Terör İsrail'in saldırılarından kaçan Filistinlilerin sığınağı "hapishane" oldu
7 Ekim tarihinden itibaren Gazze'yi abluka altına alarak soykırım gerçekleştiren İsrail ordusunun, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentinin doğusundaki bölgelere düzenlediği saldırılar sonucu evlerini terk eden Filistinliler hapishaneye sığınmak zorunda kaldı.
İsrail'in yaklaşık 10 ay önce Gazze saldırılarının başlamasıyla mahkumların tahliye edildiği Han Yunus'taki Asda Hapishanesi, son 4 gündür yoğun saldırı altındaki Han Yunus kentindeki Filistinlilerin sığınağı oldu.
Filistinliler, güvenli olmamasına ve yaşam için gerekli temel ihtiyaçların bulunmamasına rağmen, saldırılardan ve çatışmalardan zarar gören binaya yerleşmek zorunda kaldı.
TORUNLARI GÖÇ YOLUNDA YETİM KALDI
Maan bölgesinden göç ederek hapishaneye sığınan Filistinlilerden Nezire er-Rakab, "Üzerimize top mermileri ve kurşunlar yağarken evlerimizi terk ettik. Bunlardan biri üzerimize düştü, oğullarımdan biri ve 2 gelinim öldü. Bir diğer oğlum ise ağır yaralandı ve yoğun bakıma alındı. Asda Merkezi Hapishanesine sığınmak zorunda kaldık. Güvenli olmasa da başımızı sokacak başka alternatifimiz yok." dedi.
Yanlarına hiçbir şey almadan evlerini terk etmek zorunda kaldıklarını aktaran Rakab, yatacak yatak ve giyecek giysileri olmadığını, başlangıçta hiçbir şeyleri olmadığından yerde uyumak zorunda kaldıklarını dile getirdi.
Evden çıktıklarında nereye gideceklerini bilemediklerini söyleyen Rakab, "Bir de baktık ki hapishaneye gelmişiz. Anneleri ve babaları ölen çocuklarımızı korumak için buraya sığınmak zorunda kaldık. Nereye gidelim, bu çocukların günahı ne, neden annesiz babasız kaldılar? 7 aylık kardeşi annesinin kucağında öldü. Güvenli bir yer yok, bu hapishane de güvenli değil." ifadesini kullandı.
Rakab, çocuklarından geriye 4 yetim torun ve büyük bir yük kaldığını dile getirdi.
KENDİLERİNİ MAHKUM GİBİ HİSSEDİYORLAR
Ummu Abdullah Ebu Mustafa da Han Yunus'un en doğu ucundan batısındaki Asda Hapishanesine göç ettiklerini söyledi.
Ailesiyle birlikte 4 saat kesintisiz yürüdüklerini ve İsrail'in yoğun saldırıları nedeniyle yanlarına hiçbir ev eşyası alamadıklarını kaydeden Ebu Mustafa, "Güvenli bir yer olmamasına rağmen buraya sığındık. İlk defa bir hapishane görüyoruz. Ailem ve ben bir gün hapishaneye gireceğimizi hiç düşünmezdik. Hapishane karanlık ve yaşamaya elverişli değil. İnsan içinde kendini gerçek bir mahkum gibi hissediyor." dedi.
İçinde bulundukları şartların zor ve acı verici olduğunu anlatan Ebu Mustafa, şöyle devam etti:
"Burada su bulunmadığı için dışarıdan su satın almak zorunda kalıyoruz, gaz olmadığı için de yine dışarıdan odun ve karton gibi ateş yakmaya yarayacak malzeme topluyoruz. 10 aydır savaş devam ediyor, artık malzeme de kalmadı, her şey çok pahalılaştı. Bir bağ odun 10 şekel ise bugün 100 şekel oldu."
Ebu Mustafa, doğudan batıya doğru hastaneden hapishaneye göç ettiklerini, bundan sonra ise en batıdaki denize doğru gitmekten başka çareleri olmadığını söyleyerek içinde bulundukları trajik durumu ifade etmeye çalıştı.
YOLDA ÖLEN VE YARALANANLAR OLDU
Bir diğer Filistinli kadın ise İsrail'in saldırıları altında evden çıktıklarını ve nereye gideceklerini bilemedikleri için hapishaneye sığındıklarını ancak eşyaları olmadığı için yerde uyuduklarını söyledi.
Filistinli kadın, göç yolundaki saldırılarda çocukların yetim kaldığını, ölen ve yaralananların yollarda, kaldırımlarda kaldığını anlattı.