Piyasaların beklediği haber! Merkez Bankası'nın faiz kararı belli oldu mu?
Son dakika haberleri... Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası bugün düzenlediği toplantı sonrası piyasaların merakla beklediği faiz kararını açıkladı. Merkez Bankası faizi 100 baz puan indirdi. Karar ne anlama geliyor? A Para Yayın Koordinatörü Özlem Doğaner ve Ekonomist Cüneyt Paksoy, A Haber canlı yayınında konu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının ardından faiz kararını açıkladı. Buna göre banka, bir hafta vadeli Repo ihale faiz oranında (Politika Faizi) 100 baz puan indirime giderek, yüzde 12 seviyesine çekti.
TCMB, bir önceki PPK toplantısı olan ağustos ayındaki toplantıda, politika faizinde 100 baz puan indirime gitmişti. Merkez Bankası'nın bir sonraki toplantısı ise 20 Ekim tarihinde gerçekleşecek.
KARAR NE ANLAMA GELİYOR?
A Para Yayın Koordinatörü Özlem Doğaner, "Çarkların dönmesi gerekiyor. Burada üretimi artırabilmek büyümenin devam etmesi için hükümetin kararları var Merkez Bankası'nın da bunu destekleme kararları vardı." dedi. Paksoy ise "Büyüme tarafına konsantre olan bir karar almış oldu." ifadelerini kullandı.
FAİZİ ARTIRMAK ENFLASYONU DÜŞÜRMEDİ
Doğaner, "Enflasyonla mücadele için faiz artıran birçok ülke var FED gibi ama enflasyon 41 yılın zirvesinde. Böyle baktığınız zaman neyi tercih ettiğinizle ilgili bir durum bu. Her ülkenin kendine göre bir planı var. Burada Türkiye başka bir formül üretiyor. Bunu da göz ardı etmemek lazım." şeklinde konuştu.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 100 baz puan azaltarak yüzde 13'ten yüzde 12'ye indirdi.
TCMB'den faiz oranlarına ilişkin yapılan duyuruda, Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu başkanlığında toplanan Kurul'un, politika faizinin yüzde 13'ten yüzde 12'ye indirilmesine karar verdiği bildirildi.
Duyuruda, jeopolitik risklerin dünya genelinde iktisadi faaliyet üzerindeki zayıflatıcı etkisinin artarak sürdüğü belirtilerek, "Önümüzdeki döneme ilişkin küresel büyüme tahminleri aşağı yönlü güncellenmeye devam etmekte ve resesyonun kaçınılmaz bir risk faktörü olduğu değerlendirmeleri yaygınlaşmaktadır. Türkiye'nin geliştirdiği stratejik nitelikte çözüm araçları sayesinde temel gıda başta olmak üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının olumsuz etkileri azaltılmış olsa da uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının artış eğilimi sürmektedir." ifadeleri kullanıldı.
Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkilerinin yakından izlendiği vurgulanan duyuruda, şunlar kaydedildi:
"Gelişmiş ülke merkez bankaları artan enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğu ile işgücü piyasalarındaki katılıklara bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini vurgulamaktadırlar. Ülkeler arasında farklılaşan iktisadi görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası adım ve iletişimlerinde ayrışma devam etmektedir. Finansal piyasalarda artan belirsizliklere yönelik merkez bankaları tarafından geliştirilen yeni destekleyici uygulama ve araçlarla çözüm üretme gayretlerinin sürdüğü gözlenmektedir."
"PARASAL AKTARIM MEKANİZMASININ ETKİNLİĞİNİ DESTEKLENMEYE DEVAM EDİLECEK"
Duyuruda, yılın ilk yarısında güçlü bir büyüme gözlemlendiği anımsatılarak, "Temmuz başından bu yana öncü göstergeler zayıflayan dış talebin etkisiyle büyümede bir yavaşlamaya işaret etmektedir." denildi.
İstihdam kazanımlarının benzer ekonomilere göre daha olumlu seyrettiği aktarılan duyuruda, şu değerlendirmelere yer verildi:
"Özellikle istihdam artışına katkı veren sektörler dikkate alındığında büyüme dinamiklerinin yapısal kazanımlarla desteklenmekte olduğu görülmektedir. Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payı artarken, turizmin cari işlemler dengesine beklentileri aşan güçlü katkısı devam etmektedir. Bunun yanında, enerji fiyatlarındaki yüksek seyir ve ana ihracat pazarlarının resesyona girme olasılığı cari denge üzerindeki riskleri canlı tutmaktadır. Cari işlemler dengesinin sürdürülebilir seviyelerde kalıcı hale gelmesi, fiyat istikrarı için önem arz etmektedir. Kredilerin büyüme hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde iktisadi faaliyet ile buluşması yakından takip edilmektedir. Ayrıca, son dönemde belirgin şekilde açılan politika-kredi faizi makasının ilan edilen makroihtiyati tedbirlerin katkısı ile geldiği denge yakından takip edilmektedir. Kurul, parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini destekleyecek araçlarını güçlendirmeye devam edecektir."
"POLİTİKA ÇERÇEVESİ GÖZDEN GEÇİRME SÜRECİ DEVAM EDİYOR"
PPK duyurusunda, enflasyonda gözlenen yükselişte; jeopolitik gelişmelerin yol açtığı enerji maliyeti artışlarının gecikmeli ve dolaylı yansımalarının yanı sıra ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumları ile küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışların oluşturduğu güçlü negatif arz şoklarının etkili olmaya devam ettiği bildirildi.
Duyuruda, Kurul'un, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın güçlendirilmesi için atılan ve kararlılıkla uygulanan adımlarla birlikte küresel barış ortamının yeniden tesis edilmesiyle dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngördüğü aktarıldı.
Üçüncü çeyreğe ilişkin öncü göstergelerin, azalan dış talebin etkisiyle iktisadi faaliyette ivme kaybının devam ettiğini gösterdiği belirtilen duyuruda, şunlar kaydedildi:
"Küresel büyümeye yönelik belirsizliklerin ve jeopolitik risklerin arttığı bir dönemde sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi açısından finansal koşulların destekleyici olması önem arz etmektedir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin 100 baz puan düşürülmesine karar vermiş, mevcut görünüm altında güncellenen politika faiz düzeyinin yeterli olduğunu değerlendirmiştir. Fiyat istikrarının sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması amacıyla TCMB'nin tüm politika araçlarında kalıcı ve güçlendirilmiş liralaşmayı teşvik eden geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci devam etmektedir. Değerlendirme süreçleri tamamlanan kredi, teminat ve likidite politika adımları para politikası aktarım mekanizmasının etkinliğinin güçlendirilmesi için kullanılmaya devam edilecektir."
"TCMB, ELİNDEKİ TÜM ARAÇLARI LİRALAŞMA STRATEJİSİ ÇERÇEVESİNDE KULLANMAYA DEVAM EDECEK"
Duyuruda, TCMB'nin fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları liralaşma stratejisi çerçevesinde kararlılıkla kullanmaya devam edeceğine vurgu yapıldı.
Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrarın, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyeceği ifade edilen duyuruda, böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zeminin oluşacağı kaydedildi.
Duyuruda, Kurul'un, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edeceğinin altı çizilerek, PPK toplantı özetinin 5 iş günü içinde yayımlanacağı bildirildi.
PİYASALARIN BEKLENTİSİ NE?
AA Finans'ın 22 Eylül Perşembe günü gerçekleştirilecek PPK toplantısına yönelik piyasa beklenti anketi, 29 ekonomistin katılımıyla sonuçlandı.
Anket sonuçlarına göre, ekonomistlerin 19'u faizinin yüzde 13'te sabit tutulacağını öngörüyor. Ankete katılan ekonomistlerden 9'u politika faizinde 100 baz puanlık, 1'i ise 50 baz puanlık indirim bekliyor.
Geçen ay gerçekleştirilen PPK toplantısında, politika faizi 100 baz puanlık indirimle yüzde 14'ten yüzde 13'e çekilmişti. Ekonomistlerin yıl sonu politika faiz oranına ilişkin beklentilerinin medyanı da yüzde 13 oldu.
FED FAİZ ARTIRIMINA GİTTİ
ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell, Fed'in enflasyon yüzde 2'ye düşene kadar mücadeleye devam edeceğini bildirdi.
Powell, Fed'in politika faizini 75 baz puan artırmasının ardından basın toplantısı düzenledi.
Enflasyonun yüzde 2'lik hedeflerinin çok üzerinde olduğunu ifade eden Powell, yüksek enflasyonun devam ettiğini ve bunun çok büyük bir zorluk meydana getirdiğini dile getirdi. Powell, "Önümüzdeki aylarda enflasyonun yüzde 2'ye doğru geldiğini görmek istiyoruz." dedi.
ENFLASYON İNENE KADAR DEVAM KARARI
Sıkı para politikasının etkilerini enflasyon üzerinde görmek istediklerini aktaran Powell, erkenden para politikasının gevşetilmemesi gerektiğini vurguladı.
Fed'in enflasyonu yüzde 2'ye düşürme taahhüdüne sıkı sıkıya bağlı olduğunu kaydeden Powell, "Fed, enflasyon yüzde 2'ye düşene kadar mücadeleye devam edecek." ifadesini kullandı.
Powell, Fed'in enflasyonun düştüğünden emin olana kadar kısıtlayıcı duruşu sürdüreceğini belirtti.
Enflasyonun bir kısmının çok ciddi tedarik şoklarından kaynaklandığını ifade eden Powell, "Fiyat istikrarını sağlamamız gerekiyor yoksa daha sonra daha fazla acı çekeceğiz. Bizim ihtiyacımız olan enflasyonda anlamlı bir şekilde aşağı yönlü baskı olması. Enflasyonu düşürmek acılı olacak." değerlendirmesinde bulundu.
Powell, enflasyonun çok büyük oranda gelecek yıl aşağı seviyeye geleceği öngörüsünde bulundu.
FED FAİZ ORANLARININ YETERLİ DERECEDE KISITLAYICI OLMASINI İSTİYOR
Powell, Fed'in faiz oranlarının yeterli derecede kısıtlayıcı olmasını istediğini söyledi.
Enflasyonu aşağı çekmenin uzun süre trend altında büyüme gerektirebileceğini kaydeden Powell, uzun vadede potansiyelin altında bir büyümenin beklendiğini belirtti.
Powell, "Bu sürecin resesyona sebep olup olmayacağını bilmiyoruz. Resesyon olacaksa da ne kadar büyük olacak bilmiyoruz." ifadesini kullandı.
Ekonomide yumuşak inişin zorlu olacağını vurgulayan Powell, işsizlikte biraz artış olabileceğini dile getirdi.
Powell, yavaş büyümenin işsizliği artırabileceğini aktardı. İstihdam tarafında arz-talep dengesinin olması gerektiğini belirten Powell, "Attığımız her adımın aileleri, işletmeleri etkilediğini biliyoruz." diye konuştu.
Powell, politika kararlarının finansal koşulları ivedi şekilde etkilediğini söyledi.
Faiz artırımları konusunda hala atılacak çok adımları olduğunu vurgulayan Powell, bilanço planlarında bir değişiklik olmadığını kaydetti.
Federal Açık Piyasa Komitesinin (FOMC) yılın geri kalanında 100 baz puan ile 125 baz puan faiz artışı konusunda ayrıştığını aktaran Powell, faize duyarlı sektörlerin çoğunun faiz artışlarının etkisini hissettiğini vurguladı.