Esad'ın yeraltı işkence hapishaneleri! Serbest kalan tutsaklar anlattı: Birbirimize işkence etmeye zorladılar
Muhaliflerin Şam'ın rejimden kurtarılmasının ardından ilerleyişi sürüyor. Bir yandan bölgeyi terörden temizleyen muhalifler, bir yandan Suriye hapishanelerinde rejim karşıtı olduğu gerekçesiyle işkence edilen mahkumları serbest bırakıyor. Serbest kalan tutuklular, hapishanelerde maruz kaldıkları kan donduran işkenceleri anlattı. Pres makineleriyle insanları ezmekten birbirine işkenceye zorlamaya kadar her türlü fizyolojik ve psikolojik şiddetin işlendiği göler önüne serildi. Rejim karşıtları, Esad rejiminin yeraltına kurduğu işkence merkeziyle dünyanın gündemine gelen Sednaya Hapishanesi'nin güvenlik kameralarını paylaşarak, binlerce sivilin kurtarılmayı beklediğini gösterdi. İşte Esad'ın işkence merkezi yeraltı hapishaneleri...
Şam'da rejimle özdeşlesen ve işkenceleriyle bilinen Sednaya ve Halep Hapishanesi'ndeki tutsaklar da cezaevine giren muhalifler tarafından kurtarılmaya devam ediyor.
On binlerce Suriyeli, Esad'ın acımasız hapishaneler ağında kayboldu. Rejimin düşüşünden sonra, aileler sonunda sevdiklerinden haber bekliyor.
Suriye'de Esad ailesinin 50 yıllık iktidarına son vermek için sadece 10 günde ilerleyen muhalifler, siyasi tutukluları ve 2011'de başlayan çatışmalardan bu yana kaybolan on binlerce kişiyi kurtarmak için cezaevlerine ve güvenlik tesislerine girdi.
Sosyal medyada yer alan videolar, ailelerin, orada kaybolan sevdiklerini bulmak için "mezbaha" olarak bildikleri hapishaneye doğru akın ettiğini gösterdi.
İDAM OLACAĞI GÜN SERBEST KALDI
Şam'da kutlama yapan serbest bırakılanlar arasında 63 yaşındaki yazar Beşşar Barhum, 7 ay rejim güçlerince tutuklu bırakıldıktan sonra, idam olacağı gün muhaliflerle kurtarıldı. Gelenlerin kendisini idam sehpasına götürmek için geldiğini zanneden Barhum, Şam sokaklarında inanamayarak yürüdükten sonra Associated Press'e (AP) "Bugüne kadar güneşi görmedim," dedi ve şöyle devam etti:
"Dün ölmek yerine, güneşi gördüm, Allah'a şükür, bana yeni bir hayat verdi."
Bessam Masri, "Oğlumu hapisten çıkarıp nerede olduğunu öğrenene kadar bu mutluluk tamamlanmayacak," dedi ve Suriye ayaklanmasının 2011'de başlamasından bu yana tutulan oğlu için "Onu iki saattir arıyorum. 13 yıldır gözaltında." ifadelerini kullandı.
"ESAD KALBİMİZİ DAĞLADI"
AP'ye konuşurken sadece adını veren Heba, 2011 yılında çalıntı bir araba ihbarında bulundukları sırada gözaltına alınan ve o zamandan beri kendilerinden haber alınamayan kardeşini ve kayınbiraderini aradığını söyledi.
Annesinin kuzeni de kaybolan Heba, "Çoğumuzu götürdüler," dedi ve devam etti:
"Onlar hakkında hiçbir şey bilmiyoruz... (Esad hükümeti) kalbimizi dağladı."
KAPILAR ELEKTRONİK KODLARLA KİLİTLİ
Şam Kırsalı Valiliği, sosyal medya üzerinden Beşşar Esed rejiminin eski asker ve cezaevi çalışanlarına, muhalif güçlere elektronik yer altı kapılarının kodlarını vermeleri çağrısında bulundu.
"CCTV ekranlarından görülebilen 100 binden fazla tutukluyu serbest bırakmak için" kapıları açamamış olduklarını söylüyorlar.
"BÖCEK DOLU BATTANİYELERDE UYUYORLARDI"
Uluslararası Af Örgütü'ne göre, bir ara Sednaya'da 20.000'e kadar mahkûm vardı. Eski mahkûmlar, gardiyanların mahkûmlar arasında neredeyse tam bir sessizliği zorunlu kıldığı için birçoğunun idam edildiğini veya ihmalden öldüğünü söyledi. Mahkûmlar, kan ve terle yapış yapış taş zeminlerde böcek dolu battaniyelerin altında uyuyorlardı.
"BİRBİRİMİZE İŞKENCE ETMEYE ZORLADILAR YOKSA İDAM EDİLECEKTİK"
Bu çileden sağ kurtulanlardan biri olan Ömer el-Şugre, Pazar günü BBC'ye, gençliğinde üç yıl hapis yatarken neler yaşadığını anlattı:
"Çok sevdiğim kuzenimi bana işkence etmeye zorladılar ve beni de ona işkence etmeye zorladılar. Aksi takdirde ikimiz de idam edilecektik."
İNSANLARI PRES MAKİNELERİYLE EZDİLER
Esad rejimi güçlerinin işkence hapishanesi Sednaya'daki işkence aletleri görüntülendi. İnsan hakları gruplarının, cezaevinin 2011 yılından bu yana sivillerin öldürülmesi, işkence edilmesi ve yok edilmesi için kullanıldığını söylediği hapishanede bulunan demir infaz presi ile idam edilen mahkumların cesedinin preslere konularak dümdüz edildiği, vücudu ve kemikleri ezilip kalıp şekline getirildiği öğrenildi.
Presin altındaki kan kanalları sayesinde kalıntıların bir torbaya koyulduğu ve hapishanenin dışına atıldığı belirtildi.
BİNLERCE KİŞİ HALA YERİN ALTINDA
Hapishanenin yeraltının metrelerce altına uzanan 7 kattan oluştuğu ve bu katlar arasının betonla kapatıldığı biliniyor. Suriyeli muhalifler, hapishanenin yeraltı bölümünde rejim tarafından işkenceye maruz kalan binlerce mahkumu çıkardı.
Katlarda hala binlerce kişinin bulunduğu ve ikinci katın açılması için çalışmaların sürdüğü bildirildi.
SURİYE'DE HAPİSHANE KORKUSU LÜBNAN'DA BİLE YAYGIN BİR FOBİ
Suriyeli bir insan hakları ağı, 2011'den bu yana 130.000'den fazla kişinin bu koşullar altında gözaltına alındığını tahmin ediyor. Ancak bu kasıtlı olarak dehşet veren kurumların geçmişi çok daha eskilere dayanıyor.
Şam'ın uzun yıllar egemen yabancı güç olduğu dönemde, komşu Lübnan'da bile Suriye zindanlarına atılma korkusu yaygındı.
Suriye'de Esad rejimine karşı -hem baba hem oğul- duyulan derin nefret, büyük ölçüde halkı korkutarak teslimiyete zorlamayı amaçlayan bu endüstriyel ölçekteki işkence, ölüm ve aşağılama mekanizmasından kaynaklanıyordu.
6 YAŞINDA BABASI ESİR OLAN MUHAMMED BABASI İÇİN AVUKAT OLDU
Kuzeydeki Azaz şehrinden 40 yaşındaki Mayasa Marie, devrimin ilk günlerinde, 2012'de hükümet karşıtı aktivizmi nedeniyle tutuklanan kocası Muhammed'i aradığını söyledi. Kocasının Sednaya'da öldüğüne dair söylentiler duymuştu ama buna inanmayı reddetti.
Oğulları Muhammed babası tutuklandığında 6 yaşındaydı. Şu anda 18 yaşında ve haksız yere tutuklananlara yardım etmek için avukatlık eğitimi görüyor.
"AĞIR FİZİKSEL VE YILLARCA SÜREN PSİKOLOJİK İŞKENCE"
Halep'teki cezaevinden tahliye edilen 49 yaşındaki Safi el-Yasin, "Mutluluğum tarif edilemez" dedi.
El-Yasin, tutuklanmadan önce Suriye'nin kuzeybatısındaki bir sahil kenti olan Baniyas'ta balıkçı tekneleri yapan bir demirciydi.
Serbest bırakılmadan önce, 2011 yılında Suriye devriminin başlangıcında ülkeyi saran gösterilerden birine katıldığı için aldığı 31 yıllık hapis cezasının neredeyse yarısını tamamladığını söylüyor.
Sonraki 14 yıl boyunca Suriye'nin geniş hapishane sisteminin çeşitli yerlerinde "ağır fiziksel ve yıllarca süren psikolojik işkenceye" maruz kaldığını söyledi.
AYNI HÜCREDE KALDIĞI AKRABASINI DÖVMESİNDEN TANIDI
2017'de "terörizme fon sağlamak" suçundan tutuklanan Suriyeli Mahir, El Cezire'ye verdiği demeçte "insan olduğunu unuttuğunu" söyledi ve şöyle devam etti:
"İşkencenin şiddeti ve bir hayvanın bile dayanamayacağı vahşi yöntemler nedeniyle her dakika ölüme yaklaşıyormuşum gibi hissediyordum."
Mahir, tutuklu bulunduğu hücreye daha sonra getirilen kayınbiraderi Ayman'ın gördüğü işknecler nedeniyle tanınmaz halde olduğunu ve onu bir hücrede kaldıktan aylar sonra kolundaki dövmeden tanıdığını belirtti. Ardından Mahir'in işkenceler nedeniyle aklını kaybettiğini sözlerine ekledi.