Kedilerin bu olağanüstü yeteneği öncelikle fiziksel yasalarla şekilleniyor. Açısal momentum yasasına göre, bir cisim dönerken, ona zıt yönde dönen bir başka cisim oluşması gerekir. Kediler bu prensibi son derece ustaca kullanarak kendilerini düzeltirler. Yüksekten düşen bir kedi vücutlarını esnek şekilde bükerek baş kısmını bir yöne, arka kısmını ise ters yöne döndürür. Bu dönüş kedinin yere düzgün bir şekilde inmesini sağlar.
Kuzey Karolina Üniversitesi'nde görev yapan bir Fizikçi Greg Gbur, bu durumu "bük ve dön" modeli olarak tanımlıyor. Gbur, kedilerin vücutlarını bükerek, her iki yarısını farklı yönlere döndürdüklerini ve bu hareketin sonunda kedinin doğru pozisyonda yere indiğini açıklıyor.
Kedilerin bu tür karmaşık hareketleri gerçekleştirebilmelerinin bir diğer önemli sebebi ise onların esnek omurgalarıdır. Kediler, omurgalarının bel bölgesindeki olağanüstü esneklik sayesinde vücutlarını hızlı bir şekilde yeniden hizalayabilir. Omurgadaki bu esneklik, kedilerin bir yandan fiziksel manevra yapmalarını sağlarken, aynı zamanda vücutlarını daha az dirençle döndürebilmelerini mümkün kılar.
Kedilerin ince omurlarına ve esnek bel yapısına sahip olmaları, onları diğer dört ayaklı hayvanlardan daha çevik ve kıvrak hale getirir. Bu özellik, onlara hem düşme sırasında hem de hareket sırasında büyük bir avantaj sağlar.
Neurologların İlgisi: Doğrultma Refleksi
Kedilerin bu olağanüstü becerisinin arkasında sadece fiziksel faktörler değil, aynı zamanda sinirsel bir yapı da bulunuyor. Kediler, bu reflekslerini geliştirene kadar, yerçekimine karşı bir tepki olarak "doğrultma refleksi" dediğimiz karmaşık bir nörolojik yanıtı devreye sokarlar. Bu refleks, kedilerin iç kulaklarında bulunan yarım daire kanalları ve otolitler sayesinde mümkün olur. Bu yapılar, kedinin yerden ne kadar uzaklaştığını ve hangi hızla hareket ettiğini algılar. Kedinin vücuduna bu bilgileri ileterek, doğru pozisyonda yere inmesini sağlar.