AB'nin gaz krizine karşı aldığı karar Avrupa ülkelerini isyan ettirdi! AB'ye tek tek enerji krizi tepkisi
Rusya-Ukrayna savaşı sonrası Putin ve ülkesine karşı uygulanan yaptırım kararları sonrası gaz kesme hamlesi gelmişti. Rusya'nın gazı azaltması Avrupa'da enerji krizine yol açtı. AB'nin gaz tasarrufu kararı Avrupa ülkelerinin tepkisine neden oldu.
Polonya, temmuzda Avrupa Birliği tarafından doğal gaz tüketiminin azaltılmasına yönelik yapılan düzenlemenin oy birliğiyle kabul edilmediği gerekçesiyle Avrupa Adalet Divanına şikayette bulundu.
Polonya Adalet Bakan Yardımcısı Sebastian Kaleta, söz konusu yönetmeliğin anlaşmalara aykırı olduğunu belirterek, "Oy birliği prosedürüne tabi tutulmadı." ifadesini kullandı.
Anlaşmalarda açıkça belirtilmesine rağmen Polonya'nın veto hakkının engellendiğini öne süren Kaleta, "Bu çok önemli çünkü birkaç yıldır enerji alanında yeni çözümler getiren AB, Polonya'yı veto hakkını kullanma olasılığından yoksun bırakıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Kaleta, AB'nin enerji sepetini şekillendirme yetkinliğini tamamen devralmak için enerji krizinden yararlanmaya çalıştığını iddia etti.
AB, temmuzda aldığı kararla Rusya'dan doğal gaz akışının kesintiye uğraması ihtimaline karşı hazırladığı acil durum planı kapsamında, bütün üye ülkelerden gaz tüketimlerini yüzde 15 azaltmasını talep etmişti.
İLK TEPKİ MACARİSTAN'DAN
Macaristan Dışişleri ve Dış Ekonomik İlişkiler Bakanı Peter Szijjarto, Avrupa Komisyonu'nun önerisini en çok eleştiren batılı liderlerden biri.
Önerinin, hiçbir ayrıntı içermediği için pratikte gerçekçi olmadığını söyleyen Szijjarto Avrupalı liderlerin öncelikle 'insanları iletişimsel eylemlerle' kandırmaması gerektiğini, bunun yerine enerji sektöründeki gerçek durumu açıkça anlatmalarını tavsiye etti. Ayrıca Szijjarto, Enerji krizinin, yaptırım uygulanan Rusya'da değil, bu yaptırımları uygulayan ülkelerde yaşanmasını 'düşündürücü' olarak nitelendirdi.
Mevcut durumda Macaristan, gelecek aydan itibaren herhangi bir gazın sınırlarından çıkmasına izin verme niyetinde olmadığını da açıkça belirtti.
İSPANYA KARŞI ÇIKTI
İspanya, günde ortalama 22.9 milyar metreküp gaz tüketirken, Brüksel tarafından belirlenen sınırla birlikte bu rakamın 3.4 milyar metreküp azaltılması isteniyor.
İspanya'nın Ekolojik Geçiş Bakanı Teresa Ribera, Avrupa Komisyonu'na gönderdiği açık mektupta, ülkelerin 'görüş bildirmesine izin verilmeyen ve dayatılan bir konuda haksızca fedakarlık yapmayı' kabul etmeyeceklerini açıkladı. 'Ne olursa olsun', İspanyol ailelerini gaz veya elektrik kesintilerine maruz bırakmayacaklarını belirten Ribera, Avrupa Konseyi'nin kararının aceleyle çıkarıldığını ve adil olmadığını vurguladı.
Almanya gibi enerji krizini daha çok yaşayan ülkeler için de şikayette bulunan Ribera, "Diğer ülkelerden farklı olarak, biz İspanyollar enerji açısından imkanlarımızın ötesinde yaşamadık. Ülkemiz ödevini çeşitlendirilmiş enerji açısından yaptı. Bunu diğer Avrupalı ülkelerden daha yüksek bir bedel ödeyerek yapmak zorunda kaldı" ifadelerini kullanarak, birlik ülkeleri arasındaki 'dengesizliğin' altını çizdi.
PORTEKİZ DE İSYANDA
Portekiz Enerji Bakanı Joao Galamba da İspanyol meslektaşı ile aynı fikirde olduğunu beyan edenler safında yer aldı.
Galamba, "Portekiz her zaman daha pahalı gaz satın almak zorunda kaldığı için yıllarca dezavantajlı durumdaydı" ifadelerini kullanarak AB ülkeleri arasında eşit standartlar olmadığına dikkat çekti. Ardından Galamba, açıkça Almanya'ya atıfta bulunarak, 'Portekiz'den tasarruf edilen gazın başka ülkelerin açıklarını kapatmak için kullanılamayacağına' vurgu yaptı.
AVRUPA'DA SESLER YÜKSELİYOR
AB'nin, 'Güvenli Bir Kış için Gazdan Tasarruf Et' planında olduğu gibi mevcut karar ve tutumu, bünyesindeki ülkelerin tepkisini topluyor. Lüksemburg Dışişleri Bakanı Claude Turmes, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, karara muhalefet eden tek ülkenin Macaristan olduğunu söylese de komisyonun 'buyrukları ve şartlarına' bir çok ülke ekonomik sebepler nedeniyle karşı çıktı.
Birliğin Güney kanadını oluşturan Portekiz, İspanya, Güney Kıbrıs, İtalya, Malta ve Yunanistan, AB devletlerinin 'farklı denklemleri' göz önüne alındığında geniş kapsamlı tek bir hedefin adil olmadığını savundu.
Komisyona karşı çıkan ülkeler, Almanya ekonomisinin devamlılığının sağlanması adına diğer ülkelerin fedakarlık yapmaya zorlandığı görüşünde.
Öte yandan Almanya Şansölye Yardımcısı Robert Habeck 21 Temmuz'da yaptığı açıklamasında 'aynı gemiye binmek istemeyen' ülkeleri eleştirerek, "Gaz indirimlerinden doğrudan etkilenmeyen ülkelerin diğer ülkelere yardım etmesi gerek. Aksi takdirde, Avrupa dayanışması da dahil hiçbir şey olmazdı" ifadelerini kullandı. Birliğin güney ülkelerinde ise hala 'memnuniyetsizlik' sürüyor.