Özgür Özel’in çağrısının ardından sokaklar karıştı! "Sokak" provokasyonları ile ne amaçlanıyor? İşte geçmişten bugüne senaryolar

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da aralarında bulunduğu 106 şüpheli, terör ve yolsuzluk soruşturması kapsamında gözaltına alındı. CHP’nin sokak çağrıları sonrası güvenlik güçleri alarma geçti. Provokasyonlarla ne amaçlanıyor? Sokak olayları üzerinden siyaseti dizayn etme girişimleri mi devrede? A Haber Analiz Haber ile geçmişten bugüne sokak provokasyonlarını ve perde arkasını mercek altına aldı. İşte detaylar...
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik başlatılan terör ve yolsuzluk soruşturması kapsamında, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun da aralarında bulunduğu 106 şüpheli gözaltına alındı. Bu gelişmenin ardından CHP ve bazı marjinal gruplardan peş peşe sokak çağrıları geldi. Emniyet birimleri, olası provokasyonlara karşı teyakkuz durumuna geçti. Peki, CHP neden sokak çağrıları yapıyor? Geçmişte benzer süreçlerde nasıl provokasyonlar sahnelendi? İşte detaylar...
TERÖR VE YOLSUZLUK SORUŞTURMASINDA 106 GÖZALTI
İBB'ye yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, hem yolsuzluk hem de terör suçlamaları nedeniyle 106 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi. Şüpheliler arasında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da bulunuyor.
Ancak bu sürecin hukuki yönü kadar, siyasi ve toplumsal yankıları da dikkat çekici. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve bazı marjinal gruplar, soruşturmayı "sivil darbe" olarak nitelendirerek, sokak çağrılarında bulundu. Bu çağrılar, siyasi gerilimi tırmandırma ve sokakları karıştırma girişimi olarak değerlendiriliyor.
(ahaber.com.tr ekran görüntüsü)
TÜRKİYE TARİHİNDE "SOKAK PROVOKASYONLARI"
Türkiye, kontrollü kaos stratejileriyle şekillendirilmeye çalışılan birçok darbe ve toplumsal olay sürecini daha önce yaşadı.
27 Mayıs 1960 Darbesi öncesinde, üniversitelerde kışkırtılan öğrenci olayları, sokaklara taşınarak askeri müdahale için zemin hazırladı.
12 Mart 1971 Muhtırası sürecinde de solcu ve sağcı gruplar arasındaki çatışmalar tırmandırılarak anarşi ortamı yaratıldı.
12 Eylül 1980 Darbesi, artan terör olayları ve sokak çatışmaları bahane edilerek gerçekleştirildi.
28 Şubat 1997 süreci, medya ve psikolojik harp yöntemleriyle desteklenen bir postmodern darbe olarak tarihe geçti.
Gezi Parkı eylemleri (2013), kontrollü sokak provokasyonlarının en güncel örneklerinden biri olarak öne çıktı.
Bugün yaşanan gelişmeler, geçmişteki benzer olaylarla büyük paralellik taşıyor. CHP'nin ve bazı grupların sokakları hareketlendirme çabaları, Türkiye'nin huzur ve güvenliğini hedef alan bir girişim olarak değerlendiriliyor.
TOPLUMUN BİLİNÇLİ OLMASI HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR
Geçmişten ders alarak, halkın sokak provokasyonlarına karşı bilinçli olması ve demokratik süreçleri koruması büyük önem taşıyor. Yargı sürecinin siyasi manipülasyonlardan bağımsız ilerlemesi ve ülkenin istikrarsızlığa sürüklenmemesi için sağduyulu hareket edilmesi gerekiyor.
