İstanbul Cuma namazı saati kaçta? İstanbul ilçeleri Cuma saatleri!
İstanbul'da Cuma namazı için dakikalar kaldı. Müminler sabahın erken saatlerinden itibaren "Cuma duaları, Cuma hadisleri, Cuma ayetleri" gibi birçok konuda araştırmalarda bulundu. Cuma için son hazırlıklarını yapan Müslümanlar son kez saatlerini kontrol ediyor. İstanbul cuma namazı saati binlerce kişi tarafından aranıyor. Peki, İstanbul Cuma namazı saati kaçta? İşte İstanbul ilçeleri Cuma saatleri!
Hayırlı Cumalar... İslam alemi bir Cuma gününe daha erişmenin sevincini yaşarken, Cuma namazı yurdun doğu illerinde kılınmaya başlandı. Cuma namazını eda etmeye hazırlanan Müslümanlar, camiye geç kalmak istemiyor. Cuma namazı saati özellikle İstanbul'da yoğun şekilde araştırılıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı her şehrin vakit namazı saatlerini sitesindeki özel alandan bildiriyor. İllerin ilçelerinde de namaz vakitleri birkaç dakika fark edebiliyor. Bu nedenle ilçe bilgileri de sistemde yer alıyor. Peki, İstanbul Cuma namazı saati kaçta? İşte İstanbul ilçeleri Cuma saatleri...
İSTANBUL CUMA NAMAZI SAATİ KAÇTA?
İstanbul Cuma namazı saati, Diyanet'in sitesinde yer alan vakit namazları bölümündeki bilgiye göre; 13.23'tür. İstanbul iki kıtanın üzerinde bulunduğu için Anadolu ve Avrupa'daki ilçelerde ezan saatleri birkaç dakika fark edebilir. Bu nedenle sizler için ilçe ilçe namaz saatlerini hazırladık. İşte İstanbul ilçeleri Cuma saatleri...
ARNAVUTKÖY CUMA SAATİ: 13.24
AVCILAR CUMA SAATİ: 13.24
BAŞAKŞEHİR CUMA SAATİ: 13.24
BEYLİKDÜZÜ CUMA SAATİ: 13.25
BÜYÜKÇEKMECE CUMA SAATİ: 13.25
ÇATALCA CUMA SAATİ: 13.25
ÇEKMEKÖY CUMA SAATİ: 13.22
ESENYURT CUMA SAATİ: 13.24
KARTAL CUMA SAATİ: 13.22
KÜÇÜKÇEKMECE CUMA SAATİ: 13.24
MALTEPE CUMA SAATİ: 13.23
PENDİK CUMA SAATİ: 13.22
SANCAKTEPE CUMA SAATİ: 13.22
ŞİLE CUMA SAATİ: 13.21
SİLİVRİ CUMA SAATİ: 13.26
SULTANBEYLİ CUMA SAATİ: 13.22
SULTANGAZİ CUMA SAATİ: 13.24
TUZLA CUMA SAATİ: 13.22
CUMA HUTBESİ 15 ŞUBAT
Muhterem Müslümanlar!
İnsanoğlu, doğumundan ölümüne kadar sevgiye, şefkate ve yarenliğe ihtiyaç duyar. Hayatı boyunca manevi boşluklarına ve ruhsal sarsıntılarına merhem olacak bir dost arar. İnsanı dünyada ve ahirette huzura kavuşturacak olan yegâne destek Rabbimizin merhametidir. Nitekim Allah Teâlâ, yarattığı insana şah damarından daha yakındır. Dua ettiğinde ona icabet edendir. Onu akıl, gönül, şuur ve vicdanla donatan, meşakkatler içinde asla yalnız bırakmayandır. Çaresiz kaldığını düşünen insana Sevgili Peygamberimizin örnekliğinde çıkış kapıları bahşedendir.
Kıymetli Müminler!
Hayatın her dönemi kendine has nimetleri ve külfetleri ile beraber yaşanır. Çocukluk, gençlik, yetişkinlik ve yaşlılık yılları kimi zaman güzel hatıralarla, kimi zaman da sıkıntı ve üzüntüler içerisinde geçer. Hayatta karşılaştığımız imtihanlara göğüs germek ve çözüm bulmak öncelikle selim bir kalbe sahip olmakla mümkündür. Kalb-i selim, Allah'a teslim olmakla huzur bulan kalptir. Mümin, kalbini imanla besler. Maneviyatını güçlü tutar. Enerjisini ibadetten alır. Gönül doktoru olan Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), kalbte karar bulan maneviyatın önemini şöyle anlatmıştır: "Dikkat edin! Vücutta öyle bir et parçası vardır ki, o iyi, doğru ve düzgün olursa bütün vücut iyi, doğru ve düzgün olur; o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O kalptir."
Değerli Müslümanlar!
Allah'ın eşsiz rahmeti ve koruması altında olduğuna ve onun her an kendisini görüp duyduğuna inanan insan yalnız ve kimsesiz kalma korkusu yaşamaz. Hayatı yaşanılır kılmada, zorlukları aşmada, iyilikleri çoğaltmada imandan ve maneviyattan güç alır. Manevi dünyasını sağlıklı yollarla besledikçe gerilim ve çatışmadan uzaklaşır. Huzura kavuşur, ümidi artar. Zira yüce dinimizin bize öğrettiğine göre, insanın maddi ihtiyaçları kadar manevi ihtiyaçları da vardır. Maneviyat, hayatın doğal bir parçasıdır. Umut, sabır ve hoşgörü kaynağıdır.
Aziz Müslümanlar!
Günümüzde iletişim imkânları artsa da maalesef insanoğlu yalnızlaşmıştır. Aile bağları zayıflamış, akrabalık ilişkileri canlılığını yitirmiştir. İsraf ve gösterişe dayalı tüketim kültürü, ruhen ve bedenen insanlığı tükenmenin eşiğine getirmiştir. İşte böyle bir zamanda her yaştan insan için manevi destek ve rehberlik vazgeçilmez bir ihtiyaçtır. Manevi destek; zor günlerden geçen, ayakta kalmak için yardıma ihtiyacı olan kişilere azim aşılar. Şiddete ve zulme dur diyerek merhameti yayar. Acı ve kederle başa çıkmada, bağımlılıktan kurtulmada umut olur.
Muhterem Müminler!
Cenâb-ı Hak, bir âyet-i kerimede şöyle buyurmaktadır: "Ey iman edenler! Hayat verecek şeylere sizi çağırdığında Allah ve Resûlü'nün davetine gönülden uyun ve bilin ki, şüphesiz Allah kişi ile kalbinin arasına girer. Yine bilin ki, O'nun huzurunda toplanacaksınız."
Hayat veren İslam ile toplumu aydınlatma vazifesini günümüzde hademe-i hayrat olan din görevlilerimiz üstlenmiştir. Onlar, sahih dini bilgi ve geleneğimizin köklü tecrübesi ile gece gündüz topluma hizmet etmektedir. Camiler ve Kur'an kursları başta olmak üzere hastaneler, ceza infaz kurumları, huzurevleri, sağlık kurumları ve öğrenci yurtları gibi hayatın her alanında milletimize manevi danışmanlık ve rehberlik yapmaktadır.
Aziz Müminler!
İmtihan dünyasında bunalan insan için hayatı anlamlı kılacak yegane kurtuluş, özüne dönmesi, hakikati araması ve maneviyatını canlı tutmasıdır. Unutmayalım ki yorulan gönüller, imanla ve muhabbetle tazelenir. Aşınan değerler vicdanla onarılır. Savrulan hayatlar, manevi destek ve rehberlikle istikrara kavuşur.
Hutbemi Cenâb-ı Hakk'ın Sevgili Peygamberimiz'e ve O'nun şahsında bütün insanlığa iç huzuru olarak bahşettiği İnşirah Suresinin meâliyle sonlandırıyorum: "Ey Muhammed! Senin göğsünü açıp genişletmedik mi? Belini büken yükünü üzerinden kaldırmadık mı? Senin şanını yüceltmedik mi? Elbette zorluğun yanında nice kolaylıklar vardır. Gerçekten, zorlukla beraber nice kolaylıklar vardır. Öyleyse, bir işi bitirince hemen diğerine koyul. Ve yalnız Rabbine yönel."