A HABER GALERİ
"Kalemi satılık" gazete Cumhuriyet'te sular durulmuyor! Çikolata kutusundaki rüşvet skandalı büyüdü! CHP'ye de para gitti mi?
Türkiye'nin en büyük e-ticaret firmasının Cumhuriyet Gazetesi ve CHP ile karıştığı skandal giderek büyüyor. Çikolata kutusunda Cumhuriyet Gazetesi'ne 500 bin TL vererek e-ticaret yasası aleyhine haberler isteyen firmanın daha önce de CHP'li Engin Altay ile görüştüğü iddia edilmiş ve bunun üzerine CHP'nin Meclis'te "evet" oyu verdiği düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi'ne taşımalarını sağlamıştı. Konuyla ilgili bugğnkü köşesinde dikkat çeken bir yazı kaleme alan Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör "Bana kalırsa, hazır pandoranın kutusu açılmışken CHP'nin de bu işin neresinde olduğu araştırılmalı... Hatta o şirketin lobicilik faaliyetleri için ayırdığı iddia edilen 100 milyon dolarlık bütçenin nasıl kullanıldığı... Merak ediyorum, CHP'ye de çikolata kutuları gitti mi?" diye sordu.



BAŞVURUYU GİZLİCE YAPTI
E-ticaret düzenlemesinin Genel Kurul'daki görüşmeleri sırasında "Namuslu, yerli, kaliteli ve tekellere savaş açan milli bir kanundur. Helal olsun Ticaret Bakanına" diyen dönemin CHP Grup Başkanvekili Engin Altay'ın CHP Grubu adına AYM'ye gizlice başvurduğu öğrenilmişti.

DANIŞTAY BİR HAFTALIK SÜRESİNİ GEÇİRDİ
CHP'nin itiraz süresinin dolmasına bir gün kala AYM'ye yaptığı itiraz başvurusunun yanı sıra söz konusu şirket, kanunun uygulamaya girmesi için hazırlanan yönetmeliğe itiraz etmiş, bu itirazın da Cumhurbaşkanlığı seçimlerine 3 iş günü kala Danıştay 10. Dairesi tarafından karara bağlanarak, yönetmeliğin yürütmesinin durdurulmasının zamanlaması manidar bulunmuştu.


MEHMET MUŞ: SÜRECİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIM
Yasanın hazırlanmasına büyük emekleri olan Ticaret eski Bakanı, Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Mehmet Muş ise skandala ilişkin yaptığı açıklamada, şunları kaydetti:

"Bir gazetenin 'e-ticaret düzenlemesi aleyhine haber yapılması için para aldığı' iddiaları ciddidir ve savcılıklar tarafından soruşturulmalıdır.

Belli lobilerden para alınarak TBMM'nin iradesine kastetme amaçlı yapılan bu maksatlı yayınların ve onlara para aktardığı iddia edilen e-ticaret firmasıyla ilgili yargısal süreçlerin başlatılması kamuoyunun beklentisidir.

Ayrıca bu e-ticaret firması tarafından söz konusu gazete haricinde başka gazeteler ve köşe yazarları nezdinde de belli paralar aktarmak suretiyle benzer girişimlerde bulunulup bulunulmadığı da araştırılmalıdır. TBMM'nin bir üyesi ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı olarak bu vahim iddialarla ilgili süreçlerin takipçisi olmak ve bunların soruşturulmasını istemek benim en temel görevlerimden biridir."

SABAH GAZETESİ YAZARI DİLEK GÜNGÖR'DEN DİKKAT ÇEKEN YAZI: PU PİLAV ÇOK SU KALDIRIR
Türkiye'nin en köklü gazetesinde skandalların ardı arkası kesilmiyor. Açıkçası, Cumhuriyet gazetesinde olan biteni ağzım açık izliyorum. Uzun zamandır mahremiyeti ihlal eden, kişileri hedef gösteren, devlet kurumlarını ve yetkililerini aşağılayan, Türkiye'nin uluslararası itibarına zarar veren haberlerle anılan gazete şimdi kendine yeni bir yol çizmiş anlaşılan!
Takip ettiniz mi, bilmiyorum.

Bir süredir gazetenin adı E-ticaret Yasası aleyhine para karşılığı haber yaptırılması tartışmalarıyla anılıyor. Gazetenin üç isminin e-ticaret yasası aleyhine manipülatif haber yapma karşılığında bir şirketten çikolata kutusunda 500 bin TL kayıt dışı para aldığı iddiası, bu ortaya dökülünce Cumhuriyet Vakfı'nın İstanbul Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunması, savcılığın takipsizlik kararını 'kumpas bozuldu' diye okuyucularına sunan vakıf yönetimi, gazetenin genel yayın yönetmeninin tüm yaşananları ifşa eden yazısının yayımlanmaması hatta üzerine kapı dışarı edilmesi...

Üstelik sadece gazete değil Cumhuriyet Vakfı da karışmış durumda... Havada uçuşan iddialara yanıt vermesi gerekenler susuyor. Yönetim Kurulu üyeleri birbirini suçluyor. Üyeler vakıf başkanını istifaya davet ediyor. 99 yıllık gazetenin içine düştüğü duruma bakın?
Bağımsızlık ilkesine tüm kadrosunun sıkı sıkıya sarılmasını isteyen Yunus Nadi bu günleri görse kim bilir ne derdi! İnsan gerçekten üzülüyor...

Bu mesele Cumhuriyet'le sınırlı kalır mı, bilmiyorum. Habertürk de o dönemin yakın tanığı! Bakalım, o cenahtan nasıl bir ses gelecek?
Anladığım kadarıyla, bu mesele medya skandalı olarak kalmayacak...
Nereden mi bu kanıya vardım?
Yasayı o dönemde hazırlayan eski Ticaret Bakanı, Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Mehmet Muş'un açıklamalarından... Muş dün "Türkiye bir hukuk devletidir. İddialar ciddidir ve savcılıklar tarafından soruşturulmalıdır" diyerek yargısal süreçlerin başlatılması çağrısında bulundu. Hatırlayın, e-Ticaret'te haksız rekabetin ve tekelleşmenin önüne geçerek pazara yeni aktörlerin girişini kolaylaştırmak, pazarın dengeli ve sağlıklı büyümesini sağlamak için çıkarılan yasayı Genel Kurul'da alkışlar eşliğinde geçiren CHP'li vekiller sonra iptal için Anayasa Mahkemesi'ne koşmuştu.

Bana kalırsa, hazır pandoranın kutusu açılmışken CHP'nin de bu işin neresinde olduğu araştırılmalı... Hatta o şirketin lobicilik faaliyetleri için ayırdığı iddia edilen 100 milyon dolarlık bütçenin nasıl kullanıldığı...
Merak ediyorum, CHP'ye de çikolata kutuları gitti mi?
Konuyu bundan sonraki süreçte dikkatle takip etmekte fayda var. Seçimden önce apar topar Danıştay'da yasanın alt yönetmeliği iptal edilmişti. Yönetmeliğin yürütmesini durduran Danıştay kararına Ticaret Bakanlığı itiraz etmişti. Temmuzun ilk haftasında CHP'nin Anayasa Mahkemesi'ne götürdüğü yasayla ilgili Ticaret Bakanlığı sözlü savunma yapacak. Yeni bakan Ömer Bolat'ın önümüzdeki hafta e-ticaret şirketlerini dinleyeceği, konuyu sıkı takip ettiği söyleniyor. Meselenin nereye gittiğini göreceğiz. Ama bakarsınız, yakında TBMM Genel Kurulu'nda Meclis Araştırma Komisyonu kurulur. Kamuoyu da neyin, ne olduğunu daha net öğrenir...