A HABER GALERİ
'Acıların kadını' Bergen'in mezarı neden kafeste? Sadece 30 yıl yaşadı! 6 kilidin sebebi...
Arabeskin unutulmaz seslerinden biri olan Bergen, kısacık ömrü boyunca 'acıların kadını' olarak anıldı... Sadece 30 yıl yaşayan şarkıcı, defalarca şiddet gördüğü adamı bile sevgiyle kucakladı ve affetti. Ancak ne yazık ki, hayatına son veren kurşun da yine çok sevdiği adamdan geldi. 1989 yılında öldürülen müzisyen Bergen'in hayatını konu alan 'Bergen' filmi bu akşam ATV ekranlarında izleyicilerle buluşacak. Filmle birlikte gündeme gelen Bergen'in kilitli mezarının sebebi de merak konusu oluyor. Peki, Bergen'in mezarı nerede, neden kilitli kafeste? İşte tüm soruların cevabı...
Bergen filminin ATV ekranlarında yayınlanacak olması sebebiyle 'acıların kadını' Bergen olarak tanınan Belgin Sarılmışer'in hayatı da yeniden gündem oldu.
'Bergen' adıyla tanınan Belgin Sarılmışer, sadece 30 yıl yaşadı. Hayatını Halis'e duyduğu 'ölümüne aşk'a adamıştı. Ancak Halis'in kıskançlık krizleri, onun tek isteği olan şarkı söyleme tutkusuna engel oldu. Önce yüzüne kezzap atarak güzelliğini elinden aldı, ardından tek bir kurşunla hayatına son verdi. Arabeskin unutulmaz kadın seslerinden biri olan Bergen'in hayatını anlatan filmde, Belgin'in Ankara'dan Adana'ya, yaşadığı aşkın izlerinden ebediyete uzanan hikayesi anlatılıyor. İşte az bilinen gerçekleriyle Bergen'in acılarla dolu, ancak bir o kadar da kısa hayat hikayesi...
Bergen'in mezarının neden kafeste olduğu en çok merak edilen konular arasında. Peki, Bergen'in mezarı neden 6 kilitli bir kafeste? Sebebini 32 yıl önce annesi açıklamıştı...
BERGEN'İN MEZARI NEDEN KAFESTE?
Bergen'in vefatının ardından 32 yıl sonra ilk kez konuşan ailesi, geçtiğimiz senelerde verdikleri bir röportajla yürek sızlattı. Acılı aile, Bergen'in Mersin Toroslar'daki mezarının katilin tehditleri nedeniyle 6 kilitli bir kafesle korunduğunu söyledi.
Sanatçının ablası Hatice Vargı, "Bergen'i katleden Halis Serbest'e mikrofon uzatıldı, o da 'Ailesi de Bergen'in ölümü hak ettiğini söyledi' dedi" sözleri üzerine şunları söyledi:
"Böyle bir şeyin doğru olması mümkün mü? Kardeşimiz öldürülecek ve biz 'Hak etti' diyeceğiz. Hayatı boyunca yalan söylemiş bir adam 32 yıl sonra çıkıp bizim üzerimizden kendine prim yapıyor. Bir insan bu kadar alçak, bu kadar kötü, aşağılık olamaz ama insan değil..."
Bergen'in hayatıyla ilgili dikkat çeken birkaç detay daha gün yüzüne çıktı.
Bergen'in ölümü sonrasında anneniz Sabahat Çakır bu acıyla hayatına nasıl devam etti?
Hepimiz yanında olduk. Haberi, annemden günlerce gizledik. Hastaneden çıktığında yeri göğü inletti annem, hâlâ o sesler kulağımda. Esas acıların kadını benim annem. Düşünsenize evladını, kızını gözünün önünde öldüren bir adam var, annemi de yaralıyor, çok korkunç ve acı değil mi? Hepimiz ilahi adalete inanıyoruz.
Kardeşinizin katili daha önce de Bergen'in (Belgin Sarılmışer) yüzünü kezzapta yaralarken annenizin de yaralandığını biliyoruz...
Evet, Belgin'in önüne geçmiş. Kezzap annemin kollarına ve göğsüne gelmiş. Kurşunlandığında da uzun süre tedavi gördü. Adam, anneme; "Ölümden korkmuyor musun sen?" demiş.
Annem de 'Korkmuyorum' deyince "Al sana, al sana, vurdum" diye kurşunlamış. Sanki bu olaydan sonra, bu adamın yaptıklarından sonra kadın cinayetleri daha çok arttı.
Kardeşiniz istemiyordu değil mi Halis Serbest'i?
İstemiyordu ama nasıl kaçacağını bilemedi ondan.
Bergen çocuğunun olmasını çok istiyordu öyle mi?
Tabii... "Abla doktordan geliyorum yine, doktorun verdiği ilaç geri tepti" derdi. Yani kabul etmiyordu vücudu. Çocuğu olsun diye çok uğraştı ama maalesef olmadı. Her gece ağlardı. Bütün bu acılar yetmezmiş gibi rahim kanseri oldu, ameliyat oldu ve çocuğu olma şansını kaybetti.
İnternette kuzeniyle evlendiğine ve çocuğu olduğuna dair bilgiler var...
Doğru değil. Bir hayranı 'Oğluyum' diye ortaya çıktı ve herkes buna inandı. İnternette var olan fotoğraflarda kızı olarak bilinen kişi Cemile ablamın kızı Esra'dır. İşte tam da yanlış bilinen bilgilerden dolayı bu filmin yapılmasını çok istiyoruz.
Halis'in evli olduğunu ve iki çocuğu olduğunu öğrenince nasıl tepki verdi?
Çok şaşırdı, çıldırdı. Bana geldi, "Abla, bana yaptığı nikah sahteymiş. Karısı ve iki çocuğu varmış" dedi. Ben de "Sen annemi dinlemedin" dedim. Belgin kaçınca da kezzap olayı oldu zaten.
Belgin sevmiş miydi onu?
Aşıktı. Sevmişti tabii. Ama sonrasında sahte nikahı filan öğrenince bitti.
Acı olaydan sonra hayatınızı nasıl sürdürdünüz?
O olaydan sonra annem "Bir evlat daha kaybetmeye dayanamam, tahammül edemem" derdi. Annem hepimizi sakinleştirdi. "Kana kanla karşılık verilmez. Ben Allah'a bıraktım, Allah herkesin cezasını verir" derdi.
Biz 32 senedir hâlâ ağlıyoruz. Bu kadar güzel bir kız nasıl bu hale geldi? Keşke annemi dinleseydi. Ama şuna inanıyorum, hayatta olsaydı böyle bir filminin olmasını isterdi.
Bergen'in vefatını başta annenizden sakladınız. Sonra nasıl açıkladınız?
Hastaneden eve geldiğinde fark etti annem. Yedi mevlidini yapıyorduk. Hocalar vardı, kalabalıktı... Annemin çektiği acıyı görünce herkes yandı kavruldu. Öyle bir ağıt yakıldı ki, annemi zor tutuyordum.
O acıdan sonra annem kendini de mezara gömdü. Sonra hep siyah giydi; düğünde de, bayramda da... Belgin'le annem de öldü. Kendi kendine konuşuyordu. Belgin, kahveyi çok severdi.
Annem, kardeşim vefat ettikten sonra her sabah iki tane Türk kahvesi yapar, Belgin'le dertleşerek kahvesini içerdi. Akşama kadar tespih çekerdi kardeşimin posterleriyle kaplı odasında.
Mezarına sık sık gider miydi?
'Kızım yalnızlıktan, karanlıktan korkar' derdi. Sabaha kadar mezarlıkta annemle otururduk.
Sanatçının ağabeyi Mehmet Sarılmışer ise "Siz nasıl haber aldınız kardeşinizin ölüm haberini?" sorusuna şu yanıtı verdi:
Ben ailemle beraber yaşadığımız Hollanda'dan yaz tatiline Mersin'e gelmiştim, çok üzüldüm, şok oldum duyduğumda...
Hatta Kayseri'ye gitmeden ablamların yazlığındaydık hep birlikte... Belgin, Kayseri'ye konsere gidecekti, adam sürekli rahatsız edip karşı çıkıyordu konserlere gitmesine...
Gidiyorum. Mezarı suluyorum, dua ediyorum. 32 yıldır sabah akşam 5 vakit duamı eksik etmiyorum.
Anneniz bu olaylardan en çok etkilenen kişi oldu kuşkusuz...
Tarifsiz bir acı yaşadı... İnanamadı. Kendisi de yaralı olduğu için hastanede kaldı.
Geçtiğimiz günlerde Bergen'i katleden Halis Serbest'e mikrofon uzatıldı ve ailenin 'Bergen ölümü hak etti' dediğini dile getirdi. Siz bu sözlerine ne diyeceksiniz?
Öncelikle bir katile mikrofon uzatılması kadar kötü bir durum olamaz. Türkiye'nin çok izlenen bir kanalına bir katil çıkıyor, "Pişman değilim öldürdüğüm için" diyor, bir de bizim kendisine, "Bergen ölümü hak etti" dediğimizi ifade edebilecek kadar da aşağılık biri.
Kayseri'ye konsere gitti ve dönüşte o acı hadise yaşandı...
Evet. Konseri dönüşü Belgin, Çamlıyayla'da annemle birlikte yemek yemişler. Yemekten çıkıp arabaya bindiklerinde önünü kesiyor. Önce annemi vuruyor, omzundan, göğsünden ve dirseğinden yaralıyor. Sonra kardeşimi sırtından vuruyor.
Bu nasıl bir kin, nasıl bir öfke! Kardeşime önce annemi vurarak annemin acısını yaşatıyor, sonra sırtından vuruyor. Kardeşim benim canım ciğerimdi, o kadar çok üzüldüm ki tahmin edemezsiniz. Otopsi yapılmıştı, her yeri kesilmişti, o halde gördüm onu. Mezarlıktan hiç ayrılmadım.