Suriyelilere dehşeti hatırlatan Filistin Şubesi görüntülendi! Halk arasında "korkunun adı"
Suriye'de uzun yıllar boyunca sorgu ve işkence merkezi olarak kullanılan ve halk arasında 'Filistin Şubesi' olarak bilinen binanın içler acısı durumu ilk kez gün yüzüne çıktı. Baas rejiminin baskıcı politikalarının bir simgesi olan bu merkezde, özellikle 'terör' suçlamasıyla gözaltına alınan birçok kişi yıllarca tutuldu. Burada kalan mahkumlar ağır işkencelere maruz kalırken, aileleriyle iletişim kurmalarına da izin verilmedi. Havalandırma imkanlarının yok denecek kadar az olduğu hücrelerde tutukluların karanlık, soğuk ve nemli bir ortamda dip dibe yerde uyumak zorunda bırakıldığı tespit edildi. Yarım asırlık yapının alt katlarında yoğun bir küf kokusunun hissedildiği de gözlemlendi.
Suriye'de çöken Baas rejiminin yarım asırdan fazla süredir sorgu ve işkence merkezi olarak kullandığı ve halk arasında dehşetle anılan "Filistin Şubesi"ndeki durum ilk kez kameralara yansıdı.
FİLİSTİN ADINI KOYARAK MASUMLAŞTIRMAK İSTEDİLER
1960'lı yıllarda inşa edilen "Filistin Şubesi", başkent Şam'da çöken Baas rejiminin en kötü gözaltı ve işkence merkezlerinden biri olarak biliniyor. Devrilen rejim, askeri istihbarata bağlı merkezin adına "Filistin" ibaresini koyarak burasının imajını masumiyet çağrıştıran sözcükle perdelemek istedi.
HALK ARASINDA KORKUNUN ADIYDI
Suriye'nin birçok ilinde alıkonulanlar, özellikle de "terörle" suçlananlar, yıllarca bu merkezde tutuldu. "Filistin Şubesi"nde tutulanlar, uzun süre çeşitli işkencelere maruz kaldı ve aileleriyle irtibat kuramadı.
Halk arasında rejimin güvenlik unsurlarından çekinenler, birbirlerini "Filistin Şubesi'ne mi düşmek istiyorsun?" diyerek uyarırdı.
AA ekibi, Suriye halkına dehşet veren ve insanlık dışı şartların hakim olduğu "Filistin Şubesi"ni görüntüledi.
KÜF KOKUSU VE SULAR ALTINDA KALAN HÜCRELER
Kayıtlarda çöken Esed rejiminin vahşetini yansıtan merkezde onlarca hücrede binlerce kişinin insanlık dışı şartlarda tutulduğu görüldü. Mahkumların duvar yazılarında da "kabus" olarak nitelendirilen, merkezin alt katlarında insanların tutulduğu küçük hücreler ve koğuşlar bulunuyor.
Havalandırmanın neredeyse hiç olmadığı bu bölmelerde insanların karanlıkta ve soğuk havada yerlerde dip dibe uyudukları anlaşılıyor. Yarım asırlık binanın alt katlarında küf kokusunun da hakim olduğu gözlendi.
YAŞADIKLARINI DUVARLARA KAZIDILAR
Özgürlükleri ellerinden alınan tutuklular, zeytin çekirdekleriyle yaşadıkları acıları ve umutlarını çizdi. Çekimlerde hücre duvarına kazınmış Türkçe "Cimbom GS" ve "Canım memleketim 34 İstanbul" yazıları dikkati çekti.
Arapça "Sana sığındık ya Ali", "Seni özledim", "Annem", "En zor ayrılık", "Allah'ım bizi kurtar", "Bu kabus yarın son bulacak" ve "İnsanlık ihanet, yalan ve zülüm" gibi sözlerin yazıldığı duvarlarda ağaçlar, evler, bulutlar, gökyüzü, hapse düşen arkadaşların isimlerinin olduğu listeler, zamanı takip edebilmek için takvimler, grafitiler, günleri saymak için çentikler ve tablolar içindeki günlükler de duvar yazılarında yer aldı.
REJİM GÜÇLERİ EVRAK VE DOSYALARI YAKARAK KAÇTI
8 Aralık'ta Esed rejiminin çökmesiyle "Filistin Şubesi" yöneticileri, binayı terk ederken bazı evrakı ateşe verdi. Binanın dış duvarlarında yangının izleri dururken, idari bölümlerde istiflenerek yakılmış bazı evrak ve dosyaları görüntüledi.