ABD yaptırımlarının merkezindeki ülke: İran! Yaptırımlar işe yarıyor mu?
Orta Doğu ve Asya'nın en büyük bölgesel güçlerinden biri olan İran, uzun yıllardır ABD'nin yaptırımlarına maruz kalıyor. Ekonomisi büyük sarsıntılar yaşasa da, Tahran yönetimi, ABD'nin karşı olduğu nükleer programını geliştirmekten vazgeçmiyor. Peki yıllardır süren bu yaptırımlara rağmen, İran ekonomisi bugüne kadar nasıl ayakta kalabildi?
İran sahip olduğu doğalgaz ve petrol rezervleri nedeniyle Asya'da ve Orta Doğu'da önemli bir ülke konumunda. Ancak bu kaynaklarından istediği verimi alamıyor. Zira ülke uzun yıllardır başta Amerika Birleşik Devletleri tarafından olmak üzere ekonomik ambargo altında.
Orta Doğu'da önemli değişikliklere neden olan 1979 İran devriminden sonra, ABD-İran ilişkileri 44 yıl önce ABD'nin Tahran Büyükelçiliğinin basılmasıyla bozulmaya başladı. Ülkeye karşı ilk yaptırımlar baş gösterdi. Ancak ülke ekonomisini derinden etkileyecek olan yaptırımlar 2006 yılında Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad döneminde başladı.
Ahmedinecad, o dönemde yaptırımları "boş bir kâğıt parçası" olarak tanımlasa da yaptırımların ülke ekonomisine faturası ağır oldu. Enflasyon fırladı, ülke parası sert değer kaybetti, ekonomi yavaşladı. Ancak yaptırımlardan en çok etkilenen İran halkı oldu.
Batılı ülkelerin İran'a karşı yaptırım uygulamasındaki başlıca neden ise Tahran yönetimin nükleer çalışmaları. İran'ın nükleer tesislerde atom bombası üretmeye çalıştığı iddia edilse de Tahran yönetimi, nükleer faaliyetlerinin barışçıl olduğunu söylüyor.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı İran'ın çalışmalarının "barışçıl faaliyetler" olduğunu teyit etse de bu bazı batı ülkelerinin kaygılarını sona erdirmeye yetmedi. ABD her fırsatta İran nükleer çalışmalarının bölgeye, uluslararası güven ve barışa tehlike oluşturacağı iddiasında bulunuyor.
Ancak tüm bu yaptırımlara rağmen İran nükleer programını sonlandırmadı. İlerletmeye devam etti. Bu nedenle yaptırımların da sonu gelmedi. Peki İran tüm bu yaptırımlara rağmen ayakta kalmayı nasıl başardı? Uzmanlara göre ABD ile iş birliği yapamayan İran, Rusya, Çin, Hindistan gibi diğer büyük ekonomilerle anlaştı. Alternatif ödeme şekilleri oluşturdu.
Ancak Peterson Enstitüsü Uluslararası Ekonomi Kürsüsü'nün yaptığı çalışmaya göre 1970'ten 1997 yılına kadar uygulanan yaptırımların sadece yüzde 13'ü hedeflenen sonuca ulaştı. Bu süre içinde uygulanan bu yaptırımlardan dolayı ABD ekonomisi her yıl 15 ile 19 milyar dolar kazançtan oldu.