Yunanistan'ın yayılmacı politikası! Atina Ege'de neden silahlanıyor?
Uluslararası anlaşmalarla alınan kararları hiçe sayarak, silahsızlandırılması kararlaştırılan Ege adalarında askeri varlık gösteren Yunanistan aslında bir asırdır provokasyonlarını sürdürüyor. Bizans hayaliyle, karasularını ve deniz yetki alanlarını uluslararası hukuka aykırı şekilde genişletmek isteyen Atina, dünden bugüne neleri hedef aldı?
1923 Lozan, 1947 Paris Antlaşmaları...
O kilit anlaşmalardan çıkan "silahsızlandırma" kararları. Yunanistan'ın, Türkiye'nin hemen yanı başındaki Ege adalarını silahlandırması neredeyse bir asırdır uluslarararası hukuka aykırı.
Fakat buna rağmen, bugün bile Yunanistan provokasyona kararlı.
Anlaşmalarla, pek çok adada kolluk kuvveti dışında silahlı kuvvet bulundurulması ve tahkimat yapılması
kısıtlandırıldı.
Paris Anlaşmasının 14'üncü maddesi açıkça "12 ada" olarak anılan adaların üzerinde ancak asayişi sağlayacak kadar kolluk kuvveti bulundurulabileceğini içeriyor.
Ege Denizi'nde ise, gayri askeri statü ve üç farklı kategoride, 23 ada var...
Fakat Yunanistan, yayılmacı hayallerini anlaşmaların önünde tuttuğundan bölgesel güvenliği hiçe saymaya devam ediyor.
Önce, 1936 yılında tek taraflı bir hamlele LOzan'da 3 deniz mili olarak bilinen karasularını 6 deniz miline çıkarttı Yunanistan.
1947 Paris Antlaşmasında 12 ada Yunanistan'a bırakıldı.
Fakat, bu iki adım da, yeterli olmadı.
1952'de, Yunanistan masada uluslararası hukuk çerçevesinde alınan kararları yıktı. Güney Ege'deki Leros Adası'na askeri havaalanı ve tesisler inşa etmeye başladı.
Ardından Limni ve Semadirek adalarını silahlandırdı.
Kıbrıs Barış Harekatı başarıya ulaşınca karasularını 12 deniz miline çıkartma kararı aldı.
Dünden, bugüne kuralları kendi eliyle bozan Atina, her defasında da Avrupa'ya Türkiye'yi şikayet etti.
İhlallerini, Türkiye'ye yönlendirerek dünya kamuoyunun algısını değiştirmeye çalıştı.
70'li yılların ardından 90'larda da Yunanistan hukuka aykırı silahlanmalarıyla gündeme geldi.
TBMM, Yunanistan'ın Ege'deki karasularını 12 mile çıkarma olasılığına karşı karar aldı. Böyle bir girişimin savaş nedeni olacağını açıkladı.
Yunanistan, Ege Denizi'ndeki satatüsü belli olmayan toprak parçalarının kendilerine ait olduğunu iddia etti.
Kendisinin de, Ankara'nın da NATO ülkesi olduğunu unutan Atina, yeni bir provokasyona imza attı.
Ortaya, meşhur Kardak krizi çıktı.
Türkiye, o dönem de ciddiyetini gösterdi.
Kayalıklara, Türk bayrağını çekerek Yunanistan'a bir kez daha hayallerinin gerçek olmayacağını hatırlattı.
Aradan geçen yıllar, defalarca yapılan hatırlatmalara rağmen Atina'nın tavrını değiştirmedi.
Atina'nın hedefi hala, Ege Denizi'nde karasuları ve buna bağlı olarak hava ve deniz yetki alanlarını genişletmek.
Türkiye ise provokatif söylemlere ve hukuksuz tavırlara karşı net duruşunu korumaya devam ediyor.