüm mercilerde gerekenleri yaparak Galatasaray'ın hakkını savunacağım. Bağırıp çağırıp sonuç elde edemeyen bir sürü yönetici gördük. Biz akıl odaklı bu işi halledeceğiz. Bizler kendi hatalarımızın sonuçlarını dışarıda aramayız. Bizim de hata yaptığımız yerler oluyor. Galatasaray hatalarını kendi içinde en sert şekilde değerlendirir. Bundan vazgeçmeyeceğiz. TFF'de bir değişime gidilmesi gerekiyor, kulüpler de bu konuda mutabık. Bizim adımıza yönetenler, bize rağmen yönetiyorlar. Bu tüm kulüplerin ortak fikri. Hakem hatalarını atayan ve disiplin sevklerini yapan kişilerin isimlerini biliyorsunuz. İsimler değişiyor fakat sonuçlar baki kalıyor. Liyakatsiz yöneticiler, kulüplerin geleceğini düşünmeden karar alabiliyorlar. Kişilerin kulüplerden güçlü olduğu bir sistem yürüyor. Tüm kulüplerle birlikte hareket edeceğiz. Bugün karşınızda Ali Sami Yen Bey'in ilk TFF başkanı olduğu, Türk sporunda çok önemli gelişmelere tanıklık etmiş, ilk Olimpiyat Komitesi'ni kurmuş bir başkanın koltuğundan konuşuyorum. Diğer önlemler üzerinde de çalışıyoruz. UEFA'da adaletsizliğin kulüpleri nasıl önlemler almak üzere düşündürttüğü hepimizin malumudur. Bu iş böyle giderse, sadece biz değil tüm büyük kulüplerin de bu önlemleri alacağı konusunda şüphem yok. Türkiye Futbol Federasyonu'nu istifaya davet etmiyorum. Bunun bir mecburiyet olduğunu söylüyorum. Kulüplerin iradesine rağmen bunu sürdürdüklerini söylüyorum. Daha net bir şey söyleyemem."