30 bin dolarlık işlemi 8 liraya yapmayı başaran Türk bilim adamı Utkan Demirci'den çarpıcı açıklamalar
Turkuvaz Medya Grubu’nun haftalık ekonomi dergisi Para tarafından online olarak gerçekleştirilen ‘5. Yeni Nesil Girişimcilik Zirvesi’ndeki özel oturumda konuşan Türkiye ve ABD’de başarılı girişimlere imza atan Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi Canary Kanser Erken Teşhis Merkezi Direktörü Sn. Prof. Dr. Utkan Demirci, İzmir’de kurdukları kök biyoteknoloji üzerinde çalışan bir firmada geliştirdikleri teknoloji ile cep telefonunun çok hızlı bir sperm sayacı haline gelmesini sağladıklarını, normalde 30 bin dolarlık ve çok büyük aletlerle tıp merkezlerinde yapılan bir işlemi, 8 liraya yapılabilir hale getirdiklerini söyledi.
Akademik inovasyon ve akademik çalışmaların girişimcilikle birleştiğinde nasıl etkiler yarattığını örneklerle anlatan Demirci, "Hem Türkiye'de hem Amerika'da birçok şirkettin kurucusu olarak ve teknolojilerin mucidi olarak etkin görev yaptım. Akademide bulduğumuz teknolojileri ürünleştirerek insanların sağlığı için hizmetlerine sunma yolunu izledik. Kadıköy Anadolu Lisesinden mezun olduktan sonra MEB Bursu ile yurtdışında eğitim aldım. Stanford Üniversitesi'nde doktoramı Elektrik Mühendisliğinde tamamladıktan sonra Harvard Tıp Fakültesine geçtim. Bu benim tıp ve tıptaki inovasyonla buluşmamın başlangıcı oldu. Dokuz sene kadar Harvard'da doçentliğe yükselen bir seviyede görev aldım ve MIT'de çalıştıktan sonra tekrar Stanford Üniversitesi'ne profesör olarak döndüm ve şu anda bir kanser merkezinin liderliğini yapıyorum" diyerek kariyer yolculuğunu özetledi.
Biyolojiyi, mühendisliği ve tıptaki problemleri birlikte düşünerek sağlık çözümleri sunan ürünler geliştirdiklerini aktaran Prof. Utkan Demirci, inovasyon yolunda her zaman ilk yola çıktıkları noktanın gerçek ihtiyaçlar olduğunu ifade etti. Demirci "İhtiyaçtan, inovasyon, fikir, teknoloji ve klinik uygulamalar doğuyor ve daha sonra bunların hepsini bir araya getirirseniz, gelecekte ürün olarak sunabilirsiniz. Nasıl kolay bir çözüm geliştirebiliyorsanız, bu teknolojinin ürünleşmesi de o kadar kolay hale geliyor. Kendisi de bir mucit olan Da Vinci'nin dediği gibi, 'Basitlik en büyük büyük sofistikasyondur. En ileri seviyede bir inovasyondur'" dedi.
15 senelik akademik kariyerinde kurduğu şirketler hakkında bilgi veren Demirci, şöyle devam etti:
"Silikon Vadisi'nde Stanford Üniversite'sinde LevitasBio adında bir şirket kurduk. Yerçekimsiz ortam teknolojisini tıpta, kanser hücrelerini ayrıştırma noktasında kullandığımız 35 milyon dolar yatırım sağlayan bir hücre ayrıştırma teknolojisi geliştirdik. Büyük MR makinaları yerine bir businesscard büyüklüğünde bir ürünle bunu yapabiliyoruz. Öte yandan İzmir'de kurduğumuz kök biyoteknoloji üzerinde çalışan bir şirketle infertilite üzerine çalıştık. 10 bin çocuğun doğumunda teknolojimiz kullanıldı. Büyük sağlık merkezlerinin olmadığı ve ayrıca çok yüksek ücretli teknolojilerin kullanıldığı bir alanda, erkek infertilitesinin tespitinde kolaylık ve maliyet avantajı sunan bir ürün geliştirdik. Cep telefonunun çok hızlı bir sperm sayacı haline gelmesini sağladık. Normalde 30 bin dolarlık ve çok büyük aletlerle tıp merkezlerinde yapılan bir işlemi, 8 liraya yapılabilir hale getirdik. Yine büyük tıp merkezlerinin olmadığı kasabalarda atını, evini satarak çocuk sevinci yaşamak isteyen ailelere aşılamayı daha kolay ve ucuz yaparak çocuklarını kucaklarına alma imkanına kavuşturduk."
İnovasyonun sadece ekonomik değil, kişilerin hayatlarını geliştiren boyutu olduğuna dikkat çeken Demirci "Bilim zor ve uzun çalışma gerektiriyor. Bilimsel çalışmaları teknolojiyle birleştirip insanların ihtiyaçlarına yanıt verdiğinizde, ebeveynlerin gülen gözleriyle karşılaştığınızda aynı zaman da insanı ve sosyo ekonomik boyutu olduğunu görüyorsunuz. İnovasyon sadece ekonomik değil, insan hayatını geliştiren bir etki yaratıyor. Hiç tanımadığınız, görmediğiniz insanlara yardımcı olma imkânınız oluyor" dedi.
'1000 GİRİŞİMCİDEN 1'İ BAŞARILI OLUYOR'
Arizona Üniversitesi Girişimcilik Programı Yöneticisi ve Washington Üniversitesi Medical School Bioilaç Girişimcilik Programı Direktörü Prof. Dr. Emre Toker Zirve'deki sunumuna; "Neden başarılı girişimcilik bu kadar nadir sorusuna cevap vermek istiyorum" diyerek başladı. 1000 girişimciden sadece birinin başarılı olabildiğine dikkat çeken Toker, başarısız girişimlerim otopsisi yapıldığında bilgi eksikliği, bilge bir tutum geliştirilmemesi yani deneyim eksikliği ve yapması kolay ama zaman alan bir sürü sıkıcı işlerin yapılmaması gibi üç ana nedenin ortaya çıktığını söyledi.
Başarılı bir girişimci olabilmek için ilk adım olarak çözülme zamanı gelmiş bir problemi bulmak gerektiğini ifade eden Emre Toker, şunları söyledi:
"İkinci adım iyi ve farklı disiplinlerden bir takım yaratabilmek. Üçüncü adım ise bu problemin çözümü için düşünmek. Birçok potansiyel çözüm üzerinde durup bariz olmayan çözümlere yoğunlaşmak. Bir çözüme yaklaştığınız zaman bundan söz ettiğiniz kişilerin yarısının 'yok canım bu olmaz' demesi iyi bir sinyal olacak. Çünkü bariz olmayan bir çözüme yaklaşıyorsunuz. Ondan sonraki adım da doğrulamak/yanlışlamak. Aklınıza gelen 100 çözümün sadece bir tanesi çalışabilir. Bunların hangisinin çalışabileceğini çabuk ve ucuz bir şekilde öğrenerek, doğrulamak da çok önemli bir adım. Sonuç olarak bir plan sunacaksınız, bu planın da iki kısmı olması tercih ediliyor, bir tanesi 'big think' dediğimiz büyük düşünmek, yani aklımızdaki çözüm başarılı olursa bu firma ne kadar büyüyebilir, diğeri de bunun yanı sıra 'start small' dediğimiz, zekanızı gösteren en ufak nerden başlayabilirim sorusuna cevap vermek. Yani burada başarısız olursanız daha da büyümek için çalışmaya gerek olmadığını düşünebileceğiniz bir yer var mı? Burada başarısız olursam bırakayım ben bu işi diyebileceğiniz bir alan var mı? Dediğim gibi bu girişimciliğin kolay tarafı, çoğu girişimci bu aşamalarda ölüyor."
Girişimciliğin diğer aşamasının ise bilgelik aşaması olduğunu anlatan Emre Toker, iyi girişimcilerin önümüzdeki 5-10 sene boyunca nerede problem çıkabileceğine ilişkin devamlı olarak çalıştığını bir anlamda kendilerine problem aradığını söyledi. Toker, "Bu öğrenilebilir bir yetenek. Bunun yanı sıra girişimcilerin reddedilme korkusunu aşması gerekiyor. Karşınızdaki kişi size 'Ya sen ne aptalsın, seninle hiçbir zaman çalışmam' demesi ihtimaline de hazırlıklı olmanız, bununla mücadele etmeniz gerekir. Bu çok önemli ve zor bir aşamadır. Tabii yaratıcı düşünmek ve başarısızlıktan korkmamak da en iyi girişimcilerin ortak noktaları arasında önemli yapı taşlarındandır. Tüm bunları alçakgönüllülük ve kendine güvenle birleştirip, herkesi dinleyip, değerlendirip kendi kararını vermek girişimciliğin olmazsa olmazlarındandır" dedi.
Sentez Medya Grup Başkanı ve Para Dergisi Bilişim Yazarı Musa Savaş'ın moderatörlüğünde yapılan Zirve'nin ilk paneli "Sanayiyi Dönüştürmek" konusu işlendi. SabancıDx CEO'su Doğuş Kuran, sanayi şirketlerinin değişim ve dönüşümü tek başlarına yapamayacaklarını zaman içinde anladıklarını söyledi. IOT 4.0 ve endüstri 4.0 gibi gelişmelere bakıldığında sanayi şirketleri için en zor kısmın çok geride kalan teknolojilerle bu dönüşüme ayak uydurmaya çalışmaları olduğuna dikkat çeken Kuran, sanayi şirketlerinin yeni nesil yaklaşımlara destek olmak zorunda olduğunu ifade etti.
Kuran; 'İş ortaklarımızı ve girişimcilerimizi ortak hedefler belirleyerek dünya standartlarına getirmek için çalışıyoruz. Şirket olarak da yurtdışında yapılanmayla büyümeyi devam ettirmek istiyoruz. İnsanımızın işini kaybetmeyeceği güvencesiyle bu dönüşümü anlaması kabul etmesi ve öğrenmesi gerekiyor. Metal yaka diyeceğimiz robotlar hayatımıza girdi buna rağmen çalışan sayımızda büyüme devam etti. İş hacmimiz gittikçe de büyüyor. Sabancı Holding çalışanları olarak, bunu anlayarak çalışmalarımıza devam ediyoruz" dedi.
Panelde konuşan IFS Türkiye CEO'su Ergin Öztürk, Türkiye'de 20 globalde 40 yıllık geçmişe sahip olduklarını hatırlatarak, IFS'nin iş kurup büyümeye başlayan girişimcilerle çalıştığını söyledi. Engin Öztürk, verdikleri hizmetleri şu şekilde açıkladı:
"Pazar, şirketler, ekipler büyüdükçe, verimsizlik ve kaçaklar başlıyor. İşi kuran kişi, şirketi büyütmek için profesyonellerden yardım alıyor, fakat bu profesyoneller kendi bölümlerini çözerken, büyük resme bakmayabiliyor. IFS olarak bir şirket nasıl büyütülür, dijital dönüşümden nasıl yararlanır ve insanla teknoloji nasıl birleştirilir noktasında şirketlere destek veriyoruz. Kısacası şirketlerin nefesleri kesilmeden devam etmeleri için hep yanlarında oluyoruz:"
Farklı endüstri kollarında çok sayıda şirketle çalıştıklarını ifade eden Öztürk, her şirkete aynı formülü kullanmanın mümkün olmadığını söyledi. Herkesin durumunun kendine özgü olduğunu, bu nedenle de söz konusu duruma göre formül ürettiklerinin altını çizen Öztürk, "Kısacası hap bir çözüm yok. Şirketlerin ne yapması gerektiğini iyi çalışması gerekiyor" dedi.
MESS Teknoloji Merkezi Grup Direktörü Efe Erdem MESS'in sanayi çatı kuruluşlarından biri olduğunu hatırlatarak, sanayide dijital dönüşümün uzun süredir konuşulduğunun altını çizdi. Bu dönüşümde firmaların net yol haritasına sahip olmadıklarını, ne yapılması gerektiğine dair planlarının olmadığına dikkat çeken Erdem sözlerine şöyle devam etti:
"Öncelikle insan kaynağı ve yetkinliğe yatırım yapmak gerekiyor. Biz de bunun üzerine dijital gelişim için sektörde, somut çözüm ve hizmet sunmaya karar verdik. İstanbul Ataşehir'de kurduğumuz dijital fabrikamızda, hakiki üretim yapan en yenilikçi ve en iyi uygulamaları bir araya getirip, öğretip fiilen uygulama için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Dijital fabrika sürekli yenileniyor, dünyadaki gelişmelerle yenilenen ortam ile metal sektöründe yılda 50 bin kişiye çok kapsamlı eğitimler veriyoruz ve yetkinlik kazandırıyoruz."
Net yol haritası için dijital dönüşüm olgunluk değerlendirmelerini, spesifik projelerden oluşan net adımlarla belirlediklerine dikkat çeken Efe Erdem, "Son yıllarda Türk sanayicileri ve sanayisi girişimcilerle iş birliği konusuna çok daha yatkın" dedi.
'GİRİŞİMLERLE DÖNÜŞMEK' PANELİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Arya Yatırım Direktörü Özlem Eke Tümer'in moderatörlüğünü üstlendiği 'Girişimlerle Dönüşmek' panelinde girişim ekosistemine yatırım yapan üç büyük kurumsal şirketin temsilcileri, girişimcilerin şirketlerin hayatına katkısına dikkat çekti. Arya Yatırım Direktörü Özlem Eke Tümer, kadın liderlere yatırım yaptıklarını ve kadınların melek yatırımcı olması için çalıştıklarını aktararak, bu sene yatırımlarını iki katına çıkarıp, 8 kadın liderin şirketine yatırım yaptıklarını ve tüm kadınları projeleriyle beklediklerini ifade etti.
Türk Telekom Strateji Planlama ve Dijital Genel Müdür Yardımcısı Barış Karakullukçu, 9 yıldır devam ettikleri Türk Telekom PİLOT programında 91 mezuna ulaştıklarını, geçen sene 5 milyon TL olan nakit desteğin, bu yılsonunda toplam 9 milyon liraya ulaşacağını söyledi. Girişimcilere yapılan yatırımın şirketlerin dönüşümüne katkı sağladığını ifade eden Karakullukçu, "180 yıllık bir kurumun 9 yılda yapılan çalışmalarla dönüşmesini beklemek çok gerçekçi olmaz. Türkiye'nin dijital dönüşümünü, iletişim omurgasını destekleyen bir şirket olarak farkındayız ki her şey sadece büyük şirketlerden gelmeyecek. 51 milyon müşterimize, 'Girişimcilerimizle nasıl değer yaratırız ve girişimleri nasıl büyütürüz' diye bakıyoruz. Yapay zeka ve telco tabanlı girişimleri destekliyoruz" dedi.
2021'de yatırım yapılan şirket sayısını iki katına çıkardıklarını, hedeflerinin 20 şirket olduğunu, ancak 18 şirketin kriterlere uygun olarak yatırım aldığını kaydeden Karakullukçu, "TTVentures ile birlikte en başarılı 5 şirketi, tüm dünyada yatırım alarak unicorn olabilmesi için destekliyoruz" dedi.
Vestel Ventures Genel Müdürü Metin Salt ise panelde girişimciler ve büyük kurumsal şirketler arasındaki ilişkiye değindi. Salt, Pandeminin de ortaya koyduğu belirsizlik ortamında 'deneyen şirketler'in ihtiyaç haline geldiğini ifade eden Salt, "Sistemi oturmuş bir şirketin deneme yapması çok kolay değil. Denemenin en iyi yolu bunu bir girişimle yapmaktır. Bunu da küçük, hızlı ve görece olarak ucuz yapmalısınız. Kaçınılmaz olarak girişimcilik ekosistemi ile büyük şirketlerin el ele yürümesi gerekiyor" diye konuştu.
Şu anda 25 girişime yatırımları olduğunu belirten Salt, var olan ürünlere yeni özellikler eklemek, yeni ürünler üretmek ve yeni sektörlere girmek için girişimcilerle çalışmanın en iyi yol olduğunu kaydetti. Öte yandan çalışanların girişimci gibi düşünmesini sağlamanın çok önemli bir kültürel dönüşüm sağladığını vurgulayan Salt, kurum içi girişimcilik programından mezun olan kişiler arasında da yatırım sağlanan şirketler olduğunu söyledi.
Migros Perakende Operasyonları İcra Kurulu Üyesi Mustafa Bartın da Migros'un 2013'te yatırım yaptığı TazeDirekt hakkında detaylar vererek, bu deneyimden kurumsal olarak edindikleri tecrübeleri paylaştı. "Biz TazeDirekt yatırımını çok bilinçli olarak bir girişim ekosistemini desteklemek üzere yapmadık. Açıkçası başkası almasın diye devraldık, bizim Genel Müdürümüzün burnu çok iyi koku alır. Hatta pazarlık sırasında ben 'çok para' dedim, 'yok dokunma dedi. Fakat kapanmış siteyi yeniden canlandırırken çok şeyler öğrendik" diye konuşan Mustafa Bartın, şöyle devam etti:
"Start-up'lar oturmuş kültürleri değiştiremez. Öte yandan bu kültürleri kötülemeye de gerek yok. Biz burada bir maden var dedik. Biz TazeDirekt eliyle sanal marketi dönüştürdük. Start-up ruhu denilen hikâyeyi anladık. Onun psikolojik bir şey olduğunu fark ettik. Kuvvetli kültürel unsurlarımızı tutalım ve parazitleri temizleyelim dedik. Sosyal medya dilini öğrendik. Aralarında çok tartıştıklarını, ama hiç politika yapmadıklarını ve hep sonuç odaklı olduklarını, herkesin her şeye karıştığı ve birbirlerine kenetlendikleri bir çalışma ortamları olduğunu ve bundan olumlu sonuçlar aldıklarını gördük."
GÜÇLÜ SPONSOR DESTEĞİ
Halkbank ve Türk Telekom'un platin, Vakıf Katılım ve Ziraat Bankası'nın gold, JCI Türkiye'nin destek sponsoru olarak yer aldığı Zirve, https://www.yeninesilgirisimcilik.com adresinden ve Para Dergisi'nin YouTube hesabından canlı yayınlanıyor.