"Asırlardır değişik ırklara mensup çeşitli milletleri ve cemaatleri sömüren, ülkelerinde "güneş batmayan" müstemlekelerin ve müstamerelerin korkunç sahibi, Büyük Britanya İmparatorluğu'nda artık güneş kaybolmak ve çekilmek üzeredir. Güneş batacaktır ve sanırız ki artık akşamların ötesi de yıldızlı ve parlak olmayacaktır..."
Tarih 19 Nisan 1957…
'Arapgir Postası' adlı gazetede çok önemli tespit ve öngörülerle kaleme alınmış bir yazı, tam da bu günlerde İngiltere'de yaşananlara ve 'Büyük Britanya' siyasetinin geldiği noktaya ışık tutuyordu…
Fethi Gemuhluoğlu…
Yerli, milli ve modern aydın tipinin 90'larda ve 2000'lerde Türkiye'yi yönetmesi için zemin hazırlayan Gemuhluoğlu, küresel vizyonu ile 1957'de Afrika'nın geleceğini ön görüyor ve Britanya'nın akıbetini tarihi gerçeklikten yola çıkarak özetliyordu:
"Büyük Britanya İmparatorluğu'nun devamında prensiplerindeki riyâ, hikmeti hükûmet düsturundaki birbirine düşürme, fitne ve fesat bu ömrü daha da kısaltacak ve mev'ud âkibeti ta'cil edecektir…"
AB'den ayrılma kararı ile sonuçlanan referandum, İngiltere'yi yerinden oynattı…
Avrupa Birliği konusunda ortaya çıkan genç nüfus-yaşlı nüfus çatışması her gün yeni bir olayla karşımızda…
5 yeni Başbakan adayı, 5 farklı siyasi durum analiziyle İngiliz kamuoyunun karşısına çıkarken gelinen durum içler acısı…
AB liderleri İngiltere'nin geri dönüşü olmayan bir yola girdiği görüşünde… Britanya'dan ise "meclis referandumu geçersiz saysın" sesleri bile yükseldi…
Özetle 'Güçlü ve gizemli' Büyük Britanya yıllardır dünyanın farklı bölgelerinde oluşturduğu kaosa kendisi sürükleniyordu…
'Demokrasi' kisvesi altında dünyanın pek çok ülkesine operasyon yaptıran, liderler yıktıran, ekonomi dersi veren, siyasi dizayn planları hazırlayan bir ülke İngiltere…
Kuzey Amerika'da katliamlarla kurulan büyük koloniler…
Tarihinde sayısız katliamlar…
Mısır, Hindistan, Afrika ülkeleri, Filistin…
Osmanlı'yı bitirme planında öncü güç…
İstanbul'un işgali…
Anadolu'ya zulmü, işkencesi…
1921'lere gelindiğinde dünyanın yarısının, altında inim inim inlediği bir krallık…
Ve milyonlarca insanın ölümüne sebep olan kanlı bir emperyal güç…
İngiliz siyasetinin tarihsel akışına bakıldığında ortaya çıkan tabloyu, yine 1957'deki yazısında Fethi Gemuhluoğlu şöyle tarif ediyor…
"İngiliz siyaseti"nden bahsedilince aydın kişilerden, dağdaki çobanlara kadar insanoğlunun şuuruna hücum eden tedailer, halkların birbirlerine kanlı bıçaklı düşman olmaları için çevrilen entrikalar, sistemli muzır neşriyatlar, türlü sabotajlar ve hilelerdir. Dinî ihtilâfları ve mezhep ayrılıklarını tahrik etmek, menfaat oyunlarının cümlesini seferber kılmak, kabilelerden birini diğerlerinin başına belâ kılarak teslih etmek, uzaktan bir müddet seyirci kaldıktan sonra ve kardeşler birbirlerini helâk edince rahatça hakimiyet tesis etmek, onların yıllardır şeytanca bir ustalıkla tatbik ettikleri değişmez prensipleri arasındadır."
Gemuhluoğlu'nun bu tespitleri özellikle 1900'lü yıllardan bu yana sürekli kaşınan Ortadoğu'nun, günümüzdeki resmine de işaret ediyor…
Bölgenin barış ve istikrarına belki de en büyük darbelerden birini vuran Irak Savaşı'nda,
İsrail ve Filistin arasındaki ihtilaflarda,
Ortadoğu'daki silah tüccarlarının para akışında,
Ve nihayetinde mezhep çatışmasının körüklenmesindeki önemli silahlardan biri olan DAEŞ faktöründe,
Hep 'İngiliz aklı ve stratejisi'ne işaret edilmedi mi?
Asırlardır yürüttüğü 'soğukkanlı' hileleri, her coğrafyada İngiliz- sever odakları sinsice harmanlayarak büyütmesi, 'stratejik akıl' çerçevesinde darbelere, katliamlara zemin hazırlaması,
İngiltere'nin bugün düştüğü durumun bir diyeti midir?
Bilinmez…
Ancak; İngiltere'nin geleceği Gemuhluoğlu'nun öngörüsüne doğru bir çizgi izlemiyor mu?
"Güneş batacaktır ve sanırız ki artık akşamların ötesi de yıldızlı ve parlak olmayacaktır"