Trabzon'da cuma namazı saat kaçta? Diyanet Trabzon Cuma saati 15 Şubat!
Cuma namazı için artık çok kısa bir süre kaldı. Yurdun dört bir yanında Cuma namazı için son hazırlıklar yapılıyor. Yüzbinlerce Müslüman Cuma namazına geç kalmamak için son kez bulunduğu ilin Cuma saatini kontrol ediyor. Onlardan biri de Karadeniz'in incisi Trabzon. Peki, Trabzon'da cuma namazı saat kaçta? İşte Diyanet Trabzon Cuma saati 15 Şubat!
Hayırlı Cumalar! Faziletlerle dolu bir Cuma günü daha geldi. Dünya üzerindeki milyonlarca Müslüman camilere akın edecek. Ülkemizde de 81 ilde Cuma namazı için camiler dolup taşacak. Allah'ın ayetler ile önemini belirttiği Cuma namazına geç kalmak istemeyen Müminler son kez saatlerini kontrol ediyor. Bulundukları il ve ilçede Cuma namazı saatini merak edenler, "Cuma namazı saat kaçta?" aramasını yoğun şekilde yapıyor. Trabzon'da da Cuma namazı saati araştırılıyor. Peki, Trabzon'da cuma namazı saat kaçta? İşte Diyanet Trabzon Cuma saati 15 Şubat!
TRABZON'DA CUMA NAMAZI SAAT KAÇTA KILINACAK?
Diyanet İşleri Başkanlığı internet sitesi üzerinden tüm il ve ilçelere ait namaz vakti bilgilerini paylaşıyor. Sitede yer alan bilgilere göre; Trabzon'da Cuma namazı 12.40'ta kılınacak. Aşağıdaki bağlantı aracılığı ile Trabzon'un ilçelerindeki Cuma namazı saatini de öğrenebilirsiniz. Öte yandan tabloda haftalık Cuma namazı vakitleri yer almaktadır.
TRABZON'UN İLÇELERİNDE CUMA NAMAZI SAATİ İÇİN TIKLAYINIZ!
CUMA SÛRESİ MEALİ VE ANLAMI
Bismillâhirrahmânirrahîm
1.Göklerdeki ve yerdeki her şey, mülkün sahibi, mukaddes, mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah'ı tespih eder.
2. O, ümmîlere, içlerinden, kendilerine âyetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara kitabı ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderendir. Hâlbuki onlar, bundan önce apaçık bir sapıklık içinde idiler.
3.(Allah, o peygamberi) onlardan henüz kendilerine katılmayan başkalarına da göndermiştir. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
4.İşte bu, Allah'ın lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah, büyük lütuf sahibidir.
5.Tevrat'la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerle kitap taşıyan eşeğin durumu gibidir. Allah'ın âyetlerini inkâr eden topluluğun hâli ne kötüdür! Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.
6.De ki: "Ey Yahudi akidesini benimseyenler! Bütün insanlar değil de, yalnız kendinizin Allah'ın dostları olduğunu iddia ediyorsanız, (bunda da) samimi iseniz haydi ölümü isteyin!"
7.Ama onlar, daha evvel yaptıklarından dolayı asla ölümü istemezler. Allah, zalimleri hakkıyla bilir.
8.De ki: "Sizin kendisinden kaçıp durduğunuz ölüm var ya, o mutlaka size ulaşacaktır. Sonra gaybı da, görünen âlemi de bilen Allah'a döndürüleceksiniz de, O size yapmakta olduklarınızı haber verecektir."
9.Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah'ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır.
10.Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah'ı çok zikredin ki kurtuluşa eresiniz.
11.(Durum böyle iken) onlar bir ticaret veya bir oyun eğlence gördükleri zaman hemen dağılıp ona koştular ve seni ayakta bıraktılar.De ki: "Allah'ın yanında bulunan, eğlence ve ticaretten daha hayırlıdır. Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır."
CUMA HUTBESİ 15 ŞUBAT
Muhterem Müslümanlar!
İnsanoğlu, doğumundan ölümüne kadar sevgiye, şefkate ve yarenliğe ihtiyaç duyar. Hayatı boyunca manevi boşluklarına ve ruhsal sarsıntılarına merhem olacak bir dost arar. İnsanı dünyada ve ahirette huzura kavuşturacak olan yegâne destek Rabbimizin merhametidir. Nitekim Allah Teâlâ, yarattığı insana şah damarından daha yakındır. Dua ettiğinde ona icabet edendir. Onu akıl, gönül, şuur ve vicdanla donatan, meşakkatler içinde asla yalnız bırakmayandır. Çaresiz kaldığını düşünen insana Sevgili Peygamberimizin örnekliğinde çıkış kapıları bahşedendir.
Kıymetli Müminler!
Hayatın her dönemi kendine has nimetleri ve külfetleri ile beraber yaşanır. Çocukluk, gençlik, yetişkinlik ve yaşlılık yılları kimi zaman güzel hatıralarla, kimi zaman da sıkıntı ve üzüntüler içerisinde geçer. Hayatta karşılaştığımız imtihanlara göğüs germek ve çözüm bulmak öncelikle selim bir kalbe sahip olmakla mümkündür. Kalb-i selim, Allah'a teslim olmakla huzur bulan kalptir. Mümin, kalbini imanla besler. Maneviyatını güçlü tutar. Enerjisini ibadetten alır. Gönül doktoru olan Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), kalbte karar bulan maneviyatın önemini şöyle anlatmıştır: "Dikkat edin! Vücutta öyle bir et parçası vardır ki, o iyi, doğru ve düzgün olursa bütün vücut iyi, doğru ve düzgün olur; o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O kalptir."
Değerli Müslümanlar!
Allah'ın eşsiz rahmeti ve koruması altında olduğuna ve onun her an kendisini görüp duyduğuna inanan insan yalnız ve kimsesiz kalma korkusu yaşamaz. Hayatı yaşanılır kılmada, zorlukları aşmada, iyilikleri çoğaltmada imandan ve maneviyattan güç alır. Manevi dünyasını sağlıklı yollarla besledikçe gerilim ve çatışmadan uzaklaşır. Huzura kavuşur, ümidi artar. Zira yüce dinimizin bize öğrettiğine göre, insanın maddi ihtiyaçları kadar manevi ihtiyaçları da vardır. Maneviyat, hayatın doğal bir parçasıdır. Umut, sabır ve hoşgörü kaynağıdır.
Aziz Müslümanlar!
Günümüzde iletişim imkânları artsa da maalesef insanoğlu yalnızlaşmıştır. Aile bağları zayıflamış, akrabalık ilişkileri canlılığını yitirmiştir. İsraf ve gösterişe dayalı tüketim kültürü, ruhen ve bedenen insanlığı tükenmenin eşiğine getirmiştir. İşte böyle bir zamanda her yaştan insan için manevi destek ve rehberlik vazgeçilmez bir ihtiyaçtır. Manevi destek; zor günlerden geçen, ayakta kalmak için yardıma ihtiyacı olan kişilere azim aşılar. Şiddete ve zulme dur diyerek merhameti yayar. Acı ve kederle başa çıkmada, bağımlılıktan kurtulmada umut olur.
Muhterem Müminler!
Cenâb-ı Hak, bir âyet-i kerimede şöyle buyurmaktadır: "Ey iman edenler! Hayat verecek şeylere sizi çağırdığında Allah ve Resûlü'nün davetine gönülden uyun ve bilin ki, şüphesiz Allah kişi ile kalbinin arasına girer. Yine bilin ki, O'nun huzurunda toplanacaksınız."
Hayat veren İslam ile toplumu aydınlatma vazifesini günümüzde hademe-i hayrat olan din görevlilerimiz üstlenmiştir. Onlar, sahih dini bilgi ve geleneğimizin köklü tecrübesi ile gece gündüz topluma hizmet etmektedir. Camiler ve Kur'an kursları başta olmak üzere hastaneler, ceza infaz kurumları, huzurevleri, sağlık kurumları ve öğrenci yurtları gibi hayatın her alanında milletimize manevi danışmanlık ve rehberlik yapmaktadır.
Aziz Müminler!
İmtihan dünyasında bunalan insan için hayatı anlamlı kılacak yegane kurtuluş, özüne dönmesi, hakikati araması ve maneviyatını canlı tutmasıdır. Unutmayalım ki yorulan gönüller, imanla ve muhabbetle tazelenir. Aşınan değerler vicdanla onarılır. Savrulan hayatlar, manevi destek ve rehberlikle istikrara kavuşur.
Hutbemi Cenâb-ı Hakk'ın Sevgili Peygamberimiz'e ve O'nun şahsında bütün insanlığa iç huzuru olarak bahşettiği İnşirah Suresinin meâliyle sonlandırıyorum: "Ey Muhammed! Senin göğsünü açıp genişletmedik mi? Belini büken yükünü üzerinden kaldırmadık mı? Senin şanını yüceltmedik mi? Elbette zorluğun yanında nice kolaylıklar vardır. Gerçekten, zorlukla beraber nice kolaylıklar vardır. Öyleyse, bir işi bitirince hemen diğerine koyul. Ve yalnız Rabbine yönel."